İnek
İle Canavar
Ewel zamanda hiç evlat sahibi olmamış bir karı koca varmış
.Köyden şehirden uzakta, ıssız bir yerde kendi başlarına ya-şarlarmış. Bu karı koca çocuk sahibi olamadıkları için
çok üzülürlermiş ve kendilerinden başka kimseleri olmadığı içinde birbirlerine
çok bağhlarmış. Yalnızlığın verdiği üzüntüyle bir gece
ağlaya sızlaya Allah'a yalvarmışlar ve kendileri için bir can yoldaşı
istemişler.
Bir sabah uyandıklarında bakmışlar ki kapı eşiğinin
önünde heybetli güzel bir ve inek bekliyormuş.ineğin sahibi olup olmadığını
anlamak için çevreyi aramışlar taramışlar,oraya buraya seslenmişler fakat
bakmışlar ki hiç seslenen kimse yok.Buna çok sevinip ineğin yanma
gelmişler.İneğin karnını iyice doyurmuşlar ve güzelce tımar etmişler. Ardından
da inek için rahat bir yer yapmışlar.
Bu kan koca ineğin yanma her geldiklerinde onunla,İçişi
oğluyla konuşur gibi konuşurlarmış,sevip okşarlarınış.Buna karşılık akıllı inekte onları çok
severmiş.
İnek her sene yavrular ve kazan dolusu süt
verirmiş.Evin hanımı da sütün kendilerine yetecek kadar olanını ayırdıktan sonra,fazla gelen sütü kocası şehir pazarına
götürüp satarmış.Yavru buzağıları da büyüyünce satar ve böylece geçimini
sağlarmış.
Günlerden bir gün evin hanımı çok hastalanmış ve o
hastalığından dolayı ölmüş.Hanımın ölmesi üzerine hem kocası hem de inek çok
üzülmüş ve ağlamışlar.
Karısının ölümünden sonra adam yalnızlıktan sıkılmış ve
evlenmeye karar vermiş.Sonunda arzusuna kavuşup evlenmiş.Fakat evlendiği yeni
kadın inatçı ve yaramaz bir kadınmış.
Bu kadın her şeye bir bahane bulur ve hiçbir şeyi
beğenmezmiş. Evin düzenini de kafasına göre değiştirmeye başlamış. Kocasının
ineğe gözü gibi bakıp, sevgi göstermesini de gizli gizli takip edermiş.
Bir gün kadın dayanamamış ve kocasına bu ineği neden bu
kadar çok sevdiğini sormuş. Adam da ineğin durumunu anlatmış. Adam, karısının ve
kendisinin bu ineği çok sevdiklerini ve karısının ölmeden önce ineğe iyi
bakmasını vasiyet ettiğini yeni karısına anlatmış.
Yeni kadının da bunun üzerine ineğe karşı olan
kıskançlığı artmış ve böylece ineği ortadan kaldırmaya karar vermiş. Çünkü
kocası, ineğin yanına her gidişinde ölen karısını hatırlar ve ineği öylece
severmiş. Aynı zamanda inek yeni kadını hiç sevmez yanına
yaklaştırmazmış.
Bu inek, süt vermesinin yanında evini her türlü
düşmandan da korurmuş. İnek bu eve geldiğinden beri bu karı kocanın evini her
gece yoklayan bir canavarı görürmüş. Bu canavar, her gece evin yanına gelir,
içeriye girmeye çalışırmış fakat her gelişinde inek canavarı korkutup
kaçırırmış. Bu olaydan ne adamın ne de kadının haberi varmış. Çünkü canavar
yalnız geceleri gelirmiş.
Bir gün yeni kadın, kocasına ineğin çok huysuz olduğunu
bir türlü yanma yaklaşamadığını söylemiş ve ineği satmasını istemiş. Adam yeni
karısına kızarak, ineğin ölen karısının yadigarı olduğunu ve bunun içinde asla
satmayacağını söylemiş. Karısı ne zaman ineği, kocasına şikayet etse hep
azarlanılmış.
Yeni kadın inekten kurtulamayacağını anlayınca kocasına
karşı hile yapmayı düşünmüş ve yalandan hastalanıp yatağa girmiş. Hiç yemez,
konuşmaz bu halde yorgana sarılıp günlerce yatıp durmuş. Ne ilaç ne doktor bu
kadını ayağa kaldıramamış. Kocası da karısının durumuna çok üzülür, onu
öleceğinden korkarmış.
Bir gün adam, yeni karısına iyileşip ayağa kalkması
için kendisinden ne isterse onu yerine getireceğini söylemiş. Kadın da ancak
evdeki ineğin etinden yerse iyileşeceğini kocasına söylemiş. Bunun üzerine
kocası çaresiz isteğini kabul etmiş.
Adam ertesi gün ineği kesip bir kazan dolusu et kavurmuş
ve yeni karısına bundan yedirmiş. Adamın karısı eti yiyince iyileşmiş ve gülüp
oynamaya başlamış. Kocası da karısının iyileştiğine çok
sevinmiş.
Bir gece vakti bu karı koca uyurlarken, dağ canavarı
yine gelip kapısına dayanmış. Etrafına bakınca, kendisini her gelişinde
korkutup kaçıran ineğin artık olmadığını görmüş.Bundan faydalanan canavar
kapıyı kırıp eve girmiş ve yataklarında uyuyan kan kocayı parçalayarak
yemiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder