Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey'in dedesi olan Süleyman Şah'ın hayatı merak konusu oldu. Süleyman Şah'ın kim olduğunu merak eden vatandaşlar, konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek için internette araştırma yapıyor. Peki, Süleyman Şah kimdir? Süleyman Şah nasıl öldü?
Antakya'nin zaptindan sonra Serefü'd-Devle'nin ortadan kaldirilmasi ve Haleb'in kusatilmasi Süleymansah'i hem Suriye Selçuklulari ile hem de Büyük Selçuklularla karsi karsiya getirdi. Süleymansah kazandigi bu zafer ile Serefü'd-Devle Müslim'in Mezopotamya ve Kuzey Suriye'yi içine alan ve yavas yavas bütün Suriye ve Filistin'e yayilma plânlarini bozmus ve dolayisiyla Suriye ve Filistin'de Selçuklu hâkimiyetinin yayilmasina zemin hazirlamistir.
Serefü'd-Devle'nin Halep'te biraktigi emîr Serif Ebû Ali Hasan b. Hibetullah el-Hasimî (Ibnü'l-Huteytî) bir yandan Haleb'i savunurken bir taraftan da hem Meliksah'a hem de Tutus'a mektup yazarak sehri teslim almak üzere ya bizzat gelmelerini yahut kendilerini kurtarmak üzere büyük bir ordu göndermelerini istemisti.
Çok eski bir tarihe sahip olan Antakya Asi nehri kiyisinda ve Habibü'n-Neccâr dağı eteklerinde yer alan tarihî bir şehir olup M.Ö. 300 tarihlerinde I. Seleukus tarafından kurulmuş ve zamanla Suriye'nin merkezi olmuştur. Roma imparatorluğu döneminde Roma ve Iskenderiye'den sonra imparatorluğun üçüncü büyük şehri haline gelmişti. M. III. yüzyilda İran Sasanî Kisrasi I. Sâpur Roma imparatorluğunun bu önemli şehrini zaptederek halkını Hûzistan ve Cündisapur'a sürgün etti. VI. yüzyilda Antakya yine Sasanî saldırılarının odak noktasını teşkil etti ve Hüsrev I. Enusirvan 535 yılında burayi tekrar zapt ve tahrip etti.
Bizans imparatoru Justinianos VI. yüzyilda şehri yeniden inşa ettirdi. Antakya 638 yılında Islâm orduları tarafindan fethedildi ve üç asrı aşkin bir süre müslümanların elinde kaldi. 969'da imparator Nikephoros Phokas zamanında Bizans'in hakimiyetine girdi ve yaklaşik bir asır boyunca Bizans'in İslâm ordulari karşısındaki en önemli kalesi oldu. 1080 yılından beri Arap Ukaylî emîri Serefüddevle Müslim b. Kureys'e haraç ödüyordu.
Sultan Alp Arslan zamaninda isyan ederek Bizans'a siginmis olan Erbasgan (Erbasan) 7 Ocak 1078'de kendisini Anadolu'da imparator ilan etmis olan Botaniates ile isbirligi yaparak Istanbul üzerine yürüyünce Mikhail Dukas Kutalmisogullarini yardima çagirdi. Ancak Botaniates Erbasgan araciligi ile Kutalmisogullarini kendi tarafina çekti ve Iznik'e kadar geldi.
Mikhail Dukas'in idaresinden usanmis olan Bizans halki isyan ederek Botaniates'i destekledi ve Botaniates 25 mart 1078'de imparator ilan edildi. Kutalmisogullari bir süre daha Botaniates'i desteklemeye devam ettiler. Gerçi bizans tahtinda hak iddia eden Nikephoros Bryennios'a karsi Alexios Komnenos kumandasinda gönderilen Bizans ordusunda Selçuklular da vardi. Nikephoros'un ordusundaki Peçeneklerin Alexios'un ordusundaki irkdaslarina karsi savasmak istememeleri Nikephoros'un maglub ve esir düsmesine sebeb oldu.
Anadolu'da kurulan ilk müslüman Türk devleti olan Anadolu Selçuklulari'nin kurulus tarihi hakkinda tarihçiler degisik görüsler ileri sürerler. Anadolu Fatihi Süleymansah ve kardeslerinin ne sekilde ve hangi sifatlarla Anadolu'ya geldikleri konusu üzerinde yerli ve yabanci tarihçiler arasinda sonu gelmeyen münakasalar halâ devam etmektedir.
M. Altay Köymen bu konuda farkli üç görüs belirtir ve devletin 1073, 1077 ve 1092 olmak üzere üç defa kuruldugunu iddia ederek özetle söyle der. "Sultan Meliksah Abbasi halifesinin tavassutu ve hatta israriyla Anadolu'yu 1073'te Kutalmis'in ogullarina tevcih etmistir. Burada dikkati çeken husus devlet kurma yetkisi kardeslerden sadece birine degil dördüne (Bizans kaynaklarina göre 5) birden verilmis ve kollektif bir hakimiyet sürme yetkisi kardeslere birakilmistir.
Anadolu (Türkiye) Selçuklulari 1075-1308 tarihleri arasinda Anadolu'da hüküm süren müslüman bir Türk devletidir. Devletin kurucusu olarak kabul edilen Süleyman Sah Selçuk'un büyük oglu Arslan Yabgu'nunn torunudur. Bu münasebetle biraz gerilere giderek Arslan Yabgu'dan bahsetmek istiyoruz.
Bazi eserlerde kendisinden Isrâil olarak bahsedilmekle beraber daha çok Türkçe adi Arslan Yabgu ile meshur olan bu Selçuklu beyi ilk defa Karahanlilarla Sâmânîler arasindaki mücadelede dikkatleri üzerine çekti.
Bilindiği gibi ‘ring’ kelimesi, İnglizce’de daire, halka anlamındadır. Parmağa takılan yüzüğe bile bu nedenle ‘ring’ denilir. Aslında geçmişte profesyonel boksta, boksörler grup halinde kasabadan kasabaya dolaşır, oradaki yerli boksörlerle maç yaparlardı.
Boks yapılacak alana seyirciler daire şeklinde yerleştirilir, en önde oturanlara alanı çevreleyen ip tutturularak, başkalarının boks yapılacak yere girmeleri önerilirdi. Ayrıca sahnedeki boksöre meydan okuyan biri kafasını bu ipe çarparak dövüşmek istediğini belirtirdi.
Serap, atmosferde ışık ışınlarının kırılmasından doğan bir optik yanılmadır; uzaktaki bir cisme bakarken sanki bir su yüzeyinden yansıyormuş gibi, cisimle birlikte ters görüntünün oluşumudur.
Çöl ya da sıcak asfalt gibi çok sıcak yüzeylere yaklaşan hava çok ısınır. Güneş ışınları da daha soğuk havadan çok sıcak havaya geçerken yansır.Bundan dolayı su yansıması gibi bir görüntü oluşur.