Geçen hafta, Türklerin atla olan ilişkisine ve onun üzerinden savaş sanatına getirdikleri yenilikten kısaca bahsetmiş ve bunun ilk örneklerinden biri olarak da Türklerin MÖ 1000’li yıllarda Çin’de Chou Hanedanının kurulmasındaki rolüne değinmiştik.
Bu hafta konuyu genel anlamda atın Türkler tarafından evcilleştirilmesi, evcilleştirilen atın uygarlığa katkısı ve yine savaş sanatında oynadığı tarihsel role değineceğiz.
“Türkler, atın sırtında doğar, yaşar ve ölür.” Bu tümce bize ait değil, yabancı tarihçilerin yüzyıllar içinde oluşmuş bir saptamasıdır. Türk derken kuşkusuz Orta Asya steplerini yurt edinmiş eski Türk kavimlerini kastediyoruz. Yabancı tarihçiler de bunu o manada söylemektedirler. Yoksa bugün kendine Türk diyen milletlerin atla ilişkisi içler acısıdır. At neredeyse yüzyıllardır hayatımızdan çekip gitmiştir.