bilgievlerim: Halikarnassos’un (Bodrum) Tarihçesi
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


24 Mayıs 2020 Pazar

Halikarnassos’un (Bodrum) Tarihçesi






Halikarnas Mozelesi ve hikayesine değinmeden önce günümüzdeki adı Bodrum’a bir göz atalım. Dünyaca ünlü Bodrum Yarımadası; tarihi,  kültür ve sanatı, doğal güzellikleri, iklimi, denizi ve muhteşem koyları, sabaha kadar süren eğlence hayatı, ziyaretçilerin her türlü ihtiyacına cevap veren nitelikli otelleri ile yurdumuzun, beklentilerinizi fazlasıyla karşılayacak cennet köşelerinden birisidir.
Milattan önceki çağlardan itibaren  insanoğlunu kendine hayran bırakan bölge; Antik Çağ’dan günümüze LelegKariaPersDorHelenRomaBizans ve Osmanlı gibi çeşitli kültür ve uygarlıkların izlerini barındırır.





Ünlü Tarihçi Homeros tarafından “Ebedi Mavilikler Cenneti” olarak adlandırılan Halikarnassos, Yunan ve Anadolu uygarlıklarının kesişme noktası olan topraklar üzerinde kurulmuştur. Çeşitli uygarlıklara ait arkeolojik buluntular yöre ve çevresinin yedi bin yıllık bir geçmişi olduğuna işaret etmektedir. Antik çağda Karya Bölgesinin en önemli liman kentlerinden olan Halikarnassos, tarihin babası olarak tanınan Herodotos ve tarihin ilk kadın amirali I.Artemisia gibi pek çok önemli kişiyi yetiştirmiştir.






                                                   Bodrum’un havadan görünümü





Persler MÖ 392’de Güneybatı Anadolu’daki Karia adı verilen bölgede yeni bir satraplık merkezi kurar. Satraplık merkezinin ilk valisi veya satrabı olarak, Mylasa veya bugünkü adıyla Milas‘ta yaşayan, Hyssaldomos’un oğlu, Karialı yerel bir asilzade olan Hekatomnos‘u seçer. Labraunda‘daki Zeus Tapınağı ile arasında 15 kilometrelik kutsa bir yol bulunan Mylasa bu dönemde, anıtsal yapılar ve tapınakları ile önemli bir kent haline gelir.



MÖ 377 yılında ölen Hekatomnos’un, yakın zamanda Mylasa’nın merkezinde keşfedilen ve bugün “Hekatomneion” olarak adlandırılan devasa mezar anıtı içindeki muhteşem mermer lahit içine gömüldüğü düşünülmektedir. Hekatomnos ve eşi Aba’nın Mausolos , İdrieus ve Pixodaros adında üç oğulları ile Artemisia ve Ada adında iki kızları olur. Babalarının ismine ithafen Hekatomnidler  olarak anılan çocuklar, Büyük İskender‘in Küçük Asya’yı ve daha sonrasında tüm Pers İmparatorluğu’nu fethettiği MÖ 334’ten kısa bir süre öncesine kadar sırayla Karia’yı yönetir.



                                               İon ve Karia kentlerinin konumu





Hekatomnidler arasında en ünlüsü, MÖ 377 ile 353 arasında Perslerin Karia satraplığını yapan Mausolos‘tur. Mausolos’un ölümünden sonra, kız kardeşi ve aynı zamanda eşi Artemisia, MÖ 351’de ölünceye kadar iki yıl boyunca Karia satraplığını yürütür. Kral Mausolos döneminde Karia bölgesi ekonomik olarak gelişmiş ve bazı kaynaklarda “İonia Rönesansı” olarak da anılan zengin bir kültürel  dönem başlamıştır. Bu döneme İonia Rönesansı denilmesinin sebebi mimari özelliklerin birçoğunun, hem stil hem de bezeme bakımından Batı Anadolu’nun arkaik İon tapınaklarından alınmış olmasıdır.
Mausolos, Karia bölgesinin dört bir yanında sayısız yapılar inşa etmiş, kentleri büyük ve sağlam sur duvarları ile çevirmiştir. Mausolos’un en büyük projesi ise, Halikarnassos’un yeniden kuruluşu ve kent merkezine daha sonra kendi mezarı olacak olan Maussolleion’u inşa etmesidir. Maussolleion daha önce Batı Anadolu kentlerinde eşi benzeri görülmemiş ihtişamı ile tanrıların tapınaklarına rakip olmuştur.






                                  Mausollos heykeli MÖ 3. yüzyıl – British Museum





Mausolos MÖ yaklaşık 375’te eğer satraplık başkentini denize kıyısı olmayan Mylasa’dan, geniş donanması için mükemmel bir doğal limana sahip ve Doğu Akdeniz’den gelen önemli ticaret yolları üzerinde çok iyi bir konuma sahip kıyısal Halikarnassos kentine taşırsa, satraplığını çok daha etkili bir şekilde koruyabileceğini ve Akdeniz dünyasında çok daha fazla söz sahibi olabileceğini fark eder. Böylelikle Halikarnassos’u gerçek anlamda anıtsal boyutta yeniden inşa eder.



Halikarnossos antik kenti bugün çoğunlukla modern Bodrum kenti altında gömülüdür. Bununla birlikte, antik kent duvarlarının büyük parçaları günümüze kadar ulaşmıştır. Ayrıca antik kentin dikdörtgen biçimli sokak plan şeması, modern Bodrum sokaklarında hala kendini göstermektedir. Bodrumun’un ana caddesi olan Turgut Reis Caddesi, tam olarak Halikarnossos’un ana caddesinin hizasında uzanmaktadır.
Mausolos’un sarayına inşa ettiği yarımada üzerinde ise bugün devasa Bodrum Kalesi yer almaktadır. Mausolos’un inşa ettirdiği diğer yapılar ve tapınaklar arasında, özellikle Ares Tapınağı dikkati çekmektedir. Bu yapılara ait kalıntılar bugün Bodrum’da hala görülebilmektedir. Halikarnassos kentindeki en ünlü yapı ise, Mausolos’un kendisi için kent merkezinde inşa ettirdiği devasa anıt mezardır ( Halikarnas Mozelesi ).
Kurulan yeni kente tamamen hükmeder pozisyondaki Maussolleion, daha önce Batı Anadolu kentlerinde eşi benzeri görülmemiş ihtişamı ile tanrıların tapınaklarına bile rakip olmuştur. Likya bölgesinde daha önceden yerel krallar için anıtsal mezarlar inşa edildiği bilinmektedir. Bunlar arasında  en ünlü olanı Ksanthos’taki Nereid Anıtı’dır. Ancak bu mezarların hiçbiri Mausolleion ile kıyaslabilecek boyutta değildir .



                                              Halikarnas Mozelesi rekonstrüksiyonu

Antik yazarların anlattıklarına göre Mausoleion, dört bölümden oluşmaktadır. En altta yüksek bir kaide (podyum); onun üzerinde kenarlarında on bir, kısa kenarlarında dokuz olmak üzere 36 İon sütunlu tapınak şeklinde bir bölüm vardır; onun da üzerinde 24 basamaklı piramit şekilli bir çatı ve en tepede dört atın çektiği araba içinde Mausolos ve Artemisia’nın heykelleri yer almaktadır.



Anıtın yüksekliği konusunda Latin yazarı Plinius bilgi vermektedir. Latinlerin dünyanın yedi harikası olarak gördüğü Mausoleion’ un yüksekliği 180 İon ayağıdır. Bu da yaklaşık 55 metredir. Yirmi katlı bir apartmanın yüksekliği kadardır.
Antik yazarlar yapının mimarının Pytheos olduğunu kaydetmektedir. Ayrıca Satyros’un adı da geçmektedir. Vitruvius, M.Ö. 4. yüzyılın en önemli dört heykeltraşının bu yapıda çalıştığını kaydetmiştir. Doğuda Skopas, batıda Leokhares, kuzeyde Bryaksis, gü neyde Timotheos çalışmıştır. Bryaksis, Karyalı bir sanatçıdır. Diğer sanatçılar Yunanistan’dan getirilmiştir. Dört atlı arabayı Mimar Pytheos’ un yaptığı söylenmektedir.

Halikarnas Mozolesi’nin varsayımsal yeniden inşası



Halikarnassos Mozolesi’nden günümüze ne yazık ki pek fazla bir şey ulaşmamıştır. Anıtı son ayakta görenlerden biri MS 12. yüzyılda yaşamış Piskopos Eustathios’tur. Bu anıtın yaklaşık 1700 yıl ayakta kaldığını göstermektedir. Bu tarihten sonra anıtın bir deprem sonucu yıkıldığı sanılmaktadır. 1402’de Saint Jean şövalyeleri Bodrum’a geldiklerinde anıtı yıkık olarak görmüşlerdir. Şövalyeler anıtı taş ocağı olarak kullanmışlar hemen tüm taşlarını sökerek Bodrum Kalesi’ni yapmışlardır.



                                 Halikarnas Mozelesi’nin günümüzdeki kalıntıları

Şövalyeler ayrıca, duvarların inşası için gerekli harcın yapımında kullanmak üzere yapıyı süsleyen heykelleri parçalayıp yakarak kireç elde etmiştir. 15. yüzyıl sonlarında gerçekleşen bu tahribatlar, 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman, Bodrum Kalesi ile birlikte Kos ve Rodos kalelerini ele geçirince son bulmuştur. Antik Çağın en önemli eserlerinden birinin böylesine üzücü bir şekilde tahrip edilişinin ardından geriye kalan kalıntılar zamanla, Göktepe’nin yamaçlarından dökülen toprak ve moloz yığınları ile kaplanmıştır.
                                                         Bodrum Kalesi
350 yıl boyunca fark edilmeden toprak altında kalan yağmalanmış alan, Charles T. Newton’un başkanlığındaki bir İngiliz kazı ekibinin 1856-1857 yıllarında başlattığı kazılar sırasında keşfedilmiştir. C.T. Newton tarafından yürütülen kazılar aslında uzun bir gelişim sürecinin sonucudur. Newton’un kazıları, antik Halikarnassos ve Maussolleion üzerine önemli, yeni bulgular üretmiş ve ayrıca iyi kalite, mermer heykellerin keşfi ile sonuçlanmıştır. Bu heykeller, dönemin Türk yetkilileri  tarafından verilen izinle -bu dönem için alışıldık bir durumdur- İngiltere’ye götürülmüştür ve bugün British Museum’da sergilenmektedir.






Arkeolojik kazılar ile birlikte Vitruvius ve Plinius’a ait antik metinlerden de yararlanılarak, bu dünya  harikasının yıkılışından önce nasıl göründüğüne dair, birçok detay anlaşılmıştır. Bugün Bodrum’da, Maussolleion’un bir zamanlar buunduğu alanda gördüğümüz kalıntılar, yapının yaklaşık 32.4×38.1 metre boyutlarındaki temeline aittir.
Doğal kaya yüzeyi, antik çağ yapı ustaları tarafından farklı  seviyelerde  ve yatay olarak, dikkatli biçimde kesilmiş , böylelikle devasa yapının merkezini oluşturan yaklaşık 100 bin adet, yeşilimsi, kare biçimli volkanik taşın yerleştirilebileceği güçlü ve sağlam bir temel oluşturulmuştur.
Bu taşlardan günümüze ulaşan bazıları, temelin kuzeydoğu ve güneybatı köşelerinde yer almaktadır. Binanın yapımında kullanılan taşlar Gümüşlük’ün (antik Myndos) kuzeyindeki Koyunbaba taş ocaklarından çıkarılmış ve Halikarnassos’a gemilerle getirilmiştir. Yalnızca en dıştaki, görülebilir olan kısımlar mermerden yapılmıştır.
                                               Halikarnas Mozelesi çizimi

Kaynakça:
AKTÜEL ARKEOLOJİ, EYLÜL/EKİM SAYISI- 2017  HALİKARNAS MOZOLESİ- POUL PEDERSEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)