1501 yılında Şah İsmail ile temeli atılan ve 1736 yılında yıkıldığı kabul gören Safevilerin İran’da modern çağı başlattığı söylenebilir. Türkmen kökenli bir anne babadan doğan Şah İsmail’in kurduğu bir Türk devleti olan Safeviler bölgede derin izler bırakmış, ayakta kaldığı 235 yıl boyunca, İran, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Türkmenistan, Afganistan ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hüküm sürmüştür. Safevilerin Türk tarihi açısından en ilgi çekici özelliklerinden birisi, Osmanlı Devleti bile Fars kültüründen olağanüstü etkilenmişken Farsların yoğunlukta olduğu İran coğrafyasındaki Safevilerin Türk diline ve Türk kültürüne Osmanlı’ya oranla çok daha yakın durmalarıdır.
Aynı zamanda şair olan Safevilerin kurucusu Şah İsmail şiirlerinde Türkçe kullanmaya özen göstermiş, saltanatı döneminde Uygur alfabesini kullanarak Türklüğünü her fırsatta ön plana çıkartmıştı. Onun yarattığı düzenli ve sağlam devlet yapısı, yaklaşık 250 yıl devam eden siyasal parçalanmışlığa ve yabancı Moğol, Timurlu ve Türkmen yönetimlerine son verdi. Safevi hanedanı ayrıca toplumu gittikçe artan bir bağdaşık yapıya kavuşturarak, bir tür İran ulusal devleti yarattı. Şiiliğin İmamiye kolunu benimsemesi, İran’ın bugüne kadar süren kendine özgü dinsel gelişiminin temellerini attı.
Aynı zamanda şair olan Safevilerin kurucusu Şah İsmail şiirlerinde Türkçe kullanmaya özen göstermiş, saltanatı döneminde Uygur alfabesini kullanarak Türklüğünü her fırsatta ön plana çıkartmıştı. Onun yarattığı düzenli ve sağlam devlet yapısı, yaklaşık 250 yıl devam eden siyasal parçalanmışlığa ve yabancı Moğol, Timurlu ve Türkmen yönetimlerine son verdi. Safevi hanedanı ayrıca toplumu gittikçe artan bir bağdaşık yapıya kavuşturarak, bir tür İran ulusal devleti yarattı. Şiiliğin İmamiye kolunu benimsemesi, İran’ın bugüne kadar süren kendine özgü dinsel gelişiminin temellerini attı.