Japonya’nın Bitki Örtüsü
Bir amatör botanikçi olarak sizlere Japonya’nın bitki örtüsü hakkında teknik bazı bilgiler derledim. Japonya’nın bitki örtüsü oldukça zengindir. Japonya, her ne kadar arazisi az, yüz ölçümü düşük bile olsa şaşırtıcı büyüklükte ormanlar ve bitki örtüsüne sahip bir ülkedir. Japonya’da yetişen yaklaşık 5.560 bitki türü vardır.
Japonya’da yetişen tüm açık ve kapalı tohumlu (anjiyosperm ve gymnosperm) bitkilerin %35’i, yani 1950 tür bitki sadece Japonya’ya özgüdür. Bu veri Japonya’nın diğer dünya ülkelerine göre daha yüksek sayıda endemik türe sahip olduğunu gösterir. Aynı zamanda Japonya’nın dünyadan nasıl izole olduğunu da gözler önüne serer.
Japonya’da var olan çok sayıda bitki türü aynı zamanda Japon adalarının iklim çeşitliliğini de yansıtır. Kuzeyden güneye 3000 kilometre boyunca dikkat çekici iklim çeşitliliğine sahip Japonya, zengin bir bitki örtüsüne sahip olmanın gereği olarak bol yağış alır ve değişken sıcaklık alanına sahiptir. Böylesine bir iklim, Japonya’nın yaklaşık %70’inin ormanlarla kaplı olduğu gerçeğini kanıtlar niteliktedir. İki baharda da bitki örtüsü renk değiştirerek; yeşil, sarı, kırmızı, turuncu, pembe ve mavinin ahenk içinde dans edişine bizi seyirci kılar.
Doğu Asya ılıman bölgesi olarak nitelendirilen Japonya’da bitki örtüsü beş bölgeye ayrılır. Bunlar; Ryukyu ve Ogasawara adaları dahil olmak üzere subtropikal bölge (1), Güney Honshu, Şikoku ve Kyushu’nun büyük bölümünü kapsayan geniş yapraklı ormanların sıcak bölgesi (2) – bu bölgede genelde meşe türü bulunur ve isimleri shii ve kashidir – (3) Orta ve Kuzey Honshu ve Hokkaido’nun güneydoğu bölümündeki geniş yapraklı yaprak döken ormanlarn serin sıcaklık bölgesi – Japon kayın ve diğer ağaç türleri burada bulunur, (4) Orta ve Kuzey Hokkaido’yu içine alan subalpin bölgesi; Sakhalan köknarı ve Yesso ladini bilinen bitkilerdendir, (5) Honshu’nun merkezi ve Hokkaido’nun merkezi kısmını içine alan alpin bölgesi; komakusa (Dicentra peregrina) gibi alpin bitkileri bulunur.
Japonya’daki Tipik Bitkiler
Kagoshima eyaletinde bulunan ve tam 7200 yaşında olduğu düşünülen Jomon sedir ağacı, 16.4 metre yüksekliğe sahiptir. Japon çam ve sedir ağacı; matsu ve sugi, Japonya genelinde yaygındır ve insanlar bu ağaçlara çok aşinadır. Ülke genelinde çam ağaçları genellikle enfes manzaralar oluşturur. Bunlardan en dikkat çekici olanı Kyoto’da Amanohashidate bölgesidir ve bünyesinde 20 metre yüksekliğe kadar ulaşan 5000’den fazla büyük çam ağacı bulunur.
Çam ağaçları Japonya’da kutsal ağaçlar olarak kabul edilir. Bir zamanlar Japonya’da çam, sedir ve selvi gibi ağaçlara ibadet ediliyordu. Ağaçların cennetten gelen Tanrılara ev sahipliği yaptığına inanılıyordu. Hatta bu inanış japon anime ve filmlerinde de defalarca işlenmiştir. Hayao Miyazaki’nin Prenses Mononoke adlı filminde ormanın ruhu teması ile ormanı ve doğayı koruyan bir geyiğe Tanrılık atfedilmiştir. Ayrıca bir diğer filmde dev bir ağaç kovuğunda yaşayan Totoro‘nun da kutsal bir inanışa dayandırıldığını görmekteyiz. Dolayısıyla, Japonya tarihinde insanlar ile ağaçların manevi bir bağ kurduğu görülüyor. Belki de bu yüzden Japonya’da ormanlar yaygın ve korunmuş halde bulunuyor. Günümüzde ise yeni yıla girildiğinde çam dalları, bambu ağacı ve evlerin giriş yolları kementle süslenerek yeni yıl kutlanmaktadır. Japonca tabiriyle kodamatsu (kapı çamı) denilen bu ibadet ile Tanrıların misafir edildiğine inanılıyor.
Gündelik Yaşamda Flora
Japonya’ya iki bahar ayından birinde gelmenizi şiddetle tavsiye ederim. Bunlardan birisi Japonya’yı temsil eden sakura (kiraz ağacı) mevsimidir. Sakura, Japon halkının, çiçek açtığı zaman en çok ziyaret ettiği ve altında piknik yapmayı bir gelenek haline getirdiği ağaçlardır. Japon halkı, ilkbaharda çiçek açıp heryeri pembeye boyayan bu ağacı selamlamak ve manzaranın tadını çıkarmak için Sakura ağaçlarının altında toplanırlar. Aynı zamanda okulların ve şirketlerin açılış dönemi olması nedeniyle de ayrı bir hareketliliğin olduğu bu mevsimde çok sayıda yerli ve yabancı turist ile karşılaşmanız mümkündür. Televizyonda hava durumu sunulan haberlerde bile güneydeki Okinawa adasından kuzeydeki Hokkaido adasına kadar açmaya devam eden kiraz çiçeklerinin son durumu paylaşılır.
Sonbahar geldiğinde ise yaprakların toprağa düşmeden önceki o rengarenk halini görmek için akın eden Japon halkı ve yabancı turistler kentlerde yoğunluk oluşturur. Sakuranın aksine kuzeydeki Hokkaido adasında eylül-ekim ayları gibi başlayan momiji mevsimi, aralık ayı ortalarına kadar güney bölgelerde kendini gösterir. Akçaağaçların eşsiz sonbahar renklerine büründüğü bu mevsimde, Japonya adeta bir tabloya dönüşür.
Ekolojik Endişeler
Günümüzün sanayileşmiş Japonya’sında bitkilerden ve doğadan fazlaca istifade edilmesi, bazı ağaçların yok oluşu ve kirliliğin eskisine göre hızla yayılmasıyla, insanların doğal çevreyi koruması ve önlemler alması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Açıkçası Japonya’nın bitki örtüsü tüm dünya milletlerine nazaran bakıldığında oldukça iyi korunuyor ve gerekli önlemlerin alınması noktasında çalışılıyor. Sadece Japonya için de değil, tüm dünyayı ilgilendiren konularda da doğal çevreyi korumak adına Kyoto protokolü gibi adımlar atılmaya devam ediliyor.
“Çevreni evin gibi temiz tut” ilkesi tüm Japonya’da bir kültür olarak yaşanıyor. Japonya’da sakura ve momiji gibi iki ayrı mevsimde kendi doğal güzelliklerini tanıtmayı bilen Japonların, çevreyi koruma adına biz Türklere çok büyük bir örnek teşkil ettiğini vurgulamak isterim. Doğal bir cennet olan Türkiye’nin de gerek bitki örtüsü gerekse ormanlarını ve burada yaşayan canlıları koruma adına etkili bir adım atması gerekiyor. Burada sadece yetkili organlara değil elbetteki hepimize çok büyük görevler düşüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder