1 - Hedefinizi (amacınızı ) tespit edin  
            Başarı için, öğrencinin hayattan ne  beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir.
            Başarılı olmanın tek ve mutlak  ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip  olmak değildir. Elbette önemlidir ama İnsan, yetenekli olduğu çok değişik  alanlarda, severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse,  yaşamdan zevk alan biri ise, başarılı olmuş demektir. Hayatta en büyük amaç  mutlu olmaktır. Her şey bunun uğruna yapılmaktadır. Ancak herkesin mutlu  olmak için kullandığı araçlar farklıdır.                
            Çalışmanızın yönünün belirlemek ve  çalışma isteğinizi sürekli tutmak için yapmanız gereken en önemli şey, sizi ilerde umutlu edecek yolu belirlemektir. Neye  ulaşmak için çalıştığınızı bilmeniz gerekir.
            2- Planlı ve Programlı Çalışın      
            Amacınıza ulaşmak için hangi dersi  ne kadar çalışacağınızı, ne zaman çalışabileceğinizi, ne kadar gayret  göstermeniz gerektiğini bilmelisiniz.
            Zamanı israf etmemek, en sağlıklı  şekilde değerlendirmek için, her etkinliği planlayarak yapmak gerekir. En  kullanışlı çalışma planı, haftalık olandır. Haftalık çalışma planı yaparken, her  gün, hangi saatlerde hangi etkinliği yaptığınızı düşünerek, her etkinlik için  belli zamanlar ayırın. Dersi en verimli çalışabilmeniz için yapmanız gereken  şey, dersinizi engelleyecek etkenlerin en az olduğu saatleri çalışmaya  ayırmaktır.
            Bunu saptadıktan sonra yapacağınız  şey ise, çalışmanız gereken dersleri, belirlediğiniz saatlere dengeli olarak  dağıtmaktır. 
A.     Planlı Çalışmanın  Yararları
a.      Her işe  daha rahat zaman ayırmanızı ve yapmak istediğiniz şeyleri daha huzurlu yapmanızı  sağlar.
- Hangi  dersi çalışacağınıza karar vermemekten dolayı zaman kaybetmenizi, bir dersi  bırakıp diğerine geçmenizi önler.
 - Her  derse yeterince zaman ayırmanın verdiği bir güven  sağlar.
 - Günü  gününe çalışma nedeniyle,sınav öncesi çalışma süresini kısaltır, sınav paniğini  önler ve çalışma verimini yükseltir.
 - Öğrenilecek  konunun kısa bir zamana sıkıştırılması yerine, uzun zamana yayılarak daha kalıcı  ve etkili olmasını sağlar.
 - Anne-babanız  ile aranızda ders çalışma konusunda çıkabilecek anlaşmazlıkları  önler.
 - Bilinçli  bir plan yapmanız, derse kendinizi daha kolay vermenizi sağlar.   
 
B- Plan Yaparken Nelere Dikkat  Etmeniz Gerekir?          
a.      Derslerin  planını dengeli olarak yapın, belli derslere ağırlık vererek, çalışılması  gereken diğer dersleri ihmal etmeniz, amacınıza ulaşmanızı  güçleştirir.
- Günde  kaç saat çalışılması gerektiği, öğrenciden öğrenciye değişmektedir. Günlük  çalışma süresi, öğrencinin öğrenme kapasitesine, temel bilgisine, derslerdeki  eksiğine göre değişir. Bugüne kadar hiç çalışma alışkanlığı edinmemiş bir  öğrenci, başlangıçta daha az bir çalışma ile başlayıp, gittikçe arttırabilir.  Günlük ortalama çalışma süresi olarak 4-5 saat verilebilir. Bu ihtiyaca göre  azalır ya da artabilir.
 - Ara  vermeden yapılan uzun süreli çalışma da, sık aralarla, uzun dinlenmeli olarak  yapılan kısa çalışma da verimsiz olur. En uygunu, 40-50 dakikalık çalışma  sonunda 5-10 dakika bir ara vererek derse devam etmektir. Farklı özellikteki  derslere geçerken verilen ara biraz daha uzun olabilir.
 - Planınızda  derslere vereceğiniz çalışma sürelerini, öğreneceğiniz dersin özelliğine ve  sizin o dersteki başarı durumunuza göre ayarlamanız  gerekir.
 - Aynı tür  çalışma gerektiren derslerin ard arda gelmesi yerine, değişik çalışma gerektiren  derslerin ard yarda gelmesine çalışın. Örneğin problem çözme gerektiren bir  dersin arkasına okuma, anlatma, yazma gerektiren derslerin gelmesi uygun  olabilir.
 - Zor  dersleri en rahat anlayabileceğiniz saatlere yerleştirin. Araştırmalar, en  verimli çalışma saatlerinin sabahın erken saatleri, öğleden sonra 14-16 arası  olduğunu ayrıca, yatmadan önce yapılan tekrarların yararlı olduğunu ortaya  koymakla birlikte, verimli çalışma saatleri öğrenciden öğrenciye  değişmektedir.
 - Tekrar  için ayırdığınız saatler, genellikle dersin sınıfta öğrenildiği zamana yakın  saatler olmalıdır. Çünkü dersin sınıfta işlendiği gün tekrar edilmesi unutma  olasılığını azaltır, öğrenmeyi pekiştirir. Ayrıca derse gitmeden önce hazırlık  yapılması da öğrenmeyi kolaylaştırır, dersi daha iyi izlemeye yardımcı  olur.
 - Çalışma  planınızda, derslerinizi mümkün olduğunca günün aynı saatlerine yerleştirmeniz  yararlı olur. Böylece her gün o saatlerde derse kendinizi daha kolay  verebilirsiniz.
 - Planınızda  ilk çalışacağınız saate sevdiğiniz bir dersi koymanız, yine planınızı daha kolay  uygulamanıza, kendinizi derse daha kolay vermenize yardımcı  olacaktır.
 - Yemeklerden  hemen sonra çalışmaya başlamayıp, yemekten yaklaşık yarım saat kadar sonra derse  oturmanız daha yararlı olacaktır.
 - Planınızda,  televizyon, müzik, arkadaşlık, kitap okuma gibi etkinliklerle ders çalışma  saatlerini birbirinden ayırarak, bu etkinliklere de belli süreler vermeniz,  çalışma saatlerinde aklınızın diğer etkinliklere takılmasını  önleyecektir. 
 
Ders çalışmaya başlayabilme davranışı “karar vermeyi” gerektirir. Çalışmaya başlamak için karar verebilmemiz ise ders çalışmaya yönelik olarak bildiklerimiz ile inandıklarımız arasındaki uyuma bağlıdır.
Programlı bir çalışmanın temelinde yatan en önemli unsur “zaman denetimi”dir. Bizler zamanımızı planlayarak geleceğimizi bugüne taşırız. Aslında her öğrenci için zaman aynıdır. Her öğrenci için bir gün 24 saat, bir hafta 7 gündür. Önemli olan bu zamanı saptadığımız hedefler ve öncelikler doğrultusunda kullanmamızdır.
Hedeflerimizi belirleyebilmemiz için şöyle bir liste yapabiliriz.
            Hayat Amaçları (Uzun Vadeli), Bir  yıllık amaçlar ( Orta vadeli ), Bir aylık amaçlar (Kısa vadeli)        
           10 yıl sonra neleri 1 yıl sonra  neleri 1 ay sonra neleri başarmış olmayı başarmış olmayı  isterdiniz?
Benim  gibi emlakçı olsaydınız Emlak (gayrimenkul ) alanın bir numara olmayı,  isterdiniz değil mi ?
           Görüldüğü gibi bu hedeflerin hepsi  birbirini tamamlayan ve biri olmazsa diğerinin de olamayacağı türdeki  hedeflerdir.
           Belirlediğimiz amaçlara ulaşabilmemiz  için günlük faaliyetlerimizi “öncelik sırasına” almamız  gerekir.
*Bir  gün içinde yapılabilecek faaliyetleri yan yana  yazalım.
            TV seyretmek , Arkadaşlarla buluşmak , Ders  çalışmak , Müzik dinlemek , Yemek , Uyku.
*Şimdi  de her faaliyetin önem derecesini belirleyelim.
A-       En yüksek öncelik  (önem) derecesine sahip (olmazsa olmaz grubu)
B-       Orta derecede öneme  sahip (olmalı grubu)
C-       Düşük önem  (öncelik) derecesine sahip (olsa da olur olmazsa da grubu)
TV  seyretmek , Arkadaşlarla buluşmak , Müzik dinlemek, Yemek , Uyku , Ders  çalışmak
            Planlama yapabilmemiz için  kuralımız, A grubu faaliyetleri bitmeden B; B grubu faaliyetleri bitmeden, C  grubu faaliyetlerine geçmemek.
            Bizler programlı çalışarak daha önce  belirlediğimiz önceliklere göre hareket etmiş oluruz. Böylece ilk önce sosyal  faaliyetlere evet, derse hayır demek yerine; ders çalışmaya evet demeyi, sosyal  faaliyetleri de ödül olarak almayı başarabiliriz.
            Çalışma programı, zamanımızı kontrol  altına almamız konusunda bize yardım ederken, aynı zamanda ”hangi dersin hangi  konusundan” çalışmaya başlayacağımızı da tespit eder. Planlamamızı yapıp,  hedeflerimizi belirledikten sonra, bizi hedefimize ulaştıracak olan çalışma  programı hazırlayabiliriz.
            “Ders Çalışacağım “ düşüncesiyle  giden bir öğrenci bu dersin hangi konusundan çalışmaya başlayacağını düşünerek  zaman kaybedecektir. Oysa “Ben bugün Matematik dersinin Sayılar konusunu  çalışacağım.” Derse, daha sağlıklı bir yol izlemiş  olacaktır.
            Çalışma programı denince aklımıza  gelen şey “tekrar programı” olmalıdır. Sadece belirli saatlerde derse oturulan,  belirli saatlerde mola alınan bir çizelge akla  gelmemelidir.
            Programımız günlük tekrarı mutlaka  içermelidir. Unutmayın ki öğrendiklerimizin %40’ını ilk 20 dakikada, % 55’ini 1  saatte, %65’ini 9 saatte, %80’ini 24 saatte unuturuz. Günlük yaşamda kontrol  altına alamadığımız durumlarla karşılaşılabileceği dikkate  alınmalıdır.
            Programımız günlük ya da haftalık  olarak düşünülmeli, her programın ybir amacının olması  sağlanmalıdır.
            Programı derslere verdiğimiz önemli  bir randevu gibi düşünebilir, çalışmaya daha kolay  başlayabiliriz.
            Programımızı oluştururken dikkat  edeceğimiz noktalar arasında konuları bilme oranımız ve amacımıza göre hangi  konulara öncelik vereceğimizin belirlenmesi  gerekir.
            Programlı çalışma size bir pusula  görevi görecek ve hedefinize ulaşmada size yardım  edecektir. 
Günlük  çalışma programı,
- O gün  öğrenilen konuların tekrarı ve test çözümü, 
 - Ödevlerin  tamamlanması, 
 - Bir gün  sonra işlenecek konuların ön hazırlığını içermelidir.
 
Öyleyse;  Program 
- Zamanı  etkin şekilde kullanmanızı, 
 - Neye,  nereden başlayacağınıza karar vermenizi, 
 - Bilgilerinizi  ne kadar özümsediğinizi görmenizi, 
 - Ne zaman  dinlenip, ne zaman çalışacağınıza karar vermenizi, 
 - Geleceğinize  bir adım daha yaklaşmanızı kolaylaştıran çok önemli bir  araçtır.
 
- Planınızı  Uygulamakta Güçlük Çekiyorsanız:
 
Tüm bu  sıraladığımız özelliklere dikkat ederek plan yaptığınız halde kendinizi derse  veremiyorsanız; temel bilgi eksikliği nedeniyle ya da dersi anlayamadığınızdan  çalışmayı istemiyor olabilirsiniz. Bu durumda “Sosyal Dersleri Çalışırken” ve  “Matematik-Fen Derslerine Çalışırken” bölümlerini inceleyin ve yazılanları  uygulamaya çalışın.
            Böyle bir durum söz konusu değil de  güvensizlik, kazanamama korkusu vb. olumsuz duygu ve düşüncelerle kendinizi  derse veremiyorsanız öncelikle bundan kurtulmaya çalışın. Bu durumda, elinizdeki  kitapçığın “Sınav Kaygısı” bölümünü dikkatlice okuyun, önerileri uygulamaya  çalışın.
3-Belirli  Bir Çalışma Odası yada Köşesi Düzenleyin
            Evin değişik yerlerini değil, belli  bir yerini çalışma yeri olarak hazırlayın. Hep aynı yerde çalışmak,  çalışacağınız yere geldiğinizde kendinizi derse daha kolay vermenizi sağlar.  Çalışma davranışı için uyarıcı bir rol oynar.En uygun çalışma ortamı şöyle olmalıdır:
- Üzerinde  çalışmak için tüm araç ve gereçlerin (kitap, defter, kalem, kağıt, silgi vb.)  
 - Oda  ısısı ne çok soğuk, ne çok sıcak olmamalıdır.
 - Oda sık  sık havalandırılmalı, düzenli ve temiz olmalıdır.
 - Çalışma  ortamında radyo, teyp, televizyon gibi dikkat dağıtabilecek nitelikte fazla  resim, fotoğraf, afiş, poster gibi uyarıcılar  olmamalıdır.
 - Çalışma  masası ve odası sadece ders çalışmak için  kullanılmalıdır.
 
4-  Masa Başında Oturarak Çalışın
            Uzanarak ya da yatarak çalışmak  yerine masa başında oturarak çalışmak, dikkatin daha uzun süreli derste  kalmasını kolaylaştırır. Uzanarak, yatarak, masanın üzerine abanarak ya da  sandalyede geriye yaslanarak çalışmak, çalışırken kısa sürede dikkatin  dağılmasına, hemen gevşemeye ve uykuya neden olan  davranışlardır.
            Çalışma masanızda, ders dışı  faaliyetlerde (mektup yazmak, kitap okumak, hayal kurmak, günlük yazmak, şiir  yazmak vb.) bulunmayın.
5-  Dersi Ezberlemeden Öğrenmeye Çalışın
Öğrenmeye  çalıştığınız konuyu ezberlemekten kaçının. Ezberleyen öğrencide yorum yapma,  bağlantı kurma, sebep-sonuç ilişkisini görme, ana fikir bulma gibi yetenekler  gelişmez. Ayrıca ezberlenen bilgi ile sınav soruları arasında bağlantı kurmak  zor olur. Bu nedenle mutlaka çalışılan konularla ilgili bol ve değişik soru  örnekleri çözmek gerekir. Çözülemeyen sorular mutlaka tekrar  edilmelidir.
Sosyal  Bilimler Derslerini Çalışırken:
            Sosyal dersler, amaçsız okunduğu  zaman, kısa sürede sıkıcı hale gelir, uyku getirir ve derse istek azalır. Bu  nedenle çalışmanız gereken konuyu, mutlaka hangi amaçla okuduğunuzu, size  gerekli bilgilerin neler olduğunu belirleyerek okuyunuz. Böylece, hem amacınıza  ulaşmak için daha yoğun dikkat harcadığınız için uyanık kalacaksınız, bu  sıkılmanızı önleyecek, hem de okuduğunuz bölümlerde size gerekli bilgileri  ararken, gereksiz ayrıntıları ezberlemekten  uzaklaşacaksınız.
Sosyal  dersleri çalışırken şu sırayı takip  edebilirsiniz:
- Önce  konuyu, geriye dönüşler yapmadan, duraklamadan süratle bir kez okuyun.(Çok kısa  bir zaman alır.)
 - Tekrar  başa dönerek ara başlıklardan, ana başlıklardan koyu yazılmış yerlerden  yararlanarak konunun size ne kazandıracağını, hangi amaçla okuyacağınızı  belirtmek üzere sorular çıkarın, varsa başka kaynaklardan konu ile ilgili  soruları ekleyin. Böylece, konunun size hangi soruların cevabını vereceğini  belirlemiş olursunuz.
 - Sorularınız,  konudaki bilgilerin özelliğine göre; tanımlarla, benzerlik ve ayrılıklarla  ilgili ne, nasıl nerede, ne zaman şeklinde, örneklerle ilgili sorular  olabilir.
 - Çıkardığınız  soruların cevabını bulmaya çalışarak konuyu daha dikkatli olarak tekrar okuyun.  Böylece ayrıntıları daha kolay atarsınız, bir sorunun cevabını aradığınız için  daha dikkatli okursunuz ve daha az sıkılırsınız.
 - Bulduğunuz  cevapları, daha önce çıkardığınız soruların karşısına  yazın.
 - Tema  haline getirilebilecek bölümleri tema haline getirin.
 - Çıkardığınız  soru ve cevaplarla, varsa şemaya bakarak konuyu bir kez  anlatın.
 - Son kez  parçalar, sorular arasında bağlantı kurmaya çalışarak konuyu bütünleştirip,  hafızadan tekrarlayın.
 - Hatırlayamadığınız  bölümleri tekrar ele alın.
 
Bu şekilde çalışma, bir konuyu uzun süre çalışıp zaman kaybetmenizi, ezberlemenizi, gereksiz ayrıntıları yüklenmenizi önleyecek, aynı zamanda elinizde konu ile ilgili önemli notların olması da, sınav öncesi tekrarlarda size zaman kazandıracaktır.
6-  Çalışmanızı Değerlendirin
Çalışmanızın  sonunda, kendinizi değişik sorularla, problemlerle  değerlendirin.
Cevaplayamadığınız  soruların ait olduğu konuları tekrar ele alın.
Özellikle,  ara ve deneme sınavları sonunda, boş bıraktığınız, yanlış yaptığınız sorular  üzerinde durarak, bu konuları tekrar çalışın. Çalışırken şunlara dikkat  edin.
- Soruların  hangi konudan ve konunun hangi bölümünden çıkarıldığını  belirleyin.
 - Tuttuğunuz  notlardan, kaynak kitaplardan, ders kitaplarından o bölümü  inceleyin.
 - Soruları  çözmekte yine güçlük çekiyorsanız, önceki yıllardan konu ile ilgili temel bilgi  eksikliğiniz olup olmadığını inceleyin. Eksiğiniz varsa Lise-1 ve Lise-2  kitaplarından da ilgili bölümleri tekrar gözden  geçirin.
 - Anlama  gücünüzü geliştirin. Öğrenme anlamaktır. Öğrenmekte olduğunuz konu ile ilgili  bilgileri nerede ve nasıl uygulayabileceğinizi kendinize  sorun.
 - Yine  anlamakta güçlük çekiyorsanız. İlgili ders öğretmenine  sorun.
 
7-  Kaynaklardan Yararlanma
Çalıştığınız  dersle ilgili, anlamakta güçlük çektiğiniz konu olduğunda, değişik kaynaklardan  yararlanın. Elinizin altında test kitapları, yardımcı kitaplar, ders kitapları,  sözlük, ansiklopedi gibi kaynaklar bulunsun.
8-Zorlandığınız  Dersi Bir Kenara Bırakmayın
Özellikle  Matematik ve bazı Fen derslerinde zorlanan öğrencilerin, o dersleri tamamen  bırakıp hiç çalışmadıklarını görüyoruz.
Bu  öğrenciler, bu derslerin içinde mutlaka kolay anlayabilecekleri konular olduğu  bilmelidir.
Çok  zorlandığınız bir dersin, tüm konularını öğrenmeye çalışıp, güveninizi yitirerek  dersten uzaklaşmak yerine, anlayabileceğiniz konulardan çıkabilecek soruları  çözerek, kazanma şansınızı arttırabilirsiniz.
9-  Kendinizi Çalışmaya Zorlayın
Yukarıda  açıklamaya çalıştığımız verimli ve etkili ders çalışma yöntemlerini uygulamak,  tamamen bir irade ve iç disiplin olayıdır.Ders çalışmak için iyi bir nedeniniz varsa, kendinizi biraz zorlayarak, çalışma sırasındaki güçlükleri tek tek ortadan kaldırmanız zor olmaz. Yeter ki ne istediğinizi bilin, çalışmak için kendinize iyi bir zemin hazırlayın ve öğrenmeyi isteyin. Gerisi kendiliğinden gelecektir.
Fizik  Egzersizinin Öğrenmeye Etkisi
            Yapılan araştırmalar, düzenli bir  fizik egzersizinin, öğrenme üzerinde çok olumlu etkiler yaptığını  göstermektedir.Uzmanlar fizik egzersizinin yararlarını şu şekilde sıralamaktadırlar:
- Kas gevşetmesi
 - Zihinsel gevşeme
 - Yapılan işte etkinliğin artması
 - Enerjide artış
 - Duygusal boşalma ve rahatlık
 - Daha iyi uyku
 - Kendine güven artışı
 - Endişelerde azalma
 - Daha iyi sağlık
 - Bel ve sırt ağrılarından korunma
 - Kalp hastalığı riskinin azalması
 
Özellikle yoğun sınav stresi yaşayan öğrenciler için fizik egzersizlerinin önemi büyüktür. Gerginlik, damarlarda daralmaya sebep olduğu için, hücrelerin kanla beslenmesini zorlaştırır. Gerginlik sırasında vücutta fazla miktarda adrenalin salgılanır ve bu da öğrenme için gerekli protein zincirinin kurulmasını güçleştirir. Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin kullanılarak kaygının azalmasına ve rahatlamaya sebep olur. Ayrıca düzenli fizik egzersizleri sonunda vücutta, serotonin denilen bir madde salgılanır. Bu madde kişide huzur, rahatlama duygusu yaratan bir maddedir.
Öğrenmeyi engelleyen stres, kaygı ve endişelerden kurtulmaya yardımcı olması bakımından, her sabah 10-15 dakika beden hareketleri yapmak yararlıdır. Ancak bu hareketleri yaparken aşırıya kaçmamak gerekir. Yani fizik egzersizleri sonunda kendini daha yorgun hissetmek, bir yanlışlık yapıldığını gösterir. Uygulanan egzersiz programı sonucunda kişi kendini dinlenmiş huzurlu hissetmelidir.
En  Etkili Öğrenme Sınıf İçinde Oluşur
Eğitim-öğretim  olayı bir bütün olarak ele alınır, ayrı ayrı düşünülemez. İleri gitmiş  toplumlarda da devletin denetimi ve gözetimi altında yapılır. Fert ve toplumu  esas alır. Bu nedenle de fert ve toplum için çok önemlidir. Bilimsel olarak  yapılır. Bilimsel olmayan eğitim-öğretim etkinlikleri fertlere de, topluma da  istenen yararı sağlamaz. Aksine zararlı olabilir.Eğitim-öğretim olayının ele alan, bilimsel araştırmalar yapan eğitim biliminin bulguları sonunda en etkili öğrenmenin sınıf içinde, karşılıklı tartışarak, öğrencilerin öğrenme olayının içine aktif olarak girmeleriyle, yaparak ve yaşayarak oluştuğu ortaya çıkmıştır. Sınıfta öğretmenin gözetiminde konuların ele alınması, irdelenmesi, tartışılması, öğrencilerin konu ile ilgili görüşlerini rahatça söyleyerek düşüncelerini savunabilmeleri, eksik kalabilecek noktaların çok kişi tarafından daha kolay sezilebilmesi, sorularla bu eksikliklerin de giderilebileceği dikkate alındığında öğrenmenin sınıf içinde daha verimli oluştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kısaca öğrenme olayı iki kişinin karşılıklı direkt iletişimi ile değil, sınıf içinde, doğrular yanlışlar tartışıldığında dolaylı olarak en iyi biçimde oluşmaktadır.
Öğrenme  Zihinsel Yorgunluk Yaratmaz
            İnsan vücudundaki hücrelerin önemli  bir özelliği arka arkaya gelen uyarılara cevap verme sürelerindeki faklılıktır.  Kas hücrelerinde bu süre, sinir hücresine oranla çok uzundur. Kas hücresi bir  uyaranı aldıktan hemen sonra ikinci bir uyarana cevap veremez ve bu süreye  "cevapsızlık süresi" denir. Eğer kas hücresine uyarıcılar arka arkaya gelir ve  kas hücresi buna cevap vermezse yorgunluk meydana  gelir.Buna karşılık sinir hücresinin cevapsızlık süresi, kas hücresine göre çok daha kısadır. Yani sinir hücresi arka arkaya gelen uyaranlara cevap verebilir ve kas hücresi gibi yorulmaz. Bu nedenle "çok öğrendim yoruldum" duygusu yanlıştır. Yorgunluk varsa kas yorgunluğudur, zihni yorgunluk değildir. Ancak öğrenme için gerekli protein zincirinin iyi kurulması için, sürekli değil aralıklı ders çalışmak gerekir.

!—>!—>!—>!—>

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder