bilgievlerim: Ağustos 2016
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


24 Ağustos 2016 Çarşamba

Güney Hun İmparatorluğu

Görsel sonucu

Güney Hun İmparatorluğu

Güney Hun İmparatorluğu, Doğu Hun İmparatorluğunun bölünmesiyle imparatorluğun güney bölgesinde kurulan Hun İmparatorluğudur.

































Öncelikle belirtmek gerekir ki, Kuzey ve Güney Hun İmparatorlukları ile ilgili bilgilerde ciddi karmaşalar bulunmaktadır. Bazı tarih kaynaklarında Kuzey Hunları “Batı Hunları” olarak anılmakta, bazılarında ise Güney Hunları bu adla telafuz edilmektedir. Öyle ki, iki imparatorluğun hakanı olan Panu ve Pi’nin bile imparatorlukları hakkında ciddi karmaşık bilgiler bulunmaktadır.  Bu sebeple daha önce konu hakkında bilginiz var ise kavram karmaşası yaşayabilirsiniz. Bu nedenle kısaca özetleyelim ;

Görsel sonucu

Büyük Hun İmparatorluğu M.Ö. 220 yılında kurulmuş, M.Ö. 161 yılında Doğu ve Batı Hun olarak ikiye bölünmüştür. Batı Hun yıkılarak Doğu Hun İmparatorluğu devam etmiş, bu imparatorlukta M.S. 48 yılında ikiye bölünerek Kuzey ve Güney Hun imparatorluğu ortaya çıkmıştır. Güney Hun İmparatoru, Doğu Hun İmparatoru olan Panu, Kuzey Hun imparatoru ise, amcası Panu’ya karşı mücadeleye giren Pi olmuştur. Tarihin ilerleyen dönemlerindede Avrupa Hun ve Ak Hun imparatorlukları ortaya çıkmıştır.

Güney Hun İmparatorluğu esasında kurulmamış bir devlettir. Zira Önce Doğu ve Batı olarak bölünen Hun İmparatorluğu, M.S. 48 yılında Güney ve Kuzey olarak tekrar bölünmüştür. İmparator konumuda olan Panu, ülkeyi Çin egemenliği altında yönetmekteydi. Yeğeni Pi, bu duruma karşı çıkarak Çin egemenliğinden kurtulmak düşüncesiyle harekete geçerek amcası Panu’ya karşı mücadeleye girdi ve ülkenin Kuzey bölgesini kontrol altına alarak Kuzey Hun İmparatorluğunu kurdu. Bu bağlamda, Güney Hun İmparatorluğu mevcut Hun İmparatorluğunun (Doğu Hun İmparatorluğu olarak telafuz ediyoruz) devamı niletiğini taşımaktadır. 


Görsel sonucu

İmparatorluk, yaklaşık 100 yıldır Çin egemenliği altında yönetilmekteydi. Bölgesinde güçlenen Çin, Hunları kontrol altında tutuyor, iç siyasi dengeleri yöneterek Hunların büyüyüp genişlemesini engelliyordu. İmprator Panu’da bu yönetim şeklini devam ettirdi. Ancak yeğeni Pi’nin bu duruma karşı çıkarak kendisiyle mücadeleye girmesi neticesinde ülkenin Kuzey bölgesini yeğeni Pi’nin yönetimine bırakmak zorunda kaldı. 

Panu, bu ayrılıktan sonra İmparatorluğun Güney Bölgesini himayesi altında tutmaya devam etti. Daha öncedende olduğu gibi yönetim Çin egemenliği altında devam ettirildi. Bu dönemde Kuzey Hunları bölgelerinde güçlenerek topraklarını genişletmeye başlamıştı. Hatta güneye doğru ilerleyerek Çin sınırlarına kadar dayandı. Güney Hun İmparatorluğu, bu tarihi dönemde ciddi bir varlık gösteremeyerek Çin boyunduruğu altında varlığını sürdürmeye devam etti. 


Görsel sonucu

Zamanla büyüyen Kuzey Hun İmparatorluğu, kuzey bölgesindeki Sienpilerin güçlenmesiyle hem güneyde Çin, hem Kuzeyde Sienpilerle mücadele etmek zorunda kaldı. Bu mücaleler neticesinde zayıflayarak bölgedeki varlığını kaybetmeye başladı. Hem Çin, hem Sienpilerin baskılarına karşı koyamayan Kuzey Hun İmparatorluğu, 91 yılında yıkılmıştı. Kuzey Hun İmparatorluğunun yıkılmasıyla bölgede bulunan ve önceki Hun İmparatorluklarının devamı niteliğini taşıyan tek Hun imparatorluğu durumundaydı. Ancak Çin, Güney Hunlarının yönetimini tamamen inisiyatifi altına almaya başlamıştı. 

177 yılına dek Hunlar kendi İmparatorlarını seçiyorlardı. Bu imparatorlar Çin hanlığında yetiştiriliyor olsa da tercih Hunlara bırakılıyordu. Ancak 177 yılında Çin, Güney Hun imparatorluğunun yabgusunu kendisi atama kararı aldı. Bu karar Hunlar arasında infiale neden oldu. Öyleki Hun kabileleri, Çinin atadığı imparatoru kabul etmeyerek öldürdü. Bu olaydan sonra Hunlarda iç karışıklıklar baş göstermeye başladı. İmparatorluk başsız kalmıştı. Yaşanan iç mücadeleler neticesinde İmparatorluk 5 vilayete bölünerek Çinin atadığı askeri valilerle yönetilmeye başlandı. Seçilen imparatorlar ise Çinin siyasi varlığı nedeniyle söz sahibi olamıyordu. 


Görsel sonucu

Bu süreç 216 yılına kadar devam etti. Çin, esas amacına 216 yılında ulaştı. Hunları tamamiyle kontrolü altına alarak bölgedeki son Hun İmparatorluğunun varlığına son verdi. Bu tarihten sonra Türkler, tarih sahnesine çıkış yerleri olan Türkistandan tamamen uzaklaştı.  Bölgede kalan Hunlar ise kısmen batıya doğru göç ederek, kısmen bölgedeki diğer halklara karışarak asimile oldular. 
Görsel sonucu

Güney Hun İmparatorluğu döneminde idarede bulunan imparatorlar şu şekildedir ;
Panu Yabgu (46 - 83)
Sanmuldutzu Yabgu (83 - 84)
Yuliu (84 - 89)
Yuçukien (89 - 93)
Ankuo (93 - 94)
Tingtoşi - Suyheuti (94 - 98)
Vanşiçi - Suyti (98 - 124)
Vuçihu - Şihço (124 - 127)
Tejoşi - Suytsieu (127 - 140)
Çenieu Yabgu (140 - 143)
Hulanjoşi Suytsieu (143 - 147)
İlingşi - Suytsieu (147 - 172)
Totejoşi - Suytsieu (172 - 177)
Huçing (177 - 179)
Kiangkiu (179 - 188)
Teçişi - Suyheu (188 - 195)
Huçutsiuen (195 - 216)
Görsel sonucu

Not : Bugün Türkistan bölgesinde varolan pek çok ülke, bir yanılgı olarak Literatürümüzde yada zihinlerde Türk devleti olarak anılmaktadır. Hun imparatorluğunun yıkılmasıyla birlikte idaresiz kalan Hun Türklerinin bir kısmı Batıya doğru ilerleyerek diğer Hun devletlerinin temelini oluşturmuşlar, bir kısmı ise bölgede yaşayan diğer toplumlara karışarak asimile olmuşlar, kültürel değerlerini bu toplumlarada götürerek Türk/Hun kültürünün yaşatılmasına olanak sağlamışlardır. Bu nedenle aslında Türk olmasada, yıkılan Hun İmparatorluğuyla birlikte bölgeye dağılan Hun Türklerinin bölgedeki kültürel varlığı, bölgedeki devletlerin Türk olduğu kanısını uyandırmaktadır. En bariz örneği Moğollardır. Türk olmayan Moğolların tarihte Türk olarak anılması buradan gelmektedir. Kültürel açıdan çok zayıf olan Moğollar, Türk kültüründen fazlaca etkilenmiş, bu etkileşim onların Türk olduğu kanısını uyandırmıştır. Toplumları içerisinde çok sayıda Hun Türkü bulunmaktadır. Öyleki Moğolların tarihdeki en büyük İmparatoru Çenkiz hanın, tarih kayıtlarında kendisinin Türk olduğunu ifade ettiği bulunmaktadır.

Kuzey Hun İmparatorluğu

Kuzey Hun İmparatorluğu

Kuzey Hun İmparatorluğu, Doğu Hun İmparatorluğunun yıkılmasıyla imparatorluğun kuzey bölgesinde kurulan Hun İmparatorluğudur.





































Öncelikle belirtmek gerekir ki, Kuzey ve Güney Hun İmparatorlukları ile ilgili bilgilerde ciddi karmaşalar bulunmaktadır. Bazı tarih kaynaklarında Kuzey Hunları “Batı Hunları” olarak anılmakta, bazılarında ise Güney Hunları bu adla telafuz edilmektedir. Öyle ki, iki imparatorluğun hakanı olan Panu ve Pi’nin bile imparatorlukları hakkında ciddi karmaşık bilgiler bulunmaktadır.  Bu sebeple daha önce konu hakkında bilginiz var ise kavram karmaşası yaşayabilirsiniz. Bu nedenle kısaca özetleyelim ;

Büyük Hun İmparatorluğu M.Ö. 220 yılında kurulmuş, M.Ö. 161 yılında Doğu ve Batı Hun olarak ikiye bölünmüştür. Batı Hun yıkılarak Doğu Hun İmparatorluğu devam etmiş, bu imparatorlukta M.S. 48 yılında ikiye bölünerek Kuzey ve Güney Hun imparatorluğu ortaya çıkmıştır. Güney Hun İmparatoru, Doğu Hun İmparatoru olan Panu, Kuzey Hun imparatoru ise, amcası Panu’ya karşı mücadeleye giren Pi olmuştur. Tarihin ilerleyen dönemlerindede Avrupa Hun ve Ak Hun imparatorlukları ortaya çıkmıştır.


Kuzey Hun İmparatorluğunun Kuruluşu

Çin’in baskıları ve zamanla zayıflayan Hunların Çin himayesi altına girmesiyle Asyadaki Hun varlığı ciddi tehlike altına girmişti. Öyleki İmparatorluk neredeyse 100 yıldır Çin himayesi altında yönetiliyordu. Hakanları Çin tarafından yetiştiriliyor, İmparatorluğun kültürel ve sosyal yaşamı Çin Hanlığından etkilenerek ciddi bir yozlaşma yaşıyordu. Önceki ve yeni gelen yabgular ise bu duruma alışmış ve kabullenmiş olarak hükümdarlığa geçiyordu.

Hohanye ve Çiçi zamanında yaşanan ayrılık, M.S. 48 yılında imparator Panu ile yeğeni Pi arasında tekrar cereyan etti. Panu, alışılageldiği gibi imparatorluğu Çin boyunduruğu altında yönetiyordu. Yeğeni Pi, bu duruma karşı çıkıyordu. İmparatorluğun eskisi gibi bağımsız ve bölgesinde otorite sahibi büyük bir İmparatorluk haline gelmesi için mücadele etme düşüncesindeydi. Bu ayrılık çatışmaya dönüşerek imparatorluğun ikiye bölünmesiyle sonuçlandı.

Yaşanan mücadele sonrası Pi, askeri gücünü toplayarak imparatorluğun Kuzey bölgesine, Sibiryanın güneyi ile Moğolistanın kuzeyi arasındaki bölgeye çekilerek kendi yönetimini oluşturdu. İmparatorluğun kurulmasıyla birlikte Pi, bölgedeki Hun beyliklerininde desteğiyle bölgesine hükmetmeye başladı. Ancak bulunduğu bölgede Sienpiler, Moğol-Tunguz karışımı topluluklar ile Wuhunlar bulunuyordu.


Kuzey Hun İmparatorluğunun Bölgesinde Güçlenmesi ve Büyümesi

Pi, kuzeyde bulunan Hun beyliklerininde desteğini alarak bölgesinde söz sahibi olmaya başladı. Kuzey hunları kısa bir sürede Güney Hunları ve Çin için tehdit haline geldi. Ancak M.S. 60 lı yıllara kadar batı bölgesindeki diğer toplulukların ayaklanmalarıyla ve bölgedeki güç dengeleriyle mücadele eden Kuzey Hunları, bu bölgedeki otoritesini kabul ettirerek bölgesinde söz sahibi olmayı başardı. Bölgesindeki sorunları çözen Kuzey Hunları, artık Güney Hunları ve Çinin üzerine yürüyebilecek güce sahip hale geldiler. Öyle ki, Kuzey Hun İmparatorluğu, artık Güney Hun İmparatorluğundan daha güçlü ve büyük bir imparatorluk haline gelmişti. Çin, Güney Hun İmparatorluğu bölgesinde askeri anlamda rahat hareket edebiliyorlardı. Bu nedenle Güney Hun İmparatorluğu bölgesinde yapılan savaşlarda kaybetse bile toprak kaybetmiyordu. Ancak Kuzey Hunlarının 61-65 yılları arasındaki ilerleyişi Çin sınırlarına kadar ulaştı. Kazandığı savaşlarla da güçlenerek Çine meydan okumaya başladı. Çin, sınır kasabalarıyla ticareti yasaklamış, böylece Kuzey ve Güney hunlarının ekonomik varlığını zayıflatmıştı. Kuzey Hunları, bu dönemde Çin’e serbest ticarete izin vermeye mecbur ettiler. Artık Hunların parlayan güneşi Kuzey Hunlarıydı. Çin ise, Büyük Hun İmparatorluğu zamanında yaşadığı Hun baskısını tekrar yaşıyordu.


Kuzey Hun İmparatorluğunun Zayıflaması ve Yıkılması

Kuzey Hunları, kısa zamanda bölgesinde güçlenerek söz sahibi olmaya başlamıştı. Çin bu durumdan oldukça rahatsızlık duymaya başladı. Kuzey Hunlarının daha fazla güçlenmesi Çin için eski kötü günlerin geri dönmesi anlamına geliyordu. Bu nedenle Çin, hanlığın tüm gücünü Kuzey Hunlarıyla mücadele için seferber etti. Bugün Çin tarihinde bir kahraman olarak adı geçen Pan Çao, bu ünvanını Kuzey Hun İmparatorluğuyla yaptığı uzun mücadele sonucunda elde etti.

Kuzey Hun İmparatorluğu, tüm gücüyle güneyinde bulunan Çin’e karşı mücadele ediyordu. Ancak Kuzey bölgesinde yeni bir gelişme meydana geldi. Bölgede bulunan Sienpiler güçlenerek kendi egemenlik alanlarını genişletiyorlardı. Sienpilerin hakimiyet alanı Çungaryada Güney Sibiryaya kadar uzanıyordu. Kuzey Hun İmparatorluğunun güneyde Çinle mücadele etmesini fırsat bilerek imparatorluğun kuzey bölgesini baskı altına aldı. Kuzey Hunlarının mücadelesi Kuzeyde Sienpilere, güneyde Çin Hanlığına karşı devam etti.




Bu mücadele dönemi 30 yıl kadar sürdü. Kuzey Hun İmparatorluğu Bu süre zarfında hem Kuzeyde Sienpilerle, hem Güneyde Çin hanlığıyla mücadele etti. Ancak hem Sienpiler çok güçlenmişti, hemde Çin hanlığı, geçmişten gelen Hun Paranoyası nedeniyle Kuzey Hunlarına karşı seferberlik haliyle mücadele ediyordu. Yapılan savaşlar sonrasında Kuzey Hunları zayıflayarak sahip olduğu kentleri kaybetmeye başladı. 91 yılına kadar süren bu ağır savaşlar neticesinde imparatorluk zayıflayarak yıkıldı. Bölgedeki Hunlar, Sienpilerin baskılarıyla batıya doğru kalabalık kitleler halinde göç ettiler. Bölgede bulunan diğer Hun İmparatorluğu olan Güney Hun İmparatorluğu ise Çin hanlığının egemenliği altında varlığını devam ettirmeye devam ettiler.


Not : Kuzey Hun İmparatorluğunun yıkılmasıyla, imparatorluk bünyesindeki kabileler batıya doğru göç ederek, daha önce yıkılan Çiçi yönetimindeki Batı Hun İmparatorluğundan kalan diğer topluluklarla birleştiler. Tarihin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan Avrupa Hunları ve Ak Hunların temelini oluşturan bu topluluklar, Avrupa Hun ve Ak Hun İmparatorlukları kurulana kadar Hunların İmparatorluk kurmadan önceki yaşayış şeklini benimseyerek bozkır hayatı sürdüler.
Doğu Hun İmparatorluğu

Doğu Hun İmparatorluğu

Doğu Hun İmparatorluğu, Büyük Hun İmparatorluğunun bölünmesiyle imparatorluğun doğu yakasında kurulan Hun İmparatorluğudur.








Büyük Hun İmparatorluğunun zayıfladığı ve Çine karşı gerilediği dönemde, hükümdar konumunda olan Sağ Yabgu Hohanye, Çin’e karşı makul ve yakın bir tutum izlediği hatta gerekmesi durumunda Çinin idaresi altına girebileceği düşüncesinde olduğu için ağabeyi olan Sol Yabgu Çiçi, kardeşiyle mücadeleye girmiş, Hohanye’nin iyi ilişkiler kurmak için Çine gitmesiyle yönetimi eline alarak kükümdarlığını ilan etmesiyle başlayan süreç, Büyük Hun İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı Hun İmparatorluğu olarak ikiye bölünmesine sebep olmuştur.



Doğu Hun İmparatorluğunun Kuruluşu 

Doğu Hun İmparatoruluğunun hakanı Hohanye, bölünmeden önce Büyük Hun İmparatorluğu hakanıydı. Çinin ticari, siyasi, politik ve askeri gelişmeleri neticesinde bölgede güçlenmesiyle Büyük Hun İmparatorluğunun varlığını etkileyerek gücünü önemli ölçüde zayıflatmıştı. Hun Yönetimi Sağ ve Sol yabgu ile yönetiliyordu. Yönetim Sağ Yabgu’nun elindeydi. Sol Yabgu ise söz sahibi ancak ikinci isimdi. Hun İmparatorluğunun yönetiminde sağ yabgu Hohanye, sol Yabgu ise ağabeyi Çiçiydi. 

Hohanye, zayıflayan Hun İmparatorluğunu yönetmekte güçlük çekiyor, Çinin baskılarıyla gücünü kaybeden imparatorluğu politik manevralarla ayakta tutmaya çalışıyordu. Bu doğrultuda Çin ile iyi ilişkiler kurarak savaşmaktan kaçınıyor, gerekirse Çin hükümdarlığının yönetimi altına girilebileceğini düşünüyordu. Ağabeyi olan Sol Yabgu Çiçi ile bu konuda aralarında görüş ayrılığı oluştu. Ağabeyi olmasına rağmen Sol Yabgu olan Çiçi, kendisinin Sağ Yabgu olmaması nedeniyle zaten kardeşi Hohanye ile sorunlar yaşıyordu. 



M.Ö. 54 yılında Hohanye, Çin ile iyi ilişkiler kurmak maksadıyla Çin hanlığına gitmesiyle Çiçi yönetimi ele alarak hükümdarlığını ilan etti ve Hun İmparatorluğunun başına geçti. Hohanye’nin Çin Hanlığına yakın siyasi duruşu nedeniyle kendisine karşı tavır alan kurmayları, Çiçi’nin Çine karşı aldığı sert tavır nedeniyle bu duruma karşı çıkmadı. Hun İmparatorluğunun yönetimi artık Çiçinin yönetimindeydi ancak bu dönem çok kısa sürdü. Hohanye, Çinden aldığı destek ile Hun İmparatorluğuna dönerek imparatorluğun Doğusuna yerleşti. Bu dönemde Hun İmparatorluğu, fiilen Doğu ve Batı olarak ikiye bölündü. İmparatorluğun Batı bölgesi Çiçi’nin, doğu bölgesi Hohanye’nin yönetimi altındaydı. 



Doğu Hun İmparatorluğunun Batı Hun İmparatorluğunu Yıkması

Doğu Hunlarının başında olan Hohanye, Çinden aldığı destekle bilikte varlığını devam ettirdi. Bu dönemde Çiçi’de kendi bölgesinde güçlenerek Doğu Hunları için tehdit oluşturmaya başlamıştı. Hohanye hem batıda ağabeyi Çiçi’nin, hem güneyde Çin imparatorluğunun baskısı altındaydı. Çin her ne kadar Batı Hunlarına karşı kendilerini desteklese de yinede Çin boyunduruğu altındaydı. Yinede Çin ile iyi geçiniliyordu ancak Batı Hunları önemli bir düşman halini almıştı. Bu doğrultuda Hohanye M.Ö. 44 yılında Çin ile bir anlaşma imzalayarak taraflardan birinin saldırıya uğraması durumunda diğer tarafın destekleyeceği belirterek karşılıklı taahhütte bulunuldu. Böylece olası bir Batı Hun saldırısına karşı Çin Doğu Hunlarının yanında yer alacaktı. Bu anlaşmanın da etkisiyle 10 yıl kadar Batı Hunları ile karşı karşıya gelmediler.

Batı Hun İmparatorluğu, bulunduğu bölgedeki güçlü kavimlerle savaşarak bölgesinde güçlenmişti. Hohanye’de Batı Hunlara karşı Çinden aldığı destekle rahatlamıştı. Bir plan yaparak Çiçi hanı savaş dönüşü gafil avlamayı başardı. Batı Türkistan bölgesindeki bir savaşdan dönen Çiçi ve ordusu, savaş dönüşü 1500 askeriyle Kırgız bölgesinde bir kaleye çekilmişti. Çiçi, saldırıyı çinden bekliyordu. Hohanye bu avantajı kullanarak  ancak ummadığı anda karşısına çıktı. M.Ö. 36 yılında gerçekleşen bu savaşı kazanıp Hohanye Çiçi’yide öldürerek Batı Hunları tarih sahnesinden silmiş oldu. 



Doğu Hun İmparatorluğunun Çin Baskısı Altında Zayıflaması

Her nekadar Batı Hun İmparatorluğunu yıksa da, bu durum Doğu Hunları için olumlu değil aslında olumsuz bir gelişme olmuştu. Zira Batı Hunlarına karşı Doğu Hunlarını destekleyen Çin hanlığı, Batı Hunlarının yıkılmasıyla Doğu Hunlarının üzerindeki baskılarını arttırdı.

Çinin amacı Hun İmparatorluğunu tamamen yıkmaktı ancak gerek Hunların yaşayış şekli ve mücadele ruhu, gerekse Çinin bölgedeki diğer düşmanlarıyla mücadele etmesi buna izin vermedi. Çinin baskıları neticesinde Doğu Hunları bölgelerinde varlık gösteremediler. 100 yıl kadar daha süren Doğu Hun İmparatorluğu bu süre zarfında varoluş mücadelesi sürdürdüler.  Bu 100 yıllık dönemde önemli kabul edilebilecek bir gelişme yaşanmadı. Bu nedenledir ki,  Tarih kaynakları bu dönemlerde Hunlara  ait önemli kayıtlar bulunmamaktadır. 

Doğu Hun İmparatorluğunun varolduğu dönemde yönetimde bulunan hükümdarların isimleri şu şekildedir ;

Hohanye (M.Ö. 54-31)
Cudi (M.Ö. 31-30)
Fuçuleycudi (M.Ö.30-20)
Su Hsien Cudi (M.Ö. 20-12)
Çuyacudi (M.Ö. 12-8)
VuçuLiuCudi (M.Ö. 8-M.S. 13)
Vuleycudi (13-18)
HuTuIrSıtaoGaoCudi (18-46)
Wutatiho (46)
Pu-Nu (46-48)



Doğu Hun İmparatorluğunun Bölünmesi (Kuzey ve Güney Hun İmparatorluğu)

Yönetimi zayıflayan ve bölgedeki otoritesini yitiren Doğu Hunları, Çin’in hakimiyetini kabul etmesiyle, varolduğu 100 yıllık süre boyunca peyder peyi zayıflayarak çöküş sürecine girdi. Bu süreç M.S. 48 yılında imparator Panu ile yeğeni Pi arasında yaşanan taht kavgasıyla bölünme noktasına geldi.  İmparator Panu, Doğu Hunlarını Çin’in hakimiyetini kabul ederek yönetiyordu. Zira Hohanye döneminden beri Hun İmparatorluğu bu menvalde yönetildi. Zaman zaman Çine karşı mukavemet düşüncesi ortaya çıksada Hunların Çin Hanlığına karşı koyabilecek askeri ve ekonomik gücü bulunmuyordu. Ancak İmparator Panu’nun yeğeni Pi, hiçbir şekilde Çinin hakimiyetini kabullenmek düşüncesinde değildi. Bu fikir ayrılığı Panu ile yeğeni Pi’nin arasını açtı. 



İlginçtirki, M.Ö. 54 yılında, yani neredeyse 100 yıl önce Çiçi ile Hohanye arasında yaşanan ayrılık nedeni, M.S. 54 yılında yani neredeyse 100 yıl sonra amca Panu ve yeğeni Pi arasında yaşanmış, her iki mücadelede İmparatorluğun bölünmesiyle sonuçlanmıştır. 

Yaşanan bu mücadele neticesinde Doğu Hun İmparatorluğu, Kuzey ve Güney Hun İmparatorluğu olarak ikiye bölünerek, yıkılan Doğu Hun İmparatorluğunun hakanı konumunda olan Panu imparatorluğun Güney Bölgesini, amcası Panu’ya karşı mücadeleye giren Pi ise Kuzey bölgesini kontrolü altına alarak imparatorluğu siyasi ve fiziki olarak ikiye bölünmesine neden oldular. 

Panu, Doğu Hun İmparatorluğunu yönettiği gibi, Güney Hun İmparatorluğunu yönetirken de Çin hakimiyetini kabul ederek hareket etti. Ancak Pi, Çine ve Güney Hunlara karşı sert tavır alarak hem amcası Panu’ya, hem Çin hanlığını karşısına aldı. 

Batı Hun İmparatorluğu



Batı Hun İmparatorluğu

Batı Hun İmparatorluğu, Büyük Hun İmparatorluğunun bölünmesiyle imparatorluğun batı kanadında kurulan Hun İmparatorluğudur.







Büyük Hun İmparatorluğunun zayıfladığı ve Çine karşı gerilediği dönemde, hükümdar konumunda olan Sağ Yabgu Hohanye, Çin’e karşı makul ve yakın bir tutum izlediği hatta gerekmesi durumunda Çinin idaresi altına girebileceği düşüncesinde olduğu için ağabeyi olan Sol Yabgu Çiçi, kardeşiyle mücadeleye girmiş, Hohanye’nin iyi ilişkiler kurmak için Çine gitmesiyle yönetimi eline alarak kükümdarlığını ilan etmesiyle başlayan süreç, Büyük Hun İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı Hun İmparatorluğu olarak ikiye bölünmesine sebep olmuştur.

Batı Hun İmparatorluğunun Kuruluşu
M.Ö. 54 yılında, Büyük Hun İmparatorluğunun Sağ Yabgusu durumunda olan Hohanye, Çin ile iyi ilişkiler kurmak için Çin hanlığına gittiğinde Sağ Yabgu konumuda olan Ağabeyi Çiçi Yabgu, yönetimi eline alarak Hükümdarlığını ilan etti ancak bu dönem çok kısa sürdü. Hohanye, Çin den aldığı destek ile Hun İmparatorluğunun doğu bölümüne geçerek bulunduğu coğrafyaya hükmetti. Çiçi ise artık batı bölgesinin yönetimini elinde bulunduruyordu. 


M.Ö. 54 yılına gerçekleşen bu mücadele neticesinde Büyük Hun İmparatorluğu, fiziki olarak Doğu ve Batı Hun İmparatorluğu olarak ikiye bölünmüş oldu. Doğu Hun İmparatorluğunun başında bulunan Hohanye, Çin ile yakın ilişkiler içerisine girerek Batı Hun İmparatorluğuna cephe aldı. Çiçi ise Batı Hun İmparatorluğunun başına geçerek Çin’i ve Çin ile iş birliği içerisinde bulunan kardeşi Hohanye’ye karşı sert tavır aldı. 

Çiçi Yabgu, kardeşi Hohanye ye göre daha sert mizaçlı ve yenilgiyi kabullenmeyen biriydi. Pek çok tarihçi Çiçi’yi, Büyük İmparator Mete’ye benzetir.  Çiçi’nin Amacı Hun İmparatorluğunu eski gücüne kavuşturmak ve Çine karşı üstünlük sağlayarak bulunduğu coğrafyayı yöneten tek imparatorluk haline gelmekti. Kardeşi Hohanye ise, Çinin güçlendiğini ve Hun İmparatorluğunun Çin ile mücadele edemeyeceğini düşünerek iyi ilişkiler kurmak ve gerekirse Çinin idaresine girmek düşüncesindeydi.


Batı Hun İmparatorluğunun Güçlenmesi
İmparatorluğun ikiye bölünmesiyle birlikte, Çiçi ve Batı Hun İmparatorluğu bulunduğu coğrafyada güçlenmeye başladı. Aslında Çiçi, hareket tarzı hasebiyle Mete ye benziyordu. Bulunduğu coğrafyadaki hakimiyeti ele almak için hızlı ve çok sayıda savaşa katılarak ordusunun başında yer aldı. Önce Kırgızların üzerine giderek topraklarına sahip oldu. Yine doğusunda Vusunlar bulunuyordu. Vusunlarıda bastırarak bir tehdit olmaktan çıkarttı. Güneydoğusunda bulunan Çin in üzerinede seferler düzenleyerek başarılı sonuçlar aldı. Çiçi, bu savaşlardan sonra güçlenerek hem kardeşi Hohanye, hemde Çin için tehdit oluşturmaya başladı. 


Çiçi’nin amacı Çine hükmetmekti. Tüm hazırlıklarını Çin ile savaş için yapıyor ve stratejilerini bu doğrultuda yürütüyordu. Çiçinin bölgesinde söz sahibi olmaya başladığı bu dönemde (M.Ö. 44) kardeşi Hohanye (Doğu Hun imparatorluğu) Çin ile bir anlaşma imzalayarak taraflardan birinin saldırıya uğraması durumunda diğer tarafın destek vereceği sözünü karşılıklı olarak kabul ettiler. Bu anlaşmadan sonra Çiçi için kardeşi Hohanye ve Çin farklı düşmanlar olmaktan çıkarak aynı hedef haline geldi.


Batı Hun İmparatorluğunun Yıkılması


M.Ö. 36 yılında, batı Türkistan bölgesinde yaşanan bir anlaşmazlık nedeniyle bölgeye giden Çiçi, birlikleriyle savaşa katıldı. Savaşı kazanarak olası bir Çin saldırısına karşı Kırgız bölgesine çekildi ancak havanın çok soğuk olması nedeniyle askerlerinin büyük bir kısmını dönüşte kaybetti. Kırgız bölgesine ancak 1500 askerle ulaşabilen Çiçi, hiç beklemediği bir anda kardeşi Hohenye’nin kuşatmasıyla karşılaştı. Kale savaşı şeklinde gerçekleşen bu savaşta, Çin desteğinide yanına alan Hohanye ve Çiçi 2 gün boyunca savaştı. Çiçi, tüm askerleriyle birlikte bu savaşta hayatını kaybetti ve Batı Hun İmparatorluğu bu savaşla yıkılarak tarih sahnesinden silindi. (M.Ö. 36)

Savaş sonrası yıkılan Batı Hun İmparatorluğunda yaşayan Hun halkları, Doğu Hun İmparatorluğu bünyesine girmeyerek bölgede dağınık şekilde yaşadılar. Belirli aralıklarla küçük çaplı devletler kurma teşebbüsleri olsa da başarılı olamadılar. Bölgede bulunan Siyenpilerin baskıları sonucunda Hazar Denizine kadar itilerek bu bölgede yaşamaya devam ettiler. Her ne kadar kısa süreli bir İmparatorluk dönemi olarak tarihe geçse de, Çiçi’nin Çin idaresini kabul etmemesiyle Hun varlığını devam ettirerek daha sonra kurulacak olan Avrupa Hun, Akhun ve Göktürk imparatorluklarının önünü açtılar.

Batı Hun İmparatorluğunun yıkılmasıyla Hun İmparatorluğunun devamı niteliğini taşıyan Doğu Hun İmparatorluğu ise, ilerleyen zamanlarda Çin’in bölgedeki politikaları neticesinde zayıflayıp Kuzey/Güney olarak ikiye bölünerek yıkıldı ve bölgedeki diğer kavimlere karışarak asimile oldular. 



Not : Aslında Doğu / Batı / Kuzey / Güney / Avrupa / AkHun olarak kategorize edilen Hun Yönetimleri İmparatorlukların gerçek isimleri değildir. Her Hun yönetimi, kendi yönetimini Hun İmparatorluğu olarak adlandırır. Ancak imparatorlukların coğrafyalara yayılması ve dağılması nedeniyle Doğu / Batı / Kuzey / Güney / Akhun / Avrupa Hun gibi isimlerle adlandırıyoruz. Türk Tarihi literatüründe “Batı Hun” kavramı pek çok Hun İmparatorluğu için kullanılmıştır. Hohanye yönetimindeki Doğu Hun İmparatorluğunun bölünmesiyle oluşan Kuzey ve Güney Hun İmparatorlukları içinde Doğu ve Batı Hun ibaresi geçer. Biz Çiçi dönemindeki Hun İmparatorluğunu Batı Hun İmparatorluğu olarak adlandırıyoruz. Hohanye idaresindeki Hun İmparatorluğunun bölünmesiyle ortaya çıkan iki imparatorluğu Kuzey ve Güney Hun İmparatorluğu olarak telafuz edeceğiz. İlerleyen dönemlerde Attila tarafından Avrupa’da kurulan İmparatorluğu da pek çok kaynakta Batı Hun İmparatorluğu olarak geçiyor ancak biz bu İmparatorluğa da Avrupa Hun İmparatorluğu diyeceğiz.

Görsel sonucu

Büyük Hun İmparatorluğunun Zayıflaması ve Bölünmesi

Büyük Hun İmparatorluğunun zayıflaması, bölünmesi ve Çinin beşinci kol faaliyetlerinin Hunlar üzerindeki etkileri.





































Büyük Hun İmparatorluğunun, Teoman, Mete ve Lao-Şang dönemindeki hızlı yükselişi, Kün-Çin döneminde durarak gerileme sürecine girmiştir. Çin’in kendi iç çatışmaları ve siyasi çalkantılarına son vermesi ve gerek askeri, gerekse siyasi reformları hayata geçirmesiyle birlikte güçlenmiş, geçmişte Hunlarla yapılan savaşlarda aldığı ağır zararları tolare edebilmek için farklı bir yol izlemeye başlamıştır. 

Çin, bu döneme kadar askeri açıdan yerleşik ve ağır yaya savaş kuvvetleriyle hareket etmekteydiler. Hun birlikleri ise tamamen atlı süvarilerden oluşuyorlardı ve çok hızlı hareket ediyorlardı. Çin önce askeri sistemini Hun birliklerine göre yapılandırarak süvari düzenine geçti ve daha önce ağır yenilgilerle sonuçlanan savaşlarda Hun birliklerinin uyguladığı askeri stratejilere önem vermeye başladılar. 

Görsel sonucu

Askeri ve siyasi reformların yanında, Çin prensesleriyle Hun kağanları ve kağanların soylarından gelen boyların önemli payitahtlarıyla evlenmeleri sağlanarak Hunların iç dinamikleri üzerinde siyasi oyunlar oynamaya başladılar. Böylelikle Hun kağanlarının çocuklarına Çin isimleri verilmeye başlanmış ve Çine yakınlaşması sağlanmıştı. Çin prenseslerinin yanında bulundurulan koruma birliklerinin içerisine yerleştirilen politikacılar vasıtasıyla da kağanlar birbirlerine kışkırtılıyor ve iç çatışmalar doğruluyordu. 

Tüm bunların yanında, Hunlarda süregelen Cenk ve Savaşçı güruh, Çin ile yapılan ticaret ile ülkeye sokulan Lüks mallar ve özellikle ipeğin kullanımıyla birlikte yerini sefahat ve lüks yaşantıya alışmış bir saray yönetimine bırakmaya başladı. 

Bu süreç, Çinlerin giderek güçlenmesi, Hunların ise iç çatışmalar ve sefahatle zayıflayarak gücünü kaybetmesine yol açtı. Artık yapılan savaşlarda Çin hanlığı üstün gelmeye ve kaybettikleri toprakları geri almaya başladılar. 

Bu süreç, Kün-Çin döneminde başlamış ve Hohanye-Çiçi dönemine kadar devam ederek, M.Ö. 54 yılında İmparatorluğun bölünmesiyle sonuçlanmıştır.

Görsel sonucu

Kün-Çin / Çün-Çin / Kung-Sin Dönemi (M.Ö. 160-126)

Lao-Şang’ın oğlu Kün-Çin, babasının ölümünden sonra veliahtı olarak tahta geçti ve hükümdar oldu. Kimi tarihi kaynaklarda Çün-Çin, Çün-Çen, Kung-Sin olarakta geçmektedir. Bu ifade farklılıkları farklı dillerde telafuz edildiği için bazı harf farklılıkları doğursa da aynı kişi olduğu sabittir.

Kün-Çin, 34 yıl gibi çok uzun bir süre yönetimi elinde bulundurarak Büyük Hun İmparatorluğu boyunca en uzun süre yönetimi elinde bulunduran hükümdardır. Kün-Çin dönemi, Hun İmparatorluğunun yükselişinin sona erdiği dönem olarak da bilinmektedir. Hükümdar olduğu dönemde Hun İmparatorluğu, Hazar Denizinden Japon Denizine kadar uzanan dünyanın en büyük İmparatorluğu durumundaydı. Çin’in Lao-Şang döneminde başlattığı reformlar ve beşinci kol faaliyetleri bu dönemde kendisini göstermeye başladı. 

Görsel sonucu

Hem Türk boyları, hemde Tunguz, Moğol boyları arasına nifak tohumları ekerek iç çatışmaları başlatan Çin, özellikle genç hakanlarının Çinli prenseslerle evlenmelerini sağlayarak, prenseslerin koruma ordularıyla birlikte İmparatorluğun içerisine soktuğu politikacılar vasıtasıyla Kün-Çin’in oğullarını ve diğer hakanları birbirlerine kışkırtıp iç çatışmalar doğurmayı başardı. Tüm bunların yanında İmparatorluğa ticaret yoluyla giren ipek ve lüks eşyalarla, o güne kadar savaşlar ve cenklerle haşır neşir olan Hun kültürüne sefahat ve lüks yaşantıyı empoze ederek savaşçı ruhun zayıflamasını sağladılar. 

Devam eden Hun – Çin savaşlarında da, gerçekleştirdiği reformlarla güçlenen Çine karşı kaybedilen savaşlar İmparatorluğun zayıflamaya başlamasına yol açtı. İpek yolunun Çinin yönetimine geçmesi ve Bazı Moğol ve Tunguz boylarınında zayıflayan Hun İmparatorluğunun yönetiminden çıkmasıyla gücü zayıflayan Hun İmparatorluğu, bu dönemden sonra düşüş sürecine girmeye başladı. 

34 yıl yönetimi elinde bulunduran Kün-Çin, devraldığı Dünya İmparatorluğunu zayıflamış ve iç karışıklıklar içerisinde veliahdına devretti. Bu dönemden sonra Hun yönetimi kısa süreli, iç ve dış karışıklıklarla yönetilmeye başlandı.

Görsel sonucu

Çöküş Süreci ve Kısa Süreli Yönetimler (M.Ö. 126-56)

Kün-Çin döneminde başlayan iç karışıklıklar ve Çin’in güçlenmesi süreci hızlanarak İmparatorluğun küçülmesi ve taht kavgaları hızlandı. Hun hakanlarının evli oldukları Çin prensesleri vasıtasıyla artık hun hakanları ve prensleri Çince isimler alıyor, Çin kültürüne göre yaşayarak asimile olmaya başlamıştı. Çöküş süreci olarak ayırdığımız bu 70 yılda, 10 kez yabgu değişmiştir. İç karışıklıklar nedeniyle veliahtlar arasındaki kavgalar kısa süreli yönetimlerle sonuçlanarak Hun İmparatorluğunu yıkılma sürecine getirdi. 

Bu kısa süreli yönetimler genellikle aynı hataların tekrarı olduğu için ayrı ayrı incelemeyeceğiz.  Yönetimde bulunan hükümdarlar ve hüküm süreleri aşağıdaki gibidir ;

M.Ö. 126-114 İti-Sie / İçisiye
M.Ö. 114-105 Uvey  / Vu-vey
M.Ö. 105-102 Vuşiluır  / Usuliuusilu
M.Ö. 102-101 Çülihu / Kiuliuhou
M.Ö. 101-96 Çüdihu / Tsietiheu) 
M.Ö. 96-85 Hulugu
M.Ö. 85-68 Hounyenti / Huandi 
M.Ö. 68-60 Çüan-çu / Khuyluy
M.Ö. 60-58 Üven / Güydi
M.Ö. 58-56 Khukhasie

(Tarih kaynaklarında, isimler telafuz farklılıkları nedeniyle farklı yada çeşitli olabilmektedir. Kaynaklarda geçen farklı isimler ayrıştırılarak verilmiştir)

Görsel sonucu

Hohanye – Çiçi Dönemi ve Hun İmparatorluğunun Bölünmesi (M.Ö. 54)

Hohanye – Çiçi dönemi, Türk tarihinde çok önemli yeri olan ve beklide bugünlere ulaşmamızı sağlayan yegane öneme sahip bir dönem olmuştur. 

Hohanye ve Çiçi, Khukhasie nin iki oğluydu. Çiçi, Hohanyeden yaşca büyük olmasına rağmen İmparatorluğun sağ yabgusu Hohanye idi. Hohanye, ağabeyi Çiçi ye göre daha makul ve zayıf karakterli biriydi. Çiçi ise, ataları Teoman ve Mete gibi savaşcı güruha sahip, teslimiyeti kabul etmeyen bir karakterdeydi. 

Hun İmparatorluğu, yaklaşık 100 yıldır küçülmekteydi. Buna rağmen halen önemli bir coğrafyaya hükmediyordu ve disiplinli ordusuyla önemli bir güç durumundaydı. Ancak tarihinin en parlak dönemini yaşayan Çin hanlığı, Hun üzerinde baskı kurmuş durumdaydı. 

Görsel sonucu

Çin karşısında zayıf düşen Hun İmparatorluğu, Hohanye idaresinde varoluş mücaledesi sürdürmekteydi. Hohanye, bu baskılara daha fazla dayanamayacağını anladı. Çin ile barış yapmak , gerekirse Çin himayesine girmek düşüncesindeydi. Bu düşüncesi çok tepki çeksede Sağ Bilge Kağan durumundaki Hohanye, bu kararında ısrar ederek Çine gitti ve amacı doğrultusunda iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Ağabeyi Çiçi ye göre, Hohanye artık yabgu olamazdı. Yönetimi eline aldı ve imparatorluğun başına geçti. Hohanye - Çiçi ayrılığı imparatorluğu ikiye bölmüş, Çiçi yönetimindeki hunlar Batı Hunları (Güney Hunları), Hohanye yönetimindeki Çin idaresine girmiş hunlar ise Doğu Hunları (Kuzey Hunları) olarak ayırmıştı (M.Ö.54). 10 yıl kadar İmparatorluk iki ayrı Yabgu tarafından ayrı ayrı yönetildi. M.Ö. 44 yılında, Hohanye Çin ile bir anlaşma imzalayarak taraflardan birinin saldırıya maruz kalması halinde diğer tarafın desteklemesini kabul etti. 

Çiçi, imparatorluğun yönetimini elinde bulundurduğu 18 yıllık dönemde güçlenerek bölgesindeki pek çok cephede savaştı.  Kuzeydeki Kırgızları yönetimi altına aldı, batıda Vusuların üzerine yürüyerek bu bölgeyi tehdit olmaktan çıkarttı. Güney doğuda Çinin üzerine yürüyerek çoğu savaşı kazandı. Çiçi’nin amacı, batıya doğru ilerlemek değil Çinin üzerine gitmekti. Bu doğrultuda bulunduğu coğrafyada güçlenerek Çin ile mücadeleye hazırlandı. 

Görsel sonucu

Bu dönemde Hohanye, Çinden aldığı destek ile Çiçi nin üzerine akın hazırlığına girdi. Çiçi, güçlenmesine ve büyümesine rağmen halen Çin karşısında zayıf bir güç durumundaydı. Çiçi, saldırıyı Çinden bekliyordu ancak saldıran kardeşi Hohanye’ydi. Bu saldırı, Çiçi nin Batı Türkistan bölgesinden dönüşünde gerçekleşti. Üstelik Çiçi, Batı Türkistan dönüşünde soğuk hava şartları nedeniyle çok sayıda askerini kaybetmiş ve sayıları ordu bile sayılamayacak kadar azalmıştı. Gelebilecek bir saldırıya karşı Kırgızistan bölgesinde bir kaleye konuşlanan Çiçi, hiç beklemediği bir şeklide kardeşi Hohanyenin kuşatmasıyla karşılaştı. Çin destekli büyük bir orduyla gelen Hohanye, sayıları 1500 kadar olan Çiçi ordusuyla 2 gün boyunca savaştı. Bu savaşta Çiçi, tüm askerleriyle birlikte son nefer ölünceye dek savaştı ve askerleri gibi kendiside bu savaşta öldü. 

Artık Hun İmparatorluğu bölünmüş, üstelik Hun Kültürüne sahip son yabgu olan Çiçi ve Batı Hun İmparatorluğuda yıkılıp, Doğu Hun İmparatorluğununda Çin idaresi altına girmesiyle Büyük Hun İmparatorluğu dönemi sona ermişti.

Görsel sonucu

Çiçi idaresindeki Batı Hun İmparatorluğunda yaşayan Hunlar, daha sonra Hohanye idaresindeki Doğu Hun’a katılmayıp bölgede kaldı ve bölgede bulunan Siyenpilerin baskıları sonucu Hazar Denizine doğru itildiler. Doğu Çin ise daha sonra Kuzey Hunları ve Güney Hunları olarak ikiye bölünerek tarih sahnesinden silindi ve İmparatorluk bünyesinde yaşayan Hunlar ise bulundukları coğrafyaya dağılarak asimile oldular.

Hun İmparatorluğunun Kuruluşu ve Yükselişi

Hun İmparatorluğunun Kuruluşu ve Yükselişi




Hun İmparatorluğunun Kuruluşu ve Yükselişi

Hun İmparatorluğunun kuruluşu, yükselişi ve tarihe yön veren Hunların asyada binlerce yıllık varlıklarını bugünkü nesillere taşıması.
Orta Asya bozkırlarında kabileler halinde yaşayan Ön Türk boyları, kendi yaşam tarzlarını oluşturmuş ve birbirlerinden ayrı ve bağımsız halde uzun bir süre bugün Türkistan olarak adlandırdığımız (Tanrı Dağları ve Çevresi) bölgede varlıklarını sürdürmüşlerdir. Zaman zaman bölgelerinde bulunan diğer kavim ve toplumlarla mücadele eden Hunlar, temelde birlikte hareket etmemelerine rağmen,  kimi zaman bölgedeki varlıklarını sürdürebilmek için güçlü kabileler halinde bir araya gelerek diğer toplumlara karşı küçük çaplı savaşlar yaşamışlar ve bölgedeki varlıklarını uzun bir süre zarar görmeden devam ettirdiler.  Yakın tarihte elde edilen bulgulara göre Türk Tarihi, M.Ö. 2.500’lü yıllara kadar uzanmaktadır. Yüzlerce yılla ifade edilecek bu süreçte bölgede bulunan Ön Türklerde bu yaşam şekli kanıksanmış bir hal almıştı. 






Hun İmparatorluğu



Hun İmparatorluğu, Türklerin binlerce yıllık tarihinin orta asyada vücut bulması ile Türk Tarihinin Hun İmparatorluğu ile yükselişi.

Büyük Hun İmparatorluğunun Kuruluşu (M.Ö. 220)

Orta Asyanın doğusunda, bugünkü Çinin Kuzeyinde yaşayan Ön Türklerin bölgede çoğalması ve kültürlerinin egemen hale gelmesiyle birlikte birbirinden ayrı ve bağımsız yaşayan Hun kabileleri, Çine karşı zaman zaman bir araya gelerek mukavemet göstermeye başlamış ve birlik ruhu ortaya çıkmıştır. Kendi kabilesi  ve bölgedeki kabilelere liderlik yapan Teoman, zamanla güçlenerek bölgede yaşayan hunları bir araya getirip M.Ö. 220 yılında Büyük Hun Devletini kurarak Türklüğü Tarih sahnesine çıkartan isim oldu.



Büyük Hun Devletinin ortaya çıkmasıyla birlikte bazı Tunguz ve Moğol toplulukları da Hun İmparatorluğunun bünyesine girdiler. Devlet Haline Gelmeden öncede bölgede yaşayan Hunlar’ın akınlarından zarar gören Çin, Feodalizmden İmparatorluğa geçiş dönemine denk gelen bu dönemde Hun İmparatorluğunun kurulmasıyla birlikte daha da zor bir durumla karşı karşıya kaldı. Zira Hun İmparatoru Teoman, İmparatorluğun kurulmasıyla birlikte Kore’den Hazar Denizine kadar olan tüm bölgeye akınlar düzenleyerek hem Çin, hemde bölgede yaşayan diğer toplumların topraklarını imparatorluğuna dahil ederek güçlenmeye ve büyümeye başladı. 




Hun İmparatorluğunun sahneye çıkışı, diğer imparatorluklara pek benzememektedir. Zira barbar ve göçebe bir toplum olarak görülen hunlar, Tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte yalnızca 50 yıl içerisinde dünyanın en büyük İmparatorluğu haline gelerek bölgeye hakim hale geldi. Çin’i vergiye bağlayarak İpek yolunu denetimi altına aldı ve bölgedeki diğer devletleri sindirdi. M.Ö. 177 yılında Hun toprakları Hazar Denizinden Kore’ye kadar uzanan ve Asya’nın neredeyse tamamını içerisine alan büyük bir imparatorluk haline geldi.  Bu ilerleyiş M.Ö. 40 lı yıllara kadar devam etti.



Büyük Hun İmparatorluğunun Zayıflaması (M.Ö. 54)

Zamanla muazzam seviyedeki İmparatorluk gücü, sefahat ve lüks yaşantıya da ayak uydurmaya başladı. Çin'le iyi ilişkiler içerisine giren Hun hakanları, Çin Saray kültürü ve alışkanlıklarına ayak uydurmaya başladı. Çin İmparatorluğuyla iyi ilişkiler içine girildiği bu dönemlerde Hun İmparatorları Çinli prenseslerle evlenerek farkında olmadan İmparatorluğun yıkımına zemin hazırladılar. Çinli prenseslerle birlikte gelen koruma orduları ve Çinli diplomatlar Hun topraklarında ve Sarayında rahatça hareket edebilir, kendi amaçlarına hizmet edecek faaliyetler icra edebilir hale geldiler. Güçlenen ve artık Hunlara vergi ödemek istemeyen Çinliler, ödedikleri vergiyi keserek Hun topraklarına akınlar düzenlemeye başladılar ve Hunların zayıflayarak küçülmesini sağladılar.  




Büyük Hun İmparatorluğunun Bölünmesi (Doğu Hun ve Batı Hun) (M.Ö. 54)

M.Ö. 54 yılında, Hun İmparatorluğunun hükümdarı olan iki kardeş Hohanye ve Çiçi ihtilafa düştüler ve İmparatorluk Doğu Hun ve Batı Hun olarak ikiye bölündü. Çin ile yakın ilişkiler içinde olan Hohanye ve Doğu Hun, Çin hükümdarlığı altına girdi, Çiçi Han  ise Çine ve kardeşi Hohanye'ye karşı sert tavır alarak Batı Hunun başına geçti fakat Çin, zayıflayan Batı Hunun üzerine giderek kısa bir süre sonra Çiçi hanı öldürerek Batı hunlarını yıktı (M.Ö. 36). Çine bağlı bulunan Doğu Hun ve hükümdarı Hohanye ise bölgedeki varlığını Çin ekseninde devam ettirdi. Çinin Muaffak olarak Hunları parçalamasıyla bölgedeki yapı Hunların aleyhine gelişmeye devam etti.







Büyük Hun İmparatorluğunun İkinci Kez Bölünmesi (Kuzey ve Güney Hun)(M.S. 48)

M.S. 48 yılında gerçekleşen bir diğer taht mücadeleside hükümdar Panu ile Pi arasında yaşandı. O dönemde ciddi bir hastalık salgını yaşandığı için Çinin saldıracağını düşünen Panu, Çine bir elçi göndererek barış istemesi ayrılık fitilini ateşledi. Panu'nun hükümdar olmasından rahatsız olan Pi, kendiside gizlice Çin'e elçi göndererek Panu'nun haritasını vermiş ve Çinin desteğini istemişti. Bu olaydan sonra Çin Pi'ye destek vererek Hun İmparatorluğunun başına geçmesini sağladı. Panu da güçlerini Kuzeye çekerek Kuzey Hun İmparatorluğunu kurdu. Bu dönemde Pi yönetimindeki Hun imparatorluğu, Çinin idaresini kabul ederek Güney bölgesinde, Panu ise Çine ve Güney Hun imparatorluğuna sert tavır alarak kuzey bölgesinde iki ayrı yönetim kurdu. Ancak Çinin ve Güney Hunlarının baskıları neticesinde M.S. 156 yılında Kuzey Hunları tamamen yıkılarak tarih sahnesinden silindi. Güney Hunları ise Çin ile iyi ilişkiler içerisinde olmasına rağmen, Çinin bu bölgeye hükmetme çabası neticesinde M.S. 216 yılında yıkılarak tarih sahnesinden silindi.

Bu dönem, Bölgede bulunan Kuzey Hunlarının 156 da yıkılıp,  siyenpiler tarafında batıya doğru itilmesi ve M.S. 216 Yılında Çinin Tüm Hunların topraklarını tamamen elini geçirmesiyle son buldu. Bölgede kalan Hunlar M.S. 400 lü yıllara kadar küçük devletler kurmuş olsada başarılı olamadılar. Bu olaylar silsilesinin neticesinde bugün Türkistan olarak alınan bölgeden Türk varlığı tamamen ortadan kalkmış oldu.


Asyanın doğusunda başlayan Hun hareketi, büyük Hun İmparatorluğunun yıkılması ve Hunların Orta Asyadan uzaklaştırılmasıyla başlayan süreç, yıkılan Büyük Hun İmparatorluğunda yaşayan Hun’ların batıya doğru hareketiyle farklı bir seyir izlemeye başladı. Buraya yaşayan Hunların büyük çoğunluğu gerek Çin akınları, gerekse Siyenpilerin sınırlarını genişletmesiyle büyük ölçüde Batıya doğru ilerleyen Hunlar, Hazar Gölü çevresinde toplanarak bu bölgeye yerleşip çoğaldılar. 




Avrupa Hun İmparatorluğu (370 – 470)

Hazar Gölü ve Çevresinde yaşayan Hunlar, M.S. 400 lü yıllarda Avrupa Hun Devletini ortaya çıkarttı. 370 yılında, Balamir tarafından kurulan Avrupa Hun Devleti, varlığını ve topraklarını genişletmek için bölgede yaşayan Gotlarla (Ostrogot ve Vizigot) savaşarak batıya doğru itti. O dönemde Avrupanın neredeyse tamamı Roma imparatorluğu sınırları içerisindeydi. Bugün varolan Avrupa Ülkelerinin ataları, o dönemde Barbar kavimler olarak avrupanın muhtelif yerlerinde ve ormanlık alanlarında yaşıyor ve Roma İmparatorluğuna küçük çaplı saldırılar düzenliyorlardı. Hunların bölgeye hakim olmasıyla birlikte bölgede yaşayan Barbar kavimler Avrupa Hun devleti ve Roma İmparatorluğu arasında sıkıştılar. (Bu dönem tarihe, bugünkü Avrupanın yapısını oluşturacak sonuçlara varan Kavimler Göçü olarak geçer.) Önceleri Roma İmparatorluğu bu durumdan memnundu ve Avrupa Hun İmparatorluğuyla iyi ilişkiler içerisindeydi. Ancak bu dönem büyük hükümdar Attila’nın idareyi ele alması ve strateji değiştirerek Romanın üzerine doğru ilerlemesiyle seyir değiştirdi. Zamanla Roma İmparatorluğunu da hükmü altına alan Attila, Margos Antlaşmasıyla 422 yılında Roma İmparatorluğunu vergiye bağladı. Böylelikle barış sağlanmış oldu ancak Roma İmparatorluğu, 434 yılında antlaşmayı ihlal edince tekrar ilerlemeye ve Roma İmparatorluğunun üzerine seferler düzenlemeye başladı. Devam eden zamanda Doğu ve Batı Roma’yı kontrolü altına alan Attila, 452 Yılında idareyi tamamen ele almak için Roma şehrine yürüdü. Bu dönemde Papanın, Attila’nın huzuruna giderek teslimiyeti kabul etmesi ve bölgedeki Salgın hastalıkların baş göstermesi nedeniyle daha fazla ilerlemedi.

Büyük Hükümdar Attila, Fransaya kadar ilerleyerek Avrupa Hun Devletine en parlak dönemini yaşatmış ve bugünkü Avrupa Devletlerinin demografik yapısını oluşturan Kavimler Göçünü başlatarak tarihe yön vermiştir.

469 yılında Attila’nın ölümüyle oğulları saltanat mücadelesine girdi ve Avrupa Hun Devleti zayıflayarak yıkıldı. Avrupa Hun İmparatorluğunun yıkılmasıyla bölgede yaşayan Hunlar, bugünkü Macaristan ve çevresinde halen yaşamaya devam ederler. Zira Macaristana, Avrupalılar Macarlara Hungary demektedir. Bu isim Avrupa Hun Devletinden miras kalmıştır. 





Ak Hun İmparatorluğu / Eftalitler (420 – 562)Hazar gölü çevresinde yaşayan Hunların bir kısmı Batıya doğru ilerleyerek Avrupa Hun İmparatorluğunu kurmuş, bir kısmı da güneye doğru ilerleyerek Ak Hun İmparatorluğunu ortaya çıkartmıştır. Hazar Gölünde yaşayan iki büyük Hun kabilesi olan Uar ve Hun kabileleri birleşerek 420 yılında Ak Hun İmparatorluğunu kurmuştur. Bu İmparatorluk  İran ve Arap tarih kaynaklarında Eftalitler, Çin kaynaklarında ise Ak Hunlar olarak geçmektedir.

Bölgede yaşayan İki büyük kabile olan Uar ve Hun kabileleri birleşerek ortak yönetimle Ak Hun İmparatorluğunu kurmuş, 430 yılında da yönetime Aksuvar geçmiştir. Zamanla bölgesinde güçlenen Ak Hunlar, İran ile mücadeleye girerek İranın bölgedeki güçünü zayıflatarak önemli ölçüde güçlendi. 459 yılında Aksuvarın himayesinde olan Firuz İranın tahtına geçirilerek topralarını önemli ölçüde genişletti. Zamanla Firuz yönetimindeki İran Sasanileriylede savaşlar yapan Ak Hunlar, Hindistan ve Çin civarına kadar ilerledi. 470 yılında Hindistan üzerine yürüyerek burada bulunan Guptalar ve Pencap İmparatorluklarını yıkarak bu bölgeleride kontrol altına aldı. Ak Hunlar, Toraman ve Mihrikula döneminde en parlak dönemlerini yaşadılar. Karaşar ve Kandeharıda içine alarak geniş bir bölgeye hükmettiler. Bu dönem bölgede başka bir Türk Devleti olan Göktürklerin kurulması ve büyümesine kadar devam etti. Göktürklerin güçlenerek bölgeye hakim olması ve Sasanilerle ortak hareket etmesi neticesinde giderek güçlendi ve Göktürk ile Sasaniler birleşip Ak Hunları yıkarak topraklarını paylaştılar. 





Özetleyecek Olursak ;

Hunlar, M.Ö. 220 yılında tarih sahnesine çıkarak ilk Türk devleti olan Büyük Hun İmparatorluğunu kurdu ve dünyanın en büyük İmparatorluğu haline geldi. Ancak zamanla sefahat ve Çin kültürüne yakınlaşmayla zayıflıyarak bölündü ve kısa bir süre sonra yıkıldı. Ana Yurt olan Türkistandaki varlığı ortadan kalkan Hunlar, bölgede yaşayan halkların Hazar ve civarına Göç etmesiyle yeni bir dönem başladı ve Avrupa Hunları ile Ak Hunlar ortaya çıkarak Tarihe farklı bir yön verdi . Kurulacak diğer Türk devletlerinin önünü açtı. Avrupa Hun imparatorluğu, bugünkü Avrupanın Demografik yapısını oluşturan Kavimler göçünü başlatarak Türk varlığını Avrupaya kadar götürdü. Ak Hunlar ise bugünkü Orta Doğu bölgesinde yayılarak bölgesine hakim oldu. Diğer bir Türk Devleti olan Göktürkler ile İran Sasanilerinin birleşmesiyle yıkılarak tarih sahnesinden silinen son Hun İmparatorluğu oldu.

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)