Erkek, âilenin Reisi ve Hâkimidir. Âile efradının güdücüsü, koruyucusu, murâkabe ve gözcüsü ve her türlü meşrû ihtiyaçlarını karşılayıcı bir ev reisidir.
Binaenaleyh erkek, böyle meşakkatleri üzerine alıp her türlü zorluklara göğüs gerdiğinden, kadının üzerinde Âmir ve kumandandır. Meşru olan emirlerinde erkeğe kadının itaat etmesi farzdır. Haram ve kötü olan emirlerine ise, itaat etmek yoktur. Zira Ülülemre itaat, helal ve doğru olan yerlerdedir.
Erkeklerin, âile reîsi ve söz sahibi olduklarını Yüce Allah (C.C.) şu âyeti celilesiyle beyan ediyor: "Erkekler, kadınlar üzerine Hâkimdirler, (Âilenin reisidirler) O sebeple ki Allah (C.C.) onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmıştır. Birde (erkekler onlara) mallarından infâk etmektedirler. İyi kadınlar (kocalarına) itaâtli olanlardır. Allah (C.C.j kendi (hak)'larını (Kur'an'ı Kerimde) nasıl koruyorsa, onlar da (Kadınlar da) öylece göze görünmeyeni (erkeğin gıyabında malını, onun ve kendisinin şeref ve namusunu, birde ev sırlarını) koruyan (kadın) lardır." (Nisa Suresi, 34) Hz. Rasülü Ekrem (S.A.V.) Bir Hadis-i Şeriflerin de kadının kocasına itaat etmesinin lüzumunu aksi. takdirde büyük vebal ve kahra uğrayacağını mealen şöyle haber veriyor :
"Bir kadın, kocasının rızası olmadığı hâlde evinden çıkarsa, gökteki meleklerin hepsi ve cinnîlerle insanlardan başka varlıkların hepsi, o kadın evine dönünceye kadar lânet ederler" (El-H-icab, Keşfülgamme)
Şu halde evin reisi olan erkek, meşru olan yerlerde mutlak söz sahibidir. İtâat edilmesi lazım ve helal olan yerlerde emirlerine karısının itaat etmesi lazımdır. İtaat etmediği takdirde kahri ilahiyyeye müstahak olur.
Erkeklerin, ev reisi olduklarını beyan eden pek çok Hadis-i
Şerifler vardır. Rasûlü Ekrem (S.A.V.) efendimiz bir Hadis-i şeriflerinde şöyle
buyuruyorlar :
"Hepiniz güdücü çobansınız ve hepiniz güttüğünüzden
sorumlusunuz (Sorulacaksınız) Emir (devlet Reisi: Padişah, Vâli ve Emsali
âmirler) güdücü çobandır, Erkek ev halkının çobanıdır. Kadın, kocasının evinin
ve çocuğunun çobanıdır Binaenaleyh (Ey ümmetim) hepiniz güdücü çobansınız, ve
hepiniz güttüğünüzden sorumlusunuz." (Buhari, Müslim)
Bu Hadis-i şerifte beyan edildiğine göre, her fert bulunduğu
mevki ve salahiyetine göre birer amir, idareci ve güdücü çobandır.
Aynı zamanda
güttüklerinden de iyi veya kötü sorumludurlar.
Meselâ : Devlet reisi, îdare ettiği Memleket ve Milletin,
Vali idaresinde bulunan Vilâyet ve halkından, Muhtar, idaresindeki mahalle,
nahiye, köyden ve halkından, baba terbiyesi ile mükellef . olduğu evlatlarından,
koca nikah altındaki karısından ve kadında muhafaza ve bakımı ile mükellef
olduğu kocasının evinden ve çocuğundan sorumludur.
Şu halde Dünyaya gelen her fert, kendine göre çeşitli vazife
ve mükellefiyetlerle yükümlüdür. İman eden her müslüman, bu vazifeleri üzerinde
ve zamanında yaparsa ne mutlu ona, şayet kulluk vazifelerini müdrik olmaz ve
yerine getirmezse, böyle kimseye de ne yazık ve ne kadar
felakettir.
Burada yeri gelmişken ev reisi olan Erkeğe kayıtsız itâat
etmek gerektiğinden bahsedildiği zaman, haram helâl, doğru, eğri ne olura olsun
itâat lazımdır diyenlerin sözleri üzerinde duralım.
Âmirlik; Ev reisi Baba., Koca, Muhtar, Kaymakam, Vâli ve
devlet reisi gibi en küçüğünden en büyüğüne şâmildir.
İki kişi arasında bir münakaşa oldu mu? "Efendim Ülülemre
itaat lazımdır, falandır, filandır." dedikodu devam
ediyor.
Diğer birisi de hayır efendim olamaz, Burada Ülülemre itaat
edilmez, Neden edilmez? .
Efendim haram ve günah olan yerde Ülülemre itaat edilmez,
diye cevap verir.
Bu münakaşanın hangisinin doğru olduğunu şer'i delillerle
izah edelim. Ülülemir'den olan baba ve anaya itaatle ilgili âyeti Celilelerden
bir tanesi şudur :
"Biz insana ana ve babasına güzellik (ve îyilik yapmasını)
tavsiye ettik. Eğer onlar (ana ve babalar), hakkında (durumun da) bilgin olmayan
(tanımadığın) bir şeyi bana ortak koşman için (Şirk ve küfür etmen için)
uğraşırlarsa, (Ey: Evlat! sen onlara o şirkleri husûsunda ki emirlerine) itaat
etme." (Ankebut Suresi, 8)
İşte bu âyeti celile de beyan edildiği üzere, anaya, babaya,
hocaya, kocaya ve her hangi Ülûlemre itâat etmek; helâl caiz, güzel, iyi, ibâdet
ve hayır , olan yerlerde ve emirlerdedir. Şirk ve masiyet olan yerlerde itâat
etmek yoktur. Zira küfre itâat, küfür, masiyete rıza ve itaat
mâsiyettir.
Ülûlemre itaat meşru ve helal yerlerde câiz ve lâzım olup,
gayri meşrû emirlerine itaat etmemenin hükmünü bir de Resûlü Ekrem (S.A.V.)
Efendimizin buyurduklarından okuyalım :
"Hâlik'a isyan olan yerde, mahluka itâat yoktur. (Ahmed bin
Hanbeli Hâkim)
"Allah (C.C.)'a itâat etmeyen kimseye itâat yoktur." (Ahmed
bin Hanbel)
"Allah (C.C.)'a Mâsiyet olan yerde (Kula) itâat yoktur."
(Ahmed bin Hanbel)
"Kula itâat, ancak mâruf (Meşru ve helâl) olandadır."
(Buhari)
Bu gerçekler karşısında, çeşitli yerlerde çeşitli
sebeplerden dolayı, "aman efendim Ülûlemre itaat lâzımdır" diyenlerin söz ve
iddialarının doğru veya eğri yönleri açıklanmış oluyor.
Evet Âile reisi olan erkek, "Ben Âmirim, bana kayıtsız
şartsız itaat edeceksin" diyerek âilesinin tepesine dikilip zûlüm yapmağa hakkı
yoktur. Bununla beraber meşrû olan bütün emirlerine itaat etmesi ve kudreti
nispetinde kocasının sözlerini yerine getirmesi müslüman bir kadın için farz ve
lâzımdır .
Kadının farz olan ibadetlerine hiç bir suretle kocası mâni
olamaz. Hatta zengin olan âilesi Hacca gitmek istediğinde "Salmam" dese, kadın
burada itaat etmeyip gidebilir, Zira kocanın meşru olmayan isteğine ve emrine
karısının itaat etmesi yoktur. Erkek gibi kadında dîni, fikri, malî ve ibadet
hürriyetine sahiptir. Ancak nâfile ibâdetlerde kocasının izni olması
şarttır.
Bu meselelerin daha genişi fıkıh ve ahlâk kitapların da
zikredilmiştir.
Ev Reisi olan erkeklerin; kendisini, karısını, çocuklarını,
ana ve babaları gibi yakınlarını koruması, bakıma muhtaç olanlara bakması ve her
türlü dinî, dünyevî ve uhrevî hayatını mesut halde bulundurması
lâzımdır.
Allahüzülcelal Hazretleri aşağıdaki âyeti celileninde şöyle
buyuruyor:
"Ey îman edenler! gerek kendilerinizi ve gerek âilelerinizi
öyle bir ateşten koruyun ki, onun yakacağı insanla (Kafirlerle) taştır. (O
ateşin) üzerinde iri gövdeli, sert tabiatlı Melekler (Cehennem zebanileri)
vardır (Memurdur) ki onlar A11ah (C.C.)'ın kendilerine emrettiği şeylere asla
isyan etmezler, neye de memur edilirlerse yaparlar." (Tehrim Suresi,
6)
Yukarıdan beri naklettiğimiz gerçeklerden anlaşılmıştır ki;
Müslüman erkek, âile reisidir. Meşru olan her emrine, karısı, çocukları ve
kendisinin himayesinde bulunan küçük kardeşlerinin ve yetimlerin itâat etmesi
lâzımdır.
Âile reisi olan erkeğinde, hem kendisini ve hem de bakmakla,
korumakla mükellef olduğu aile efradının dünyevî saâdetini temin edip helâk ve
felaketten koruması için bütün imkânlarını sarf etmesi lâzımdır.