Din, fen ve internet
Sual: Temiz
gençleri aldatmak için, (İslâmiyet ilerlemeye engel olmaktadır. Hıristiyanlar
ilerliyor. Gözleri kamaştıran her türlü fen vasıtası yapıyorlar. Biz de
Hıristiyanlara uymalıyız.) gibi sözlerle, İslamiyetteki güzel ahlâkı, kardeşliği
bıraktırmaya uğraşanlar var. Dinimizin ilme verdiği önem ile internet ve diğer
yayın vasıtaları hakkında açıklama yapar mısınız?
CEVAP
(İslâmiyet ilerlemeye engel olmaktadır.) sözü kuru bir
iftiradan başka bir şey değildir. Çünkü İslâmiyet, fende, sanatta ilerlemeyi
emrediyor. Peygamber efendimiz, (İlim Çinde de olsa talep edin! Öğrenin!)
buyuruyor. Çin, eskiden olduğu gibi yine müslüman değildir. Çinden alınacak
ilim, elbet fen ilmidir. Her türlü teknolojidir. Bazı din simsarcıları da
batıdan geldi diye fen vasıtalarına zararlı diyor. Böyle söylemek, böyle
düşünmek çok yanlıştır. (Fen ve sanat müminin yitik malıdır. Nerede bulursa
alsın!) hadis-i şerifine uymamız gerekir.
İnternet ve faydaları
Dünyadaki en büyük bilgi deposu 20 milyon bilgisayarın
birleşmesinden meydana gelen 250 milyon kullanıcılı internet bilgisayar ağıdır.
İnternetle ilgili bir gencin verdiği bilgiler şöyledir:
Günümüzde internet temelde şu 5 farklı hizmeti
sunmaktadır: Web, email, chat, news, ftp.
Web, şahısların
veya şirketlerin düşüncelerini açıkladıkları, reklamlarını yaptıkları
sayfaların oluşturduğu ortamın adıdır. Ticari kuruluşlar, web sayfaları
üzerinden ürünlerini online olarak satabilmekte, kullanıcılar, borsa, döviz
kurları gibi değişen bilgileri anında takip edebilmekte, her türlü habere,
akademik, siyasi, coğrafi bilgiye ulaşılabilmektedir. Kütüphanelere, müzelere
bağlanmak, hatta evde üniversite dersleri alarak mezun olmak, seyahat için bilet
almak, rezervasyon yaptırmak, aynı zamanda çeşitli eğlence faaliyetlerine de web
üzerinden ulaşmak mümkündür. Her türlü yazılı, sesli, görüntülü metne web
üzerinde rastlayabiliriz.
Çocukların zihinsel gelişimleri için faydalı bir çok
eğlenceler var. İnternette iş ya da eş aranabiliyor. Birçok çöp çatan siteleri
var. Gazetelerde zaman zaman haberler çıkıyor: İnternette tanıştılar evlendiler
diye.
Dünyanın bir ucundan, mesela Amerika'dan kitap sipariş
edip kısa zamanda almak mümkündür.
Email hizmeti,
ışık hızıyla dünyayı dolaşan elektronik mektuplardır.
Chat sayesinde
e klasik telefon haberleşmesi sanal dünyaya taşınmakta, her kültürden insan,
demokratik bir platformda bir araya gelip, yazılı, sesli hatta görüntülü olarak
sohbet edebilmektedir.
News denilen
haber gruplarına üye olarak ilgi alanları ne olursa olsun ortak merakları olan
insanlar bir araya gelebilmekte ve fikir alış-verişinde bulunabilmektedir.
Ftp ise
internet üzerinden bilgisayar dosyalarının transferine imkan sağlamaktır. Bu
yönleriyle internet, sınırları kaldırarak dünyanın her tarafındaki insanlara
ticari ve kültürel alanda birçok işbirliği sağlamaktadır.
Artık
vakit kaybetmeden online eğitime gidilmeli, zaman ve mekan gibi
problemleri ortadan kaldıran, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamanın en kolay
yollarından biri olan internetten azami şekilde faydalanmaya çalışmalıdır. Her
aile çocuklarını yarının şartlarına göre yetiştirmelidir. Herkesin evinde bir
bilgisayar bulunmalıdır.
İnternetin şu andaki kontrolsuz yapısı, onu kötü
niyetlerle kullanmak isteyenlere de fırsat tanımaktadır. Dünyanın her yerinde
kutsal sayılan aile, namus, ahlak, insan hakları gibi kavramlara yönelik
saldırılar, internet kullanıcılarını tehdit etmektedir. Çeşitli kuruluşlar bir
araya gelip bu tür zararları engellemek icin projeler üretmektedir. Bunun
yanısıra, devletler de kendi rejimlerine yönelik saldırıları ve terörist
fikirleri engellemek istemektedirler.
İnternete müptela olmak
Yukarıda internetin bazı faydalarını anlattık. Gerçekten
de internetten herkes faydalanmalıdır. Çocuklarımızı yarının şartlarına göre
yetiştirmeliyiz. İnternetin bu muazzam faydaları yanında, bazı zararları da var.
Adamın biri kalkıyor, bir islam sitesi kuruyor. Orada, kendi düşüncelerini
islamiyetmiş gibi anlatıyor. Ne kadar büyük zarar. İsteyen her sapık bir site
kurabilir. İntihar metodlarını ve bomba yapımını anlatan siteler var. Devlet
büyüklerini kötüleyen siteler var. Satanist siteleri var. Porno siteler var.
Çeşitli sapık siteler var. Var da var. Bir de internete bağımlılık kazanmak da
sıkıntılar doğuruyor. Birçok tanıdığımız var. Evlerine geç gittiklerinden veya
hiç gidemediklerinden dolayı yuvaları yıkılmaya yüz tutmuştur. Milliyet
Gazetesinden sayın Meral Tamer hanım bir yazı yazmış. Yerimiz dar olduğu
için yazısının özetini veriyoruz:
(Kızım
İnternet'in başında sabahlamaya ilk başladığında çok tedirgin olmuştum. Telefon
faturalarımız da hatırı sayılır ölçüde kabardı. İnternet kızıma yeni bir
dünyanın kapılarını açtı. Önce sıradan sitelerde "chat" yaptı. Sonraları belli
bir düzeyi olan siteler buldu. O sitelerde karşılaştıklarından bazılarıyla
yüzyüze tanışıp arkadaşlıklar kurdu. Bu arada dünyanın dört bir yanından değişik
uluslardan gençlerle "chat" yaparak İngilizcesini geliştirdi. Bir okurumuzdan
gelen mektubu okuduğumda ne yapacağımı bilemedim. Bir yandan kızımın İnternet'le
ilk tanıştığı günlerdeki tedirginliğimi anımsadım. Yer yer kendisine hak verdim.
Diğer yandan "zaaf"a dönüşen her tür tutkunun benzeri sonuçları olabileceğini
düşündüm. Okurumuz anne diyor ki:
"Her
şey eşimin işyerinden eve getirdiği bilgisayarla başladı. Nereden bilebilirdik
ki eve giren bu aletin, medeniyetin tek dişi kalmış bir canavarına
dönüşebileceğini. Ve bu canavarın bir aileyi maddi manevi çökertebileceğini.
Oğlumuz internetin faydalarını anlattığında her şey kulağa hoş geliyordu, ta ki
internetin tutsağı haline gelene kadar! Bilgisayara bir kumar tutkusuyla
bağlandı. Telefonumuz haziran ayında gelen yüklü telefon faturaları ve kendi
imkanlarımızla ödenmesi mümkün olmayan borçlar nedeniyle kesildi. Bu arada
bilgisayar bozuldu. Eğer tamir ettirmezsek oğlumuz kumar alışkanlığından
kurtulur diye düşünüp çok sevinmiştik, ama boşuna sevinmişiz. İnternet kafeler
sabaha kadar açıkmış. Oralara dadandığı ilk gün eve geç geldi. Gece 2'de merak
içinde polisi aradık. Polisin "Kaza v.s. yok, biraz daha bekleyin" demesi bizi
rahatlatmadı. Nerede olduğunu ancak gecenin geç vakti eve geldiğinde
öğrenebildik. İnternetin başına oturduğunda zaman mefhumunu unutuyor, paralar da
suyunu çekiyor. Kumara nasıl para dayanmıyorsa bilgisayara da para dayanmıyor.
Biz çok üstüne gitmedik, ama oğlumuz sarhoş [morfinman] gibiydi, ikazımızdan
etkilenmiyordu. Sonunda iflas ettik. Borçlarımızı ödeyebilmek için evimizi
satılığa çıkardık, fakat kriz nedeniyle satamadık. Bu İnternet canavarının
verdiği zararlar, yararlarını çoktan aştı. Bu olaydan sonra oğlumun okul hayatı
söndü. İş hayatı da yok. Gençlik en güzel çağını bu aletin başında geçiriyor. Bu
canavardan kurtulmak için kurum ve kuruluşlar neler yapabilir? Bu gidişi
durduracak etkili bir merci yok mu? Benim oğlum bu örneklerden sadece biri."
İşin maddi boyutunu sorduk: Haziran - Temmuz ayı telefon
faturası faizleriyle birlikte 100 milyon liranın üzerinde. Faizleriyle diyoruz,
çünkü fatura ödemelerini oğulları yapıyormuş, ancak internete merak sardıktan
sonra ailesinin bankaya yatırsın diye verdiği paraları da internet kafelerde
harcamış. Kredi kartlarından çektiği para 500 milyon lirayı buluyor. Babasının
arkadaşlarından aldıklarıyla toplam borç 1 milyarı aşıyor. Bu arada emekli baba,
ikramiyesiyle oğluna bir muhasebe bürosu açmış. Ancak oğul internetten zaman
bulup da ilgilenememiş.)
İnternetin bazı zararları
İnternet de, bıçak gibidir, faydalı işlerde kullandığı
sürece kıymetlidir. Web’de internetin büyük yararları inkâr edilemez. İş yerime
gitmeden de evdeki bilgisayarımla, birçok kütüphaneye erişme imkânı buluyorum.
Birçok gazete ve dergileri okuma imkânı vardır. Hazırladığımız yazıları Gazeteye
gönderme imkânı vardır. Okuyucularımızdan gelen birçok suali, e-mail ile
en kısa zamanda cevaplandırma imkânını buluyoruz. Daha sayılamıyacak kadar çok
faydaları vardır. Her nimetin bir külfeti olduğu gibi, yerinde kullanılmadığı
zaman birçok zararları da vardır. Genç bir okuyucum diyor ki:
(İnternet de günümüzde süratle yayılmaktadır. İnternet
uçsuz bucaksız olduğu kadar da denetimsiz veya denetimi çok azdır. Çeşitli TV
kanallarındaki uygunsuz filmler, az da olsa sansüre uğruyor veya gece yarısından
sonra yayınlanıyor. Ama internet öyle değil, her türlü kepazelik her an herkese
açık. İnternetteki müstehcen sitelerin bazılarında (18 yaşından küçüklere
sakıncalıdır) yazıyor. Müstehcenliğin, 18 yaşından büyüklere zararı olmayacağını
vurgulamaya çalışıyor. Evinde kendisini gözetleyen, engelleyen olmadığı
müddetçe, kaç yaşında olursa olsun herkes, bu siteleri kolayca bulabilir.
İzlemeye devam ederse, ahlakının erozyona uğramaması imkânsızdır. Evinde
internette gezemiyenler, internet cafe denilen yerlerde gizli veya açık
bu uygunsuz sitelere ulaşabiliyorlar. Hatta internet cafelerden bazıları, ilgi
çekmek için akşamları bilgisayara porno film koymaktan çekinmiyorlar.
Oğlunuzun veya kızınızın bilgisayarda sadece oyun
oynadığını ve ders yaptığını saymayınız. Müstehcen sitelere giriyor veya karşı
cinslerle chat yapıyordur. Bütün haramlar nefsin hoşuna gider. Zamanla morfinman
gibi internete bağımlılık kazanır. Artık kurtulması güçleşir. Bir kimsenin
elinde etli kemik varsa, bunun kokusunu alan köpek kemiği yalamak için fırsat
kollar. Nefis de köpek gibidir. Çocukların internetteki girdiği siteler mutlaka
kontrol edilmelidir. Çocuğun yalnızken internete girmesine izin verilmemelidir.
İnternete bağlanmak için gereken şifreyi çocuk bilmezse internete bağlanamaz.
Bir de internetin Chat (çet) denilen proğramı
vardır. Chat sohbet manasına geliyor. Chat yapmak, porno bir siteye
girmekten daha zararlıdır. Chat insanı yavaş yavaş zehirler. Chat işinde,
tanınmıyorum gerekçesiyle, en ağıza alınmayacak sözleri, yaptıkları utanç verici
ahlaksızlıkları hiç çekinmeden anlatabiliyorlar. Chat işini randevu yerine
çevirmek işten bile değil. Normalde karşı cinsle konuşmaktan utanan gençler,
chat’in kolaylığı yüzünden bu duygularını tatmin etmek için hiç çekinmeden,
utanmadan karşı cinsle herşeyi konuşabiliyorlar. İlkönceleri Chat’te isimlerini
açıklamayıp lakap kullanmaları veya erkekse kız, kız ise erkek ismi kullanıp
kimliklerini saklamaları gençlere müthiş bir cesaret veriyor. Genç kız, nasıl
olsa beni tanımıyorlar diyerek, erkeklerle her türlü müstehcen konulara giriyor.
Zamanla onlarla samimi olunca, kimliklerini açıklamaktan da çekinmiyor. Resim
istiyor, kendi resmini gönderiyor. Ondan sonra da olanlar oluyor, yosma olup
çıkıyor.
Bilgisayarı olan çocuk kontrol altında tutulmalıdır.
İnternette gezerken o istemese bile porno site reklamlarıyla karşılaşabilir.
Gençler, satanistlerle internet yolu ile tanışıyorlar. Birçok sapıklığı
internet vasıtası ile öğreniyorlar. Ana babalar ve devlet bu işe vakit geçmeden
el atmalıdır.)
Genç okuyucumun yazısı gerçekten ilgi çekicidir. Gerekli
tedbiri almakta gecikmemelidir.
Web'de internetin zararları ABD gündemini de girmiştir.
Bazı şikayetler ve gençleri korumaya yönelik talepler sonuç vermeye başlamıştır.
İnternet sektöründeki şirketler Web'de zararlı yayınları engellemek üzere ortak
bir karar almışlar. İnternet üzerindeki pornografi, ırkçılık ve şiddet içeren
Web sitelerinden nasıl koruyabilecekleri konusunda bir site kurdular. GetNetWise
adlı bu site internette gençlerin pornografi ve diğer uygunsuzluklardan korunmak
için neler yapılabileceği hakkında bilgi veriyor. Gençlerin, çocukların
internetten güvenli, eğitici ve eğlendirici bir şekilde yararlanmalarına
yardımcı olmaya çalışıyor.
America Online, Microsoft gibi firmaların ana
sponsorluğunda yürütülen GetNetWise Internet sektörünün pek çok firma tarafından
da destekleniyor. Disney Online, Yahoo!, IBM, Net Nanny gibi kuruluşlar
GetNetWise'a destek veriyorlar. Bu kadarcığı bile ümit vericidir. Her aile çoluk
çocuğuna dikkat etmeli, bu büyük zarardan korumaya çalışmalıdır.
Televizyonun önemi
Bazı fanatikler, televizyon ve radyo batıdan geldi diye
TV seyretmenin radyo dinlemenin ve diğer fenni buluşların günah olduğunu
söylüyorlar. Halbuki Batıdan geldiği için televizyona ve radyoya zararlı demek
doğru olmaz. Bugün tıpta, sanayide ve diğer alanlarda kullandığımız makinaların
çoğu Avrupadan gelmiştir. Hadis-i şerifle de bildirildiğine göre, dinimizde fen,
müminin kaybedilmiş malıdır, nerede bulursa alması gerekir. Televizyon çok iyi
bir haber ve eğitim vasıtasıdır.
Televizyon, bir bıçak gibidir, iyi bir silahtır. Bıçakla
faydalı çok işler yapılır. Bu faydalı alet, düşmanın eline geçerse, gözümüzü
oyar, gırtlağımızı kesebilir. Düşman, bıçağı, böyle kötü bir işte kullandığı
için "Bıçak kötü alettir" denemez. Bıçağı kötü işte kullanan kimse kötülenir.
Modern silahların müdafaada büyük rolü olur. Bu silahlar anarşistlerin veya
başka düşmanların eline geçerse, çeşitli katliamlara girişebilirler. İşte
televizyonlar da böyledir. İyi kimselerin elinde bulunursa, insanlığa büyük
hizmetleri olur. Kötülerin elinde olursa insanlığa büyük zararları
olur.
Gösterilen filmin, bir sahnesinde, din ile alay eden
birşey olsa, bunu seyreden müslüman da buna gülse, o müslümanın imanı gider.
Ayrıca dine aykırı hususlar, müstehcenlik, iyi birşey gibi gösterilmeye devam
edilirse, ister istemez seyircilerin beyni menfi yönde yıkanır. Bu bakımdan
güzel yayın yapan televizyonlar varsa, onları seyretmelidir.
Radyo, kitap, gazete, dergi
Radyo da böyledir. Radyo da tv gibi neşir
vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir. Bunlar, tabanca gibi, birer alettir.
Tabancayı, suçsuz bir kimseye karşı kullanmak günahtır. Savaşta düşmanlara karşı
kullanmak ise, çok sevaptır.
Bunun gibi, gazete, radyo ve tv, iyi insanlar tarafından
hazırlanır, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri bildirir, islâmiyetin faydalarını,
ahlâk, ticaret, sanat, fabrikaların çalışması, tarih olayları, askerlik gibi din
ve dünya bilgileri verirse, böyle radyoyu dinlemek, böyle tv'leri seyretmek,
mubah olur, iyi olur.
İlme hizmet için
Kibir çok kötü ise de, savaşta düşmana karşı kibretmek
sevaptır. Dine, yani ilmin her çeşidine hizmet için, dinin izin verdiği her
imkandan faydalanmak gerekir.
Şimdi internet ile Avrupa, Amerika ve diğer kıtalardan,
mesajlar geliyor. Çeşitli suâller soruyorlar. Anında cevaplandırma imkanı
buluyoruz. Gerçekten büyük hizmetlere vesile oluyor. Yabancılardan,
Hıristiyanlardan da, e-mail [elektronik posta] gelmektedir.
Görmiyen vatandaşların, radyo ve tv'deki din
bilgilerinden, duymıyan vatandaşların da, gazetelerden istifade etmeleri çok
normal değil midir?
Herkes kitaptan anladığına göre hareket etse, değişik
görüşler meydana çıkar. Zaten piyasada dini bilgiler hakkında farklı görüşlerin
bulunması, buradan kaynaklanmaktadır.
Herkes kendi anlayışını esas kabul etmektedir. Hâlbuki
14 asırdan beri gelen İslâm âlimlerinin bildirdiklerine uyulsa farklı görüş
meydana çıkmaz.
Dine hizmet için, teknik imkanlardan, her çeşit modern
vasıtadan faydalanmak şarttır. Cihada hazırlanmayıp, yeni vasıtaları kullanmadan
yapılan duâları Allahü teâlâ kabul etmez. Duânın kabul olması için, önce
sebeplerine yapışmak gerekir. Düşman atom bombası kullanırken, tüfekle karşı
koymak akıl kârı değildir.
Düşman, her çeşit vasıta ile dini yıkmaya çalışırken,
dine hizmet için gazete, radyo ve tv'yi kullandırmamak, internetten istifade
ettirmemek düşmanın ekmeğine yağ sürmektir.
TV ve video iyi bir eğitim vasıtasıdır demiştik. Mesela
namazın nasıl kılınacağını tatbiki olarak göstermek çok iyi olur. Fakat namaz
kılan imamın filmini alıp, imam yerine ekrandaki bu görüntüye uymak caiz olmaz.
Bunun gibi, ezan okuyan müezzinin filmini videoya alıp, vakit gelince videodan
ezan okutturmak da caiz olmaz. Çünkü TV ekranındaki resim, müezzinin kendisi
değil, görüntüsüdür. TVdeki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil,
benzeridir.
İnternet ile
hizmetinizdeyiz
Peygamber efendimiz, (İlim, Çin’de de olsa
alınız) buyurdu. Yanî ilim, dünyanın en uzak yerinde olsa, hattâ kâfirlerde
bulunsa da, gidip almak gerektiğini bildirdi. Dînimizi yaymak, dînimizin güzel
ahlâkını herkese tanıtmak için gerekli vâsıtaları, en uzak yerde bile olsa
arayıp, bulup öğrenmek, yapmak, insanlığın hizmetine sunmak, namazdan sonra, en
birinci vazîfedir.
Kur’ân-ı kerîmde, bütün insanları, sonsuz saâdete
kavuşturmak için, her müslümanın gücü yettiği kadar durmadan çalışması, günün
şartlarına uygun en mükemmel vâsıtaları yapması emrediliyor. (Enfâl
60)
İnsanlara huzur veren dînimizi tanıtabilmek için,
müslümanların mevcut teknik vâsıtaların hepsini yapmaları ve kullanmaları
şarttır. Bunu yapmıyan müslüman dînini, milletini koruyamaz ve büyük günâha
girer. Bu günâhın vebâli ağırdır. Hattâ, bir İslâm şehrinde, fennin yeni bulduğu
bir âlet, bir vâsıta yapılmayıp, bu yüzden bir müslüman zarar görürse, o şehrin
idârecileri, âmirleri mes’ûliyet altında kalır.
Zamanımızda her türlü yayın ve propaganda yolu ile
herkes bir şeyler yapma gayretindedir. Kitap, dergi, gazete, tv, radyo ve
filmler ile herkes belli bir gâye için yoğun bir propaganda yapmaktadır. Doğru
ile yanlış, hak ile bâtıl karışmış hâldedir. Gün geçtikçe de yanlışların içinden
doğruları ayırabilmek zorlaşmaktadır. Eğer, nakil esas alınarak İslâmiyetin
üstünlüğü, faydaları müslümanlara anlatılıp bütün dünyaya yayılırsa, hak ile
bâtıl birbirinden ayrılmış olur.
Doğruyu Ayırma
Doğru ile yanlış, hergün birbiri ile mücâdele
etmektedir. Tabii ki, doğruyu, insanlar için faydalı olanı yayma gayreti içinde
olanlar, dünyada ve âhırette bunun karşılığını bulacaklardır. Yanlış üzerinde
ısrar edenler de, dünyada sıkıntı içinde bir ömür sürecekleri gibi, âhırette de
sonsuz azâba düçâr kalacaklardır.
İnsanlık için faydalı çalışmalara destek olanlar,
elinden geldiği kadar yardım edenler, dînimizde en büyük sevâb olan emr-i ma’rûf
ve nehy-i münker [İyiliği emretme, kötülüğü nehyetme] sevâbına kavuşurlar. İslâm
ahlâkının yayılmasına mâni olan; milletleri sömürerek, bütün gelirlerini kendi
zevk ve eğlenceleri için, insanları köle yapmak için kullanan kimselerin
elinden, ma’sûm insanları kurtarmak ve saâdete kavuşmalarına vâsıta olmak akl-ı
selim sahibi her insanın vazifesidir.
Zamanımızın kültür savaşında, önemli bir yeri olan
İnternet bütün dünyaya hızla yayılmakta, her inançtaki insanlar, düşüncelerini
bu vâsıta ile de yaymaya çalışmaktadır. İşte bu maksatla biz de, dînimizin güzel
ahlâkını bütün dünyaya yaymak, doğruyu, faydalıyı bulmada insanlara yardımcı
olmak için İnternete geçmiş bulunuyoruz. Maksadımız insanların dünya ve âhıret
saâdetine kavuşmalarıdır.
İslâmın güzel ahlâkı ile ahlâklanan kimseden, kimseye
zarar gelmez. O, herkesin iyiliğine, yardımına koşar. Vatanına, milletine zarar
vermez. Vatanını, milletini sever. Peygamber efendimiz, müslümanı şöyle tarif
etmiştir:
(Müslüman, elinden ve dilinden hiç kimsenin zarar
görmediği kimsedir.) [Müslim]
1- İhlas
İnternet adresine (ihlas.net.tr) girip, Huzura sörf’e
tıklattığınız zaman karşınıza İlginç sorular çıkacaktır. Burayı tıklattığınız
zaman, merak edip öğrenmek istediğiniz her bilgiye, konu başlığını tıklatmak
suretiyle ulaşabileceksiniz. Burada en emin, en doğru, en doyurucu bilgiyi
bulabileceksiniz. İstifâdenize sunulan bilgiler, konularında uzman bir kurul
tarafından hazırlanmaktadır.
Bu bilgilerden bazıları şunlardır:
Felsefenin dindeki yeri. Bir mezhebe uymak şart mıdır?
Reenkarnasyona inanan dinden çıkar mı? Kadının İslâmiyetteki yeri. Kıyâmet ne
zaman kopacak? Kıyâmet alâmetleri. İslâmiyete göre kadının örtüsü nasıl
olmalıdır? Allahü teâlânın varlığının isbâtı. Tarîkat-tasavvuf. Tefsîr ve
meâlden dînimizi öğrenmek mümkün mü? Din, zamana göre değişir mi? Bid’atın ya’nî
ibâdetlerde yapılan değişikliğin dindeki yeri. Ölmüş evliyâdan yardım istenir
mi? Nazardan kurtulmanın çâresi. Nazar boncuğu takmak câiz mi?
2- Bu
bilgilerin dışında özel olarak sorup öğrenmek istediğiniz, merak ettiğiniz her
türlü dînî mes’elenizi, çözmek için de aşağıdaki adresimize e-mail göndermeniz
kâfidir. En güvenilir kaynaklardan alınacak sağlam bilgi en kısa zamanda
adresinize ulaştırılır.
3- Yine
İhlas İnternet adresine girip, http://www.hakikatkitabevi.com/
tıklattığınız zaman, Türkçe ve birçok yabancı dillerde, binlerce kaynaktan
derlenen hazîne değerinde kitaplarla karşılaşacaksınız. Öğrenmek istediğiniz,
merak ettiğiniz her türlü dînî konuyu en geniş şekilde burada bulabileceksiniz.
Burada istediğiniz konuyu arama imkânına da sahip olacaksınız.Ayrıca yıllardır
gazetede mektup, telefon ve faks ile sürdürdüğümüz hizmetlerimiz de devam
etmektedir. İsteyen istediği vâsıta ile bizlere kolayca ulaşabilir.
Adresi olan ve isteyen herkese faks veya mektupla özel
cevap veriyoruz.
Huzur2@
ihlas.net.tr
Tel:
0212 - 454 38 20
[ve
kurul@dinibilgiler.org]