Atatürkün Hatırası, Aslında sizlerle paylaşacaklarım Atatürk'ün hatırası değil hatıralarıdır. Aynı zamanda bize bırakmış olduğu vasiyet, bencillik değil aynı zamanda sencilliktir. Başkalarına da saygılı olmayı bırakmıştır. Herkese karşı anlayışlı olmayı eşitliği ve daha bir çok şeyi...
Atatürk karamsarlık nedir bilmez etrafındakilerin çaresizliğine çözüm arar hep iyimser olmuştur. Türk milleti için her zaman örnek alınacak bir lider olmuştur. Türk milletinin geleceği olan Atatürk'ün bıraktığı anıları yazacağım.
Atatürk'ün Yargıç Kararına Saygısı
Atatürk'ün ölümünden iki yıl önce canına kast etmek için bir tuzak ortaya çıkarılmıştı. Bu düzeni kurmakla suçlanan kimse Milli mücadeleden biri Atamızın yoluna çalışmış sevgi ve iyilik görmüş Atatürk tarafından güvenilen biri idi. Bu olay yurdumuzda tiksinme ve şaşkınlık meydana getirmişti. Kimse bu tuzağa bir anlam veremiyordu.
'Suça yeltenildi fakat hakim delil olmadığından bunu uygun gördü '
Bayrağa Saygı
30 Ağustos sabahı Atatürk muharebe sahasında dolaşıyordu. Etrafta binlerce düşman cesetleri ortalığa bırakılmış toplarla tüfeklerle ölmüş hayvanlarla dolu idi. Atatürk Şöyle söylendi;
'Bu manzara insanlığı utandırabilir. Fakat vatanın iyiliği için buna mecbur kaldık. Biz Türkler başka bir vatan içerisinde böyle bir şeye asla teşebbüs etmeyiz.
Ganimetlerin arasında yırtılmış ve terk edilmiş bir de yunan bayrağı gören eli ile kaldırılmasını işaret ederek
'Bir milletin istiklal alametidir. Düşmanda olsa saygı göstermek lazımdır. Lütfen kaldırıp topun üzerine koyun.
Atatürk'ün Eşitlik Anlayışı
Atatürk bir gün Dolma Bahçe sarayından kimseye haber vermeden çıkar. Topkapı sarayı müzesine gelir. Müzeyi gezmek ister. Kapıdaki görevliye kendini tanıtır. Ancak görevli Atatürk değil kim olursan ol giremezsin saat 9 olmadı ve daha memurlar gelmedi der. Açıkçası görevli Atatürk'ü tanımamış ve Atatürk'ün geleceğine inanmamıştır. Burada önemli olan Atatürk'ün bu sert cevap karşısında ses çıkarmaması ve bir kenara geçip memurların gelmesini beklemesidir.
Asla Bolşevik Olmayacağız
Ankara'nın en soğuk aylarından biri idi Şubat. Ankara kulübünde bir balo düzenlenmişti. Ankara'nın en sayılır adamları orada olacaktı. Bir haber yayıldı herkeste bir heyecan vardı. Gazi Paşa baloya geliyordu. Rus sefiri de baloya geliyordu.
Salonun ortasında ilerlemekte olan Gaziye bir aralık sefir yaklaşarak Fransızca;
Sizi çok seviyorum hürmetim sonsuzdur. Çünkü bir amaç uğrunda varlığını kurtarmaya çalışan milletiz. Türkiye'nin en büyük adamı olan sizi bir kere öpebilirmiyim. Dedi.
Atatürk gülerek elini uzattı ardından oda elçiyi öptü. Söylenenlere şöyle yanıt verdi.
Söylediklerinizden saygınızdan çok memnun oldum çok teşekkür ederim. Bu iki millet ebediyen dost kalmalıdır. Ama şunu unutmayın ki her zaman dostuz diye asla Bolşevik olmayacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder