bilgievlerim
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


13 Eylül 2018 Perşembe

Boyun Fıtığı Tedavisi Nasıl Yapılır ?


Boyun Fıtığı Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Boyun fıtığı nedir?
Boyun fıtığı ya da tıp diliyle Servikal Disk Hernileri, bedenin üst tarafında olan ağrılar ve uyuşmalarda en sık görülen etkenlerden biridir. Boyunda 7 adet vertebra denilen kemik vardır. Buradan çıkan sinirler sağ ve sol kola yayılır ve kolları hareket ettirir. Aynı zamanda sıcak soğuk acı gibi hisleri almaya yarar.
Boyun fıtığı nasıl olur?
Boyun fıtıklarında ise boyun kemikleri arasındaki disk adı verilen 2 kemik arasındaki küçük yastıklar taşma yapar ve sağ veya sol kola giden sinir kökünü sıkıştırır. Bu sıkıştırmaya bağlı olarak bazen sağ bazen sol bazen de her iki kolda ağrı uyuşmalar ve güç kaybı ortaya çıkar. 

Balık Yağı Aslında Zayıflatıyormuş..!


Senelerdir kilo aldırdığı sanılan balık yağının zayıflattığı ortaya çıktı.

12 Eylül 2018 Çarşamba

Çörek Otu Mucizesiyle Tanışın !



Kutsal kitaplarda adı geçen ve şifalı bitki olarak kullanımı binlerce yıl öncesine dayanan çörek otu günümüzde pek çok bilimsel araştırmaya konu olmaktadır. Özellikle, kanserli hücrelerin temizlenmesi ve kansere karşı koruyucu etkisi ile ilgili olarak yapılan çalışmaların sonuçları umut vermektedir. Tarih boyunca İslam kültürünün egemen olduğu topraklardan Antik Yunan ve Mısır’a kadar geniş bir coğrafyada yaygın olarak kullanılan çörek otu ve çörek otu yağı günümüzde Amerika ve Avrupa kıtasında pek çok hastalıktan korunma ve bazı hastalıkların tedavisi amacıyla tüketilmektedir.
Çörek otunun faydaları arasında ilk olarak sayılanlar ağrıları hafiflettiği, bağışıklık sistemi güçlendirdiği, saçlara iyi geldiği ve astım hastalarında tedaviye yardımcı olduğudur. Geleneksel olarak kullanımı ve faydaları son yıllarda yapılan araştırma sonuçları ile de desteklenmektedir. Bu yazıda çörek otunun faydaları konusunda, sadece yapılmış bilimsel araştırmalara dayanan bilgiler bulabilirsiniz.

Çörek Otunun Sağlığa Faydaları


Pankreas Kanseri: ABD merkezli “The Kimmel Cancer Center” tarafından Prof. Hwyda Arafat önderliğinde yapılan araştırmaya göre, çörek otu yağında bulunan “thymoquinone” adlı kimyasal bileşen pankreas kanseri hastalarında kanserli hücrelerin gelişimini durduruyor ve bu hücreleri öldürerek kanserli hücre
sayısını azaltıyor.




Kolon Kanseri: 2010 yılında Mısır’da yapılan ve sonuçları National Library of Medicine’da yayınlanan çalışmaya göre çörek otu laboratuvar hayvanlarındaki kolon kanseri hücrelerinin sayısının önemli ölçüde azalmasını sağlamış.




Meme Kanseri: 2003 yılında ABD Jackson State Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada çörek otu yağı kullanılarak kanser hücreleri önemli oranda tedavi edilmiş.






Beyin Kanseri: Çörek otunda bulunan “thymoquinone” adlı bileşen en ölümcül beyin kanseri türlerinden biri olan “Glioblastoma” nedeniyle gerçekleşen hücre ölümünü yavaşlatıyor. Çörek otu aynı zamanda kurşun zehirlenmesine bağlı olarak beyinde meydana gelen hasarın azaltılması ve geri döndürülmesine yardımcı oluyor.





Hipertansiyon: Kan basıncının normal değerlerin üzerinde olması durumu olan hipertansiyon kalp hastalıklarının başlıca nedenleri arasında gösterilmektedir. Çörek otu, 2008 yılında sonuçları yayınlanan bir araştırmada kan basıncını normale döndürmeye yardımcı olan doğal ürünler arasında gösterilmiş. Aynı çalışmaya göre düzenli olarak çörek otu tüketmek kötü kolesterolü düşürürken, damarların temizlenmesine yardımcı olan iyi kolesterolü yükseltiyor. Ancak bu araştırma hafif ve orta dereceli yüksek tansiyon hastaları üzerinde yapılmış. İleri derecede yüksek tansiyon hastalarına etkisi konusunda yapılmış bir araştırma henüz bulunmuyor.


Antioksidan: Çörek otunun antioksidan etkisi bilimsel araştırmalarla destekleniyor. Zaten kansere karşı önerilmesinin başlıca nedeni olarak bu antioksidan etkisi ve vücutta oksidadif stresi azaltarak kanser oluşumunu önlemesi olarak gösteriliyor. Mevcut kanser için tedavi gören hastalarda ise, kanser tedavisi için uygulanan radyasyon tedavisinin yan etkilerini azalmak için önerilen doğal ürünler arasında yer alıyor.


Vitamin ve Mineraller: Çörek otu önemli vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengindir. Çörek otu thymoquinone, beta sitosterol, miristik asit, palmitik asit, palmitoleik asit, stearik asit, oleik asit, linoleik asit, arakidonik asit, protein, B1 vitamini, B2 vitamini, B3 vitamini, folik asit, kalsiyum, demir, bakır, çinko ve fosfor başta olmak üzere 100’den fazla kimyasal bileşen içerir.

Çörek Otunun Diğer Faydaları

Romatizma: Çörek otunda bulunan thymoquinone, dithymoquinone ve timol bileşenler antioksidan etkiye sahip ve bu bileşenlerin iltihap önleyici özelliği bulunuyor. 2007 ve 2011 yılında yapılan 2 farklı araştırmaya göre düzenli olarak çörek otu veya çörek otu yağı tüketmek romatizmaya bağlı iltihabı azaltarak hastalığın belirtilerini hafifletiyor.
Bağışıklık Sistemi: Laboratuvar hayvanları üzerinde yapılan ve sonuçları 2010 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre çörek otu yağı radyasyona maruz kalan canlılarda bağışıklık sistemini güçlendirerek zararlı ışınların vücuttaki olumsuz etkisini azaltıyor. Bu nedenle radyoterapi tedavisi gören hastalarda ışınların yan etkisini hafifletmek için önerilen gıdalar arasında yer alıyor.
Astım: Çörek otunun iltihap önleyici özelliği iltihaplı diğer hastalıkların tedavisinde kullanılmasını da sağlıyor. Hava kanallarının iltihabı nedeniyle görülen astım bu hastalıklar arasında yer alıyor. Çörek otu, hava kanallarında oluşan iltihabın azaltılmasına yardımcı olması için öneriliyor.
Alerjiler: Çörek otunda bulunan omega 3 yağ asitleri geleneksel alerji ilaçlarının etkisini arttırarak alerji belirtilerin hafiflemesine yardımcı oluyor.
Saçlar: Çörek otunun saça faydaları konusunda yapılmış bilimsel araştırma sayısı yetersiz olmasına karşın pek çok kişi tarafından saç bakımında kullanılmaktadır. Çörek otu yağı saçları nemlendirir, saç tellerini güçlendirir ve saçın sağlıklı olarak uzamasına yardımcı olur.
Boğaz Ağrısı: Çörek otu çayı akut bademcik iltihabı ve gırtlak dokusunun iltihaplanması nedeniyle görülen boğaz ağrılarına iyi gelir.
Ameliyat İzleri: Bu konuda yapılan çalışmalar, ameliyat sonrası operasyon yapılan bölgeye düzenli olarak çörek otu yağı sürmenin ameliyat sonrası oluşabilecek yara izlerini önemli oranda ortadan kaldırdığını göstermektedir. Ancak bu araştırmalar sadece laboratuvar hayvanlarıyla sınırlıdır ve insanlar üzerinde aynı etkiye sahip olup olmadığı konusunda henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Epilepsi: Medical Science Monitor dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre çörek otu geleneksel tedavi yöntemlerine direnç gösteren çocuklarda epilepsi nöbetlerinin sıklığını azaltıyor. Bu araştırma yaşları 13 ay ve 13 yaş arasında değişen, en az 1 aydır epilepsi tedavisi gören 20 çocukla yapılmış ve düzenli olarak çörek otu özü verilen çocuklarda belirgin oranda epilepsi nöbeti sayısının azaldığı tespit edilmiş.
Migren: Çörek otu yağı geleneksel olarak migrene karşı kullanılmaktadır. Bunun için atağın ilk belirtilerini hissettiğinizde ensenize, gözlerinizin üstüne ve alnınızda saçların başladığı yere çörek otu yağı sürün. Başınızın üst kısmı ağrıyorsa parmak uçlarınızı çörek otu yağına batırarak bu bölgeye dairesel hareketlerle masaj yapabilirsiniz. Burun deliklerinin iç kısmına 1-2 damla çörek otu yağı sürerek derin nefes almak daha kısa sürede sonuç almanıza yardımcı olacaktır.
Diş Ağrısı: Diş ağrısı nedeniyle ilaç kullanmak istemiyorsanız ağrıyan bölgeye ve çevresine bir miktar çörek otu yağı sürebilirsiniz. Ayrıca 1 çay bardağı ılık suya 6-7 damla çörek otu yağı damlatıp düzenli olarak gargara yapmak diş eti ve diş ağrısına iyi gelir.
Enerji: Düzenli olarak çörek otu tüketmek enerji verir ve özellikle mevsim değişimlerinde görülen halsizliğe iyi gelir.
Diyabet: Çörek otu İran başta olmak üzere çeşitli ülkelerde diyabet tedavisinde kullanılan doğal ürünler arasında yer almaktadır. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda çörek otunun özellikle tip 2 diyabet hastalarında kan şekerini dengelediğini ortaya koymaktadır.

Çörek Otunun Yan Etkileri

Çörek otu ve çörek otu yağının sağlık için pek çok faydası olmasına karşın diğer bitkisel ürünlerde olduğu gibi bilinçsiz ve aşırı tüketiminin bazı yan etkileri bulunmaktadır. Öncelikle tansiyon, epilepsi, kalp hastalıkları, şeker hastalığı ve herhangi bir diğer hastalık nedeniyle düzenli olarak ilaç kullanıyorsanız çörek otu, çörek otu yağı veya takviyesi kullanmaya başlamadan önce doktorunuzdan olası yan etkiler hakkında bilgi almalısınız. Gıdalarla birlikte tüketilen çörek otu genel olarak güvenli kabul edilmekle birlikte çörek otu takviyesi kullanımı, özellikle hamilelik ve emzirme döneminde sadece doktor kontrolünde yapılmalıdır. Çörek otu yağı cilt üzerinde kullanıldığında bazı kişilerde kontakt dermatite yol açabilir. Kaşıntı, kızarıklık ve cildin pullanması kontakt dermatit belirtileri arasındadır. Yüksek dozlarda çörek otu yağı tüketimi böbrek veya karaciğer tahribatına neden olabilir.

Ayak Şişmesi İçin Doğal Kürler


Sıcak havalarda yaşanılan en büyük sorunlardan biri de ayakların şişmesi ve bu durumun acı verici olmasıdır. İşte ayak şişliğine iyi gelecek birkaç öneri…

Özellikle yaz aylarında çok ayakta durmak ve uzun süre yürüyüş yapmanın sonunda ayaklarda şişlikler oluşabilir.


– Yarım kova suyun içine iki yemek kaşığı deniz tuzu ve bir yemek kaşığı karbonatı koyup karıştırın. 30 dakika ayaklarınızı hazırladığınız karışım içinde bekletin.Sonra bir kahve fincanı vazelin ve 8 adet aspirini dövüp karıştırın ardından üzerine ekleyin. Bu karışımı ayaklarınıza iyice sürün. Bu işlemden sonra ayaklarınızı nemli gazlı bez ile sarıp üzerine naylon geçirin. Fakat sıkmayın. Bu işlemi haftada iki kez uygulayın.
– Beş litre suyun içine iki avuç dolusu pelin katıp kaynatın sonra el ve ayaklarınızı karışımın içinde 20 dakika boyunca bekletin.
– Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı anason katıp demleyin ve sonra süzüp için.
 Beş litre soğuk suyun içine iki avuç dolusu ebegümeci ekleyip 12 saat beklettikten sonra yirmi dakika boyunca şiş olan el ve ayaklarınıza banyo yaptırın. Banyo suyu ısıtılarak 2 kere daha kullanılabilir.

Uyku Sorununuz Varsa Dikkat Etmeli



Az uyuyanlar dikkat bu hastalık sizi bekliyor. Geceleri uyumakta zorluk çekenler hatta uyku düzeni bozulanlar sizde bu hastalığa yakalanma riskiniz yüksek.
Uyku insanın biyolojik gerekliliklerinden en önemlisi, yeterli ve kaliteli uyku sizin birçok hastalıklardan korur. Uyku porblemlerinin temelinde psikolojik durumlar yer almaktadır.
Uykunun insan için önemli olan biyolojik gereksinimlerden biri olduğunu vurgulayan Türk Kardiyoloji Derneği Saymanı Prof. Dr. Necla Özer kaliteli ve yeterli bir uykunun sağlığımızda olumlu etkileri olduğunu belirtti. Prof. Dr. Özer, “uyku insan bedeni ve ruhu için bir yenilenme, tamir, bakım ve onarım sürecidir. Biz uyurken vücudumuzda devreye giren binlerce süreç, sabaha kadar çalışarak bir önceki günün yıpranmalarını giderir, bozulmalarını düzeltir. Uyku iyi ve sağlıklı bir yaşamın en önemli anahtarlarından birisidir” dedi.
Modern yaşam dinamikleri yetişkinlerde uyku süresini azalttı
Son yıllarda yayınlanan uyku ile ilgili çalışmaların sonuçlarına göre günde en az 7 en fazla da 9 saat uyku tavsiye edildiğini belirten Prof. Dr. Necla Özer “günümüzde modern yaşamın dinamiğini yakalayabilmek için birçok insan uyku süresini azaltmış durumdadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmaya bakıldığında erişkinlerin yaklaşık üçte birinin 7 saatin altında uyuduğu özellikle az uykunun genç erişkinlerde, 60 yaş üzeri erişkinlere göre daha önemli bir sorun olduğu görülmüştür” şeklinde konuştu.


Günde 7 saatten az ya da daha fazla uyuyanlar daha az yaşıyor
Prof. Dr. Özer “ölüm ile uyku süresi arasında U şeklinde bir ilişki vardır. U şeklinde ilişki pratik olarak azının da fazlasının da zararlı olması anlamına gelmektedir. Günde 7-8 saat uyuyanlar en uzun yaşarken; 7-8 saatten daha az ve daha fazla uyuyanlar daha az yaşamaktadır. Bu durum kısa uyku süresinin kronik hastalıklar, kalp hastalıkları, şişmanlık, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, felç ile ilişkili olmasına bağlanmaktadır. Uyku süresinin az olması ve kalitesiz uykunun şişmanlık, diyabet, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı gelişimi üzerine etkisi olduğu gösterilmiştir” dedi.
5 saatten az uyuyanlarda hipertansiyon gelişimi artıyor
Normal kişilerde uykunun kardiyovasküler düzenlemelerde rol oynayan fizyolojik mekanizmalardan parasempatik aktivitenin artışı, sempatik aktivitenin azalması gibi büyük değişikliklerden sorumlu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Necla Özer “bu değişiklikler kan basıncında ve kalp hızında değişikliklere neden olmaktadır. Bu nedenle uyku fizyolojisindeki herhangi bir değişiklik kan basıncı ve kalp hızında değişikliklere sebep olur. Yapılan bazı prospektif epidemiyolojik araştırmalardan 4500 erişkinin katıldığı NHANES (ABD-Ulusal Beslenme ve Sağlık Araştırması) araştırmasında 5 saatten az uyuyanlarda 7-8 saat uyuyanlara göre hipertansiyon gelişiminin arttığı tespit edilmiştir. Uyku sırasında nefes almadaki sorunlar da uykuyu dolayısıyla kardiyovasküler sistemi etkilemektedir. Ayrıca gece ve vardiyalı çalışanlarda kronik uyku kısıtlılığı, alışılagelen zamanın dışında yeme ve uyuma olduğundan dolayı diyabet, obezite ve kardiyovasküler patolojilerde artış olduğu da gösterilmiştir” şeklinde konuştu.
Yetersiz uyku obezite ve diyabet gelişimi için de risk faktörü
Prof. Dr. Özer “yapılan araştırmalar hem süre, hem de kalite bakımından yetersiz bir uyku, şişmanlık ve tip 2 diyabet gelişimi için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Temelinde, glukoz toleransı ve insülin duyarlılığının azalması, kortizol ve ghrelin (iştah artırıcı) hormonunda artma, iştah azaltan leptin hormonunda azalma gibi metabolik ve hormonal değişikliklerle birlikte ortaya çıkan, açlık ve iştah artışı vardır. Ayrıca, kötü bir uykunun, şişmanlığa neden olan genlerin aktivasyonu için uygun ortamı sağladığına dair kanıtlar da bulunmaktadır” dedi.

Alüminyum Folyo Zehirliyor Mu ?


Evinizde sık sık kullandığınız alüminyum folyoların bu etkisini hiç birimiz bilmiyorduk. Sizde bu bilgiyi öğrendikten sonra sevdiklerinizle paylaşın..
Kliniğimize gelen 12 yaşlarındaki kız çocuğu, bize gelmeden yaklaşık iki sene önce aşırı halsizlik, yorgunluk ve mide bulantısı şikâyetleri ile ailesi tarafından bir tıp fakültesine götürülüyor. Teşhis aplastik anemi. Bu kemik iliğinin baskılandığı ve neredeyse tüm kan hücrelerinin sıfırlandığı korkunç bir hastalık. Devreye hemen bu hastalığın tedavisi için kullanılan kemoterapi ilaçları ve kortizon giriyor. Küçük hastamın durumu iyice kötüleşiyor. Ölümün eşiğine gelen çocuktaki asıl sorun neymiş biliyor musunuz? Ağır metal zehirlenmesi..

Zehirlenmenin kaynağı mı? Tost makinesi. Anne tost makinesinin yüzeyi çizildiği için önlem almak adına içini alüminyum folyo ile kaplamış. Yani yediği tostlarla küçük kızın vücudunda yüksek miktarda alüminyum birikmiş. Vücut ağır metallerin yükü altında, ilik baskılanmış kan hücresi üretemiyor. Neyse ki, hastam ağır metalleri vücuttan atan şelasyon tedavisine başladıktan kısa süre sonra tamamen iyileşti.
Alüminyum folyolar ısıyla temas ettiklerinde muhafaza ettikleri yiyeceğin içine alüminyum salmaya başlarlar. Bunu bilmeyen birçok ev hanımı, balığı, sebzeyi bu folyolara sarıp fırına atar. Aslında kimse bunu bilmek zorunda değil. Esas sorumluluk folyoyu yapan ve bu bilgiyi paylaşmayan üreticide, onu denetlemeyen kurumlarda. Ama maalesef kimse bizi korumadığı için, bütün tehlikeleri öğrenmek ve önlem almak yine bizlere düşüyor..

Ses Kısıklığı Deyip Geçmeyin Çok Önemli


Ses kısıklığı diyip geçmeyin hangi durumlarda ses kısıklığı olur? Ses kısıklığı ne anlama geliyor? Ne kadar süren ses kısıklıkları dikkate alınmalı? Ses kısıklığı nasıl geçer? Bunların hepsi yazımızda..
Uzman Dr. Sınmaz, ses kısıklığının, sesteki anormal değişiklikleri ifade ettiğini, bu durumda sesin fısıltılı, kaba, ‘çatallı’ duyulabileceğini kaydetti. KBB uzmanı Dr. Dilek Sınmaz, ses kısıklığının bir üst solunum yolu enfeksiyonu neticesinde gelişen ses telleri enfeksiyonundan (larenjit) kaynaklanabileceği gibi, ses tellerini tutan kanser ya da başka bir nedenden olaşabileceğini de söyledi. Ses kısıklığı vakalarında sıklıkla iyi huylu tümörlerin görüldüğünü ifade eden Uzman Dr. Sınmaz şunları söyledi:

“Malign (kötü huylu) olanları daha az görürüz, ancak bu grup erken tanı bakımından son derece önem taşır. Özellikle 15 günden uzun süren her ses kısıklığı gırtlak muayenesi gerektirir. Ses kısıklığının en sık sebebi akut larenjit denilen ses teli enfeksiyonudur. Genellikle ses bu hastalıktan 1-2 hafta sonra normale döner. Ses teli nodülleri ses tellerinde görülen, sesini aşırı kullanan veya kötü kullanan kişilerde görülür. Topluluk içinde çok konuşan, mesleklerini sesiyle gerçekleştiren kişilerde görülme sıklığı daha fazladır. Nodüller ses eğitimi ile ses kullanma alışkanlığı düzeltilmediği sürece kaybolmazlar. Aşırı bağırmalar sonucu ses teli içine oluşan küçük kanamalar sonucu ses telinde polip adı verilen kalıcı ses teli şişlikleri oluşabilir. Maçlardaki tezarühat anında olduğu gibi, ani bağırmakla oluşan ses tellerinin ani darbeye uğraması da polip oluşturabilir.”
Ses kısıklığının diğer nedenlerini; ses tellerinde ödem, sigara, reflü, alerjik nezle olarak sıralayan KBB Uzmanı Dr. Dilek Sınmaz sözlerini şöyle tamamladı:
 Ses tellerinde kuruluk yaratan faktörler de önemli bir ses kısıklığı nedenidir. Örneğin klimalı yerler kurudur, klimalı ortamlarda konuştuğumuz zaman sesimiz çabuk yorulur. Fazla miktarda alkol ve kafein (kahve, kola,çikolata vb.) içeren maddelerin tüketimi de ses tellerinde önemli bir kuruluk nedenidir. Ses tellerinde kuruluk yapan antihistaminik, antidepresan, antihipertansif bazı ilaçlar, nefes açıcı ilaçlar da ses kısıklığı yapar. Ses kısıklığı olduğu zamanlarda hemen ciddi bir hastalık endişesine kapılmamalıyız, ne de çok önemsemeyip ihmal etmeliyiz. Çünkü ses kısıklığının nedeni gırtlak kanseri çıkarsa erken teşhis sayesinde yüzde 100’e yakın oranda tedavi mümkün.

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)