Kadın, İlim ve irfan ile mükellef olması hasebiyle âlim olur, Müftü (fetva
verici) olur, velî olur ve ârif olur. Kadın, erkek gibi iyiliği kendi cinsine ve
icabettiği zaman meşrûiyet dahilinde erkeklere emreder, kötülükten nehyeder.
Fakat bütün bu vazifeler erkeğin olmadığı veya kadından başka bilenin
bulunmadığı zarûretler karşısında caizdir.
Kadın, bulunduğu memlekette
ve meşru şartlar altında hakim olabilir. Fakat sefer müddeti mesafelere ve pek
çok tehlikeli yerlere gitmesi ve yabancı erkeklerle görüşmesi gibi haramlarla
karşılaşacağından, Devlet Reisi olamaz. (Elmeretü b•ynelfıkhı velkanun, 39 vs
izmitli ismail hakkının, El- cevabü<ssedid, 132)
Bu vazifeleri yapan
veya yapacak olan kadının, eli, yüzü ve topuklarından aşağı ayağı hariç her
tarafı örtünmüş olması erkeklerle karışmaması, yabancı bir erkekle bir kadının
yalınız başına bir odada kalmamaları ve yukarıda bahsettiğimiz, aşağıda
bahsedeceğimiz kötü netice meydana getirecek her türlü haram sebeplerden
kaçınması ve gereken her muşrû çarenin bulunması şarttır.
Kadınlarda;
erkekler gibi dinî vazifelerle mükellef olduğu gibi emri bilmaruf ve nehyi
anilmünker (iyiyi tavsiye ve kötülükten men etme) ile mükellef, alim, velî
olabilir fetva verebilecekleri pek çok hakikatlerle sabittir. Kadınlar hem cinsi
olan kadınlara, çocuklarına, yakınlarına ve icap eden zarûretler karşısında
müslüman erkeklere İslâm'ın beyan ettiği edep ve tesettür dahilinde bu
vazifeleri yapabilir:
Kur'an-ı Kerimde meâlen şöyle buyurulmuştur.
"Mümin erkekler de, mümin kadınlarda birbirinin velileri (dostları ve
yardımcıları) dır. Bunlar (erkek ve kadın müminler, insanlara) iyiliği
emrederler, (Onları) kötülükten vaz geçirmeye çalışırlar, namazı dosdoğru
kılarlar, zekatı verirler, Allah'a (C.C.) ve Resulüne itâat ederler. İşte
bunlar, Allah onları rahmetiyle yargılayacaktır. Çünkü azimdir, hakimdir."
(Tevbe Suresi, 71)
Hz. Aişe (R.A.) validemiz, Râbiatüladeviye hanım ve
emsali kadınlardan fakih ve alim kadınların İslâm'a pek çok hizmetleri
olmuştur.
Buraya kadar saydığımız maddelerden anlaşılmıştır ki,
kadınlarla erkekler arasındaki müsavilik yönlerini şöyle hülasa edebiliriz
:
a) İslâm'da, insanlık şerefi ve kemali bakımından kadınlar erkekler
gibidirler. Zahiren erkekte ki güzel siyret ve varlıklara sahiptirler.
Binaenaleyh erkeklerin şeref ve haysiyeti ne ise, kadınlarda aynı şerefe ve
kıymete sahiptirler.
b) Erkek, küçüklüğünden îtibaren talim, terbiye ve
ilahi emirlere muhatap olması zamanına ve ondan sonra ölünceye kadar ne gibi
ilâhi tekliflere muhatap ve mükellefse, kadın da aynı hükümlerle yükümlü ve
muhataptır.
MESELA: Erkeğe, yedi yaşından itibaren îman etmesi hükmü ve
mükellefiyeti aynı zamanda namaz kılmasına alıştırmak keyfiyeti kadın da
aynıdır. Mükellef olduğu zamân erkeğe imanı kesbi ve namaz kılmak, zekat vermek,
hacca gitmek, anaya babaya itaat etmek, helal lokmayı yiyip, hâramdan kaçınmak
gibi dini vazifeleri yapmak erkeklere nasıl farz ise, kadınlara da aynı
farzdır.
Öğrenilmesi ve yapılması farz olan bütün bilgi ve amelleri
öğrenmek ve yapmak istisnasız erkek olsun, kadın olsun bütün müslümanlara
farzdır.
Küçük yaştan itibaren büyüyüp ölünceye kadar koruma, bakım ve
hürmet etmeğe erkek. neye layık ise, kadın da aynı haklara sahiptir. Hatta bazı
yerlerde kadına hürmet ve şefkat erkekten de elzemdir, Evladın anasına itaat ve
hürmet etmesi babadan daha ziyade olduğu bu cümledendir. Nitekim beşinci maddede
bu gerçek bir Hadis-i şerifle açıklanmıştır,
c) İslâm bütün, malî
tasarrufta kadınların erkekler gibi aynı haklara sahip olduğunu beyan etmiştir.
Elbette bu malikiyyet erkeklerde olduğu gibi kadında da sinni ruşde (Ergenlik ve
buluğ yaşına) vardığı zamandır. Bâlığa ve mükellef olan bir kadının mülkünde ne
babası, ne kocası ve ne de kadının kardeşi gibi mahremlerinden birinin salahiyet
ve tasarrufu vardır. Bütün tasarruf ve yetki malın sahibi olan kadınındır. Kadın
malını satar rehin verir, bağışlar, emanet bırakır ve icara verir, kefil ölür,
vekil olur. Dava eder, vasiyet eder ve sair hakları na
sahiptir.
Binaenaleyh bir erkek nasıl malını harcarsa, muhafaza etme,
hayra sarfetme, satma ve alma gibi tasarruflarla malının sultanlığını yapar ve
sahipse, kadında aynı haklara sahiptir.
Hülâsâ'i Kelam; kadınla erkek
beşerî ve insani hayatta aynı seviyede müşterekî yaradılışın îcabı eşit haklara
ve insanlığın terakki ve medeni hayata kavuşabilmesi için, İslam'ın beyan ettiği
meşrûiyyet dahilinde el ele verib çalışmaları gerekir. Fakat gayrî İslâmi görüş
ve hareketlerini örnek edinmek insanlık ve müslümanlık dışında batıl ve en kötü
hareketlerdendir.
Çevirci -Translate - Перевести
velî etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
velî etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Temmuz 2018 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)