bilgievlerim
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


25 Kasım 2019 Pazartesi

ANNELİĞİN BAŞLANGICI











Baba spermasının anne rahminde yerleşmesinden itibaren kadının anneliği başlar. O andan itibaren kadının rahminde canlı bir varlık meydana gelmiş olup hızlı bir şekilde hareket ve tekamül eder. O çok küçük varlık, kamil bir insan şekline gelinceye kadar olağanüstü bir hızla gelişir ve büyür. İnsanın gerçek yaşı o andan başlar. Bilim adamlarından biri şöyle kaydediyor: "İnsan dünyaya geldiğinde yaşından dokuz ay geçmiştir ve bu ilk dokuz aylık zaman zarfında ömrünün sonuna kadar sahib olacağı eşsiz varlığının tayininde çok büyük rolü olan bir takım aşamalardan geçer.

Hamile kadın, o zamandan itibaren artık anne olmuştur ve rahminde gelişmekte olan çocuğa karşı sorumludur. Babaların nutfesi ve kromozomlarda bulunan özellikler genetik olarak çocuğa intikal ederek onun cismi ve ruhi kişiliğinin oluşumunda etki bıraksa da, bu yaşamakta olan varlığın geleceği büyük bir ölçüde annenin elindedir. Baba ve dedelerin kromozomları insanlık yumurtasıdır ve annenin rahmi çocuğun yetişme ortamıdır. Yetişme ortamı bir ferdin şahsiyetinin oluşmasında çok etkili olur.




AİLEVİ İHTİLAFLARDAN KAÇININ







Aile ocağı çocuğun yuvasıdır. Kendisini ona bağlı bilmekte ve ona güvenmektedir. Eğer baba ve anne samimi olurlarsa, yuvasını sağlam, sıcak ve sefalı bulur, rahat ve emniyette olduğunu hisseder. Böyle bir yuvada çok iyi yetişip kendi ruhi kabiliyetlerinden iyi bir sonuç elde edebilir. Baba ve annenin ihtilaf ve çekişmeleri ailedeki çocuklardan emniyet ve rahatlığı alır, o kolsuz ve kanatsız yavruları perişan ve mustarip eder. 

Baba ve anne sinirlenir ve tartışırken çaresiz çocukların ne halde olduklarından habersizler. Zavallılar korku ve hüzünden bir köşeye çekilir veya yuvadan kaçıp sokak ve caddelere sığınırlar. Çocukların yaşantılarının en acı hatıralarından biri de baba ve annenin kavga sahnelerini izlemeleridir. Öyle ki, genellikle ömürlerinin sonuna kadar o sahneleri unutamazlar ve o sahneler onların hassas ruhlarında çok kötü izler bırakır.



AMEL İLE TERBİYE EDİN DİLLE DEĞİL







Çoğu baba ve anneler terbiyeyi, nasihatı, emir ve nehiyle sınırlı bilmekteler ve sadece çocuklarla sohbet edip onlara karşı emir ve nehiyde bulundukları zaman onların terbiyesi ile meşgul olduklarını ve onlarla sohbet etmedikleri zaman, çocuk, terbiye almayı, yetişmeyi ve belirli bir kalıba girmeyi kenara bırakıp anne ve babanın ikinci emrini beklediğini sanıyorlar. 

Bu düşünceden dolayı küçük çocuğu terbiye edilmeye kabiliyeti olmayan biri telakki ederek, "Henüz çocuktur. Hiç bir şey anlamaz." derler ve terbiyeyi, çocuk erginlik çağına erişip iyiyle kötüyü ayırtettiği zamana bırakırlar. Halbuki bu, oldukça yanlış bir düşüncedir. 




EĞİTİCİLERİN DUYARLILIK VE YARDIMLAŞMALARI







Çocuk terbiyesi her anne ve babanın yapabileceği kolay ve basit bir iş değildir; aksine, çok zarif ve hassas bir iş olup kıldan ince yüzlerce noktası vardır. Eğiticinin işi çocuğun ruhu ile ilgili olduğu için ruh hakkında ilim, tecrübe ve bilgi birikimlerine sahip olmayan biri, iyi bir şekilde görevini yapmaz. 
Çocuk dünyası, başka bir dünya ve fikirleri, başka fikirlerdir. Büyüklerin düşünme tarzı ile mukayese edilmez düşüncelere sahiptirler. Çocuğun ruhu çok zarif ve hassas olup her türlü eserden boş ve her çeşit terbiyeyi kabul etmeye elverişlidir. O, henüz sabit bir kalıba girmemiş, ama, her çeşit kalıba girmeye elverişli küçük bir insandır. Çocuğun eğiticisi, insan ve özellikle çocuk bilir biri olmalıdır. 




ANNE VE BABANIN GÖREVLERİ






İslam'a göre anne ve baba çok büyük bir makama sahiptir. Allah Teâla, Peygamber ve Masum İmamlar'ımız onlarca ayet ve hadiste onlar hakkında çeşitli tavsiyelerde bulunmuşlardır. Onlara ihsanda bulunmak ve iyilik etmek en üstün ibadetlerden sayılmıştır. Örneğin; Allah Teâla İsra suresinin 25. ayetinde şöyle buyuruyor: 

"Rabbin, ondan başkasına ibadet etmemenizi ve anne ve babaya iyilikte bulunmanızı emretmiştir."
İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "Amellerin en üstünü üç şeydir: 1- Günlük beş vakit farz namazları fazilet vaktinde yerine getirmek. 2- Anne ve babaya ihsan ve iyilikte bulunmak. 3- Allah yolunda cihat etmek.





29 Şubat’ın Esrarı






29 Şubat’ın Esrarı

4 YILDA BİR GELEN 29 ŞUBAT’IN ESRARI

Türkiye’de, 29 şubatta doğan 25.000.324 vatandaş, dört yıl aradan sonra doğum günlerini kutlayabilecekler. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre, Türkiye’de kütüklere kayıtlı kişiler arasında 29.000.460 kişi, 29 Şubat’ta doğdu. Bunlar arasında hayatta olan 25000.324 kişi ise 4 yıl aradan sonra bu ay, tekrar doğum günlerini kutlayabilecek.

Dört yılda bir gelen 29 şubatta doğanlar arasında, Türkiye ve dünyaca tanınmış isimler de yer alıyor. Ünlü ressam Balthus 29 Şubat 1908’de, sanatçı Erol Büyükburç 29 Şubat 1936’da, oyuncu Nejat İşler 29 Şubat 1972’de doğdu.




11 Eylül’ün Sırları






Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin, uçakların çarpmasının ardından çökmesi hâlen Dünya’nın en karanlık olayı olarak karşımızda duruyor. İşte dehşet verici kanıtlar, görgü tanıkları, ifadeler, fotoğraflar, belgeler ve büyük yankı uyandıran Türkçe altyazılı belgesel.


11 Eylül 2001 günü meydana gelen olaylar

Yerel Saatle 08:46:30 da bir uçak Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesi 94. -98. katları arasına kulenin kuzey tarafından çarptı.

Bina çarpmadan 102 dakika sonra yıkıldı.

Dünya Ticaret Merkezi Güney Kule’ye çarpan uçak





Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)