bilgievlerim: Çanakkale Şiirleri
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


5 Mayıs 2020 Salı

Çanakkale Şiirleri







Çanakkale şiiri denince akla her ne kadar akla ilk gelen Mehmet Akif Ersoy'un "Çanakkale Şehitlerine" isimli eseri gelse de, bu efsanevi savaş üzerine ve özgürlükleri, hakları uğruna canlarını feda eden binlerce insan için yüzlerce dize yazılmıştır.

Çanakkale şiiri deyimi, bu savaşın büyüklüğü ve önemi sebebiyle adeta Türkçe'ye yerleşmiş durumdadır. Çanakkale Savaşı tarihin en kanlı, en efsanevi savaşlarından biridir. Bu savaş sadece Türk milletini değil, savaşa katılan diğer ulusları da derinden etkilemiştir. Savaş ile başlayan bazı ilişkiler dostluğa dönüşmüştür. Örneğin, savaşta yer alan Anzaklar için Çanakkale'de bir anıt yapılmış ve Mustafa Kemal, bu savaşta ölen insanlar için anavatanlarına bir mesaj göndererek onların da burada rahat uyuyacaklarını bildirmiştir.





Çanakkale Savaşı bir milletin ruhuna işleyen destansı bir savaştır. Bu mücadelede hayatlarını kaybedenler yalnızca kendi özgürlükleri için değil, gelecek nesillerin özgürlükleri için de savaşmışlardır. Bu destanı en iyi anlatan Çanakkale şiiri, milli şair Mehmet Akif Ersoy'un "Çanakkale Şehitlerine" adlı başyapıtıdır.

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.



Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif ERSOY



ÇANAKKALE
Ya Rap Celal’inin kahrını tez elden aşır
Şu Çanakkale yenilmez ibretini taşır

Kutsal ruhların ayakları da ağırlaşır
Şu topraklar ezelden ebede sırlar taşır

Gelir, yedi düvelin kan kusan gemileri
Yiğitler dönmek nedir bilmez, hedef ileri

Zulüm kılıcı yakıp yıkar genç bedenleri
Çanakkale alır vermez, harbe gidenleri

Ateş kusardı zırhlılar hep mavi sulardan
Yardıma gelirdi ruhlar, kavi ululardan

En samimi dualar ulaşır analardan
İbret levhası tarihe Anafartalar’dan

Gelibolu’da yılmaz yiğitler göğüs gerer
İçer ecel şerbetini, şehitliğe erer

Şu türbeleri, şu uyanık yıldızlar bekler
Gök kubbenin altından saçılan nurlar ekler

Çanakkale hakikat ışıklarıyla dolardı
Binlerce canlar bu vatan uğrunda solardı

Şu âlem Türkün yüceliğini kucaklardı
Şehitlik şerbetiyle mutlu olacaklardı

Emelleri de gömülmüş, her yer mezar olmuş
Vahdet bahçesinde şu yatanlar şehit olmuş

Düşman emeli suya gömülmüş, hayal olmuş
Deniz, gök ve yer susmuş, yatanlar çok mesutmuş

Güllere sinmiş şehitliğin, senin kokundur
Çanakkale geçilmez, düşmana korkundur

Çanakkale hürriyetin ve özgürlüğündür
Tarihe şan ve şerefle yazılan gücündür

Hasan Kocamanoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)