Anadolu Kıyılarında Başlayan Felsefe
Anadolu Kıyılarında Başlayan Felsefe
Mitoloji açısından bir sonraki önemli dönem, Yunanistan’da tiyatronun en parlak zamanı olan M.Ö. 5. yüzyıldır. Bu dönem boyunca, üç Yunan oyun yazarı, tragedya türünde yazdıkları oyunlarıyla büyük üne kavuşmuşlardır. Bu tragedya yazarlarından ilki, doksandan fazla oyun yazan ve tragedyanın babası olarak adlandırılan Aiskhylos (Eshilos)’tur.
Milattan Önce 509’da kurulan Roma Cumhuriyeti ve onun devamı Roma İmparatorluğu’nun en önemli yönetim merkeziydi. Batı Roma İmparatorluğu 5. yüzyılda sona erdiyse de Roma Senatosu 6. yüzyılın sonlarına kadar toplanmaya devam etmiştir. Senatus kelimesi Latincede yaşlı anlamına gelen senex’den gelir. Etimolojik olarak Senato “Yaşlılar Meclisi” demektir.
Senato kurumu Roma’nın ilk krallık dönemlerinde sadece danışma
meclisi aracıydı denilebilir. Fakat Roma’da Cumhuriyet rejiminin
kurulmasıyla işlevi değişti. Cumhuriyet rejimi senatonun yetkilerini
arttırdı. Üye sayısı ilk dönemlerde üç yüz gibi bir sayı olan senatonun,
sonraki dönemlerde sayısının altı yüze çıkarılmış olması bu kuruma verilen
önemi göstermektedir.
Pön
Savaşları’nı Hazırlayan Etkenler
M.Ö. 264-146
yıllarında Roma ile Kartaca arasında gerçekleşen ve Kartaca’nın
ortadan kalkması, Batı Akdeniz egemenliğinin Roma’ya geçmesi ile sonuçlanan
savaşlardır. Türk literatürüne “Pön
Savaşları” olarak geçmektedir. Bugün Tunus sınırları içerisinde kalan
Kartaca, eski bir Fenike kolonisi olup M.Ö. 6. yüzyıl sonlarından beri Roma ile
iyi ilişkiler içinde olan bir kent-devletiydi.
Gladyatör Eski Roma‘da seyirci önünde gösterime çıkan silahlı dövüşçüdür. Latince “kılıç” anlamına gelen “gladius” sözcüğünden türemiştir. Roma gündemine M.Ö. 264 yılından itibaren gelmeye başlayan gladyatörler, aralıksız olarak M.S. 5. yüzyıla kadar antik sosyal yaşamın en vazgeçilmez figüranları olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Gladyatörlerin her biri farklı silahlara sahiptir. Bu açıdan sınıflara ayrılmıştır. Genel olarak köle veya suçlular arasından seçilmiştir
Gaius Julius Caesar Octavianus Augustus Antik Roma’nın ilk imparatorudur. M.Ö. 27-M.S. 14 arasında hüküm sürmüştür. Roma’da doğan Augustus, Atia’nın oğlu, Julius Caesar’ın kız kardeşi Julia’nın torunudur. Dört yaşındayken babasını kaybetti. Yetenekleri sayesinde daha çocukken Caesar’ın ilgisini çekti.
Caesar M.Ö. 45’te Pompeius’un oğullarına karşı İspanya seferine çıktığında (Munda Çarpışması) Augustus da ona eşlik etti ve onun üzerinde bıraktığı olumlu izlenim nedeniyle Caesar tarafından evlat edinildi. Askeri deneyimini geliştirmesi için gönderildiği Apollonia kentinde henüz altı ay kalmıştı ki Caesar’ın suikasta kurban gittiği haberini aldı (Liv, Augustus. 10; HR, 11.59). Bunu izleyen yıllarda Caesar’ın öcünü almak amacıyla siyasi olayların tam ortasına daldı.Titus Flavius Vespasianus, Titus adıyla da bilinen Flavius Hanedanu mensubu, Roma İmparatorudur. Titus, MS 70’teki Yahudi ayaklanmasını da bastıran başarılı bir generaldi. Tacitus ve çağdaşı tarihçilere göre iyi bir imparator olarak mutâba edilir.
En çok Roma’daki kamu alanlarında yaptığı düzenlemelerle ve Vezüv yanardağı’nın püskürmesi (79) , 80’deki Roma Yangını gibi iki büyük felaketin yaralarının iyileştirilmesinde gösterdiği cömertliklerle tanınır.