Atatürk Milletler Cemiyeti, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile düşman denize dökülmüş, Türkler yine bir destan yazmış ve Kurtuluş Savaşı kazanılmıştır. Yeni Türk ordusunun gücü işgalci devletlere gösterilmiş, işgalci devletlerin askeri masrafları ve asker kayıpları yanına kalmıştır. Kurtuluş Savaşı (milli mücadele 1919-1922) çok cepheli askeri ve siyasi bir harekettir.
Mustafa Kemal'in liderliğini yaptığı genç Türkiye Cumhuriyeti ayakları üzerinde durmayı başlamıştır. Mustafa Kemal'in "Yurtta Sulh Cihanda Sulh sözü" yeni Türkiye Cumhuriyeti için ilke olmuş ve Dünya üzerinde yeniden savaşların yaşanmaması için oluşturulan Milletler Cemiyeti'ne Türkiye davet edilmiştir.
23 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan antlaşması ile Kurtuluş Savaşı resmen sona erdikten sonra, savaşta elde edilen başarı ve yapılan reformlar ile genç Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş bir yapıya kavuşması, Millitler Cemiyetine üye olan diğer ülkelerin dikkatini çekmiştir. Türkiye barışçı ve yapıcı tutumu ile aranan ve istenen bir ülke konumuna ulaşmış, bir çok Dünya ülkesi ile dosluk ve ticaret anlaşmalar ile sosyal ve kültürel anlaşmalar imzalanmıştır.
Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam) Atatürk'ün kazandığı bir diplomasi zaferidir. 1925 yılında ki Şeyh Sait isyanının bastırılması aşamasında isyancılar o zaman bir kısmı İran, bir kısmı Türk sınırları arasında kalan Ağrı dağı'na kaçtılar. Hatta burada Ağrı Kürt Cumhuriyetini bile kurduklarını duyurdular. Sözde kurulan bu oluşumun Milletler Cemiyetince tanınması için İngiltere'yi aracı etmek istediler.
Durum değerlendirmesi yapan Atatürk ve arkadaşları bunun kabul edilemez olduğunu bildirdiler ve o zaman ki Sovyet Rusya ile anlaşarak terör gruplarını yakalamak için ortak operasyonlar düzenlendi. Bu arada Atatürk öncülüğünde kurulan Türk Hükümeti İran ile de antlaşmalar yapılarak, Ağrı dağı tamamen Türk sınırları içine alındı. Sovyet Rusya ve Türkiye Cumhuriyeti ilişkileri oldukça iyi duruma gelmişti. Fakat bu durum İngiliz ve diğer Rus düşmanı ülkelerin işine gelmiyordu. Kurulacak bir Ermeni Kürt devletinin Türkiye Sovyet Rusya ilişkilerini daha da iyileştireceğini gören Milletler Cemiyeti üyeleri Türkiye'yi Milletler Cemiyetine üye yaparlarsa Sovyet Rusya'dan uzaklaştırabileceklerini düşündüler.
Milletler Cemiyetinin çalışma prensibine göre üye olmak isteyen ülkelerin davet edilmesi diye bir durum söz konusu olmuyor. Üye olmak isteyen ülke kendisinin başvurması gerekiyordu. İngiliz ve diğer işbirlikçiler Türkiye'nin Milletler Cemiyetine başvurulması için algı oluşturmaya başladılar. Üye olunması gerektiğine ilişkin Atatürk'e bilgiler verildi. Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri İngiliz Sir Drummond Türk dışişleri bakanı Aras'ı Cemiyete davet etti. Üye olunması için ülkelerin kendisinin başvurması gerektiğini bildirdi. Atatürk; kendilerinin başvurmalarının söz konusu olmadığını, Milletler Cemiyetinden davet gelir ise değerlendireceğini söyledi.
Bu durumun Dışileri Bakanı Arar tarafından Milletler Cemiyetine bildirilmesi istendi. Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri etraflıca görüştüğü üyelere; Türkiye'nin Sovyet Rusya'dan uzaklaşması için Milletler Cemiyetine üye olmasının şart olduğunu fakat Cemiyet yasalarının başvuruda bulunmayan ülke üyeliğini kabul etmediğini bunun özel bir durum olduğunu söyleyerek Milletler Cemiyet Genel Kurulu tek gündem maddesi olan "Türkiye Cumhuriyeti'nin Milletler Cemiyeti'ne Üye olma biçimi" görüşülmek için toplandı.
29 ülke delege kurullarının davet bildirisi; "Bir ülkenin Cemiyeti Akvam'a üye olabilmesi için sözleşmenin birinci maddesinde göz önünde bulundurulan genel koşulları Türkiye Cumhuriyeti yerine getirmiştir. Üye olması için davet edilmeye ve değerli işbirliğinden yararlanılması için davet edilmesini teklif ediyoruz."
Türkiye Cumhuriyeti'nin Milletler Cemiyetine katılması için gerekli prosedürler bir kenara bırakılarak üyeliği kabul edilmiştir. (18 temmuz 1932) Bu durum dilekçe vererek üye olan ülkeler arasında sorunlar çıkarsa da Atatürk'ün uluslar arası siyasette kazandığı bu zafer bir çok ülkeye ilham kaynağı olmuştur. 43 ülkenin oluşumundan meydana gelen Milletler Cemiyeti ilk kez bir ülkenin başvurusu olmadan üyeliğini kabul etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder