Besin ve Tarım
Besin ve tarımın icadına değinmeden önce Charles Darwin’in şu sözüne bir göz atalım. ” Çiftçilerle ilgili araştırma yapanların , yetenekli çiftçilerin ellerinde bulunan az sayıdaki aletle harikulade işler yaptıklarını fark edince büyük bir şaşkınlık yaşadıklarını gözlemledim.
Aslına bakılırsa çiftçilerin zanaatleri basittir ve nihai sonuca neredeyse tamamen bilinçsizce ulaşmışlardır. Onların zanaati, her zaman bilinen en iyi çeşitleri yetiştirmek , bunların tohumlarını ekmek ve ne zaman biraz daha iyi bir çeşit üretirlerse , ötekilerden vazgeçerek bu çeşide yönelmektir. ” -CHARLES DARWIN, Türlerin Kökeni
Besinin Rolü
Doğanın cömertliğini bir besin olarak mısır koçanından daha iyi ne anlatabilir ki ? Hiçbir sorun çıkarmadan sapından kolayca koparılabilmesinin yanında, tatlı ve besleyici taneleri ile paketlenmiş bir bitkidir mısır. Diğer tahıllara kıyasla hem daha iri hem de sayısız taneden oluşur. Dahası , etrafı kendisini zararlı böceklerden ve nemden koruyan yapraksı bir kabukla sarılıdır. Mısır ilk bakışta doğanın bir armağanı gibi görünür. Hatta doğa , bunu bize bir “paket” içerisinde sunar. Ancak görünüşler aldatıcı olabilir. Ekili bir mısır (ya da başka bir ürün) tarlası aynı bir mikroçip , kitap ya da füze gibi insan elinin bir ürünüdür. Her ne kadar bugün çiftçiliğin doğal bir şey olduğunu düşünsek de , on bin yıl önce bu yeni ve alışılmadık bir gelişmeydi.
Ufuk çizgisine doğru düzgünce uzanan ekili tarlalar , Taş Devri’nin avcı-toplayıcılarına muhtemelen tuhaf ve sıra dışı bir durum olarak görünürdü. Üzerinde tarım yapılan toprak, bize, teknolojik olduğu kadar biyolojik bir temel de sağlar. Dahası , insanın varoluşuna daha genel bir açıdan baktığımızda , sözünü ettiğimiz teknolojilerin (tarımsal ürünler) insanlık tarihi içerisinde henüz çok yeni buluşlar olduğu gerçeğiyle karşılaşırız.
Tarımın Başlangıcı ve Teknoloji Olarak Besin
Tarımın icadından önce bugünkü modern insanın ataları yaklaşık 4,5 milyon yıl önce maymunlardan ayrıldı ; “anatomik olarak modern” insan ise yaklaşık 150.000 yıl önce ortaya çıktı. Bu ilk insanlar , vahşi doğadan toplanan bitkiler ve avlanan hayvanlar ile hayatta kalmaya çalışan avcı-toplayıcılardı. Bugünden sadece 11.000 yıl kadar önce ise insanlar toprağı ekip biçmeye başladılar. Tarım farklı zamanlarda ve farklı yerlerde birbirinden bağımsız olarak ortaya çıktı. Örneğin M.Ö. yaklaşık 8500’de Yakın Doğu’da. M.Ö. yaklaşık 7500’de Çin’de ve M.Ö. yaklaşık 3500’de Orta ve Güney Amerika’da tarım yapılmaya başlandı.
Besin üretiminin temel bir aracı olan tarım teknolojisi de bu üç merkezden başlayarak dünyaya yayıldı. Bütün varlığı avcılık ve toplayıcılığa dayalı konargöçer bir yaşam tarzı sürdüren canlı türleri için tarıma geçiş gerçekten de olağanüstü bir değişimdi. Modern insanın ortaya çıkışından bugüne geçen 150.000 yıllık süreyi bir saatlik bir zaman dilimine benzetecek olursak , iınsanın tarım yapmaya başlaması sadece son 4,5 dakikalık bir dilime denk düşerken , insanın yaşamını sürdürmesinde tarımın yaygın bir yöntem olarak kullanılmaya başlaması ise yalnızca son 1,5 dakikalık bir zaman dilimine denk düşer! İnsanlığın besin avcılığı ve toplayıcılığından çiftçiliğe , besin üretiminin doğal yollarından teknolojik yollarına geçişi , hem çok yenidir , hem de bu geçiş çok “ani” bir şekilde olmuştur.
Besin’in Temelleri : Buğday , Prinç ve Mısır
Her ne kadar hayvanlar çeşitli besin maddelerini toplayıp bunları saklayabilme kapasitesine sahip olsalar da , insanlar belirli türde ürünlerin ekimi , bunların seçimi ve istenen özelliklerde üretilmesi konusunda hayvanlardan ayrılırlar. Aynı bir dokumacı , marangoz ya da demirci ustasının yaptığı gibi çiftçi de , doğanın doğrudan doğruya sağlamadığı yararlı şeyleri ortaya çıkarır. İnsanın amaçlarına tam anlamıyla hitap etmesi için evcilleştirilmiş hayvan ve bitkiler kullanılır. Bunlar tamamıyla insan ürünü olan , bambaşka formda ve doğanın sunduğundan çok daha fazla sayıda ürün alacak şekilde özenle “ imal edilmiş ” araçlardır. Modern dünyanın oluşumunu mümkün kılmaları bağlamında tarihte oynadıkları rol , asla önemsiz değildir. Bu konuda özellikle üç bitkinin -buğday , pirinç ve mısırın ne derece kritik rol oynadığı bugün artık kanıtlanmış durumdadır. Bu üç bitki , uygarlığın temelini attığı gibi , günümüze kadar toplumların altyapısını oluşturmaya da devam etmiştir.
Kaynakça :
- İnsanlığın Yeme Tarihi – Tom Standage
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder