21 ciltlik sözlük uygarlığın doğuşunu aydınlatıyor. Antik Mezopotamya dili ve onun Babil ve Asur diyalektleri son 2 bin yıldır kimse tarafından konuşulmuyor.
Antik Mezopotamya dili ve onun Babil ve Asur diyalektleri son 2 bin yıldır kimse tarafından konuşulmuyor. Ancak son iki yüzyıldır kil tabletleri ve taş yazıtları deşifre eden bilim insanları bu dili yeniden canlandırmak konusunda büyük yol kat etti. Geçenlerde yayınlanan 21 ciltli Mezopotamya sözlüğü, Chicago Üniversitesi araştırmacılarının 90 yılını aldı.
Bu dil Milattan Önce 24’üncü yüzyılda dünyanın ilk imparatorluğunu kuran Akad Kralı Büyük Sargon tarafından konuşuluyordu.M.Ö. 17’nci yüzyılda dünyanın ilk kanunlarını hazırlatan Babil Kralı Hammurabi’de aynı dili konuşuyordu. Dünyanın ilk edebi eseri Gılgamış Destanı da bu dilde yazılmıştı.
Büyük ihtimalle Babil Kralı 2’nci Nebukadnezar da bu dili kullanarak evini özleyen eşini rahatlatmak için ünlü asma bahçeleri inşa edeceğini söyledi. Bu dili kullananlar girişimcilik, sulama, tarım ürünlerinin ticareti ve kehanetlerin nasıl okunacağını açıklayan kil tabletler hazırladı.
Babil’de hazırlanan tıbbi metinler, geleceği görmek için koyunun ciğerini okumaya dair talimatlar veriyor. 8 Haziran’daki gerçekleşen bir konferansta konuşan tarihçiler, arkeologlar ve antik Sami dilleri uzmanları bin 995 dolara satılan bu sözlüğün ne kadar önemli olduğunu tartıştı.
1960′ lardan beri söz lüğün hazırlanma aşamasında ortaya çıkan bilgilerden yararlanan Johns Hopkins Üniversitesi’nden Profesör Jerrold Cooper, “Sözlüğün ne kadar önemli olduğunu kelimelerle dile getirmek olacaksız” diye konuştu. Sözlük sayesinde çivi yazısının en yaygın olduğu dönemin aydınlandığını belirtiyor.
Yazı ilk defa M.Ö. 4’üncü bin yılda Mezopotamya’da yaşayan Sümerliler tarafından icat edilmişti. Bu yazı büyük ihtimalle insanlık tarihinin ilk yazı yazma sistemiydi. Dicle ve Fırat nehirlerinin kenarlarında kurulan kent devletleri, dünyanın ilk okuma yazma bilen şehir kültürlerini oluşturdu. 28 bin kelimeden oluşan sözlük, M.Ö. 2500 ile M.S. 100 yılları arasını kapsıyor.
Bu kadar detaylı bir araştırma gerektiren bir sözlük için eserin ismi “Chicago Asur Sözlüğü” son derece demode. Proje 1921’de üniversitedeki Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nün kurucusu James Henry Breasted tarafından başlatıldı. O dönemde eldeki tabletlerin Asur uygarlığına ait olduğu düşünülüyordu.
Ayrıca İncil’de anlatılanlardan elde edilen bilgiler Asurca’nın tüm Mezopotamya dillerini kapsadığını gösteriyordu. Aslında ana dil Akadça ve sözlük de kelime tanımlarının olduğu kısa bir listeden ziyade bir ansiklopedi. Bir kelimenin zaman içinde anlamı veya kullanımı değişebiliyor. O yüzden her kelimenin karşısında birçok anlam ve derin tarihi bağlantılar var.
Örnek olarak “gün” anlamına gelen umu” kelimesine tam 17 sayfa ayrılmış. 1979’dan beri proje üzerinde çalışan ve 1996’dan beri sözlüğün editörü olan Chicago Üniversitesi’nden Martha T. Roth, “Her terim, her kelime kültüre bir pencere açıyor” diyor. Uzun zamandan beri projede yer alan Profesör Matthew W. Stolper, zamanında ölü bir dilin bile canlı tartışmalar yaratabileceğini yazmıştı.
Sözlüğün çevirilerinin “sarsılmaz kanıtlara dayalı çıkarımlardan tartışmalı varsayımlara” kadar pek çok konuya değindiğini söylüyor. “Sonuçta bu genelde sessiz sakin olan Mezopotamya uzmanlarının yüksek sesle bir kelime üzerinde tartışmasına neden oldu” diyor. Roth tartışmaların devamının geleceğini söylüyor. Sözlüğün başka araştırmaların temelini oluşturacağını ve sözlüğün bir şeyi bitirmekten çok birçok şeyi başlatmak amacında olduğunu söylüyor.
New York Times / Sabah / Timeturk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder