bilgievlerim: Roma’nın Kanlı Gladyatör Oyunları
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


15 Ekim 2020 Perşembe

Roma’nın Kanlı Gladyatör Oyunları

Gladyatör Kimdir?

Gladyatör Eski Roma‘da seyirci önünde gösterime çıkan silahlı dövüşçüdür. Latince “kılıç” anlamına gelen “gladius” sözcüğünden türemiştir. Roma gündemine M.Ö. 264 yılından itibaren gelmeye başlayan gladyatörler, aralıksız olarak M.S. 5. yüzyıla kadar antik sosyal yaşamın en vazgeçilmez figüranları olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Gladyatörlerin her biri farklı silahlara sahiptir. Bu açıdan sınıflara ayrılmıştır. Genel olarak köle veya suçlular arasından seçilmiştir


Gladyatörlerin Sosyal Statüleri

Gladyatör olarak eğitime alınan dövüşçüler özgür veya köle olduklarına bakılmaksızın yemin ediyordu. Özgür olanlar yeminleri süresince, ağır suçlular ve köleler ise belirli sayıda dövüşü başarıyla tamamlayana kadar yeminlerine bağlı kalmak zorundadır. Çok sayıdaki yazıt gladyatörlerin özel hayatlarına ilişkin de ayrıntılar vermektedir. Cumhuriyet Dönemi boyunca kanunlar, köle statüsünde bulunan gladyatörlerin evliliklerini geçersiz saymaktadır. Ancak yeminleri bittikten sonra evlenmelerine izin veriliyordu. Floransa’da bulunan ve gladyatör Urbicus’a ait olduğu bilinen bir mezar yazıtı dövüşçünün geride kalan beş aylık kızının ve eşinin olduğunu göstermektedir.

Gladyatör Urbicus’a ait mezar yazıtı.


Gladyatör olarak köleler veya esirler değil, aynı zamanda özgür ve üst düzey memuriyetlerinde bulunmuş kişilerde arena (dövüşlerin yapıldığı yer) da boy göstermiştir. Tıpkı köleler gibi bağlılık yemini ediyorlardı. Gladyatör okuluna gelen dövüşçüler kendi bedenleri üzerindeki tasarruf haklarını lanista’nın (antrenör) emrine veriyordu. Hayatını profesyonel gladyatör olarak sürdürmeye karar veren her kişi aşağılık ve değersiz bir sosyal çevrenin üyesi olmayı da kabul etmiş sayılırdı. Gladyatörler, Roma halkına tanınmış olan hakların hiçbirine sahip değildi. Gladyatörlerin gösterilerde kullanılmaları mali açıdan külfetliydi. Gösterilerin fiyatlarını kullanılan dövüşçülerin kalitesi ve ünleri belirlemekteydi. Bu gösterilerden elde edilen kazanç, dövüşçülere değil efendilerine aitti. Gladyatörlerin tek kazancı ise efendileri tarafından onlara sunulan küçük çapta hediyeler ve ikramiyeydi.


Gladyatörlerin Eğitimi


Gladyatörlerin gördükleri silah ve dövüş eğitimi, sıradan lejyon askerlerinden ayıran en temel özelliktir. Gladyatör olarak dövüşecek kişiler oldukça iyi bir silah eğitiminden geçmeleri gerekiyordu. Sıkı bir eğitim arenada daha uzun süre kalabilmeyi sağlayan en temel etkendir. Cumhuriyet Dönemi dövüşçüleri, gladyatör okulunda başlarında iyi bir uzman ve onun emrinde çalışan bir kılıç öğretmeni, sağlık durumlarını ve yiyeceklerini kontrol eden bir hekim, masör ve yeterli sayıda koruma muhafızları, silahçılar gibi kişiler gözetiminde uzun ve sıkı bir taktik ve pratik eğitimden geçiriliyorlardı. Eğitimde kullanılan silahların çoğu tahtadır. Bu eğitimin dışında gladyatörlerin yapması gereken diğer şeyler arasında bedensel kondisyonun arttırılması, diyet ve her türlü özel silahı kullanma becerisinin kazanılması yer almaktadır. Antik çağ yazarlarından Cicero, gladyatörlerin tükeninceye kadar eğitim gördüklerini belirtmiştir


Gladyatörler arasında en yetkin ve tecrübeli olanlara “Primus Palus” unvanı verilir. Gladyatör dövüşçülerinin yetişmesinde en önemli faktör her dövüş branşına ve kullanılan silaha uygun öğretmenlerin temin edilmesiydi. Bu öğretmenler “Doctores” olarak adlandırılmaktadır. Görevleri ise dövüşçülerin teknik, kondisyon ve sağlıklarıyla yakından ilgilenmektir. İtalya’da bulunan gladyatör okulları iklim ve doğa şartlarına daha elverişli olan kentlerde yoğunlaşmıştır. Roma’nın ilk gladyatör okullarının Capua, Praeneste, Pompeii ve Ravenna kentlerinde açıldığı bilinmektedir. Roma’daki en büyük gladyatör okulu “Ludus Magnus” ve buradaki dövüşçüler doğrudan imparatora bağlıydı. İmparatorluğun en iyi gladyatörleri bu okulda bulunuyordu. Bunun dışında Roma’da farklı etnik kökendeki gladyatörlerin eğitildiği okullar vardı. En tanınmış olanları Ludus Gallicus (Galyalı Okulu) ve Ludus Dacicus (Dacialı Okulu) okullarıdır. Gladyatör okullarındaki düzen ve disiplin oldukça sert bir şekilde korunmaktadır. Kendi aralarında sorun yaratmayacak bir biçimde eşleştirilerek ayrı bir sınıf şeklinde yaşayan gladyatörler, bulundukları yerde kendi aralarında ilişki kurmaları yasaklanmıştır. Gladyatörlerin yaşadıkları hücreler silahlı muhafızlar tarafından kontrol edilmektedir.


                                       Mangus (Gladyatör Okulu)

Gladyatör Oyunları

Roma halkının eğlence anlayışının merkezinde yer almış olan gladyatör oyunları (munera gladiatoria), düzenlendiği ilk günden itibaren toplumda yoğun talep görmüş giderek Romalıların eğlence anlayışının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Gladyatör dövüşlerinin ortaya çıkışı, Etrüsklerin savaşlarda yitirdikleri kişilerin onuruna düzenledikleri cenaze törenlerinde düşman savaş esirlerini dövüştürerek “ölenlerin kanına karşılık düşman kanı akıtma” geleneğine dayanmaktadır. Gladyatör oyunları şekil açısından Roma kültürüyle özdeşleşmiş görülse de tüm Akdeniz dünyasına, Anadolu ve Avrupa’ya Romalılar tarafından tanıtılmış ve ihraç edilmiştir. Ancak gladyatör gösterileri, antik dünyanın her kesiminde aynı sıcak ilgiyle karşılaşmamıştır. Birçok Yunan düşünür bu karşılaşmaların insancıl olmadığını belirterek gladyatörlüğe karşı çıkmıştır.



Roma’daki ilk oyunlara M.Ö. 264 yılında Fulvius ve Appius Claudius’un konsüllüklerinde rastlanmaktadır. Gladyatör dövüşleri Roma’da toplumdaki ceza mantığına, şiddet algısına ve ona bağlı seyir zevkine uygun bir biçimde gelişme göstermiştir. İhtiyaçlar ve beklentiler gladyatör kaynaklarındaki çeşitliliği attırmış, bu da gladyatörlüğün kurumsallaşmasına yol açmıştır. Kurumsallaşan bu yapı etrafında ise çok geçmeden antik toplumun önemli sosyal rant gruplarından birisi ortaya çıkmıştır. Romalı yetkililer halkın gladyatör dövüşlerine olan ilgisini daha da attırmak adına oyunların arasına vahşi hayvan dövüşleri de eklenmişlerdir. Bu dövüşler “Venatores” adı verilen özel gladyatörler tarafından yapılırdı. Bu gladyatörler vahşi havyan dövüşleri için özel bir eğitim alan kişiler olurdu.


Gladyatör Türleri

İlk kez ortaya çıkmaları Hellenistik döneme rastlayan hoplomachos, ağır zırhlı piyade olarak da adlandırılmaktadır. Bu tarz dövüşçüler kafalarında sade ve taraksız miğfer (galea), sol ellerinde küçük ve yuvarlak tunç kalkan (parmula), sağ kollarında bandaj (fascia) ve zırh (manica), bacaklarında ise deri bandajlar ve dizlikler (ocreae) kullanırlardı.



2-Eques

Atlı savaşçılar olan bu gladyatörler yalnızca kendi aralarında dövüşebilirlerdi. Bu grup gladyatörler sağ kolları bandajlı ve zırhlı (manica), sol ellerinde genellikle yuvarlak kalkan (parmula), kafalarında egzotik kuş tüyleriyle süslenmiş miğfer (galea) veya koruyucu yüz siperliği, ellerinde uzun mızrak (hasta) ve kılıç (gladius) kullanırlardı.



3-Thraex

Bu dövüş tipi Roma’da ilk kez Trakyalı esirlerin arenada gladyatör olarak kullanılmaları ile birlikte ortaya çıkmıştır. Thraex tipi gladyatörler, arenalarda seyircilerin en fazla rağbet gösterdiği dövüşçüler arasındaydı. En büyük özellikleri oldukça iri ve güçlü yapıda olmalarıydı. Kullandıkları silahların tamamen Trakyalılara özgü olduğu anlaşılan bu tip gladyatörlerin başlarında siperlik ve süslü bir miğfer (galea), sağ kollarında koruyucu bandaj (fascia) veya zırh (manica), köşeli veya yuvarlak tarzda küçük kalkan (parma) ve ellerinde çoğu zaman kısa hançerler ve eğri kılıç (sica) kullanırlardı.





4-Dimachaerus

Bu tip gladyatörlerin en belirgin özellikleri, sağ kollarının meşin bandajlarla sarılı olması ve kılıçtan daha kısa iki hançer ile dövüşüyor olmalarıdır. Kafalarına kask yada koruyucu miğfer (galea), bacaklarının bir bölümünü kapatacak şekilde bandajlar (fasciae) veya dizlikler (ocreae) kullanırlardı. Kalkan kullanmazlardı.


Samnit silahları kullanan dövüşçülerdir. M.S.1. yüzyıldan itibaren samnit yerine provocator denilmiştir. “Meydan okuyan” anlamına gelmektedir. Bu gladyatörler sağ omuzlarında metal zırh (galerus) veya bandaj (manica), sol dizlerinde metal dizlik (ocrea) ve sağ dizlerinde pamuk veya ketenden imal edilmiş bandajlar kullanırlardı. Aynı zamanda ince göğüs zırhı (pectorale) ve kalın deri kemeriyle (balteus) diğer türlerden kolayca ayırt edilebilirdi.



6-Retiarius

“Ağ dövüşçüsü” anlamına gelmektedir. Agustus döneminde ortaya çıkmıştır. Bu dövüşçüler sol omzunu koruyucu metal kalkan ve kalın bandajlar, ellerinde küçük hançer (pugio), bellerine geniş koruyucu bir kemer (balteus) ve önlük (subligalicum) kullanırlardı. Bunların yanında yaklaşık 3 m genişliğinde bir ağ ve üç ağızlı dirgen (tridens) veya zıpkın (fuscina) da kullanırlardı.

7-Murmillo

Köken itibariyle Gallialılara özgü olduğu düşünülen bu dövüşçü türünün Roma’da tanınmaya başlanması Gallia’yı fetheden İmparator Caesar döneminde olmuştur. Murmillolar adlarını Yunanca’daki murma adlı bir deniz balığından almışlardır. Bu tip dövüşçülerin genellikle miğfer ve zırhlarında balık simgesi bulunmaktadır. Bununla birlikte ayaklar için koruyucu bandajlar (manica), metal dizlikler (ocreae), uzun kalkan (scutum), kılıç ve mızrak kullanırlar.


8-Secutor

İmparator Caligula döneminde ortaya çıkmıştır. Samnit silahları, dikdörtgen biçimindeki uzun kalkan (scutum), siperlikli ve balık şeklindeki miğfer (galea), kısa kılıç ve zaman zaman sol bacağa metal dizlikler (ocreae) kullanırlardı.


9-Veles

Bu tür dövüşçülerin Hellenistik dönemde ortaya çıktığı bilinmektedir. Kullandıkları silahlar arasında en tipik olan meşin kulplu mızraklardır. Bu tarz mızraklar oldukça uzun mesafelere atılıyordu. Miğfer olarak hayvan postu ve kalkan kullanıyorlardı.


10-Samnite

Cumhuriyet dönemi gladyatör tiplerinin en yaygın olanıdır. Giysileri ve silahları ağırdır. Dar, uzun ve dikdörtgen bir kalkan (scutum), kısa bir kılıç (gladius), sol bacaklarını bilekten dize kadar koruyan bir zırh (ocrea), kemer (balteus) kullanırlardı.

11-Paegniarius

İmparator Commodus zamanında oldukça popüler olan bu gladyatör tipi sol elinde küçük bir kalkan ve eğri bir sopa kullanmaktadır. Bu dövüşçüler diğer türdeki dövüşçüler gibi arenada ölmek için yetiştirilmiyordu. Büyük dövüşler başlamadan önce eğlencelik olarak seyirciye sunulan dövüşler için yetiştirilmişlerdir.


12-Essedarius

İsmini Keltlerin savaş arabalarından almıştır. İki tekerlekli savaş arabaları ile dövüşürler. Yumurta şeklinde bir miğfer, önceleri düz sonraları bombeli kullanılan orta boyda kalkan ve kolluk kullanırlardı. Bacaklarını korumak için birşey kullanmazlardı.



Kaynakça :

Fik Meijer Gladyatörler

Abdurrahman Uzunaslan Gladyatörler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)