bilgievlerim: Atatürk'ün Hayatı İndeksi
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


Atatürk'ün Hayatı İndeksi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atatürk'ün Hayatı İndeksi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2020 Cumartesi

Montrö Boğazlar Sözleşmesi







Montrö boğazlar sözleşmesi, İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki geçiş rejiminin, aynı zamanda boğazlardaki güvenliğin düzenlendiği sözleşmedir. Bu sözleşme 1923 yılında Lozan Antlaşmasıyla beraber imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçerek uygulanmaya başlanmıştır. Lozan Antlaşmasıyla imzalana Boğazlar Sözleşmesi ülkemize bazı kısıtlamalar getirmiştir. 

Bu dönemde silahsizlanma güncelliğini koruduğundan imzalanan sözleşme, silahsızlanmanın önemini yitirmesiyle ülkemizde kaygıya neden olmuştur. Bu yüzden boğazların statüsünde değişiklik yapılmasını istemiş ve imzalayan devletlerden ılımlı ortak bir anlayış görmüş, isteği kabul edilmiştir.





Atatürk Ve Yıldırım Ordular Grubu







Atatürk Ve Yıldırım Ordular Grubu, 14 Şubat 1917 tarihinde kol ordu ve 2 ordu komutanlıkları arasında Atatürk'ü savunmak üzere Hicazı ordu komutanlıkları yetkisiyle oraya gidecek birliklerin başına yollamışlardı. Durumu gözden geçirmek üzere Şama gitti. Ona göre çöllerin içinden geçip demir yollarını aşıp Medine'ye doğru gitmek bütün yolları savunmaya kalkışmak yanlıştı. 

Hicaz kuvvetlerini geriye çekerek Filistin cephesini ortaya çıkarmaktı kendince doğru olan. Başta Atatürk' ün uyarılarını başkomutanlar ve ordu komutanlığı kabul etti. Ancak Peygamber efendimizin kabri Medine de olduğundan dolayı orayı bırakmak düşüncesi İstanbul'u alt üst etti.Mısır dan Çölü aşarak Kudüs'e doğru yürüyen İngilizler Bağdat'ı almak için Irak'a asker çıkarmışlardı. 






Atatürk Ve Trablusgarp Savaşı








Atatürk ve Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak İstanbul Harp Akademisinde mezun olduktan sonra çeşitli bölgelerde görev yaptı. 13 eylül 1911 yılında Genel Kurmay Başkanlığı 1. Şubeye tayin edildi. Harbiye Nazırı Şevket Paşa, Mustafa Kemal'in İttihat ve Terakki üyesi olduğunu bildiği için, aktif bir görev vermedi.

Trablusgarp Osmanlı devletinin Kuzey Afrika'da kalan son toprak parçasıdır. Trablusgarp 1551 senesinde Osmanlı Kaptanı Derya Sinan Paşa tarafından uygulanan kuşatma ile Malta Şovelyelerinden ele geçirilmiştir.





Atatürk Ve Sadabat Paktı







Atatürk ve Sadabat Paktı, Sadabat paktı, Atatürk için önem arz eden ve hayatının son yıllarında büyük çabalar göstererek başarıya ulaştığı anlaşmalardan biridir. Olayların başında, İtalya'nın Habeşistan'ı işgal etmesi gelmektedir. Böylece Doğu Akdeniz bölgesinde İtalyanlar tarafından bir tehdit oluşmuştur. Bu sıralarda Türkiye'de Dersim isyanları çıktığı için Doğu ve Güneydoğu sınırlarını koruma altına almak gerekmektedir.

İtalya'nın Doğu Akdeniz'e yayılmasını istemeyen Ortadoğu devletleri arasında 2 Ekim 1935 yılında bir anlaşma yapılması öne sürülmüştür. İran, Irak ve Türkiye arasında olması istenen bu anlaşmayı Atatürk desteklerken, aralarında sınır anlaşmazlığı bulunan İran ve Irak reddetmiştir. Fakat zamanla aradaki sınır anlaşmazlıkları ortadan kalkınca, her iki taraf da anlaşmaya sıcak bakmışlardır. Bunun en önemli sebebi de İtalya'nın gösterdiği sert tutumlar ve yayılma politikası olmuştur.





Atatürk Ve Milli Mücadele







Atatürk ve Milli Mücadele, Osmanlı devleti artık fiilen itilaf devletlerinin kontrolü altına gelmişti. Var olan dış borçlar ve halkın artık uzun savaşlar nedeniyle yorgun düşmesi nedeniyle artık dermanı kalmamıştı. Bununla birlikte uzun kıtlıkla geçen dönemlerden dolayı halk ekonomik açıdan oldukça sıkıntılı dönemler yaşamaktaydı. Osmanlı padişahının eli kolu bağlanmış ve halkı rahatsız edici vergiler getirerek borcu kapatma gayreti içerisindeydi. 

Ancak fakir olan halk bu vergileri ödeyecek durumda bulunmamaktaydı. Hakeza bu borç ve ülkeden bir haber olan Osmanlı padişahı dönüşü olmayan anlaşmaların altına imza atmaktaydı. Bu anlaşmalar yüzünden ülke güne ekonomik olarak yıpranmıştı. Vatanın bu gidişatı ve yapılan haksız anlaşmalar nedeni ile Mustafa Kemal Atatürk ve genç durumdan oldukça rahatsızdı. Artık ülkenin bir kurtuluşa ihtiyacı olduğu kanaatindeydiler. 






10 Nisan 2020 Cuma

Atatürk Ve I. Dünya Savaşı







Atatürk Ve I. Dünya Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk 1. Dünya savaşı öncesinde Sofya'da Yarbay olarak çalışmaktaydı. Bulunduğu bölgedeki olay ve gelişmeleri Osmanlı Devletine düzenli olarak bildirmekte ve işini düzenli yapan bir komutandır. I. Dünya savaşı öncesinde Harbiye Nezaretinde çıkacak kanlı savaş kendisini göstermekteydi. Bu dönemde Atatürk zorunlu kalmadıkça bu savaşa girilmemesi gerektiğini söylemekteydi. 

Ancak bu durum o donemde rütbesinin fazla yüksek olmaması hasebi ile dikkate alınmamaktaydı. Ancak Mustafa Kemal Atatürk ileriyi gören bir komutandı. Çünkü o dönemde Osmanlı devletinin siyasi ve askeri gücünün bu savaşı kaldırmayacağının farkındaydı. Ancak 1. Dünya Savaşında Almanlar çok güçlü askeri bir güce sahipti. Bu nedenle Enver paşa ve yanındakiler bu savaşa girilerek kaybedilen yerlerin geri alınacağı kanaatindeydi. 






Atatürk Ve Dünya Savaşı Dönemi







Atatürk ve Dünya Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk'ün yurtta sulh, cihanda sulh deyişine uygun olarak Türkiye, savaşın dışında kalmıştır. Ancak Mihver Devletler arasında yer alan İtalya'nın Arnavutluk'u işgali Türkiyeyi Akdeniz'in güvenliği konusunda kaygılandırdı. Akdeniz'de güvenliği sağlamak için Türkiye, İngiltere ve Fransa arasında bir yardım paktı anlaşması yapıldı. 

Bu anlaşmada Türkiye herhangi bir saldırıya uğrarsa İngiltere ve Fransa yardım edecekti. Türkiye'de onlara karşı bir saldırıda onların yanında yer alacaktı. 1943 yılında Adana ve Kahire deki görüşmelerde Müttefik devletler Türkiye'nin savaşa katılmasını istediler. Ancak Türkiye'nin savaşa katılmakta kullanacağı eksikleri zamanında yerine getiremedikleri için Türkiye savaşa katılmadı.






Atatürk Ve Balkan Savaşları Dönemi







Atatürk ve Balkan Savaşları, Olayların başlangıcı, Osmanlı Devleti o dönemde Trablusgarp savaşı ile uğraşırken, Bulgaristan, Yunanistan, Karadağ ve Sırbistan ülkelerinin birleşerek Osmanlı devletine savaş ilan etmeleri ile başlamıştır. Bu dört Balkan ülkesinin Osmanlı Devletini cephe almalarının asıl sebebi, Balkanlardaki Makedonya ve Arnavutluk bölgelerinin Osmanlı Devleti hakimiyeti altında olması ve Balkan devletlerinin bu hakimiyeti ele geçirme isteğidir.

Birinci Balkan Savaşı (1912): 8 Ekim 1912 tarihinde Osmanlı Devletinin meşguliyetini fırsat bilen bu dört Balkan devleti, birleşerek Osmanlı'ya savaş başlatmışlardır. Atatürk komutasındaki Osmanlı Devleti, yanlış bölgede yoğunlaştıkları için bu savaşta önemli kayıplar vermiş ve çok fazla geri çekilmek zorunda kalmıştır. 





Atatürk Ve Balkan Antantı








Atatürk ve Balkan Antantı, Türkiye Cumhuriyeti kesin olarak kurulmuş ve dünya devletleri arasında varlığını kesin olarak kabul ettirmiştir. Dünya savaşlarının son bulması ve yapılan Mondros ile Lozan antlaşmalarından sonra ülke savaş yıllarından kurtularak hızla kalkınma hareketine geçmiştir. 

Balkan Antantının kurulmasındaki temel neden Almanya da Nazi Partisinin iktidara gelmesi ve İtalyanın Akdeniz ve Balkanlar üzerinde genişleme çabasından kaynaklıdır. Almanlar sürekli olarak sömürge kaynaklarına ulaşma çabasında idiler. Bunun için Nazi partisi biçilmiş kaftandı zaten İtalyanlarda sömürgelerden nasiplenmemişti. Ancak ortaya çıkacak bir savaş ile istediklerine ulaşabileceklerdi. Bu durum balkanlarda bulunan ülkeleri rahatsız etmekteydi. 






Atatürk Ve Askerlik Dönemi







Atatürk ve Askerlik, Atatürk'ün askerlik dehasını ortaya koyan başarılarla doludur. Aldığı her görevi başarıyla tamamlamıştır. Atatürk'ün askerlikte ilk görev yeri 11 Ocak 1905 tarihinde atandığı merkezi Şam olan 5. Ordu ile başlamıştır. 1907 tarihinde kolağası yani kıdemli yüzbaşı olmuş, 3. Ordu'ya Manastır'a atanmıştır. 

19 Nisan 1909 tarihinde İstanbul'a giren Hareket Ordu'sunda kurmay başkan olarak görev yapmıştır. 1910 yılında ise, Fransa'ya gönderilmiş ve Picardie Manevralarına katılmıştır. 1911 yılında ise, İstanbul'a gelerek Genel Kurmay Başkanlığı emrinde görev yapmıştır.





Atatürk Ve Askeriye Dönemi








Atatürk ve Askeriye, Atatürk yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında küllerinden dirilttiği Türkiye Cumhuriyetinin eşsiz bir lideridir. Şüphesiz asker kişiliğinin başarılı olmasında payı çok büyüktür. Fakat ileri görüşlülüğü ve cesareti ile tam bir kahramandır. Atatürk'ün asker olması, içinde bulunduğu konjonktür zaman dilimi ile ilgilidir. 

Yıkılmakta olan bir imparatorluğun son zamanlarında en kariyerli meslek sahipleri üniformalı subaylardı. Tabi ki subay olmak kolay değildi. Okuma isteğinin olması, aydın olmak ve kafası çalışan bir öğrenci olmak gerekiyordu. Çok fazla meslek grubunun olmadığı bu yıllarda halkın nazarında subaylığın yeri en tepedeydi.





Atatürkün Şahsi İlişkileri







Atatürk'ün Şahsi İlişkileri, Mustafa Kemal Atatürk çok küçük yaşlardan itibaren ikili ilişkilerine önem veren ileri görüşlü bir kimliğe sahipti. Bu hususla bir kimseyle konuştuğu zaman diksiyonu ve hitabenin kuvvetli olması hasebi ile karşıdakine inandığı doğru değerleri aşılama kabiliyetine sahipti. 

Mustafa Kemalin şahsi ilişkileri araştırıldığında çok küçük yaşlardan itibaren aile ve vatanına bağlı olduğu anlaşılacaktır. Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik'te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım ve babası Alı Rıza Efendiydi. Mustafa Kemal şahsi ilişkilerini eğitim yıllarından itibaren iyi tutmuş bir özelliğe sahiptir.







Atatürkün Özel Hayatı







Atatürk'ün Özel Hayatı, hep sadelik içinde geçmiştir. Her zaman temiz ve disiplinli olmayı sevmiştir. Zengin bir kitaplığı bulunan Atatürk kitap okumayı, müzik dinlemeyi, tavla ve bilardo oynamayı, ata binmeyi, dans etmeyi çok severdi. Her zaman her konuda seçici olmayı seven Atatürk, bunu özel hayatını yaşarken de devam ettirdi. 

Örneğin dinlediği müzik türlerinden Rumeli türküleri, Ege türkülerine aşırı ilgisi vardı. Zeybek oyunlarına düşkünlüğü ile bilinen Atatürk, verdiği özel davetlerde zeybek mutlaka oynardı. Atatürk katıldığı ve verdiği davetlerde bilim adamlarına, sanatçılara büyük değer verir ve onlarla ülkenin geleceği hakkında konuşmaktan zevk alırdı. İleri derecede Fransızca ve az da olsa Almanca bilen Atatürk her zaman öğrenmeye ve gelişmeye açık bir şekilde hayatını sürdürmüştür.






Atatürkün Ölümü






Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938'de hayatını kaybettiğinden bu yana tam 80 yıl geçti. Peki Atatürk nasıl öldü, ölüm sebebi ne oldu? 10 Kasım 1938'de neler yaşandı? İşte tüm detaylar.
Atatürk'ün ölümü, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ulu önder Atatürk'ün hiç ölmeyeceğini sanan vatandaşların bir gün onunda aramızdan ayrılma ihtimalini hiç akıllarına getirmemişlerdi. Bu gerçeği halkın kabul etmesi ne kadar zor olsa da bir gün mutlaka her insanoğlunun başına gelen ölüm onunda yaşayacağı bir gerçekti. 

Dünya liderleri arasında da Türkiye'nin son yüz yıl tarihi içerisinde de en büyük liderlerindendir. Vatanı için çıktığı bu kutlu yolda kurduğu Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında son nefesini vermek nasip oldu. Peki biz şimdi onun kurduğu cumhuriyete o dönem kanlarıyla bu toprağı savunan şehitlere ne kadar bağlı kalabildik. Asıl sorulması gereken biz olsak o dönemlerde ne olurdu.





Atatürkün Okul Hayatı







Atatürkün okul hayatı, Cumhuriyetin kurucusu olan Atatürk'ün oldukça başarılı bir okul hayatı olmuştur. Ülkemizin kaderini belirleyecek olan çalışmaları bile okul hayatı sırasında başlamıştır. Atatürk'ün okul hayatı Mahalle Mektebiyle başlamış, Harp Akademisiyle sona ermiştir.

Atatürk'ün eğitim gördüğü okullar

Mahalle Mektebi: Her zaman Şemsi Efendi İlkokulu Atatürk'ün okul hayatının başladığı okul olarak dile getirilir. Ancak ilk gittiği okul Mahalle Mektebidir. Annesi Zübeyde Hanım ve babası Ali Rıza Bey arasında 1887 yılında yaşanan fikir ayrılığı, Atatürk'ün annesinin isteği üzerine bir hafta mahalle mektebinde eğitim almasına neden olmuştur.





9 Nisan 2020 Perşembe

Atatürkün Öğrenim Hayatı









Atatürkün Öğrenim Hayatı, Küçük Mustafa 1887 yılında Haziran ayında başladığı ilk öğrenim hayatına bir süreliğine annesi Zübeyde hanımın isteğine uyarak Hafız Mehmet Efendinin mahalle mektebinde devam etmiştir. Daha sonra çok geçmeden babası Ali Rıza Efendinin arzusu üzerine Selanik'te çağdaş eğitim yapmakta olan Şemsi Efendi Mektebine geçmiştir. Burada ilkokulunu bitiren küçük Mustafa Şemsi Efendi teni öğrencisinin zeka ve yeteneklerini takdir etmesinden dolayı Mustafayı kendi okulunda okumasından son derece memnun olmuştur. 

Küçük Mustafa bu okulda okumakta iken babası Ali Rıza Efendi ölmüştür. Babasının ölümü üzerine Zübeyde Hanım üç çocuğuyla bir süre Selanik yakınlarında bulunan Lankaza da yer alan Rapla çiftliğinde subaşılık yapan kardeşi erkek kardeşi Hüseyin Efendinin yanına yerleşmiştir. 






8 Nisan 2020 Çarşamba

Atatürkün İlgi Alanları








Atatürkün ilgi alanları, Varoluşuyla şuan olduğumuz kişi olma yolunda ilerleyişimizde çok önemli bir yere sahip olan insanın, Atatürk'ün ilgi alanlarında bahsedeceğiz. Çok yönlü ve bu çok yönlülüğünü kullanıp birçok alana yönelen Atatürk'ün ilgi alanlarının az olduğunu söyleyemeyeceğim doğal olarak. 

Haydi o zaman şimdi bu çok şey başaran çok ilgi alanlı insanın hobileri ve yapmaktan zevk aldığı şeyleri biraz inceleyelim

Atatürk'ün ilgi alanları:





Atatürkün Hayatı








Atatürk'ün hayatı, Asıl adı Mustafa Kemal olan Atatürk 1881 yılında, Selanik'te dünyaya gelmiştir. Babası Ali Rıza Efendi, annesi ise Zübeyde Hanım'dır. Babası Ali Rıza Efendi önceki yıllarda gümrük memurluğu yapmış. Daha sonraki yıllarda ise görevinden ayrılarak kereste tüccarlığına başlamıştır. Annesi Zübeyde Hanım ise gelenek ve göreneklerine sadık, mükemmel bir hanımefendiydi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün çocukluğu ve gençlik yılları, Osmanlı devletinin en sıkıntılı dönemine denk gelmiştir. Doğduğu yer Selanik, 19. yüzyılın sonlarına doğru sık sık çatışmalar gelişen Makedonya'dadır. Mustafa Kemal Atatürk aile hayatına oldukça önem vermiş ve yaşamı boyunca ailesini yalnız bırakmamıştır. Selanik Osmanlı'dan alınınca annesi ve kız kardeşi Makbule Hanımı yanına getirmiştir.





Atatürkün Hatırası






Atatürkün Hatırası, Aslında sizlerle paylaşacaklarım Atatürk'ün hatırası değil hatıralarıdır. Aynı zamanda bize bırakmış olduğu vasiyet, bencillik değil aynı zamanda sencilliktir. Başkalarına da saygılı olmayı bırakmıştır. Herkese karşı anlayışlı olmayı eşitliği ve daha bir çok şeyi... 

Atatürk karamsarlık nedir bilmez etrafındakilerin çaresizliğine çözüm arar hep iyimser olmuştur. Türk milleti için her zaman örnek alınacak bir lider olmuştur. Türk milletinin geleceği olan Atatürk'ün bıraktığı anıları yazacağım.





Atatürkün Eserleri







Atatürkün Eserleri, Büyük Türkiye Cumhuriyetini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı boyunca kaleme aldığı birçok eserlerinin toplam adedi on dörttür. Gazi Kemal Atatürk yazmış olduğu bu eserlerinde askerliğe, siyasal yaşama tarzına ve kültürel ile sosyal hayata yönelik çeşitli birçok konuyu kendi içinde değerlendirerek aslında başarıyı elde etmek için izlenmesi gereken yolları insanlara anlatmaktadır.

 Atatürk'ün eserleri denince akla tabi ilk olarak kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelmektedir. Bu eserinin yanında yukarıda belirtilen daha birçok alanda vermiş olduğu fikir ve tavsiyeleri sayesinde yine bizlerin en büyük yol göstericimiz olmuştur.





Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)