YÖNETİMDE 32 ALTIN KURAL
 KURAL- 1
Başarınızı en fazla etkileyecek kişiler seçin;  onları doğrudan etkileyecek ,kişisel Kitap olarak ve sürekli irtibat halinde  bulunun
Bu kitabın iki hedefi var; 
Önce herkesin , meslek hayatında sık sık  yaptığı hataları göstererek uyarılarda bulunmak
İkincisi ,yönetimde 32 altın kuralı ,  özellikle iş hayatında fazla tecrübesi olmayan genç kadın ve erkekler için  yazdım.
Her işte , kilit noktası olan kişiler vardır. sizi  engelleyebilecek , ya da başarıya itebilecek tanıdık kişiler...Bunlar sizi bazen  zirveye çıkarır , bazen mahveder.
İş hayatında iki tür tanıdık ayırt  edilir:
Kendi düzeyindeki tanıdıklar:Gücünüzü  kaybetmeden bulduğunuz mevkide kalmanıza yardım ederler.
Yüksek düzeydeki tanıdıklar: İlerlemenize  yardımcı olurlar
İş ilişkileri, evlilikten çok aşk maceralarına  benzer. Çiçek açar ve solar. Bazen tekrar çiçek açtığı, yada tamamen öldüğü olur  
KURAL-  2
Şu andaki durumunuzun, yarın hatta bugün  değişmeyeceğini sanmayın.
İş hayatı, elinizde tuttuğunuz bir prizmaya benzer;  Görüntü sürekli olarak değişir.
İş hayatındaki çalkantılar sizi pasif olmaktan  kurtarır, fırsatlar yaratır. Bunlar bir bakıma, işinizin tuzu biberidir. 
Seçiminizi yapın. Kırk yılda bir değişiklik görülen  mesleklerden birini seçebilirsiniz yada her telefon konuşmasının, her gelen  mektubun küçük bir serüven anlamına geldiği bir iş bulabilirsiniz. Ama işlerin  hiç değişmediği bir meslek bulamazsınız.
“İşler hep aynı!..” deyişi, gerçekle  çelişkiye düşmektedir. İşler asla hep aynı değildir. 
KURAL-  3
Mesleğiniz ne olursa olsun, kendinizi bir  satıcı olarak görün
İş hayatına girdiyseniz, artık siz bir  satıcısınız.
Mühendis, müdür yardımcısı, fabrika yöneticisi,  sekreter, marangoz, kimyager, stilist, başkan yardımcısı olabilirsiniz. Bütün  bunların hiç önemi yok. Siz, yinede bir satıcısınız.
Her Allah’ın günü, bütün bir gün boyunca diğer  insanlara, kendi fikirlerinizi şirketinizin veya başkalarının fikirlerini ve  hepsinden önemlisi, onlara kendinizi satıyorsunuz.
Bir satıcı olarak hiç yeteneğiniz olmadığını  söyleyebilirsiniz. Bu hiç önemli değil. Zaten satıcılık yapanların çoğunda, ya  pek az satıcılık yeteneği vardır yada hiç yoktur, yinede çoğu başarılıdır.
Burada sözüne ettiğimiz satış şekli,  yetenekten çok davranışlarla ilgili.
İlk izlenimlerin kalıcı olmasının bir nedeni vardır.  Birisi sizinle karşı karşıya geldiğinde hakkınızda hemen bilgi edinir. Onda  bıraktığınız izlenimleri bilinçli bir şekilde sınıflandıramaz, ama, yinede o  izlenimi alır ve bir yere saklar.
Elinizi sıkarken, gücünüzü hisseder, sesinizin  cesaret yansıtıp yansıtmadığını duyar, yürümenize bakar.
Kendinizi paketleyiş biçiminizle ona pek çok bilgi  verirsiniz. Giyiminize ve bakımlı olup olmayışınıza göre, sizin düzenli veya  düzensiz, rahat yada sinirli, resmi veya samimi, tutucu veya yeniliklere açık  bir insan olduğunuza karar verir.
Kişinin masası, çalışma odası, yada bürosu, onun  hakkında neler ortaya koyar, bir bilseniz şaşırırsınız. Kendisi içeride yokken  bile birinin bürosuna girerek, onun hakkında bir hayli bilgi edinebilirsiniz.  Bürosu bir çalışma yeri olarak mı, yoksa bir vitrin gibi mi düzenlenmiş? Yoksa  her iki durumda bu büro için geçerlimi? Oda, sahibinin özelliğini yansıtacak  şekilde zevkle ve kişisel olarak mı döşenmiş? Yoksa yalnızca dekoratörün zevkini  yansıtan lüks ve ultra modern bürolardan birimi. Yine aynı şekilde bir büronun  genel görüntüsüne bakarak, buranın işinden nefret eden biri tarafından mı, yoksa  işini çok seven biri tarafından mı kullanıldığını anlarsınız.
KURAL-  4
Yapıp söylediklerinizin gelecekte ki sonuçlarını  daima düşünün.
İş hayatı , satın alanlar ve satanlardan oluşur. Hiç  unutmamanız gereken başka bir kural:”Satanlar, alanlardan daima daha çok  kazanır.!”
Önemli bir nokta: “ İnsanlar kendilerine bir şeylerin  satılmasından hoşlanır.” İyi pazarlamacıyı kendilerine bir şey satmak için dil  dökerken görmek onları mutlu eder. İnandıkları bir satıcıdan bir şey almaya da  bayılırlar.
Alıcılar , kendilerinin kaptan olduklarını sanırlar.  Bırakın öyle sansınlar. Her iyi satıcı, aslında kendisinin kaptan olduğunu  bilir.
Bu nedenle satıcı olun , yada en azından kendinizi  öyle görün. İş hayatındaki önemli kişiler , kendilerine ilgi gösterilmesine  alışıktır. Bunun beklerler. Önemsiz olanlar, sıradan işleri yapan küçük memurlar  bu ilgiye alışık değildir ve bir insan olarak onları fark etmenizi takdirle  karşılarlar. Sekreterler,..laboratuar asistanları.. santral memureleri.. getir  götür işini yapanlar..dosya memurları..İş hayatında küçük adam denen kişilerin  hepsi.. onlarla dost olun , ilgilenin!onları dinleyin ve isimlerini hatırlayın.  Sırf birgün size yardım ederler diye yapmayın bunu; ama bir gün size yardım  edebilirler diye yapın. 
Sözgelimi, iş hayatının en kötü yönlerinden biri,  işten adam çıkartmaktır. Ama bu işi doğru düzgün yapabiliyorsanız, bu olumsuz  tecrübenin üzücü yanları ortadan kaldırılabilir. Birisini işten atmak için  geçerli nedenleriniz varsa , ve bu nedenleri ona açık ve tartışılması güç bir  dille anlatırsanız ,işten atılan kişi genellikle cesur bir tavırla kaderine razı  olur. Aslında pek çok kişinin , kin duymadan ve gönül rahatlığıyla işten  atılmayı kabullenmesi şaşırtıcıdır. Yanlış işte çalışanların çoğu bunu bilir.  Gururunu incitmeden ve yeteneklerini hangi yöne sevk etmesi gerektiğini tavsiye  ederek onu işten çıkarırsanız , düşman değil dost kazanırsınız. Daha sonra iş  hayatında tekrar karşınıza çıktıklarında , mesleklerinde yaptığınız buy küçük  ameliyat için size teşekkür bile ederler.
Elbette mesleğinizdeki her şey gibi, hedefleriniz de  değişecektir. Büyük bir ihtimalle hedeflerinizi sürekli gözden geçirip  geliştiriyorsunuz. Bu değişim sürekli ve hızlı olabilir, ama tıpkı büyüyen  çocuktaki gibi her gün görülen değişiklikler fark edilmez. O yüzden uzun vadeli  hedeflerinizi belirli sürelerde gözden geçirin. Her yıl mutlaka ,ama tercihen  her altı ayda , ya da üç ayda bir...
Hedefleriniz az da olsa değişmiş ise , şimdiki  faaliyetlerinizi gözden geçirin!Şu an yapmakta olduğunuz şeyleri, gelecekte  olmasını istediklerinize uygun hale getirin.
İş hayatında iyimser olmak ne kadar kolaydır. Ama bu  iyimserlik insana uzun vadede ne kadar pahalıya mal olur.
KURAL-  5
İş hayatında mevki her şey değildir. (fakat  kısmen)
Açık konuşalım. Mevki demek, güç demektir.  Çoğu zaman yeteneğin yerini de alır.
Bir mevki , diğerlerine oranla daha iyi , ya da daha  kötü olabilir. Siz yanlış mevkide iseniz, başka biri doğru mevkidedir. Şansınıza  küsün!Sizden yararlanır ya da harcar
Bir kaç şey bir araya gelerek mevkiinizi  belirler.
Önce organizasyondaki seviyeniz.
Sonra, boyut. Hemen ardından ,yaptığınız  işler gelir.
Mevkiinizi saptayan etkenlerden biri de  şöhretinizidir. İş hayatında başarılı biri olarak tanınmak, sizi üst mevkilere  getirir.
Mucize eseri ,tamamen yetenekli yöneticilerin çalış  tığı bir şirketi gözünüzün önüne getirin. Bu şirket içlerinde yeteneksiz  bulunmadığı için, akıl almaz boyutlara ulaşır ve büyür. O zaman işe yeniden çok  sayıda yönetici almak gerekir. Doğal olarak bunların çoğu da yatersiz kişiler  olur. Böylece oran yeniden dengelenecek ve vaizler yine endişelenmeye  başlayacaktır.
Yetersiz kişilerin en korktukları şey , yetenekli  astlardır.
Üstünüzden daha yetenekli iseniz, doğal olarak ona  karşı kin duyar ve bunu başkalarına da belli edersiniz. Böylece kendi kendinizi  yenilgiye uğratmış olursunuz.
Burada işin sırrı , öyle olmadığı halde patronunuzu  çevreye iyi göstermektir. Bu sizi kahretse bile.
Seçenek bir:Öfkenizi dışarıya vurursunuz. Ama  bu hem sizi, hem de üstünüzü kötü durumda bırakır. İkiniz de , kendinizi savunma  gereği duyarsınız. Daha yüksek mevkidekiler, sizinle çalışma konusunda kuşkuya  düşerler.
Seçenek iki:Yutkunur,duyduklarınızı ve  düşündüklerinizi içinize atarsınız.Kendinizi başkalarına ittirerek ve  başkalarının sizi çekmesini sağlayarak,terfi edebilirsiniz. Bunu da , ancak  sizin ilerlemenizi isteyenler varsa başarabilirsiniz. Üstlerinizin,ilerlemenizi  istemesi için , onları çevreye iyi olarak tanıtın.
KURAL-  6
Başkalarından daha iyi yaprığınız işleri  keşfedin
Pek çok kişi iş hayatında , yeteneklerini doğru  düzgün kullanmaz. En iyi yapabildikleri işlerde çalışmak yerine, başka yönlere  giderler. O yüzden de , başarı kırıntılarıyla yetinmek zorunda kalırlar. Aynı  şey şirketler için de geçerlidir.
Çok başarılı kişiler , genellikle başkalarından ne  daha zeki ne de daha yeteneklidir. Hepsinin sırrı,sınırlı zekalarını ve  yeteneklerini en iyi şekilde kullanmayı bilmelidir. Bunlar,başarılı  olduklarından zamanla tecrübelerini de artırırlar.
En iyi olduğunuz konulardan uzaklaştığınız anda ,  sizin için çok önemli olan rekabet avantajınızı kaybedersiniz. Zayıf yanlarınızı  yenseniz bile ,bir amatör olmaktan öteye gidemezsiniz. Daha başarılı, daha  zengin, daha mutlu ve güven içinde olabileceğiniz konularda uzmanlaşın!
İşin üzücü yanı, pek çok kişi (ve şirket),  gerçek yeteneklerinin ne olduğunun farkında bile değildir.
Diyelim ki çiftçilere rüzgar gülü satıp başarılı  oldunuz. O yüzden çok iyi bir pazarlamacı olduğunuza karar veriyorsunuz. Sanayi  fabrikalarına makine aksamı satmaya başlıyor ve işin altından  kalkamıyorsunuz.
Neden? Bir düşünün!Belki , siz özellikle çiftçilere  satış yapma konusunda beceriklisiniz. Öyle ise , başarıyı ,traktör ya da diğer  tarım makinelerinin pazarlamasında armalısınız. Dünyadaki en iyi sanayi  makineleri pazarlamacısı olduğunuzu da aklınızdan çıkarmanız gerek. 
Önce, gerçek yeteneklerinizi ve sınırlarınızı  bilin. Bu da , deneyip , hata yaparak , kendinizi dürüstçe değerlendirerek  olur.
İkincisi, tamamen neyi iyi yapıyorsanız , ona  dayanarak kişisel bir plan yapın . Herkesten daha iyi yapabileceğiniz bir işe  girin. Mesleğinizi değiştirmeyin. Bu yalnızca mevki ve zaman kaybına neden  olur.
Üçüncüsü,öğrenmeyi , tecrübe edinmeyi  sürdürün.
Dördüncüsü, iş hayatında başarılı olmak için  vazgeçilmez becerilerden birini kazanın .
Üstün insanları bulabilme yeteneği gibi.  Sorumluluklarınız arttıkça , zayıf olduğunuz alanlarda başarılı olan kişilere  yaslanmayı öğrenin 
Beşincisi, asla sınırlarınızı unutmayın.  Mükemmel olduğunuz alanlarda , gereğinden fazla başarılı olduğunuzu  göreceksiniz. Zayıf olduğunuz alanlarda ise , başarı aramanıza hiç gerek yok.  İnsanda , yeni alanlardan kendini deneyerek tecrübe kazanma eğilimi vardır.  Yıllar önce Perry Como için bir dizi televizyon programı düşünülüyordu.  Prodüktör , bir dizi dans , şaka ve konuk yıldızlar tasarlamıştı. Perry Como ‘ya  böyle bir tasarının beğenilip beğenilmeyeceği soruldu.
Como her zamanki rahat tavrıyla cevap verdi:
“Beğenilmezse , ben de şarkı söylerim. Nasıl olsa  şarkılarımı beğeniyorlar.”Anlaşılan Perry Como , iş hayatındaki başarı yollarını  iyi biliyordu
KURAL-  7
Kimsenin yüzüne söylayamayaceğiniz  şeyleri arkasından söylemeyin.
Alay , kinaye ve iğnelemeler iş hayatının küçük  tuzaklarıdır. Durmayın , patronunuza rakibi hakkında üstü kapalı , hoş olmayan  bir yorumda bulunun!Ne olacağını göreceksiniz. Belki patronunuzun gözünde adamı  küçültmeyi başaracaksınız. Ama bakın kendinize ne yaptınız, Patronunuz ,  bilinçli ya da bilinç altında , aynı yöntemi kendisi için de kullanılıp  kullanılmadığını merak edecek ve sizden kuşku duymaya başlayacaktır.
İş hayatında dedikodu eğlenceli olabilir-bu kadar çok  yapıldığına göre, mutlaka eğlenceli olmalı-ama bu , bedeli pahalı olan bir  lükstür. Dedikodu , boşuna zaman harcatan , insanın sinirlerini bozan ,  enerjisini tüketen bir şeydir. Üstelik dedikodu yapan kişinin , zayıf karakterli  ve kendine güveni olmayan biri olduğunu gösterir.
Güçlü bir insanın ilgisini çekip taktirini kazanmanın  basit yollarından biri de , hem yüzüne kaşı hem de arkasından hak ettiği saygı  ve içtenlikle davranmaktır. Başarılıysanız , mutlaka arkanızdan konuşulacaktır.  Misillemeye kalkışmayın. Dedikodu , iş hayatının en ucuz oyunudur.
KURAL- 8
Her fekakette zaferin  tohumlarını ve her zaferde felaketin felaketin tohumlarını  arayın.
İş hayatında bazı insanlar çok şanslıdır. İşten  atıldıkları, önemli bir müşteriyi kaybettikleri , uygulamaya konulan fikirleri  başarısızlığa uğradığı , ya da insanı kahreden bir yenilgi yaşadıkları anda ,  bunun yararını görürüler.
Yenilgi , ortada bir hata olduğunu gösterir.  Olmasaydı , yenilmezdiniz. Durumunuz en azından tedbirsiz davrandığınızı  gösterir. Tamam! Ortada bir hata varsa , şimdi değişiklik yapmanın tam zamanı  Büyük bir yenilgiden sağ çıkıp , geri dönüş yaptınızsa , pek çok yönden daha  güçlü olduğunuzu göreceksiniz. Yenilginin yıkıntıları arasından , daha büyük bir  zaferin malzemesini bile çıkartabilirsiniz. Tabi kazanmasını bilen bir kişi  iseniz. 
Felaketi başarıya döndürmek için yapılacak  üç şey vardır:
Birincisi:Felakete karşı hazırlıklı  olun.
İkincisi:Felaketin neden olduğunu  araştırın
Üçüncüsü:karşı saldırıya geçin!
Bir daha felaketle karşı karşıya kaldığınızda ,  kuyruğunuzu bacaklarınızın arasına sıkıştırma duygusuyla mücadele edin. Gurura ,  şerefe aldırmadan parçaları bir araya koymanın yollarını arayın. Belki bu yeni  yol sizi daha ileriye götürecektir.
KURAL-  9
Yalan söylemeyin doğruyu söyleyemiyorsanız, susun  . Yalan söylemeye başladığınız anda yok olmaya mahkümsunuz.
Bir düşünün : iş hayatında doğruyu söyleyen o kadar  az kişi var ki !Onlardan biri olmak , sizi özel biri haline getirir. Her zaman  doğruyu söylemek, cesaret isteyen bir iştir. Doğrusu , böyle bir üne sahip olmak  , zaman alır. Çevrenizde doğru söyleyen biri olarak ün yapmanız için , kendinizi  sık sık “ateş altında “ kanıtlamak zorunda kalırsınız. Ama ulaşacağınız sonuç  çabalarınıza değecektir.
İşin kötüsü , hepsi olmasa da , yalancıların çoğu ,  başkalarına olduğu kadar kendilerine de yalan söyler. Çoğu , bu korkunç  hastalığa yakalandığından habersiz yaşamını sürdürür.
İş hayatında , uydurukçuların olduğu gibi ,  yalancıların da birkaç türü vardır. Patolojik yalancılar,yalan söylemeyi huy  haline getirmiş yalancılar , sadece baskı altında yalan söyleyenler , arada  sırada küçük yalanlara başvuranlar , komplocu yalancılar bunlar arasında  sayılabilir. Her grup yalanlarını geçerli göstermek , açıklamak , hatta  böbürlenmek için ayrı ayrı yöntemlere başvurur.
Yalancıyı tanımlamak kolaydır. Gerçeğe  saygısı olmayan ve sık sık doğrudan uzaklaşan kişidir 
Doğruyu işine geldiğinde , ya da kırk yılda bir  aklına estiğinde söyler.
KURAL-  10
Kimseden sır tutmasını beklemeyin. Sır diye bir  şey yoktur.
Çalıştığınız işletmede hiçbir sırrın kutsal  olmadığını kanıtlamaya çalışacağım. İşte size bir deney. Bulunduğunuz şirketin  size çok uzak bölümlerinde çalışan birine , kendinize ait masum bir  sır söyleyin. Hani şu önemsiz sırlardan birini. Sonra söylediklerinizin ne  kadar zamanda kulağınıza geleceğini beklemeye başlayın. Bu deneyle “anten  “gücünüzü ölçmüş olursunuz. Çoğu sırlar , süpersonik hızla yol alır. Sırrınız  kulağınıza çabucak gelmiş ise , yanlış frekansı açmış olmalısınız. Başkaları  olup bitenleri biliyor da siz bilmiyorsanız , başınız gerçekten dertte  demektir.
Kimsenin sır tutmadığını aklınızdan çıkarmayın. Bunu  bildiğinize göre , bu bilgiyi yarınıza kullanabilirsiniz. Bunun da dört yolu  vardır; önce sırrınız olmasın .İkincisi sırrınızı açtığınız kişilerin sayısı  asla beşi geçmemeli. Bu sayı beşin üstündeyse , hayatınızı herkesin önüne sermiş  sayılırsınız. Üçüncüsü “sırları” ustaca bir haberleşme yolu olarak kullanın.  Genç bir yönetici adayı olduğunuzu farz edelim. Patronunuza , -ona söylemeden-  kendinizi geliştirmek için gece kurslarına başladığınızı anlatmak istiyorsunuz.  Bunun için patronun sekreteriyle arkadaş olan bir sekreterle konuşmanız yeter.  Sekretere bu kurslara katıldığınızı ve tamamlayana kadar patrona söylemek  istemediğinizi anlatın. O gece patronunuzun ne kadar azimli ve çalışkan biri  olduğunuzdan haberdar olduğundan emin , rahat rahat kurs öğretmenini  dinleyebilirsiniz. Dördüncüsü “sırları bilgi toplamak için kullanın. Bürodaki  dedikoducuları dinleyin. Kısa zamanda iyi bir ajan olabilirsiniz.
KURAL-  11
İnsanlar üzerinde bahse girin, ama kaybetmeye  hazırlıklı olun.
İş hayatında üzerine bahse girdiğiniz kişilerin çoğu  kaybettirecektir. Aman bu , bahse girmekten vazgeçmeniz için yeterli bir neden  değildir. Bahse girmediğiniz takdirde zaten otomatikman kaybetmiş sayılırsınız.  Bahse girerseniz , üzerine oynadığınız kişilerin pek azı başaracaktır. Fakat bu  kazanan pek az kişinin size kazandırdığı , kayıplarınızı telafi etmeye  yetecektir.
KURAL-  12
Çözülmesi imkansız görünen sorunlar günlük  işlerinizi alt üst etmez; onlar günlük işlerin ta kendisidir.  
“İş hayatında herkesin kafasında canlandırdığı  mükemmel bir çalışma modeli vardır. Düzenli , tutarlı , yardımlaşmalı ,  sorunsuz...
Hemen herkesin görevi de , işleri bu hayale uydurmaya  çalışmaktır. Şimdiye kadar bunu başaran biri çıkmamıştır ama , sonunda sinirleri  bozulup ülser olanlar oldukça çoktur. Başarılı bir iş adamının en belirgin  özelliği , yenilgiyi bir filozof gibi kabullenmesidir. O çözülmesi imkansız gibi  görünen sorunlarla mücadeleye devam eder , ama bu durum karşısında  hastalanmaz.
KURAL-  13
Mümkün olduğu kadar az hata yapın. Bir tek hatanın  felaketiniz olabileceğini düşünün.
Hatalar , ders almanın en kötü ve en pahalı yoludur.  Hatalarınız gerçekten büyükse , çok zeki biri olabilirsiniz : Ama bunu gösterme  fırsatı bulamazsınız.
İş hayatında hata yapmak , arabayla yolda kaybolmaya  benzer. Yola çıkmadan , gözünüzü iyice açıp nereye gittiğinize baksaydınız ,  kaybolmayacaktınız. Şimdi geri dönüp doğru yolu bulmanız on kat daha fazla zaman  alacaktır. 
KURAL-  14
Kişisel çıkarın asla unutmayın.
İş bir tek neden yüzünden vardır :Kendisiyle uğraşan  kişilerin bazen sağlıklı bazen sağlıksız hırs ve çıkarlarını tatmin ettiği  için.
KURAL-  15
Herkesin amacı farklıdır. İş hayatınızın kişisel  amacını öğrenin. 
İnsanlar çok garip nedenler yüzünden çalışır. İş  hayatında , paranın ötesinde onları yönlendiren şeyler de vardır. Somut  ödüller , ego tatmini , toplumsal temaslar , yapabilirliğin ifadesi , ataklık ya  da yarışma arzusu , kaçış , rahatlık , görev ve kişilikteki garip eğilimler  insanları çalışmaya yönlendirir.
KURAL- 16  
Hedeflerinizin ne olduğunu iyi  bilin.
Hedef saptama , başarınızı etkileyebilecek en önemli  yeteneklerden biridir. Sizi amacınıza ulaştıracak olan hedefleri saptamadan , iş  hayatında bir yere varamazsınız. Stratejinizi bile tasarlayamazsınız. Büyük bir  ihtimalle saptayacağınız mantıklı hedeflere ulaşacaksınız. O yüzden hedefleriniz  bir anlam taşıyacak kadar yüksek olmalıdır.
KURAL-  17
Sürpriz çok güçlü bir taktiktir. Onu dikkatli  kullanın, felakete neden olabilir.
İş hayatında kimse sürprizlerden hoşlanmaz. Bunun bir  nedeni vardır. İş hayatında sürpriz genellikle dert demektir
Zaman ve enerjinizi başkalarının size yaptıklarını  ödetmek için tüketiyorsanız iş hayatında başarılı olamazsınız.
İntikam tatlı ama bu yetki size değil Tanrıya  aittir.
KURAL-  19
Düşmanlar hayatın bir  gerçeğidir.
İş dünyasında düşman , kin bağlamış bir arkadaş yada  bir rakiptir. Bu düşman , kendi başarısını ne kadar çok ister ise sizin  başarısızlığınızı da o kadar çok ister. İş hayatında düşmanım yok diyorsanız ,  ya kendinizi aldatıyorsunuz , ya da dahi bir politikacısınız .
Mecbur oluncaya kadar karar vermeyin. İş hayatında  insanlar kararlarını genellikle çok erken verirler ya da sıralamaları yanlıştır.  Verdiğiniz her karar bir çeşit fedakarlıktır. Size bir şeylere mal olmaktadır  vereceğiniz bir karar seçeneklerinizden fedakarlık etme anlamına gelebilir. Bir  şeyi yapmaya karar vermek onun dışında hiçbir şeyi yapmamak demek olabilir.
Mecbur oluncaya kadar karar vermeyin  
KURAL-  21
Önsezilerinize kulak verin. Onlar da herkesin  mantığı kadar doğrudur.
Karar verebilmek için sadece gerçekleri bilmek  yetmez. Bir kararın niteliği sizin gerçeklere eklediklerinize bağlıdır. 
Kazandığınızda da, kaybettiğiniz de de,  gülümseyerek, çevrenize yenilmez olarak ün salın
KURAL-  23
Verdiğiniz veya verdiğiniz sanılan bir sözü tutun.  
İş hayatında her gün milyonlarca insan milyonlarca  şey vaat eder. Bütün bu vaatler iş hayatını bir araya getiren ipliklerdir. Ne  yazık ki bu ipliklerin çoğu birbirine karışmış düğümlenmiş , takılmış , kısalmış  ya da kopmuştur ve ne yazık ki ,iş vaadi yetersiz , güçsüz aptalca ve  yarasızdır.
KURAL-  24
Asla başkalarının da sizin kurallarınıza göre  davrandığını düşünmeyin.
İş hayatını yürütenler kurallara göre hareket  edenlerdir. İş hayatında çok sayıda hırsız , yalancı , dolandırıcı , düzenbaz  vardır. Bu kişiler genellikle davranışlarını o anlık kişisel çıkarlarına göre  değiştirirler. Yine de iş hayatında çoğunlukla kurallara göre oynamaya  çalışılır. Sorun :herkesin kuralının farklı olmasıdır. 
KURAL-  25
İş denen oyunu varınızla yoğunuzla oynayın, ama  hayatınız ona bağlıymış gibi değil.
Kaybınızdan birinin kazanç sağlayacağı durumlara  göz yumun
Sağlıklı pek çok kişi iş kanserine yakalanır. İş  hayatının yoğun faaliyetleri yaşamlarının öteki yönlerini yıkar. Bu hastalık  öldürücü olabilir ve hiç kuşkusuz işletmeler açısından da hiç iyi sonuç vermez.  
İş hayatında atılacak en olumlu adımlardan biri her  türlü ihtimale açık durumlara girmemektir ya da daha işin başında iken bütün  açık kapıları kapanmamak gerekir.
İki numaralı adamın gücünü asla  küçümsemeyin
İş hayatında insanları övmek bir teşvik kaynağıdır  ama bu tür tavsiyeler iyi bir otomobilin her türlü yol koşulunda her zaman en  yüksek hızla gidebileceğini ileri sürmeye benzer. Yani ustaca kullanmayı  bilmezseniz tehlikeli ya da zararlı olabilir.
Beraber çalıştığınız kişileri tartmak önemli bir  kuraldır. Bazı şirketlerin iyi elmanlar bulmak için paralarını ve zamanlarını  boşa harcadıkları da bilinen bir gerçektir. Kişileri tartabilmek için buna hiç  gerek yoktur. Sadece onlara çözmekten hoşlandıkları sorunları halletmeleri için  bir fırsat verin , yeterlidir.
KURAL-  28
Teşekkürlerinizi belirtin, bol bol iltifat edin  ama sizi istimar etmelerine izin vermeyin.
KURAL-  29
İnsanı, çözmekten hoşlandığı sorunların boutuna  göre tartabilirsiniz.
KURAL-  30
Hangi görevde olursanız olsun , görevinizi kendi  ediyormuş gibi yapın. 
Hangi görevde olursanız olun görevinizi kendi  seviyenizdeki biriyle rekabet ediyormuş gibi yapın. İş hayatının en olumlu ve  insanı tatmin eden yönlerinden biri yenilecek olsanız bile sizin kadar başarılı  olan biriyle rekabet ederek yeteneklerinizi geliştirebilmenizdir.
KURAL- 31  
Başarı için çok şey gereklidir, ama bunların en  önemlisi kendine güvendir.
Başarı için en önemli şey kendine güvenmedir. Kanun  iyi olduğunuza inanırsanız başarırsınız demez.”İyi olduğunuza inanmazsanız  başarılı olamazsınız “ der. Başarılı olmak istiyorsanız işe kendinize güvenerek  başlayın ve cesaretinizi destekleyecek bir başarı çizelgesi oluşturana kadar  güveninizi arttırmayı sürdürün. İyi olduğunu bilen kişi daima iyi işler  yapar.
KURAL-  32
Çok çabuk kazanmanın . İş oyununun en zevkli  yanından biridir. 
Pek çok kişi için iş hayatı bitmek bilmeyen can  sıkıcı mücadeleden başka bir şey değildir. İş hayatında bir işin verebileceği  zengin zevklerden yaralanmanın da bir yolu vardır. İşinize sadece iş olarak  bakmaktan vazgeçin ve onu bir spor olarak görmeye başlayın. Bu size şunları  kazandırır:
1-İşinizden büyük zevk alırsınız 
2-Bağımsızlık kazanırsınız 
3-İş hayatının rekabetinden büyük zevk alırsınız 
4- Büyük bir şöhret kazanırsınız 
Mesleğinize spor değil iş olarak bakarsanız şunları  kaybedersiniz:
1-     -     Sağlığınızı kaybedersiniz 
2-     -     Uykunuzu kaybedersiniz 
3-     -     Çalışma etkinliğinizi kaybedersiniz
4-     -     Zirveye çıkma şansınızı kaybedersiniz.

!—>!—>!—>!—>

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder