Atatürk ve İç Politika, Büyük önder ve eşsiz lider Atatürk başkomutanlık meydan muharebesinin son günü 9 eylül 1922 yılında Yunan ordusu denize döküldükten sonra ve büyük bir zafer kazanıldıktan sonra Atatürk asıl savaşın yeni başladığını, bu savaşın masada olacağını her fırsatta dile getirmiştir.
Silahlı mücadelenin sona ermesinden sonra artı muasır medeniyetler seviyesine çıkmak için gayret sarf edilecek, bu seviyenin yakalanması için atılması gereken adımları atmaktan çekinilmeyecektir.
Atatürk zamanı iç politikada gelişmeler nelerdir?
Cumhuriyetin ilanı,
Amasya genelgesinden itibaren ulusun gücüne dayalı demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti sürekli dile getiriliyordu, 29 Ağustos 1923 yılında Lozan antlaşması imzalandı. Ankara 13 ekim 1923'te TBMM tarafından bir yasa ile başkent ilan edilerek başkent sorunu ortadan kaldırıldı. Yeni kurulan devletin rejim sorununun ortadan kaldırılması için çalışmalar yapılmış, ikinci TBMM açıldıktan sonra 29 ekim 1923 günü yüce Türk milletinin özgür ruhuna uygun ulusal egemenliği gerçekleştirmek, saltanatın kaldırılması ile oluşan boşluğun doldurmak için Cumhuriyet ilan edilmiştir. İlanın sonucunda;
1921 anayasasında yapılan bir değişiklik ile rejimin Cumhuriyet olduğu, dinin islam olduğu, resmi dilin Türkçe olduğu anayasa da yer almıştır. Mustafa Kemal'in Cumhur başkanı seçilmesi ile başkanlık sorunu çözülmüştür, kabine hükümetine geçilmiştir. Ulusal egemenlik düşüncesi başarılı olmuştur.
Cumhuriyet karşıtları illegal faaliyetlerini İngilizlerin gazı ile Halife kisvesi altında yürütmek istediler. Bununla birlikte TBMM tarafından halife seçilen Abdülmecit Efendi'nin başkan gibi davranması, Ağa Han ile Ali Han isimli kişilerin İsmet Paşa'ya yazdıkları yazıların Tanin gazetesinde açıklanması, ümmetçilik esasına dayanan halifelik ile insana seçme hakkı veren Cumhuriyetin bir birine zıt olması, kimi TBMM üyelerinin halifeyi devlet başkanından üstün görmesi üzerine 3 mart 1924 tarihinde bir yasa ile halifelik kaldırılmıştır. Bununla birlikte Şeriye ve Evkaf vekaleti kaldırılarak laikliğe ilk adım atılmış bunun yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.
Sonuçları;
Ümmetçilik esasına dayalı rejim ortadan kaldırılmış, ulusal egemenlik kavramı benimsenmiştir. Laikliğe geçiş için en önemli adım atılmış, yeni inkilaplar için zemin oluşturulmuştur.
Türkiye Cumhuriyetinin ilk anayasasının kabulü,
1921 Anayasası imparatorluk ve savaş yıllarının sorunlarını halledebilmek için yapılmış, halkın katılımını sağlamamış daha çok olağanüstü durum için yapılmış bir anayasadır. Fakat yeni cumhuriyet kurulmuş, halkın isteklerine cevap veren halkçı bir anayasaya ihtiyaç duyulmuştur. Bunun için yapılan çalışmalar neticesinde 20 nisan 1924 yılında yeni Türk devletinin ikinci Cumhuriyetin birinci anayasası kabul edilmiştir.
Yeni anayasaya göre;
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kanun önünde eşit kabul edildi. Bunun yanı sıra egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğu, devlet yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğu, devlet dininin İslam, başkentin Ankara olduğu, Yasama - Yürütme ve Yargı yetkisinin meclis denetiminde olduğu, meclis yürütme yetkisini milletvekillerinden kurulu hükümet eliyle yürüteceği, yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerde olduğu, TBMM seçimlerinin 4 yılda bir yapılacağı, seçme yaşının 22, seçilme yaşının 30 olacağı, Cumhurbaşkanın 4 yıllığına meclis içinden seçileceği, seçme ve seçilme hakkının erkekler de olduğu belirtilmiştir.
İslam kelimesi 1928 yılında 1924 anayasasından çıkartılmıştır. Bununla birlikte 1930 yılında kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı, 1934 yılında da milletvekili seçilme hakkı sağlanarak kadın erkek eşitliğinde önemli bir aşama kaydedilmiştir. Atatürk ilkeleri 1937 yılında 1924 anayasasına dahil edilmiştir. 1945 yılında Türk Dil Kurumu tarafından dil sadeleştirilmiş fakat 1952 yılında eski haline geri dönülmüştür.
20 nisan 1920 yılında işgal altında zorluklarla toplanan milletvekilleri oylar ile seçilip gelen milletvekilleri değildi. Bulundukları yerlerde ağırlığı olan, söz sahibi olan kişilerdi. Meclise gelerek parti kurulmadığından bireysel hareket ediyorlardı. Hepsinin ortak amacı misakı milli idi. Fakat ilk gruplar kurulmaya başlandığında İstiklal grubu, Müdafai hukuk grubu yeni meclisin ilk gruplarıdır. Daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası kurulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder