Kölelik ve Yaşam
Roma ekonomisi ve yaşam biçimi, kölelerin bedava emeklerine dayanıyordu. Erkek ve kadın köleler vasıflı ve vasıfsız hizmetler sunuyor, sadece tarlalarda ve madenlerde ırgatlık yapmakla kalmıyor, aynı zamanda çocuklara ders veriyor, mali hesapları tutuyor ve kolay cinsel tatmin kaynağı işlevi görüyorlardı. Zengin bir Romalı 500 köle sahibi olabilirdi. İmparatorun sarayında ise bu rakam muhtemelen 20.000’i aşıyordu ve bir köle burada birçok özgür vatandaşın ulaşamayacağı güce ve nüfuza sahip olabilirdi. Kölelik, Roma nüfusunun yaklaşık yüzde 25’ine teşkil ediyordu.
Bir kölenin yaşamı son derece zor olabilirdi: On binlercesi madenlerde ve taş ocaklarında ölümüne çalıştırılıyordu. Birer mal olarak kabul edilen kölelerin herhangi bir hakları ve seslerini çıkartma şansları yoktu. Birçoğu hayvandan farksız muamele görürken, kimilerine de aileden biriymiş gibi davranılıyordu. Bazıları özgürlüklerini satın alacak ya da azat edilecek kadar şanslıydılar. Azat edilme, vatandaşlık statüsü kazandırıyordu ancak azat edilmiş köleler hiçbir zaman hizmetkârlık kökenlerinden kurtulamıyorlardı. Birinci kuşak azat edilmişlere tam vatandaşlık hakkı verilmemişti ve hamilik ilişkileri sayesinde eski sahipleri onlardan yararlanmaya devam etmişlerdi. Azat edilmiş deneyimli kölelerin ticari girişimleri son derece başarılı olabiliyor ve eski köleleri en zengin Romalıların arasına sokabiliyordu.
Varlıklı Romalılar köleliği imtiyazlı yaşam tarzlarının dayanağı olan bir norm olarak görüyorlardı.
Spartacus ve Köle İsyanı
M.Ö. 73 yılında, Capua’daki bir gladyatörlük okulunda dövüşçü olmak üzere eğitilen bir köle olan Spartaküs, gladyatörlük için eğitilen diğer kölelerle birlikte kaçtı. Kaçmasının sebebi, onları kilit altında tutan efendilerinin zulümleriydi. 200 kişinin birlikte kaçması planlanmış ama sadece 78’i bunu başarabilmiş ve hep birlikte Vezüv Dağı’na sığınmışlardı. Muhtemelen civardaki latifundialardan kaçan ırgatlar ve köleler de onlara katılmıştı. Böylelikle çok ciddi bir isyanın odak noktası haline gelmişlerdi.
Kölelik Roma’nın işgücüydü ancak hukuki bir şahsiyetleri yoktu – hakları olan bireyler gibi değil, mal mülk gibi gürülüyorlardı.
Spartaküs’ün ordusunun en sonunda ulaştığı sayı konusunda tartışmalar halen mevcut olmakla birlikte, bu sayının 70.000 ila 120.000 arasında olduğu söyleniyor ki böyle bir ordu, belki çok düzenli olmasa da, üzerlerine gönderilen Roma kuvvetleri ile baş edebilecek kadar büyük ve iyi bir ordu sayılabilir. Spartaküs’ün ordusu savaşarak kuzeye, Galya sınırına kadar ilerlemişti ve buraya vardıklarında da (büyük olasılıkla) dağılacakları düşünülüyordu. Fakat ordu kat ettiği yolu gerisingeri dönerek İtalya’yı yakıp yıkmaya devam etmişti. Roma generali Crassus en sonunda onu tuzağa düşürene dek, Spartaküs daha birçok askeri başarı tattı (M.Ö. 71). Crassus, Spartaküs’un ordusunu ezip geçti ve geride kalanların hepsini çarmıha gerdirerek, onları bu şekilde, Roma’dan Capua’ya kadar uzanan Appian Yolu boyunca dizdirdi. Burada 185 kilometrelik bir mesafe söz konusudur. Kurtulan 6000 kişi olduğuna göre, her 27-32 metrede bir, bir çarmıh dikilmiş olmalı.
Kaynakça:
- Antik Roma’dan günümüze ulaşan 50 en önemli fikirsel ve kültürel katkı – Matthew Nicholls.
- Romalılar hakkında bilmek isteyeceğiniz HER ŞEY – Peter Jones
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder