bilgievlerim
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


12 Eylül 2018 Çarşamba

Saçlarımızın Beyazlamasını Geciktirebilirmiyiz?


Saçlarınızın Beyazlaşmasını Yavaşlatmak İçin Yapmanız Gerekenler

Saçlarınızın erken beyazlamasından şikayetçiyseniz yazımızı okuyunuz. Saçlarınız 30 yaşına gelmeden beyazladıysa ve hızla yayılıyorsa ,bunu bir şeylere bağlamak yerine buna engel olabilirsiniz.

Saçlarınızın erken beyazlamasının bir kaç nedeni var işte onlar;

Saç hücrelerinde ki melanin denilen pigmentin artık yenilenmemesinden dolayı saçlarınız beyazlar. Yapılan araştırmalara göre ortalama 45 yaşında saçlarınızın beyazlaması gerekir.
Aşırı şekilde stresli olmak, Genetik baskınlık, Zayıf beslenme ve b12 vitamini eksikliği,sigara alkol uyku bozuklukları saçların erken beyazlamasının bir kaç nedeni.
Peki bu erken beyazlamanın önüne nasıl geçeriz. Ya da bunun doğal bir çözümü yok mu? işte bu soruların cevabı
Soğan
Sopan sağlık ve güzellik açısından sayısız faydaya sahiptir, bunu içeriğindeki yüksek oranda besleyici özelliklerine borçludur. Erken saç beyazlamasını yavaşlatmak için soğan doğrudan saç derisine uygulanabilir.
Bu süper nemlendirici meyve parlak saçlar ve erken yaşlanmayı önlemek için bire birdir. Avokado mineraller, yağlı asitler ve saç sağlığı için gerekli olan E vitaminin rejeneratif özelliklerini taşır
Ceviz yaprakları
Beyaz saçları saklar ve kimyasal malzemelerdeki gibi olumsuz yan etkiler olmadan görünümlerini azaltır.
Ağacın yaprakları  junglona olarak bilinen bir madde içerir, bu kozmetik endüstrisinde de kullanılan doğal bir renklendiricidir. Ceviz yapraklarından bir çay yapın ve saçlarınıza uygulamadan önce 15 dakika soğutun.
Biberiye
Bu bitki saç bakımı için çok popülerdir çünkü saç uzamasını teşvik eder ve saçın doğal rengini korumasına yardımcı olur. Biberiye yüksek oranda kafeik ve biberiye asitleri, beyazlarla doğrudan savaşan antioksidanlar içerir.
  • 1/4 bardak biberiye
  • 1/4 bardak adaçayı
  • 2 bardak su (400 ml)
Nasıl hazırlayacaksınız?
Suyu kaynama noktasına getirin ve şifalı bitkileri ekleyin. Saçlarınıza ve saç derinize uygulamadan önce bütün gece bekletin.

Hazır Meyve Suları Neden Tüketilmemelidir ?


Hazır meyve sularının yaptığına inanamayacaksınız. Gazlı İçeceklerden sonra gelen hazır meyve suları içerisinde ki katkı maddelerinden dolayı hangi hastalığa neden oluyor?
İşte hazır meyve suyu;
Hazır meyve suları diabete neden oluyor.İçerisinde yüksek miktarda glikoz bulunan meyve suları tüketildiğinde  kan şekerininizin yükselmesine ve organlara zarar vermesine neden oluyor. Sadece diabet değil yüksek şeker kanser ve obeziteye davetiye çıkarıyor.
Gazlı içeçeklerin yerine kullanılan hazır meyve suları masum değil. içerisinde ki bir çok kimyasal madde karıştırıldığı için  “Bu maddeler ile çeşitli kimyasalların birleşmesi meyvemsi bir tat yaratırken, birçok hastalığı da beraberinde getirmektedir.

Meyve suları yerine meyveleri tüketin kendiniz evinizde meyve suları hazırlayabilirsiniz.
ŞEKER BİRÇOK ORGAN HASTALIĞINA NEDEN OLABİLİYOR
Kişinin vücudundaki yüksek şeker oranının, başta göz olmak üzere böbrek, beyin, kalp ve bacak damarlarının erken yaşlanmasına neden olur.,”Yemeklerden sonra, özellikle de, şekeri yüksek meyve suyu ve asitli içeceklerin alımından sonra hızla yükselen kan şekerini, vücut kendisini korumak için düşürmeye çalışmaktadır.
Taze olarak sıkılan meyve sularının bekletilmeden içilmesi ve içerisindeki vitaminlerin, liflerin kaybolmadan tüketilmesi hastalıklara karşı da korumaktadır.

Protein Tozunun Faydaları Neler?




Protein tozu son dönemlerde reklamlarda haberlerde duymusunuzdur. Vücut yapmak isteyenler yada spor yapanların bolca tükettiği protein tozu ; günde fazlasıyla almanız gereken protein miktarını bir seferde almanızı sağlar.
Protein tozu nedir? Protein tozu nasıl kullanılmalıdır?  Bu konuda sizleri biraz aydınlatalım . bilgievlerim olarak sağlığınız bizim için önemli.
Protein Tozu Nedir ?

Kilo aldırma özelliği de bulunan Protein günlük hayatta kullandığımız süt, yumurta, bal, muz gibi gıdalarda bulunan bir gereksinimdir.
Protein tozu özellikle sporcuların kullanımına yönelik bir besin takviyesidir. Protein tozunun kesinlikle doğru, dikkatli ve bir uzman kontrolünde kullanılması gereklidir. Protein tozunun yanlış kullanılması halinde vücuda çok ciddi zararları olabileceği bilinmektedir. Protein tozlarının piyasada bulunan birçok çeşidi vardır.
Protein tozu nasıl kullanılır ?
Öncelikle protein tozları asla bilinçsiz ve gelişigüzel kullanılmamalıdır. Protein tozu kullanırken mutlaka bir uzman tarafından denetlenmelidir. Protein tozu kullanımı bazı durumlara göre ve yaşam şeklinize göre değişiklikler gösterebilir. Genel olarak spor yaptıktan 1 saat sonra veya öğünlerin ardından alınabilir. Protein tozunu fazla miktarda almak böbreklerinizi aşırı yorar. Çünkü protein böbreklerde süzülür. Böbrek rahatsızlığı olanlar daha dikkatli kullanmalıdır.

Bunları Yapın ,Sivilceden Kurtulun



Sivilce daha çok ergenlik döneminde görülen bir cilt problemi olsa da aslında ilerleyen yaşlarda birçok kadın ve erkekte görülebilen bir problemdir. Ergenlikte yaşanan hormonal değişimler nedeniyle sivilce oluşumu oldukça normaldir. Ama ilerleyen yaşlarda sivilcenin oluşumu devam ederse ve bu durum sizi rahatsız ediyorsa işte o zaman bir uzmana başvurarak gerekli tedaviye başlayabilirsiniz.
Sivilce oluşumunu azaltmak ve var olan sivilcelerin artmasını önlemek amacıyla uygulayacağınız basit yöntemler ile cildinizi daha sağlıklı bir hale getirebilirsiniz. İşte sivilceli cilde sahip olanların uygulayabileceği cilt bakım yöntemleri ve dikkat edilmesi gereken detaylar şunlardır:
Cilt temizliğine önem verin
Sivilceli cilde sahip olanların vücudunu sık sık yıkaması önerilmez. Çünkü sık sık cildi yıkamak sivilce oluşumuna neden olan yağların azalmasını engeller. Tam tersine yağ oluşumunu arttırarak daha çok sivilcenin çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle cildinizi düzenli aralıklarla cildi tahriş etmeyecek şekilde yıkamanız gerekir. Cildi ovalamadan, özellikle sivilceli bölgeyi çok fazla tahriş etmeden yıkamalısınız. Sivilce sadece yüzde olmaz boyun, sırt, omuz ve göğüs bölgelerinde de olur. Bu nedenle bu bölgelere kese uygulaması yapılmadan yıkanmalıdır.
Cilt temizliği yapılırken kullanılan ürünlerin ph değerlerine dikkat edilmelidir. Özellikle derinin ph değerine yakın ürünler seçilmelidir. 5.5 ph değerinde olan ürünler cildin ph seviyesine en yakın olan ürünlerdir.
Yine cilt temizliği için hafta da bir kere ciltteki gözenekleri açacak olan temizlik maskesi yapılabilir. Bu maskeleri alırken ürünlerin içeriğine dikkat etmelisiniz. Cilt yapınıza uygun olan ürünleri seçmelisiniz. Hazır maskeler dışında evde çeşitli bitkiler ile hazırlayabileceğiniz doğal maskelerde kullanabilirsiniz.
Alkol oranı yüksek olan tonikler kullanıldığında cilt kurur ve yağ salgılanması artar. Buda sivilcelerin daha çabuk çıkmasına neden olur. Ayrıca alkollü ürünler sivilceli bölgeyi tahriş ederek cilde zarar verir. Bu nedenle tonik ürünleri seçilirken alkol oranının yüksek olmamasına dikkat edilmelidir.
Elinize hakim olun
Sivilce oluşturan mikrobun yağ kanalları içerisine gitmesi sivilce oluşumunu arttırır. Bu nedenle de yüz fazla ellenmemelidir. Birçok kişi sivilcelerinden rahatsız olduğu için sürekli olarak elini yüzüne götürür ama bu şekilde mikrobun yayılması sağlanır ve sivilcelerin oluşumu da artar.
Sivilceler ile kesinlikle oynanmamalı ve elle sıkılmamalıdır. Sivilceler sıkıldıkça içerisindeki mikrop yayılır ve daha çok sivilce çıkar. Ayrıca sivilcelerinizle oynadıkça cildiniz tahriş olur ve kalıcı izler oluşabilir.
Makyaj ürünleri seçerken dikkat edin
Sivilceli cilde sahip olan kadınlar makyaj ürünlerini seçerken de dikkat etmelidirler. Yağ içermeyen fondöten ve pudra gibi makyaj ürünleri tercih edilmelidir.
Sağlıksız beslenmeyin
Sivilceli bir cilt yapısına sahip olan kişilerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta ise beslenmedir. Hazır yiyecekler, hayvansal yağlar, şekerli ürünler tüketildiğinde sivilceler daha çok çıkar. Dondurulmuş hazır et yemekleri, sosis, patates kızartması ve diğer kızartma çeşitleri, margarin, cips, dondurma, çikolata, şekerleme, ekmek, kek, pizza gibi yiyecekler sivilce oluşumunu arttırır. Bu tür gıdaları tüketmek yerine baklagiller, meyve ve sebzeler, yoğurt, mantar, zeytin, kereviz, bürüksel lahanası gibi besinleri tüketebilirsiniz. Ayrıca günlük 8-10 bardak su mutlaka tüketilmelidir. Kafein içeren kahve yerine yeşil çay, rezene ve ıhlamur gibi çayları tüketebilirsiniz.

10 Eylül 2018 Pazartesi

Anaokulu Ve Kreşlerdeki Tehlike


Günümüzde ebevenylerin anaokulu veya kreş seçimini yaparken dikkat ettiği en önemli konu, hiç kuşkusuz hijyen koşullarını kontrol etmek oluyor. Ancak çocuklarımız, yavrularımız için bu durumu ne kadar kontrol altında tutabiliriz …
Ortamın sık havalandırması, tuvaletlerin düzenli olarak temizlenmesi, bebek ve çocukların bakımından sorumlu kişilerin sık el yıkması gibi konular ebeveynlerin ilk kontrol ettikleri durumlardır. Özenli bir ortam sağlanması yavrularımızın güvenilir ve hijyenik ellere teslim edilmesi muhakkak her anne babanın tercihidir.

Çocuğunuzu güvence altına alın

Ancak durum bazen istenildiği gibi gitmeyebiliyor.  El-Ayak-Ağız Hastalığını daha önce duymadıysanız eğer yavrularınız ve onların sağlığı için iyice okuyup anlamanızı tavsiye ediyoruz. Daha çok sonbahar ve kış aylarında yaygın olarak rastlanan El-Ayak-Ağız hastalığında virüs, Anaokulu ve kreşler de salgınlara yol açıyor ve yaygın bulaşıcı bir hastalık olarak çocuklarımızı ve bebeklerimizi ciddi anlamda etkiliyor. Özellikle ortam ve kişisel hijyen eksiklikleri hastalığın salgın haline gelmesine zemin hazırlıyor. Bu nedenle ortak kullanım alanlarının dezenfeksiyonu hastalığın önlenmesi ve yayılmasını önlemek de önemli rol oynuyor.

Hızla yayılıyor

Belirtiler bir çocuk da görüldügünde El-Ayak-Ağız Hastalığı diğer çocuklara da bulaşmış oluyor. Hatta iyileşme sürecinde bile virüsün bulaşıcılığı devam ediyor.
Okul öncesi büyüme ve gelişme döneminde olan özelikle bağışıklık sistemi zayıf çocuklarda El-Ayak-Ağız Hastalığı daha sık görülüyor.

Panik Atak Hakkında Bilmedikleriniz



Panik Atak Nedir?

Panik atak, kişinin endişe-korku nöbeti geçirmesidir. Tek başına görülmekte beraber, başka hastalıklarla beraber görülebilmektedir. 10 dakika ve daha fazla süren , aniden başlayan ataklar halindedir. Atak sürecinde yaşananlar kalp kriziyle karıştırılmaktadır. Oysa kişi bunun atak olduğunu önce anlayamaz. Kalpten şüphelendiği için kalp doktoruna gider ve doktor ona kalple alakalı bir sorun olmadığını söylese bile buna inanmaz. Bilgisi olmadığı için panik atak olabildiğini düşünemez ve bunun hastalıktan kaynaklandığını düşünür daha çok kaygılanır. Bu yüzden anlaşılması zor bir hastalıktır ve bununla birlikte tedavisi de güçleşmektedir. Kişi nöbet sırasında öleceğini düşünür. O an ruhunun çıktığını ve her şeyin biteceğini ifade edebilir. Ölümden konuşmamaya ve öyle ortamlardan uzak durmaya çalışır. Bunlar panik atağın hayatı olumsuz etkileyen yönleridir. Panik atağa sebep olan bir çok şey vardır. Gelin onlara göz atalım.

Panik Atak Nedenleri

Panik atağın bir ya da bir çok sebebi olabilir. Ama öncelikli olarak fobiler gelmektedir. Diğer sebepler ise şunlar olabilmektedir. Bu sebepler kişiden kişiye değişmektedir.
1) Düzensiz ve sağlıklı beslenme. Beslenme konusuna dikkat edilmesi bütün hastalıklardan korunmak için gereklidir.
2) Kişilik bozuklukları ( Borderlayn, Paranoid, Obsesif Kompulsif, Histrionik, Bipolar)
3) Depresyon, Kaygı Bozuklukları, Sosyal Fobi
4) Aşırı alkol, uyuşturucu madde bağımlılığı
5) Bazı hastalıklar ( Sara, diyabet, ağır kansızlık, astım, bronşit)
6) Aşırı adrenalin
Bu saydığımız maddeler hastalığın gerçek nedeni ya da panik atağı tetikleyici sebeplerdir. Bu nedenleri ortadan kaldırmaya çalışmanız önemlidir.
Panik atak belirtisi kalp kriziyle karıştırılmaktadır. Hasta atak geçirdikten sonra kalp krizi geçirdiğini düşünüp kardiyologa başvurmakta ve panik geçirdiğini anlamakta geç kalmaktadır. Bu yüzden kalp krizinin belirtilerini de vereceğiz.

Panik Atak Belirtileri

1) Bireyde hızlı kalp atması ya da göğsünde ağrı
2) Kişinin nefes alıp vermede güçlük çekmesi
3) Kişi anki o an bayılacakmış gibi hisseder.
4) Sıcak ya da soğuk terleme durumu oluşur.
5) Midede rahatsızlık ve kusacakmış gibi bir his oluşur.
6) Titreme ve halsiz hisseder.
7) Kontrolünü kaybetme korkusuna kapılır.
8) Çevre ona gerçek değilmiş gibi gelir.
9) Öleceğinden ya da aklını kaybedeceğinden korkar.
Bu belirtiler birey kendine gelince düzelmekte ve hasta halsiz düşmektedir.

Kalp Krizi Belirtileri

1) Göğüsteki çarpıntı ciddidir.
2) Ağrı göğsün ortasında olur ve sürekli haldedir.
3) Kişi hareket edince ağrı artar.
4) Çarpıntı ve ağrı dinlenince azalır ya da geçer.
5) EKG (Elektrokardiyografi)de kalp ritminde anormal bir durum görülür.
6) Göğüs ağrısı çok şiddetli ve 15-20 dakika sürebilir, ilk yardım yapılmazsa bu süre artıp 6-7 saat olabilir.
7) Ağrı çeneye, boğaza, sırta, mideye ve göğüse doğru yayılır.
8) Sıklıkla tansiyon düşer.
9) Panik atağın tersine bulantı ve kusma görülmektedir.
Kalp krizi belirtilerini vermemizdeki temel sebep panik atakla çokça karıştırılıyor olması hastanın kalp krizi geçiriyorum hissine kapılmasıdır. Bu bilgiler sayesinde doğru doktora gider ve kolay iyileşme sağlarsınız. Her hastalıkta olduğu gibi erken teşhis önemlidir. Kalp ve panik atak önemli hastalıklardır. Tedavi edilmeleri gerekir ki ileride daha farklı problemlere yol açmasın.

Panik Atak Sırasında Neler Yapılmalı?

Kişi ilk defa yaşıyorsa ne yapacağını bilemeyebilir. Öncelikle bu durumda sakin olunmaya çalışılmalıdır. Geçmesini beklemek gerekir. Önceden yaşadıysanız ne olduğunu bildiğiniz halde rahat olamazsınız. Bu yüzden önceden nefes egzersizi yaparak bunun üstesinden gelmeye çalışabilirsiniz.

Panik Atak Tedavisi

İki tür tedavi yöntemi vardır. Biri ilaçlar diğeri ise bilişsel-davranışçı tedavidir. İlaç tedavisinde panik atakları önleyecek ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar doktor kontrolünde düzenli bir şekilde alınmalı ve doktor kontolünde yavaş yavaş bırakılmalıdır. Bilişsel-davranışçı tedavide ise panik atak sırasında yaşanan belirtiler hakkında yanlış bilgiye sahip olduğunun kabullenilmesi için uğraşılır. Çünkü hasta atak sırasında öleceğini ya da kalp krizi geçirdiğini düşünmektedir. Bunun aslında böyle olmadığını kabullenmeli ve öğrenmelidir. Sonra ki adımlarda korkuların üzerine gidilir. Bu iki tedavi yöntemi beraber kullanılmakla beraber ayrı ayrı da kullanılmaktadır.

Yeni Fenomen Örümcek Ağı Estetiği


Estetik Cerrahi alanında yaptığı buluşlarla tüm dünyada ismini duyurmayı başarmış Op. Dr. Bülent Cihantimur’un geliştirdiği anti aging yöntemlerinden biri olan Örümcek Ağı Estetiği, vücutta gevşeme ve sarkma olan her bölgeye özel iğneler ve ipliklerle yapılan bir uygulama. Ameliyatsız gençleşmeuygulamaları arasında son zamanlarda gitgide popülerleşen Örümcek Ağı Estetiği’ni, uygulamayı yaptıran hastaların da yorumlarıyla daha detaylı anlatmaya çalışacağız.
Örümcek Ağı Estetiği adını, cerrahi ipliklerin cilde yerleştiriliş şeklinden alıyor. Uygulamada, yıllardır cerrahide kullanılan polidiaksanon ipler ince uçlu iğneler yardımıyla cilt alt dokusuna örümcek ağı gibi işleniyor. Zamanla eriyen ve vücuda hiçbir zararı olmayan bu ipler cilt alt dokusunda kaldıkları süre boyunca cildin kollajen üretimesini sağlayan bir mekanizma gibi çalışıyorlar.
Yaşlanmaya, sarkmaya ve gerginliğini kaybetmeye başlamış bir cildin bu hale gelmesinin sebebi kollajen ve elastin gibi proteinleri artık üretemiyor olmasından kaynaklanıyor. Op. Dr. Bülent Cihantimur Örümcek Ağı Estetiği uygulamasıyla, kozmetik destekle bu proteinlerin sağlanmaya çalışılmasındansa, cildin bu proteinleri tekrar üretmesine yardımcı oluyor. 2000’li yılların başından beri AR-GE çalışmaları devam eden Örümcek Ağı Estetiği, iple yüz germe ya da iple yüz asma adıyla bilinen gençleşme tekniklerine ek olarak uygulama yapıldığı andan itibaren biyolojik fibroplast, elastin ve kolajen üretimi sağlıyor. Bu da lifting etkisini ikiye katlıyor.
Op. Dr. Bülent Cihantimur cilt alt dokusuna yerleştirilen iplerin işlevini bir yazısında şu şekilde açıklıyor: “Cildimiz uyaranlara cevap verir. Yerleştirdiğimiz ipler cilde bir çeşit uyarıdır aslında ve şu şekilde dile gelir: ‘Hadi bak yavaşladın, kendini toparla, bu iplere reaksiyon göster, biyolojik bir akım başlat bu alana, kolajeni artır, bu alanda bir devrim başlat!’
Örümcek Ağı Estetiği ile birlikte ağların arasına yağ enjektesi ya da botoks uygulaması da öneriliyor. Bu şekilde lifting etkisi başlayıp %100 etkisini gösterene kadar ciltte dolgun bir görünüm sağlanıyor. Ayrıca botoks ve yaş enjeksiyonu uygulamaları Örümcek Ağı Estetiği’nin kalıcılığını da artırıyor.
Yaklaşık 1 saat süren uygulama sonrası hastalar hiçbir nekahet dönemine tabi olmadan, makyajlarını yapıp sosyal hayatlarına devam edebiliyorlar. Uygulama esnasında anında gerilen yüz hatlarıyla 1 saat içinde daha genç bir görünüm vaat ediliyor. Ayrıca uygulama sonrasında şişme, morarma veya kanama olmaması da hastalar açısından avantaj sağlıyor.
Uygulama şu anda yutiçi ve yurtdışından çok fazla ilgi görür durumda. Öyle ki geçirdiği estetik operasyonlarıyla ünlü Pixee Fox da Bülent Cihantimur ve Örümcek Ağı Estetiği tekniğinin methini duyarak Türkiye’ye geldi. Türkiye’deki ünlü isimler arasında da hızla yayılan ve bir trend haline gelen uygulamanın Pixee Fox gibi fenomenler sayesinde dünyaya hızla yayılacağı planlanıyor. Şu anda bile Örümcek Ağı Estetiği ismi Türkiye ve dünyanın birçok yerinde kullanılmakta ancak Dr. Cihantimur uygulamanın patentli olduğunun ve şu anda tek uygulamanın kendisi ve ekip arkadaşları tarafından yapılabildiğinin altını çiziyor.

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)