bilgievlerim: Atatürk'ün Eğitim Hayatı
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


7 Nisan 2020 Salı

Atatürk'ün Eğitim Hayatı






Atatürk Eğitim Hayatı; Mustafa Kemal Atatürk 1887 senesinde, haziran ayında başladığı ilk öğrenimine bir süre annesinin isteğine uyup, Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde başlamıştır fakat çok zaman geçmeden, babasının arzusu ile Selanik'te çağdaş eğitim veren Şemsi 

Efendi mektebine geçmiştir ve ilkokulu burada tamamlamıştır. Şemsi Efendi, yeni öğrencisinin yeteneklerini ve üstün zekasını takdir ettiğinden dolayı, küçük Mustafa'nın kendi okulunda eğitim görmesinden son derece memnun olmuştur.








Küçük Mustafa, bu okulda okuduğu esnada babası ölmüştür. Ali Rıza Efendi nin ölümünden sonra, Zübeyde Hanım üç çocuğu ile birlikte, bir süre Selanik yakınlarındaki Lankaza'da yer alan, Rapla çiftliğinde subaşılık yapmakta olan kardeşi, Hüseyin Efendi'nin yanına yerleşmiştir. Çiftlik hayatı sebebiyle küçük Mustafa'nın eğitim hayatı, ister istemez bir süre aksamıştır. Fakat, çok geçmeden tekrar Selanik'e dönerek halasının yanında, kaldığı yerden öğrenimine devam etmiştir.

Daha sonra, Şemsi Efendi İlkokulunun ardından, bir süre Selanik Mülkiye Rüştiyesi ne devam ettiyse de, Kaymak Hafız isimli Arapça öğretmeninin kendisine haksızlık yapıp, sopa ile vurması ile birlikte, bu okuldan ayrılmıştır ve 1894 senesinin, Temmuz-Ağustos ayları arasında kendi verdiği kararı ile Askeri Rüştiye ye başvuru yaparak, öğrenimine burada devam etmiştir. Yaz aylarında, dayısı Hüseyin Efendi nin yanına gidip, okul açılana kadar çiftlikte kalmıştır. 

Mustafa, bu okulu gerçekten çok sevmiştir. Arkadaşları arasında zekası ve dahice yetenekleri ile kısa zamanda kendisini öne çıkarmıştır ve öğretmenlerinin sevgisini kazanmıştır. Öğretmenleri neredeyse kendisine bir arkadaş muamelesi yapma gereğini dahi hissetmişlerdir. Bu okulda matematik öğretmeni olan, Yüzbaşı Mustafa Efendi, genç öğrencisinin yetenekleri ve zekası karşısında sınıftaki diğer Mustafa isimli olanlarla aralarındaki farkı belirtmek üzere, öğrencisinin isminin sonuna Kemal ismini ilave etmiştir. Artık genç öğrenci Mustafa Kemal olmuştur.




Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra 13 Mart 1896 yılında, Manastır Askeri İdadisine girmiştir. Burada Ömer Naci ile yakın arkadaşlık etmiştir. İlerde ünlü bir hatip olarak tanınacak olan bu kişi, Mustafa Kemal in hitabet ve edebiyat sevgisinde üzerinde, etkin bir rol oynamıştır. Yakın arkadaşlarından biri olacak Ali Fethi Okyar da bu okulda öğrencidir. Genç Mustafa Kemal, askeri öğreniminin yanı sıra yabancı dil öğrenimini de önemsemiştir; yazları izinli olarak Selanik'e döndüğü zaman Fransızca dersleri almıştır.

 Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisini de başarı ile bitirdikten sonra, 13 Mart 1899 senesinde, İstanbul'da Harp Okulu na girmiştir. 3 senelik başarılı bir Harbiye öğreniminin ardından, 10 Şubat 1902'de bu okulu Teğmen rütbesiyle bitirmiştir ve öğrenimine Harp Akademisinde devam etmiştir.1903 senesinde Üsteğmen olmuştur.11 Ocak 1905 tarihinde de Kurmay Yüzbaşı rütbesini alarak, Harp Akademisinden mezun olmuştur.

Harp Okulunda ve Harp Akademisinde de zekası, dahice yetenekleri ve üstün kişiliği ile kendisini arkadaşlarına ve hocalarına önde bir şekilde tanıtmış, onların yoğun sevgi ve saygısını görmüştür. Askerlik derslerine büyük ilgisinin yanı sıra matematiğe, edebiyata ve güzel söz söylemeye karşı da merakı ve eğilimi olmuştur. Harbiye de ve Harp Akademisinde, memleket ve millet davaları ile ilgili olması, düşüncelerini cesaretle ifadeden çekinmemesi nedeniyle, aydın ve inkılapçı bir subay olarak tanınmıştır. 

Devir istibdat idaresidir ve bu davranışları aleyhine olabilirdi; fakat çevresince gerçekten çok sevilişi, düşüncelerinde samimi bir şekilde oluşu, onun herhangi bir tertibe karşı kurban gitmesini önlemiştir. Bununla birlikte, Harp Akademisinden mezuniyetinin yaklaştığı günlerde, monarşi ve padişahlık rejimine karşıt düşünceleri ve durumu, şüphe çekmiştir birkaç ay İstanbul'da tutuklu kalmıştır. Daha sonra bir nevi sürgün olarak görev ile 5 Şubat 1905 yılında Suriye bölgesine, Şam'a atanmıştır.


Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim hayatı, hayatını şekillendirmede büyük öneme sahipti. Atatürk, eğitim hayatı ile birlikte düşüncelerini, kişiliğini şekillendirmiştir. Eğitim öğretim hayatı boyunca ders aldığı öğretmenleri, bu süreçte şüphesiz en önemli etkiye sahipti. 
Atatürk'ün eğitim hayatı, Osmanlı'nın son döneminde kurulmuş eğitim kurumlarında geçmiştir. Bu dönemde Osmanlı eğitim sistemine ikilik hakimdi. Mevcut dönemde Osmanlı geleneksel eğitiminin yanı sıra, modern eğitim veren kurumlar da yeni açılmıştı.





Atatürk'ün Eğitim Hayatı Nerede Başladı?

Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim hayatı Selanik'te başlamıştır. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, oğlu için geleneksel eğitim modeline sahip Hafız Mehmet Efendi'nin  mahalle mektebini, ilk öğrenimi için uygun görür. Mustafa Kemal Atatürk, eğitim hayatına önce adet olduğu gibi dini merasimle 1887 yılında mahalle mektebine başlar. Birkaç gün sonra oradan ayrılarak Şemsi Efendi Mektebine geçer. Böylece Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim hayatı başlamış olur.

Atatürk'ün Okul Hayatı Nasıl Devam Etti?





Selanik Mülkiye Rüştiyesi

Atatürk'ün babası Ali Rıza Bey, geleneksel mektep fikrine karşı çıkarak Atatürk'ü modern eğitim veren Selanik Mülkiye Rüştiyesi'ne kayıt ettirir. Fakat Mustafa Kemal Atatürk’ün buradaki eğitim hayatı da fazla sürmedi. Babasının vefatının ardından okuldan ayrılır. 
Çocuk yaşlarından itibaren askerlik hayali olan Mustafa Kemal, mahallelerinde bulunan Binbaşı Kadri Bey’in oğlu Ahmet Bey’in askeri üniforma içerisinde askeri okula gittiğini gördükçe asker olma hayali daha fazla artıyor ve askerlik mesleği üzerine sürekli heves ediyordu.

Selanik Askeri Rüştiyesi

Mustafa Kemal, asker olabilmek için askeri eğitim veren bir okula gitmesi gerektiğinin farkındaydı. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ise oğlunun asker olmasını istemiyordu ve bu konuda oğlunu engelliyordu. Ancak hayalinde daima askerlik mesleği olan Mustafa, annesinden gizlice askeri okul sınavlarına girdi ve bu sınavları kazandı. 1893-1895 seneleri arasında askeri eğitim için Selanik Askeri Rüştiyesinde ortaokul eğitimi görmeye başladı.
Mustafa Kemal, yaz aylarında dayısı Hüseyin Efendi'nin yanına giderek okul dönemine kadar orada, çiftlikte kalırdı. Arkadaşları arasında zekası ve yüksek yetenekleri sebebi ile kısa sürede ilgi odağı olmuş ve öğretmenlerinin sevgisini kazandı. Öğretmenleri onu sanki arkadaşlarıymış gibi olgun ve akıllı görürlerdi.




Buradaki okulda matematik öğretmenliği yapan Yüzbaşı Mehmet Efendi, öğrencisinin zekasını ve yeteneğini oldukça beğeniyordu. Sınıftaki Mustafaların karışmaması için de kendi adının Mustafa olması sebebi ile Atatürk’e bir isim daha vermeyi düşüyordu. Bir gün şöyle söyledi, “Oğlum, senin adın da Mustafa benim adım da Mustafa. Bu böyle olmayacak. Arada bir fark bulunmalı, bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun!” Böylece "Mustafa Kemal” ismi bu şekilde oldu. Atatürk, ortaokulu burada bitirdi.






Manastır Askerî İdadisi

Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim hayatı, Selanik Askerî Rüştiyesi bittikten sonra lise öğrenimi 13 Mart 1896 tarihinde Manastır Askerî İdadisinde devam etti. Burada Ömer Naci ile arkadaşlık kurdu. İlerde ünlü bir hatip olarak tanınacak olan Ömer Naci, Mustafa Kemal'in hitabet ve edebiyat sevgisinin oluşmasında etkin rol oynadı. Yakın arkadaşlarından biri olacak Ali Fethi (Okyar) de bu okulda öğrenci idi.
Genç Mustafa Kemal, askerî öğreniminin yanı sıra yabancı dil öğrenimini de ihmal etmiyordu. Yaz aylarında izinli olarak Selânik'e döndüğü zaman ise Fransızca dersleri alıyordu.

İstanbul Harp Okulu

Mustafa Kemal, Manastır Askerî İdadisin'i de başarı ile bitirerek 13 Mart 1899 tarihinde İstanbul'da Harp Okulu'na girdi. Başarılarını burada da sürdüren Mustafa Kemal, 3 senelik başarılı bir Harbiye öğreniminin ardından 10 Şubat 1902 tarihinde bu okulu Teğmen rütbesiyle bitirdi. 

Harp Akademisi

Atatürk'ün eğitim hayatı, Harp Akademisinde devam etti.1903 yılında Üsteğmen olmuştu.11 Ocak 1905 tarihinde de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisinden mezun oldu.
Mustafa Kemal, Harp Okulunda ve Harp Akademisinde de zekâsı, yetenekleri ve üstün kişiliği ile kendisini kanıtlamıştı. Bu özellikleri, arkadaşlarının ve hocalarının kendisini tanımasına, fark etmesine neden oldu. Böylece onların içten sevgi ve saygısını kazanmıştı. Askerlik alanındaki derslerine büyük ilgisinin yanı sıra matematiğe, edebiyata ve güzel söz söylemeye karşı da merakı ve yönelimi vardı. 
Harbiye'de ve Harp Akademisinde, memleket ve millet davaları ile ilgilenmesi, düşüncelerini cesaretle ifadeden çekinmemesi sebebiyle aydın ve inkılâpçı bir subay olarak tanınmıştı. 




Atatürk’ün Eğitim Hayatı İle İlgili Anıları

Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim hayatı ile ilgili birçok anısını paylaşmıştır.
İlkokul çağına geldiğinde annesi ve babası arasındaki küçük anlaşmazlığı anlatırken, babasının meseleyi nasıl çözdüğünü şu şekilde aktarmıştır:
“Çocukluğuma dair ilk hatırladığım şey okula gitme konusu üzerineydi. Bundan dolayı annemle babam arasında büyük bir çatışma vardı. Annem mahalle mektebine gitmemi, babam ise yeni açılan Şemsi Efendi okulunda eğitim görmemi istiyordu. Nihayet babam işi ustaca çözdü. ilk önce bilinen törenle mahalle mektebine başladım, böylece annemin gönlü yapılmış oldu. Bir kaç gün sonra da mahalle mektebinden çıkarak Şemsi Efendi Okuluna yazıldım.”
Atatürk'ün eğitim hayatı ile ilgili derlemelerden, hatıralardan en dikkat çeken kısımlardan biri, kurmay ve şair Ömer Naci ile alakalı anısıdır. Ömer Naci, şiire son derece düşkün bir şairdir. Günün birinde Atatürk'ten ödünç kitap ister ancak bu kitaplardan hiçbirini beğenmez. 
Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim hayatı sırasında edebiyata, şiire karşı olan ilgisinin nasıl başladığını ve bir öğretmeninin onu bu konuda nasıl uyardığını şöyle anlatır:
“O zamana kadar edebiyat ile çok temasım yoktu. Merhum Ömer Naci, Bursa İdadîsinden kovulmuş, bizim sınıfa gelmişti. Daha o zaman şairdi. Benden okuyacak kitap istedi. Bütün kitaplarımı gösterdim. Hiçbirini beğenmedi. 
Birinin kitaplarımdan hiçbirini beğenmemesi gücüme gitmişti. Onun ilgilendiği şeylerin şiir ve edebiyat olduğunu o zaman fark ettim. Onunla çalışmaya başladım. Şiire karşı ilgi duymaya başladım.




Eğer kitabet (kompozisyon, katiplik) hocamız imdadıma yetişmeseydi, ben de şair olacaktım. Çünkü şairliğe karşı hevesim vardı. Asım Efendi bir gün beni çağırdı. “Bak oğlum Mustafa, şiiri filan bırak. Bu iş senin iyi asker olmana mani olur. Diğer hocaların ile de konuştum. Onlar da benim gibi düşünüyorlar. Sen Naci’ye bakma, o hayalperest bir çocuk. İleride belki iyi bir şair ve hatip olabilir fakat askerlik mesleğinde asla yükselemez” dedi. Hocamın ne kadar haklı olduğunu hadiseler ispat etti. Çok arzu ettiği halde Naci kurmay subay olamadı.”
Atatürk'ün, askerlik mesleğine olan ilgisinin nasıl oluştuğu ve askeri okula nasıl girdiği ile ilgili aktardığı anısı şöyledir:
“Evimizin yanında Binbaşı Kadri Bey isminde birisi oturuyordu. Oğlu Askeri Rüştiye'ye gidiyordu. Bundan dolayı da askeri okul elbisesi giyiyordu. Ben de böyle elbiseler giymeye çok hevesleniyordum. Sonra sokaklarda subaylar görüyor ve onlara özeniyordum. Asker olmak için Askeri Rüştiye'ye girmem gerektiğini anladım. O sırada annem de Selanik’e gelmişti. Askeri Rüştiye'ye girmek istediğimi ona belirttim. Annem askerlikten korkardı. Asker olmama karşı çıktı. Sınavı zamanı ona sezdirmeden kendi kendime okulun imtihanına girdim. Anneme karşı bir oldu bitti yapmış oldum.”




Atatürk’ün Gittiği Okullar Hangileridir?

Atatürk, eğitim hayatı boyunca her zaman başarılı bir öğrenci olmuştu. Gittiği okullarda da başarısından sıklıkla söz ettirirdi. Atatürk'ün eğitim hayatı boyunca gittiği okullar sırasıyla şöyledir:
1- Mahalle Mektebi
2- Şemsi Efendi Okulu
3- Selanik Mülkiye Rüştiyesi (ortaokul)
4- Selanik Askeri Rüştiyesi
5- Manastır Askeri İdadisi (lise)
6- Harp Okulu
7- Harp Akademisi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)