bilgievlerim
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


11 Ocak 2020 Cumartesi

Ahlatsahlar (1100-1207)






Ahlatsahlar, 1100-1207 tarihleri arasinda Ahlat ve civarinda hüküm sürmüs bir Türk-Islâm hanedanidir.

Van gölünün kuzeybatisinda yer alan Ahlat adinin Urartular'dan geldigi ve onlarin bu sehre "Halads" dedikleri kabul edilmektedir. Ermenilerin Salent, Süryanilerin Keloth dedigi Ahlat Arapça Islâm kaynaklarinda Hilât seklinde geçer. Fakat Türkler'in buraya hâkim oldugu tarihten itibaren Ahlat olarak telaffuz edilmeye baslanmis ve günümüze kadar da bu adla anilagelmistir. Sehir ilk defa Hz. Ömer devrinde el-Cezîre fatihi Iyaz b. Ganm tarafindan Bitlis ve diger bazi sehirlerle birlikte fethedilmistir (20/640-641).

Yapilan anlasmayla Ahlat ve Bitlis beyleri Islâm devletinin himayesinde kalacak ve yillik muayyen miktarda vergi ödeyecekti. Selçuklular'in bu bölgeye ilk akinlari, Çagri Bey'in 1015-1021 yillari arasinda gerçeklestirdigi meshur Dogu Anadolu seferi sirasinda yapilmisti. Çagri Bey'in dönüsünde: "Bize karsi koyabilecek bir kavme rastlamadim" seklindeki raporu, Selçuklular'in bu bölgeyi ele geçirme ümitlerini artirdi. Ilk Selçuklu sultanlari Tugrul Bey ve Alparslan, hem Türkmen kitlelerine yurt bulmak ve hem de Islâm ülkelerini korumak gayesiyle Bizans sinirlarina akinlar düzenlediler. Tugrul Bey bu seferlerden birinde Bargiri ve Ercis'i zaptetti.





Danismendliler ve Danismend Gazi







1. Danismend Gazi:

Danismendliler, 1071-1178 yillari arasinda Sivas, Malatya, Kayseri, Tokat, Amasya ve civarinda hüküm süren bir Türkmen hanedanidir.
Hanedanin kurucusu olan Melik-i Muazzam Danismend, Ahmed Gazi (Taylu) b. Ali'nin mensei ve yasadigi devir, tarihçiler arasinda hâlâ tartisma konusudur. Kaynaklarda hayati hakkinda yeterli bilgi yoktur.

Meshur tarihçi Ibn Bîbî'nin, Dânismendliler hakkindaki rivayetler ihtilafli oldugu için eserinde onlara yer vermedigini söylemesi dikkat çekicidir. Bir rivayete göre Danismend, 360/970 yilinda Abbasî halifesi el-Mutî'den izin alarak Rumlar'la cihada çikmis, Tursan, Çavuldur, Karadogan, Hasan, Süleyman b. Nûman, Eyyüb b. Yunus ve Karatekin gibi emirler ve gönüllü mücahitlerle Sivas'a kadar gelmis, askerlerinden bir kismini Emîr Tursan ile beraber Istanbul'a göndermis, kendisi de Tokat, Turhal, Amasya ve Niksar'i fethetmistir. Bazi emîrlerini de Kastamonu ve Canik taraflarina sevketmistir. Seferlerinden birinde yaralanmis ve Niksar'a dönüp orada vefat etmistir. 






Mengücüklüler'in Kurulusu







1. Mengücüklüler'in Kurulusu


Mengücüklüler, Malazgirt zaferinden sonra Erzincan, Kemah, Divrigi ve Sarki Karahisar (Kögonya/Sebinkarahisar)'i fethederek yaklasik 1227 yilina kadar burada hüküm süren bir Türk beyligidir.


Beyligin kurucusu olan Mengücük Gazi, Sultan Alparslan ile Malazgirt savasina katilmis ve zaferden sonra Karasu (Yukari Firat) ve Çalti nehirleri vadilerinin fethiyle görevlendirilmistir. Mengücük Gazi'nin hangi boya mensup oldugu kesin olarak tesbit edilememistir. Yazicioglu Ali'nin Mengücüklü Fahreddin Behram Sah'in Anadolu Selçuklu Sultani II.Süleyman Sah'in (1196-1204) Gürcistan seferine Salurlar ve Bayindirlar ile katildigina dair sözleri ihtiyatla karsilanmalidir. 








Saltuklular'in Kurulusu






1. Saltuklular'in Kurulusu
Saltuklular, 1071-1202 tarihleri arasinda Erzurum, Pasinler, Tercan, Ispir, Oltu, Tortum, Micingerd, Bayburt ve civarinda hüküm sürmüs bir Türk beyligidir.
Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'da kurulan ilk Türk beyligi olan Saltuklular'in baskenti Erzurum idi. Islâm kaynaklarinda Kalikala ve Erzenu'r-Rûm seklinde geçen Erzurum, Hz. Osman zamaninda 653 yilinda fethedilmistir. 

Fetihten sonra Erzurum'u bir üss ve karargâh olarak kullanan müslümanlar, buradan kuzey ve dogu istikâmetinde akinlar düzenlediler. Sehir Abbâsîler'in ilk yillarinda Bizans imparatorlugunun eline geçtiyse de daha sonra geri alinmistir. Bizans ordulari XI. yüzyilda Erzurum'u isgal ederek Azerbaycan'a kadar uzandilar. Ayni yillarda baslayan Selçuklu akinlari ve Türkmen muhacereti sebebiyle Türkler'le Bizanslilar arasinda uzun yillar devam edecek olan çatismalar basladi.






Anadolu'da Beylikler Dönemi







Üzerinde yasadigimiz Anadolu, tarih boyunca çesitli kavimler tarafindan isgal edilmis ve bu yarimadada birçok devlet kurulmustur. Ancak bu devletlerin hiç birisi Anadolu'nun tarihi üzerinde Türkler kadar etkili olamamislardir. Türklerin Anadolu'yu fethederek Islâmlastirmalari ve burayi vatan yapmalari Türk ve dünya tarihinin en önemli olaylarindan biridir.


Büyük Selçuklu Devleti kurulmadan önce, Tugrul ve Çagri Bey'lerin idaresinde bulunan Türkmenler, Maveraünnehir'de Karahanli ve Gazneli devletlerinin siddetli baskilari altinda bulunuyorlardi. Bu kardesler kendilerine daha elverisli topraklar bulmak için bir kesif seferi yapmaya karar verdiler. 








10 Ocak 2020 Cuma

Belleme Çerçevesi HızlıI Okuma Nedir ?







Tanımı: Belleme okuma esnasında edinilen bilginin istenildiğinde çağrılabilecek şekilde hafızaya yerleştirilmesi sürecidir. Genel Hafıza konusu son bölümde daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Bu güne kadar yüzlerce kitap okuduğumuzu biliyoruz. Eğer bu kitapların içeriklerini hafızamızda tutabilseydik şimdi profesyonel bilgi uzmanları olurduk. 

Oysa belki de yüzlerce kitap okuduk ve metinleri okurken kavramıştık, öğrendiğimizi sanmıştık. Hala kitap okumaya devam ediyoruz. Ama kitap okuduktan 48 saat sonra hafızamızı yokladığımızda kitaptan aldığımız bilginin en az % 80’inin kaybolduğunu görüyoruz. Neden?





Kavrama Çerçevesi Nedir ?







Okuma sürecinin tanıma aşamasını kavrama takip eder. Kavrama aşamasında beyin sembollere bağlanan anlamları, imajları tarar ve bulur. Aşağıda bu süreç gösterilmiştir:
görülen kelime
Görülen=hafızadaki, kelime
hafızadaki, kelime=imaj
Ayı
Ayı
Resim
Görme Çerçevesi
Tanıma Çerçevesi
Kavrama Çerçevesi
Görüldüğü gibi sembollere bağladığımız anlamı veya anlamları taşıyan imajları yakaladığımız anda kavrıyoruz. Eğer sembollerin taşıdığı görüntüleri çağıramazsak kavrama gerçekleşemez. Kavrama en basit düzeyde bir resim, ileri düzeyde ise filmdir. Resimleri filme dönüştüremediğimizde tam kavrama gerçekleşemez. Örneğin “Ben+ okula+ gidiyorum.” cümlesinde “okul”, “ben” ve “gitmek eylemi” ayrı birer resimdirler. Bunları filme dönüştürebildiğimiz an, “okula gitmekte olan ben’in” yaptığı işin film halinde zihnimizde canlandığı andır. Kavrama yeteneğinin gelişiminde iki boyutu dikkate alacağız: Daha doğru kavrama, daha hızlı kavrama. Bu bölümde yapacağımız çalışmaları aşağıda özetleyelim:





Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)