bilgievlerim: Osmanlı Padişahları
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


Osmanlı Padişahları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osmanlı Padişahları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Kasım 2018 Çarşamba

FATİH SULTÂN MEHMED HÂN



Padişahlık Sırası  7
Saltanatı  31 Yıl
Cülûsu  I. 1444 II. 18 Şubat 1451
Babası  Sultan İkinci Murâd Hân
Annesi  Hatice Alime Huma Hatun
Doğumu  30 Mart 1431
Vefâtı  3 Mayıs 1481 
Kabri  İstanbul Fatih Camiî yanında Türbesinde'dir   

Osmanlı pâdişâhlarının yedincisi. İstanbul’un fâtihi olup,İkinci Murad Hanın oğludur. 30 Mart 1431 (H. 833) Pazar günü Edirne’de dünyâya geldi. Annesi Candaroğulları âilesinden Hadîce Alîme Hümâ Hâtundur. Küçük yaşta tahsiline ve yetişmesine çok ehemmiyet verilen Şehzade Mehmed devrin en mümtaz alimlerinden ilim öğrendi. İlk hocası Molla Yegan’dı. Meşhur din ve fen âlimi olup zâhirî ve bâtınî ilimlerde mütehassıs Akşemseddîn hazretleri şehzâdenin her şeyi ile bizzat ilgilendi. 12 yaşına gelince devlet idâresini öğrenmesi için Edirne’den Manisa’ya vâli olarak gönderildi. Kısa bir süre sonra babası tarafından tahta çıkarıldı. Ancak bundan faydalanmak istiyen yeni bir Haçlı ordusu 1444 Eylülünde Türk topraklarına girdi.Vaziyetin ciddiyetini anlayan Sultan Mehmed yazdığı mektupla babasını yeniden saltanata dâvet etti. Bâzı rivâyetlerde bu taleb üzerine, bir kısım rivâyetlere göre de, durumun vehâmetini takdir eden İkinci Murad, kendi reyi ile İstanbul Boğazından Avrupa’ya geçerek Edirne’ye geldi. Derhal idâreyi ele alarak Varna’ya hareket etti.
Gerek Avrupa devletlerinin hasımca davranışları, gerek Anadolu’daki Türk beyliklerinin nizâmı bozucu hareketleri, devleti çok sarsmıştı. 1444 Varna Zaferi ile Osmanlı Devletinin temelleri tam olarak sağlamlaştırılmış oldu.
1451 târihinde babası İkinci Murad’ın vefâtı üzerine İkinci Mehmed, ikinci defâ Osmanlı tahtına oturduğunda 19 yaşındaydı. Daha önceden saltanat tecrübeleri olduğu gibi, babasının yanında seferlere de katılmış ve çok iyi bir kumandan olarak yetiştirilmişti. Saltanat değişikliği dolayısıyla fırsat kollayan Karamanoğulları üzerine bir sefer yaptıktan sonra, artık kangren hâline gelen Bizans meselesini halletmek üzere bütün ağırlığını bu konuya verdi.Rumeli Hisarını yaptırıp, Yıldırım Bâyezîd’in karşı kıyıda yaptırdığı Anadolu Hisarı ile berâber boğazı kestikten sonra, 1452-1453 kışını Edirne’de harp hazırlıkları ile geçirdi.

SULTAN İKİNCİ MURAD HAN 1421-1445




Padişahlık Sırası  6
Saltanatı  29 Yıl
Cülûsu  I. 1421  II.1445
Babası  Sultan Celebi Mehmed   Hân
Annesi Emine Hatun
Doğumu  404
Vefâtı   3 Subat 1451 
Kabri  Bursa Muradiye'dedir


Altıncı osmanlı sultanı. Babası Çelebi Sultan Mehmed, annesi dulkâdir âilesinden Emine Hâtun olup, 1404'te Amasya'da doğdu. Çocukluğu Amasya, Bursa ve Edirne'de geçti. Küçüklüğünden itibaren devrin büyük âlimlerinden okuyarak yetişti. 1415'te on iki yaşındayken idâri ve askeri bilgileri öğrenip, tecrübe sâhibi olması için, lalası yörgüç Paşanın yanında Amasya Valiliğine tâyin edildi. 
Şehzâde Murâd, ilk vazife yeri Amasya'dayken, 1416'da âsi Börklüce Mustafa isyânını bastırdı. 1421'de Anadolu Beylerbeyi Hamza Bey ile İsfendiyaroğullarından Samsun'u aldı. Babasının vefâtıyla 25 Haziran 1421'de Bursa'da tahta çıktı.

Sultan ikinci Murâd Han 1422'de Osmanlı Devleti için büyük tehlike arz eden Bizans'ın entrikalarına son vermek ve Hazret-i Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem tarafından vaad edilen mânevi müjdelere kavuşmak için İstanbul'u kuşattı. Bunun üzerine Bizans İmparatoru, Anadolu Beyliklerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırttı. sultan İkinci Murâd Hanın kardeşi küçük Mustafa isyan ederek Karaman ve Germiyan beylik kuvvetleriyle Bursa'yı kuşatınca, İstanbul'da kâfi miktarda kuvvet bırakıp, Edirne'ye gitti. Edirne'den Bursa'ya geçti. Küçük Mustafa yakalanıp, cezâlandırıldı. Karaman, Eflak beyleri ve Venedikliler ile antlaşma yapıldı.



SULTÂN ÇELEBİ MEHMED HÂN



 Padişahlık Sırası  5
Saltanatı  8 Yıl
Cülûsu  1413
Babası  Sultan Yıldırım Bâyezîd Hân 
Annesi  Devlet Hatun
Doğumu  1389 
Vefâtı  26 Mayıs 1421 
Kabri  Bursa Yeşil Türbe'dedir

Osmanlı Devletinin beşinci pâdişâhı. Doğum senesini ekseri târihçiler 1386 olarak kaydetmektedirler. Babası, Sultan yıldırım Bâyezid Han, annesi ise Germiyanoğlu süleymân Şahın kızı Devlet hâtun'dur. Çelebi Mehmed küçüklüğünden itibâren devrin en yüksek âlimlerinden ders aldı. Din ve fen ilimlerini öğrendi. 1393'te devlet idâresinde tecrübe sâhibi olmak üzere Amasya'ya sancakbeyi tâyin edildi.  Babası ile Timur Han arasında 1402'te yapılan Ankara Muhârebesinde Osmanlı ordusunun ihtiyât kuvvetleri kumandanlığından bulunan Çelebi Mehmed, muhârebenin kaybedilmesi üzerine Amasya'ya çekilmek istedi. Ancak Candaroğlu İsfendiyar Beyin yeğeni Yahya Bey karşısına çıktı. bunu mağlup eden Çelebi Mehmed, ilerlemesinin tehlikeli olacağını anlayarak Bolu'ya gitti. Daha sonra Amasya'ya dâvet edilmesi üzerine maiyeti ile harekete geçti ve şehir hâkimi Kara Devlet Şahı yenerek Amasya'ya girdi. 

Çelebi Mehmed, aynı yıl civardaki hâkimleri de mağlup edip, Sivas, tokat ve Amasya mıntıkasına tamâmen hâkim oldu. Timur Hana esir düşen babasını kurtarmak için bir plân hazırladı ise de muvaffak olamadı. Bu sırada Batı Anadolu'da bulunan Timur Han, Çelebi Mehmed'in faaliyetlerini öğrenip, ona teminât vâdeden mektubu ile yanına dâvet etti. Bu dâvete icâbet edip yola çıkan Çelebi Mehmed, muhtelif yerlerde türlü bâdirelerle karşılaştığından elçiye durumu anlatıp, olanları Timur Hana arz etmesini istedi. 



6 Kasım 2018 Salı

Sultan II. Osman (Genç Osman) (1618 - 1622)


Padişahlık Sırası  16
Saltanatı  4 Yıl
İslâm Halifelik Sırası  81
Cülûsu  26 Şubat 1618
Babası  Sultan Birinci Ahmed Hân 
Annesi  Mâhfirüz Hadice Sultan
Doğumu  3 Kasım 1604
Şehâdeti  20 Mayıs 1622
Kabri  İstanbul Sultan Ahmed Hân Türbesindedir


3 Kasım 1604 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Birinci Ahmed, annesi Mahfiruz Haseki Sultandır. Mahfiruz Haseki Sultan Rum’dur. Sultan Genç Osman 14 yaşında iken, amcası Sultan Birinci Mustafa’nın tahttan indirilmesi üzerine Osmanlı tahtına oturdu. Annesi onun yetişmesi için çok titiz davrandı. Sultan Genç Osman iyi bir terbiye ve tahsil gördü. Arapça, Farşça, Latince, Yunanca ve İtalyanca gibi doğu ve batı dillerini klasiklerinden tercüme yapabilecek kadar güzel öğrendi. Çok güzel bir yüzü olan Genç Osman, zeki, enerjik, atılgan, cesur ve gözü pek bir padişahtı.

Sultan Genç Osman, Fatih Sultan Mehmed devrine kadar yapıldığı gibi saray dışından, Şeyhülislam Es’ad Efendinin ve Pertev Paşa’nın kızları ile evlendi. Yavuz Sultan Selim devrinden itibaren padişah saray dışından evlenmediği için bu davranış önemli bir değişiklik oldu. Kendisine planlarını uygulayacak bir sadrazam bulamadı.



SULTAN BİRİNCİ MUSTAFA KİMDİR?1617-1622



SULTAN BİRİNCİ MUSTAFA KİMDİR?


Birinci Mustafa 1592 yılında Manisa’da doğdu. Babası Sultan Üçüncü Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Sultan Birinci Mustafa güzel yüzlü, seyrek sakallı, sarı benizli ve iri gözlü bir padişahtı. İki defa padişahlık yaptı. Sinirli bir yapıya sahipti.

Sultan Birinci Mustafa, ağabeyi Sultan Birinci Ahmed’in padişahlığı süresince, 14 yıl sarayın bir odasında hapis hayatı yaşadı. O devirde bu gerekli görülüyordu. Aksi halde şehzadeler devlet yönetimine karışıyor, hatta padişahı devirmek için harekete bile geçebiliyor ve devlet birliği tehlikeye düşüyordu. Buna meydan vermemek için şehzadeler “izale” olunur veya bir odaya kapatılırdı.

Sultan Birinci Ahmed tahta geçtiğinde kardeşini öldürtmemiş, ancak sarayda mahbus tutulmuştur. Kafes hayatı denilen bu süre sonunda Sultan Birinci Mustafa, Osmanlı hanedanının en büyük erkek evladı olması dolayısıyla tahta çıkarılmış fakat kısa sürede dengesiz hareketleri görüldüğünden ulema, asker ve devlet erkanının ittifakı ile hal edilmiştir. Sultan Genç Osman’ın tahttan indirilip katlinden sonra bir kez daha cülus etmişse de 1,5 yıl sonra tekrar tahttan indirilmesi icab etmiştir.



Sultan 1. Ahmet kimdir?


Sultan 1.Ahmet kimdir? 1. Ahmet kimdir?


Kardeş katli yasasını kaldıran Sultan Ahmet ( Sultan 1. Ahmet) kimdir? Sultan 1. Ahmet neden sünnet olmamıştır? 

Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan'dır. Babasının vefatı üzerine 21 Aralık 1603'te Eyüp Sultan'da kılıç kuşanarak tahta geçti. Sultan I. Ahmet, Kanuni Sultan Süleyman'dan sonraki padişahlar içinde devlet işleriyle yoğun şekilde uğraşan ilk padişah olarak kabul edilir. Sultan I. Ahmet yakalandığı tifüs hastalığından kurtulamayarak 21 Kasım'ı 22 Kasım'a bağlayan gece 1617 yılında 27 yaşında vefat etti ve Sultanahmet Camii yanındaki türbesine defnedildi.

Saltanatında, hanedan veraset sistemini değiştirip kardeş katli yasasını kaldırmıştır.[1] Yerine ailenin aklı başındaki en büyük üyesi padişah olur sistemini getirmiştir. Bu yeni yasanın, şehzadeler arasındaki rekabetin ve taht kavgalarının, taht için gerçekleştirilen kardeş katillerinin önlenmesi açısından Osmanlı tarihinde çok büyük önemi vardır.


5 Kasım 2018 Pazartesi

SULTAN ÜÇÜNCÜ MEHMED KİMDİR?



TAHT ÖNCESİ
III. Mehmet, 26 Mayıs 1566 tarihinde Manisa'da dünyaya geldi. İsmini bizzat dedesi Kanuni Sultan Süleyman koymuştur.Şehzadelik döneminde İbrahim Cafer Efendi ve Pir Mehmed Azmi Efendi gibi devrin önemli alimlerinden dersler almış ve terbiye görmüştür.1583 senesinde Manisa sancağına tayin edilmiş, 1595 senesinde de babası III. Murat'ın irtihal etmesinden sonra, 16 Ocak 1595 tarihinde Osmanlı tahtına çıkmıştır.
HÜKÜMDARLIK DÖNEMİ
Bir rivayete göre, III. Mehmet tahta çıktıktan sonra çoğu bebek olan 19 kardeşini boğdurtmuştur. Osmanlı tarihinin en kanlı olaylarından biri olarak kabuk edilen bu hadiseden ötürü, Sultan Reşat'ın dedesi III. Mehmet'in kabrini ziyaret etmeyi reddettiği söylenmektedir.



BİRİNCİ MAHMUD KİMDİR?



2 Ağustos 1696 günü İstanbul’da doğdu. Babası Sultan İkinci Mustafa, annesi Saliha Valide Sultan’dır. Büyük annesi Gülnuş Sultan’ın sevgi ve ilgisiyle büyüdü. Sekiz yaşından beri kafes hayatı yaşadığı halde zekâsı, iyi niyeti ve kuvvetli karakteri sayesinde kendini harap etmekten kurtardı. Küçük yaşlardan itibaren çeşitli hocalardan dersler aldı. Tarih, edebiyat, ve şiirle meşgul oldu. Özellikle musiki ile uğraştı.

Sultan Birinci Mahmud, 1 Ekim 1730 tarihinde 35 yaşında iken padişah oldu. Devrindeki en değerli kimseleri seçip iş başına getirdi. Karakter sahibi, azimli, müşfik, merhametli, dikkatli, ve sabırlı bir insandı. Kendi zevkinden çok milletin refahını düşünerek hareket etti.




SULTAN ÜÇÜNCÜ AHMED KİMDİR?


30 Aralık 1673 günü doğdu. Babası Sultan Dördüncü Mehmed, annesi Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’dır. Annesi Giritlidir.

Sultan İkinci Mustafa’nın öz kardeşi olan Sultan Üçüncü Ahmed, uzun boylu, kara gözlü, doğan burunlu ve buğday tenli idi. Son derece zeki, hassas ve zarif bir insandı. İyi bir tahsil ve terbiye görmüş olan Sultan Üçüncü Ahmed ünlü hocalardan dersler almıştı.

Sultan Üçüncü Ahmed, ağabeyi Sultan İkinci Mustafa’nın vefatı üzerine 22 Ağustos 1703 tarihinde 30 yaşında iken Edirne‘de tahta geçti.

Osmanlı Devleti açısından önemli bir yere sahip olan Lale Devri boyunca padişahlık yapan Sultan Üçüncü Ahmed, hattat ve şairdi. “Necib” mahlasıyla şiirler yazdı. Ayrıca Musiki ile de yakından ilgileniyordu.




SULTAN İKİNCİ MUSTAFA KİMDİR?



6 Şubat 1664 günü İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Sultan Dördüncü Mehmed, annesi Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’dır. Annesi Giritlidir. Kuvvetli bir ilim tahsili yaptı.

Tahta geçtiğinin üçüncü günü yapacağı işleri anlatan bir hatt-ı hümayun yayınladı. Yazısında: “Zevk, sefa ve rahatı kendimize haram eylemişizdir.” diyordu. Yine vezirlerinden birine yazmış olduğu yazı şöyledir: “Bana ağırlık ve hazine lâzım değil. Yerine göre kuru ekmek yerim. Vücudumu din uğruna harcarım. Sıkıntının her çeşidine sabrederim. Milletime hizmet tamam olmadıkça, seferden dönmem. Elbette sefere bizzat kendim giderim.”



KARLOFÇA ANTLAŞMASI




30 Ekim 2018 Salı

SULTAN İKİNCİ AHMED 1691 - 1695

Osmanlı Padişahı, Sultan 2. Ahmed Han... Dönemi,Kişiliği ve Yaşamı. II. Ahmed Han Sultan İbrahim’in üçüncü oğludur. 4. Mehmed Han ve 2. Süleyman Han’ın kardeşidir.

 Sultan İkinci Ahmed 25 Şubat 1643 günü İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Birinci İbrahim, annesi Hatice Muazzez Sultan'dır. Terbiyesi ve tahsili ile annesi meşgul oldu. Arapça ve Farsça biliyordu. Orta derecede bir tahsil gördü. Devlet işlerini çok yakından takip eder, hasta bile olsa divan toplantılarına katılırdı.

  Sultan İkinci Ahmed, Hat sanatında çok ustaydı. Yazı yazma kabiliyeti çok üstün olan Sultan İkinci Ahmed, birçok Kuran-ı Kerim yazdı. Şairlere ve şiire çok düşkündü. 3 yıl 7 ay 14 gün saltanat sürdükten sonra, yakalandığı Siroz hastalığından kurtulamayarak 6 Şubat 1695 günü Edirne'de vefat etti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Kanuni Sultan Süleyman Türbesine defnedildi.

Erkek Çocukları: İbrahim, Selim

Kız Çocukları: Atike Sultan, Hatice Sultan, Asiye Sultan 



SALAKAMEN SAVAŞI

SULTAN İKİNCİ SÜLEYMAN 1687 - 1691


Babası: Sultan İbrahim
Annesi: Saliha Dilâşub Sultan
Doğum Tarihi: 15 Nisan 1642
Padişah Olduğu Tarih: 8 Kasım 1687
Vefatı: 22 Haziran 1691
Saltanatı: 1687 - 1691 (4 Sene)

II. Süleyman, Sultan I. İbrahim'in Hasekisi Saliha Dilâşûb Valide Sultan'dan 1642 yılında dünyaya gelen ikinci oğludur. Osmanlı tarihçileri II. Süleyman ve Avrupalı tarihçiler ise, III. Süleyman derler. Çünkü I. Süleyman, Osmanlı tarihçilerinin Emir Süleyman dediği Yıldırım'ın oğludur. Hocaları Arabzâde Abdülvehhâb Efendi ve Celvetî Şeyhi Atpazarî Osman Fâzıl Efendi'den ciddi bir eğitim görmesine rağmen, yaşadığı kafes hayatının etkisiyle, eski Osmanlı Padişahlarını andıran bir şahsiyeti yoktu. 1687 yılında isyancıların IV. Mehmet'i tahttan indirmesiyle Padişah olmuştur. Padişah olduğunda Osmanlı Devleti, içte ve dışta buhranlı günler yaşamaktaydı.

İçerde devletin yaya kuvvetleri olan yeniçeriler ve süvari kuvvetleri olan sipahiler, bir kısım devlet adamlarının görevden alınması bahanesiyle isyan halindeydiler. Kasım 1687'den Mart 1688'e kadar 4 ay süren zorbaların isyan hareketleri neticesinde, Sadrazam Siyavuş Paşa katledildiği gibi, zorbacı başı Hacı Ali Yeniçeri Ağalığına, Tekeli Ahmed ve Deli Piri gibi bazı zorba başları da istedikleri makamlara tayin edildiler.



SULTAN DÖRDÜNCÜ MEHMED 1640 - 1648 (AVCI)


Adı :                    Avcı Mehmet
Doğum tarihi :          2 Ocak 1642
Doğum yeri :            İstanbul
Babası :                 İbrahim
Annesi :                 Hatice Turhan Valide Sultan
Tahta çıktığı tarih :      8 Ağustos 1648
Tahta çıktığında yaşı :   6 yaş, 7 ay
Saltanatının sonu :      8 Kasım 1687
Tahttan ayrılma sebebi : Görevden alındı
Saltanatının süresi :     39 yıl, 3 ay
Ölüm tarihi :             6 Ocak 1693
Ölüm sebebi :           Nikris – depresyon – zehir (?)
Öldüğü yer :             Edirne
Gömülü olduğu yer :    İstanbul, Yenicami, Hatice Turhan Valide Sultan türbesinde.
Devri :                   Duraklama devri 


HAYATI

Sultan Dördüncü Mehmed 2 Ocak 1642'de İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Birinci İbrahim, annesi Turhan Hatice Sultan'dır. Annesi Rusdur. Sultan Dördüncü Mehmed orta boylu, beyaz tenli ve yanık çehreliydi. Ata çok bindiği için vücudu öne eğikti. Annesi onu çok iyi yetiştirdi. İyi bir ilim tahsili gördü. Babası Sultan İbrahim'in öldürülmesi üzerine 8 Ağustos 1648 günü, henüz yedi yaşında iken padişah oldu. Ava ve edebiyata çok meraklıydı. Ava olan merakı yüzünden tarihte Avcı Mehmed olarak anılır.

  Beş vakit namazı cemaatle kılardı. İçkiyi şiddetle yasaklayıp, içki imalathanelerini kapattırdı. Sadrazamlığı, Köprülü ailesine vermekle çok isabetli bir karar aldı. Sultan Dördüncü Mehmed zamanında Osmanlı Devleti en geniş sınırlarına kavuştu.



SULTAN BİRİNCİ İBRAHİM 1640 - 1648 (İktidar Bunalımı)



Sultan İbrahim ve Kösem Sultan (1640-1648)
Kafes’te IV. Murad’ın kardeşi, Kösem’in oğlu İbrahim’e Darussaâde ağası gidip “Mübarek başınız sağ olsun, kardeşiniz vefat etti, taht-i saltanat sizindir” müjdesini verdi. İbrahim ise hayatı için korkup “Siz bana mekr u âl idersiz, bana taht ve saltanat gerekmez, karındaşım sağ olsun, benden ne istersiz?” diye çıkmak istemedi. O zaman annesi Kösem Sultan kendisi gelip “Arslanım başın sağ olsun, gel çık” diye onu tahta davet etti. İbrahim korkudan çıkmadı, yeminler ettiler, yine çıkmadı. O zaman vâlide sultan ve ağa kollarına girip zorla odadan dışarı çıkardılar. Kapıda Veziriâzam Kara Mustafa duruyordu, ağa uzaklaşmasını istedi, çünkü o kapıya yalnız idamları yerine getiren bostancıbaşı gelirdi. İbrahim’i Murad’ın cesedinin yattığı odaya götürdüler, o hâlâ “Hile ve âl idersiz” diye karşı koyuyordu. Cesedin yüzünü açtılar. Taht odasına yöneldiler. İbrahim, bir kez daha dönüp kardeşinin gerçekten ölü olduğunu görmek istedi, bu defa gözyaşlarına boğuldu. İstanbul’un tüm camilerinde Sultan Murad’ın ölümü salâ ile ilan edildi. Murad’ın naşı musallaya getirildiğinde dört tekbir ile namazı kılındı, vezirler ve ulema gözyaşlarıyla nâşı Sultan Ahmed Türbesine götürüp defnettiler, Bir dönem böyle kapandı (Şubat 1640).
1632-1648 döneminde Kösem Sultan

21 Ekim 2018 Pazar

Ağalar Saltanatı Dönemi



Osmanlı tarihinde daha çocuk yaştaki IV. Mehmet’in tahta çıkmasından Kösem Mahpeyker Sultan’ın öldürülmesine kadar geçen Osmanlı tarihinin 3 yıl, 26 günlük dönemi “Ağalar Saltanatı Dönemi” olarak anılır. Bu tanım gerçekten de 8 Ağustos 1648- 3 Eylül 1651 arasındaki bu devreyi karakterize etmektedir. Çünkü bu tarihler arasında Kösem Mahpeyker Büyük Valide Sultan saltanat naibesi olmakla birlikte, gerçek iktidar yeniçeri ağalarının elindedir. Bu yıllar Osmanlı tarihinin karanlık bir anarşi dönemidir. İktidarı ele geçiren yeniçeri ağaları bu dönemde olağanüstü zenginleşmiş ve devleti tam anlamıyla soymuşlardı.
Osmanlı padişahlarının 21.’si olarak 8 Ağustos 1648’de tahta oturan IV. Sultan Mehmet, daha henüz 6 yaşını 7 ay ve 8 gün geçmiş bir çocuktu. Öyle ki, korkmasın diye biat merasimi bile kısa kesilmiş ve Şeyhülislam Abdürrahim Efendi’nin işaretiyle, ricalden birçoğu biat edemeden huzurdan ayrılmak zorunda kalmıştı.  IV. Mehmet’in annesi Hatice Tarhan Sultan da 21 yaşlarındaydı ve devlet yönetiminde fazla nüfuzu yoktu. Buna karşın IV. Mehmet’in babaannesi ve Hatice Tarhan Sultan’ın baş rakibesi olan Kösem Mahpeyker Sultan’ın seçkin zümre içinde birçok destekçisi vardı. İktidarı hırsı olan ve politikayı seven Kösem Sultan Ocak Ağaları ile işbirliği yaparak imparatorluğun yönetimini eline aldı; “Büyük” Valide Sultan, yani çocuk hükümdarın babaannesi saltanat naibesi oldu. Kösem Sultan, vaktiyle büyük oğlu IV. Murat’ın çocukluğunda da aynı görevde bulunmuştu.
Tahttan indirilen Sultan İbrahim, Topkapı Sarayı’nın bir odasında feci şartlar içinde hapsedilmiş, bulunduğu odanın pencere ve kapıları örülmüştü. Hislerini ve fikirlerini saklamasını bilmeyen ve henüz 33 yaşında olan eski hükümdar yüksek sesle bağırıyor, feryat ediyor, yeni rejimin ileri gelenlerine sövüp sayıyor, dehşetli tehditlerde bulunuyordu. Söyledikleri odasının önünden geçenler tarafından duyuluyor ve derhal bütün İstanbul’a yayılıyordu. İstanbul halkı yeni yönetimden memnun değildi ve Sultan İbrahim’i tutuyordu.
Yeniçeri Ocağı dışında kalan askeri sınıflar da padişahın tahttan indirilmesinden ve yeniçeri ağalarının çocuk hükümdarın adına saltanat sürmesinden memnun değillerdi. Bilhassa sipahiler, memnuniyetsizliklerini açıktan açığa söylüyor, Sultan İbrahim’in tahttan indirilmesi için bir neden olmadığını, daha yedi yaşına bile basmamış bir çocuğun padişah ve halife olamayacağını ileri sürüyorlardı. Sultan İbrahim’in hapisten çıkıp tekrar tahta geçtiği haberleri bilinmeyen kimseler tarafından yayılıyor ve bu haber karşısında İstanbul halkı sevincini açıkça belli ediyordu. İstanbul zenginlerini, armatörleri, tacirleri, hatta esnafı haraca kesmeye başlayan yeniçerilerin zorbalığından kurtulmak için İstanbullular, bütün umutlarını hapisteki padişaha bağlamışlardı.

Evlat Katili Kösem Sultan


Öyle bir an geldi ki, Kösem Sultan, Sultan İbrahim öldürülmediği takdirde halkın zorla onu hapisten çıkartıp tahta oturtacağını Sadrazam’a ve Şeyhülislam’a bildirdi. Kösem de, yeniçeri ağaları da böyle bir durumda kellelerini kaybedeceklerini biliyorlardı. İhtilalciler, bilhassa Karaçelebizade, Kösem’den memnun değillerdi; onun ihtirasından ve entrikalarından ürküyorlardı. Ancak onu bertaraf etmenin çaresi de yoktu. O zaman halkın nefretiyle baş başa kalırlar ve sonları yine aynı olurdu. Şimdi ise Sultan İbrahim yaşadığı sürece yaşamlarının bıçak sırtında olduğunu görmüşlerdi.
Saray askeri ile sipahilerin, Sultan İbrahim’in yeniden tahta geçirilmesi konusunda anlaştıkları ve Kösem Sultan’ın acele hareket edilmesi hakkındaki haberi üzerine Yeniçeri Ağaları, Sadrazam Koca Mehmet Paşa ile Şeyhülislam Abdürrahim Efendi’yi derhal harekete geçirdiler. Devletin bu en yüksek iki memuru, yanlarına meşhur cellat başı Kara Ali Ağa’yı alarak Saray’a geldiler. Sultan İbrahim bu sırada 32 yaşını 9 ay ve 3 gün geçmişti. Sultan İbrahim karşısındakilerin ne için geldiğini anlayınca dehşetli küfür etmeye ve Sadrazamla Şeyhülislamın nasıl adamlar olduklarını haykırmaya başladı. Padişahın heybetinden korkan ve padişah katillerinin asla yaşatılmadığını bilen Kara Ali Ağa, gözyaşı dökerek bu görevden kurtulmayı denedi. Ancak Sadrazam, elindeki asa ile Kara Ali Ağa’ya vura vura kemendi Sultan İbrahim’in boynuna geçirtebildi. Ağalar Saltanatı döneminin başlamasından yalnızca 10 gün sonra, 18 Ağustos 1648’de Sultan İbrahim celladın kemendiyle can verdi. Ayasofya Cami avlusuna, amcası Sultan Mustafa’nın yanına gömüldü. Ancak sorun bununla bitmedi. Ağabeyi II. Osman’ın şehadetinde olduğu gibi, bu olayda da padişahın kan davasını güdenler ortaya çıktı.
Olayı öğrenen sipahiler ve İstanbul halkı ayaklandılar ve “İbrahim Han’ın katillerini isteriz” parolasıyla yeniçerilerin karşısına çıktılar. Sipahilerin bu ayaklanması yeniçeriler tarafından oldukça kanlı biçimde bastırıldı. O zaman 7 yaşında olmasına rağmen IV. Sultan Mehmet, babasının öldürülmesiyle ilgili 70 kişinin adlarını bir deftere yazdırıp saklamış ve ileride bunları teker teker ortadan kaldırmıştır.
Yeniçeri ağalarının ortak diktatörlüğünün ne demek olduğunu bilenler, Sultan İbrahim’in katlinden sonra da yeni rejimi yıkmak için birçok girişimde bulundularsa da başarılı olamadılar. 28 Ekim’de Saray’ın içoğlanları ile sipahiler, Sultanahmet Meydanı’nda toplandılar. Sadrazamla Şeyhülislamın, padişah katilleri olmaları nedeniyle idam edilmelerini istediler. Bunun üzerine yeniçeriler, kanlı bir vuruşmadan sonra sipahilerle içoğlanlarını dağıttılar. Sultan İbrahim’in yakın adamları da ortadan kaldırıldı. Sultanahmet olayında yüzlerce ölü veren sipahilerde, artık yeniçerilere kafa tutacak ve onları dizginleyecek güç kalmamıştı. Sipahiler sindi ve yeniçeriler devletin yönetiminde büsbütün nüfuz kazandı. Bektaş Ağa, Muslihuddin Ağa, Kara Çavuş gibi yeniçeri ağaları devlet ve millet gelirleri arasında el atmadık şey bırakmadılar. Bütün memuriyetleri rüşvetle satıyorlardı. Birkaç ay içinde muazzam servetler edindiler ve padişahtan farksız bir yaşam sürmeye başladılar.
Ağalar Saltanatı döneminin iyice diktatörlüğe dönüşmesiyle Anadolu’daki Celali İsyanları yeniden alevlendi. Bilhassa Katırcıoğlu Mehmet ve Karahaydaroğlu Mehmet Beyler, Batı ve Orta Anadolu’nun büyük parçaları üzerinde nüfuz kazandılar. Bunlardan ikincisi daha sonra yakalandı ve 12 Kasım 1648’de İstanbul’a getirilerek asıldı. Bu ünlü Celaliyi yakalamayı başaran Isparta sancak beyi vekili Abaza Kara Hasan Ağa (ki sonradan o da Celali olacaktır), büyük şöhret kazandı. Katırcıoğlu Mehmet Bey ise bir süre affedildi ve Bursa’dan Girit’e gönderilerek devlet hizmetine girdi.
Seksenlik Koca Mehmet Paşa’nın sadareti, 21 Mayıs 1649’a kadar 9 ay, 15 gün sürdü. Malkara’ya sürüldü ve birkaç gün sonra orada boğuldu. Yeniçeri ağaları Sadrazamın diktatörlüğe sapmasını çekememişlerdi. Bunun üzerine ağaların içinden biri, yeniçeri ağası Kara Murat Paşa birden sadrazam oldu. Ocak zorbalarının en temiz ve en dirayetlisi oydu Değerli bir asker, sert, sözünü sakınmaz, nispeten doğru, icabında hileye başvurmasını bilen bir adamdı.
Ne var ki Murat Paşa da bu anarşi ortamını düzeltemedi. Yeniçeri ağaları, onu da tahakkümleri altına almak istediler. Murat Paşa olabildiği kadar direndi. Sonunda eski arkadaş ve yoldaşı Bektaş Ağa, başını kurtarmak istiyorsa iktidardan çekilmesi tehdidinde bulundu. Murat Paşa, Kösem Mahpeyker Sultan’a istifasını sundu. Arzusu üzerine Budin (Macaristan) beylerbeyi oldu. Böylece ilk sadareti, 1 yıl, 2 ay, 15 gün sürdü.
Murat Paşa,  kendisinin yerine Damat Melek Ahmet Paşa’nın sadarete getirilmesini önermişti.  Murat Paşa’nın aksine zayıf bir kişiliği olduğu için bu durum hem yeniçeri ağalarının işine, hem de küçük damadı olduğu için Kösem Sultan’ın işine geliyordu. Bu nedenle sadarete getirilmesine kimse karşı çıkmadı.
Sert karakterli Murat Paşa’dan sonra yumuşak karakterli Ahmet Paşa’nın anarşiyi ortadan kaldırması elbette beklenemezdi. Artık Osmanlı’da hak, hukuk ve adaletten eser kalmamıştı. Doğal olarak Damat Melek Ahmet Paşa’nın sadareti de ancak 1 yıl, 17 gün sürdü. 21 Ağustos 1651’de ayaklanan halk onu iktidardan aldı…

Ağalar Saltanatı Döneminin Sonu

Aslında bir ayaklanmanın yaklaştığı fakat bu defa Kapıkulu Ocakları’ndan değil, İstanbul halkından geleceği seziliyordu. Ağalar Saltanatı’nı sona erdirmek ve soyulmaktan kurtulmak için bilhassa ticaretle uğraşan İstanbullular, uzun zamandan beri fırsat bekliyorlardı. Sadrazam’ın Ocak Ağaları’na uyarak Hazine’nin açığını kapatmak için gümüş miktarı gayet az akçalar kestirip bunları piyasadaki altın parayla değiştirmek istemesi bardağı taşıran son damla oldu. İflasa gittiklerini anlayan tacirler, armatörler, hatta küçük esnaf ayaklandı. Şeyhülislâm olarak muradına eren Karaçelebizade Abdülaziz Efendi’yi de zorla yanlarına alarak Saray’a giden on binlerce İstanbullu, sadrazamın azlini istedi. Çaresiz kalan Kösem Sultan, damadını azlederek Abaza Siyavuş Paşa’yı sadarete getirdi.
Gerçekte ayaklanma yeniçeri ağalarına karşı yapılmıştı. Fakat İstanbul halkının ertesi gün daha kalabalık bir şekilde Sultanahmet’te toplanacağını öğrenen yeniçeriler, geceden bütün önlemleri alarak yolları kestiler. Halk toplanamadı. Bu önlem, Ağalar Saltanatı döneminin ancak 13 gün daha uzamasını sağlayabildi.
Melek Ahmet Paşa’yı deviren halk ayaklanmasından sonra yeniçeri ağaları sonlarının yaklaşmakta olduğunu hissettiler. Onlara bağlı olan Kösem Sultan da telaşa düşmüştü. Saray’da bile herkes Kösem’e karşı cephe almış, Hatice Tarhan Sultan’ın etrafında toplanmaya başlamıştı. Bu sıralarda Kösem Sultan 56, gelini Tarhan Sultan ancak 24 yaşındaydı. IV. Mehmet henüz 10 yaşını bitirmemişti. Kösem Sultan, oğlu Sultan İbrahim’den sonra torunu IV. Mehmet’i de ortadan kaldırmak, bu sayede Tarhan Sultan’ı bertaraf etmek, diğer torunu Veliaht Şehzade Süleyman’ı tahta oturtup onun namına saltanat naibeliğini sürdürmek gibi pek hain düşünceler içindeydi. Şurası kesinki, Osmanlı tarihinde hiçbir ana, oğluna Kösem’in yaptığı gibi ihanet etmemişti.
Ne var ki IV. Mehmet’i öldürmek o kadar kolay değildi. Kösem Sultan zaten kendi öz oğlu Sultan İbrahim’in öldürülmesinde rol alarak halkın gözünde evlat katili durumuna düşmüştü. Şimdi ise torununu cellatlara öldürtürse halkın üzerindeki otoritesini tamamen yitirebilirdi. O halde başka bir yol düşünmeliydi. Örneğin hazırlanacak zehirli bir şerbeti torununa içirmek gibi…
Ancak pek haince olan ve devletin bünyesini esaslı bir şekilde kemirebilecek nitelikteki bu son entrikasını yaşama geçirmeye fırsat bulamadı. Kösem’in dairesinde bulunan ve Tarhan Sultan tarafından elde edilen Meleki Hatun, Büyük Valide’nin niyetini gelinine bildirdi. Tarhan Sultan da Saray’ın en büyük amiri olan Darüssaade Ağası’nı durumdan haberdar etti. Uzun Süleyman Ağa, zaman yitirmeden adamlarını silahlandırdı ve çocuk padişahı suikasttan korumak için en kestirme yolu, Kösem Sultan’ı ortadan kaldırmayı tercih etti.
Bir dolabın içine saklanarak kurtulmaya çalışan Kösem Sultan, 2 Eylül’ü 3 Eylül’e bağlayan gece, Topkapı Sarayı’nda 40 yıldan beri oturduğu muhteşem dairesinde bir perde ipiyle alelacele boğuldu. Öylesine direnmişti ki, öldürülene kadar Harem’in her tarafı kan içinde kalmıştı. Kösem Sultan, Harem’de öldürülen ilk Valide Sultan’dı.
Kösem Sultan’ın öldürülmesinden sonra Tarhan Sultan saltanat naibesi oldu. Tarhan Sultan da Hürrem Sultan gibi Ukraynalı yani Slav’dır. Ancak Hürrem, Kösem ve İtalyan (Venedikli) asıllı Safiye Sultanlar gibi tarihe menfi şekilde değil, müspet şekilde geçmiştir. Devletin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan 24 yaşındaki bu genç kadın, anarşiye son vermek için bitmek tükenmek bilmez bir enerjiyle harekete geçmiş, şahsen siyasi nüfuz edinmeyi hiç düşünmemiş, Köprülü Mehmet Paşa gibi dirayetli bir devlet adamını bulunca da naibelik sıfatını da bırakmıştır. Bu akıllı, merhametli, hayırsever kadın, Osmanlı tarihinin en genç valide sultanıdır.
Ertesi sabah, 3 Eylül 1651 günü, Kösem namına saltanat süren yeniçeri ağaları, Kösem Sultan’ın katlini öğrenince dehşete düştüler. Sadrazam Siyavuş Paşa, yeni Saltanat Naibesi’nin davetiyle Saray’a geldi ve yeniçeri ağalarını ortadan kaldırmak için yardımcı olacağının sözünü verdi. Şeyhülislam Karaçelebizade Abdülaziz Efendi, o derecede ihtirasla yapıştığı makamından azledilerek Bursa’ya sürüldü. Son yıllarını, değerli eserlerini tamamlamak suretiyle Bursa’da geçirdi ve oraya gömüldü. Zorbalar, halkın bütün kudretiyle Saray’ı desteklemesi, çıkarılan Sancak-ı Şerif altında Sultanahmet Meydanı’nda toplanması ve Topçu Ocağı askerlerinin de bunlara katılması üzerine karşı koymayı akıllarına bile getiremeyerek dağıldılar. Her gün birkaçı yakalandı ve tam 38 ağa idam edildi. Silahtar Eğinli Mustafa Paşa, ağaların ortadan kaldırılması konusunda büyük hizmet gördü. Ağalar Saltanatı denen uğursuz dönem sona erdi. Ancak bu adamlar devlet düzenini o şekilde bozmuşlardı ki, Köprülü iktidara gelinceye kadar daha yıllarca anarşi sürüp gitti. Sadrazam üstüne sadrazam değiştiren Tarhan Sultan, Köprülü’ye kadar devletin büyük derdine çare bulamadı.

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)