Çevirci -Translate - Перевести
30 Eylül 2018 Pazar
Fenerbahçe'nin Tarihindeki En rezalet Sezonu
Fenerbahçe'nin Tarihindeki En rezalet Sezonu Yaşıyor
Ne Ali KOÇ Ne Comoli Nede Oyuna Sadece Bakan Bir Cocu
Arkadaşlar Fenerbahçeye rakiplerinin yapamadığını siz yaptınız
Rezil bir yönetim ve rezalet bir oyun var Bu saatten sonra Cocu'nun takımda kalması
sizce doğrumu...?
Yorumlar sizlerin..........................
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü
olarak kutlanır. Bu gün kadınlar tarafından ve / ya da kadınlar için konferans,
gösteri ve eğlence gibi çeşitli etkinlikler düzenlenir. Kadınlar arası dayanışma
ve kadınların toplumdan beklentileri vurgulanır.
Kadınlara özgü bir günün var olması
düşüncesi ilk kez, 26-27 Ağustos 1910’da Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası
Sosyalist Kadınlar Konferansında ortaya atıldı ve kabul edildi. Birçok ülkede
her yıl kutlanmaya başladı. İsveç’te ise 1912 yılından itibaren kutlanmaya
başladı.
Ancak ilk yıllarda belli bir tarih
saptanmamıştı ve değişen tarihlerde ama her zaman ilkbaharda kutlanıyordu.
Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3.
Uluslararası Kadınlar Konferansı tarafından olmuştur.
İki dünya savaşı yılları arasında
bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda
Amerika Birleşik Devletleri’nde de kutlanılmaya başlamasıyla daha güçlü bir
şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1977 yılında 8 Mart’ın
Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etti.
İLGİNÇ BİLGİLER
Birleşmiş Milletler tarafından
yapılan bir araştırmaya göre;
1. Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar
tarafından görülüyor.
2. Buna karşın kadınlar dünyadaki
toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3. Dünya’daki mal varlığının ise %
1’ine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki
işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam
gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.
Türkiye’den Rakamlar ( Milliyet, 8
Mart 2001)
1. Şehirlerde evli kadınların %
18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2. Kadınların % 57,7’si
evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3. Aile içi suçların % 90’ını kadına
karşı işlenen suçlar oluşturuyor.
DÜNDEN BUGÜNE "KADINLAR
GÜNÜ"
Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1800'lü
yıllarda bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve giden
kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında fabrika
önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi Kadınlar tüm
dünyada olduğu gibi ülkemizde de 8 Mart'ta eşitlik isteklerini daha yüksek sesle
dile getiriyorlar.
8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak
kutlanması, uluslararası düzeyde kabul gören bir hal alması 1970'lere rastlasa
da, bu tarihe kaynaklık eden olay ve dünya kadınlarının ortak bir gün kutlama
isteğinin gündeme gelişi 1800'lerin ortasını bulur. ABD'nin New York kentindeki
Cotton tekstil fabrikasında çalışan işçi kadınlar, 1800'lü yılların ortalarından
beri daha iyi çalışma koşulları, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret ve
daha iyi yaşam için mücadele vermektedir. Ama bunca yıllık mücadeleye karşın
elde edebildikleri pek bir hak yoktur. En sonunda, 8 Mart 1908 günü, haklarını
alabilmek için son çare olarak greve giderler. Ancak patronlar bu greve zalim
bir şekilde müdahale ederler. Greve giden kadınlar fabrika binasına
kilitlenirler. Patronlar bu yolla grevin başka fabrikalara sıçramasını
engellemek isterler. Ancak beklenmedik bir şey olur ve fabrika yanmaya başlar.
Ne yazık ki yangından fabrikada bulunan kadın işçilerden çok azı kaçarak
kurtulmayı başarır Yanan fabrikadan kaçmayı ve fabrikanın çevresine kurulmuş
olan barikatları aşmayı başaramayan 129 kadın işçi yanarak ölür.
Aynı yıl diğer endüstri kollarındaki
kadınlar da mücadeleye devam ederler. Kadınların yürüttükleri mücadelenin
temelinde seçme ve seçilme hakkı, günlük çalışma saatlerinin, koşullarının ve
ücretlendirmenin yeniden düzenlenmesi gibi konular bulunmaktadır. Dünya Kadınlar
Gününde bugün de ilk başlarda yapıldığı gibi eşitlik için, bağımsızlık için,
politik haksızlıkların ortadan kalkması için, daha iyi yaşama ve çalışma
koşulları elde edebilmek için çalışılıyor.
TÜRKİYE'DE 8 MART KADINLAR
GÜNÜ
İlk kez 1921 yılında "Emekçi
Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın
olarak kutlandı ve sokağa taşındı.
"Birleşmiş Milletler Kadınlar On
Yılı" programında Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı"
kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı 8 Mart.
1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü
kutlanmaya başlandı.
Kadınlar 80'li yıllarda 8 Mart'ı
izinli yürüyüş ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da, küçük gruplar mütevazi
kutlamalarını sürdürdüler. 90'lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve
çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş bir katılımla kutlanılır
oldu.
8 MART DÜNYA KADINLAR
GÜNÜ - ŞİİRLER
ANACIĞIM
—Anneme ve bütün annelere—
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Kaç geceler bana ninni söylerdi,
Hasta olunca oydu başucumda
bekleyen,
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim,
hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı
öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Uzun kış geceleri masal masaldı.
Güzel çoban kızları, iyi kalpli
sultanlar,
Bir suyun akışı gibi geçip gitti
zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o
masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Yıkayan oydu mürekkep lekeli
parmaklarımı.
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi
.
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme»
derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş
kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Bilirim yine kalbinde yerim
anacığım.
Selam sana Kadınlar Günü
İstanbul’dan.
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,
Vefalı ellerinden öperim
anacığım.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
DÜNYA GIDA GÜNÜ
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO) 16 Ekim'i Dünya Gıda Günü olarak kabul etti. Dünya Gıda Günü'nde
Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde açlık, gıda üretimi ve tüketimi gibi konular
incelenir. Beslenme üzerinde durulur. Ülkemizde her yıl 16 Ekim günü gazete ve
dergilerde konuya ilişkin yazılar yayınlanır. Radyo ve televizyonda konuşmalar
yapılır. Okullarımızda beslenmenin, dengeli beslenmenin önem ve gereği
anlatılır.
Beslenmek için aldığımız; hayvansal,
bitkisel, madensel maddelere besin denir. Dünyada üretilen gıda maddeleri artan
nüfusa yeterli olmamaktadır. Besin maddeleri üretiminin az olduğu yoksul
ülkelerde açlık ve yetersiz beslenme sorunu vardır. Açlık, yetersiz beslenme,
bedenin gerekli ölçü ve türde besin alamamasıdır. Açlık ve yetersiz beslenme
konusu tüm ulusların ortak sorunudur. Bu soruna dikkati çekmek, çözüm yolları
bulmak amacı ile her yıl Birleşmiş Milletlere üye tüm ülkelerde toplantılar
düzenlenir. Toplantılardaki araştırma ve inceleme sonuçları dünya kamuoyuna
duyurulur.
Yetersiz ve dengesiz beslenme
sorunlarının nedenleri, besin üretim ve dağılımının yetersizliği, bilgisizlik,
hızlı nüfus artışı, ekonomik güçsüzlük ve çevre sağlığının bozulmasıdır. Yapılan
hesaplara göre dünyada yaklaşık 450 milyon insan yetersiz beslenmektedir. Sadece
bu sayı bile dünyamızın en büyük ve en önemli sorununun açlık olduğunu
gösteriyor. Dünyanın pek çok yerinde insanlar, açlıktan ölmekte, iyi
beslenemedikleri için hasta olmaktadırlar.
Ülkemizde besin üretimi, artan
nüfusun gereksinmesini karşılamaktadır. Besin tüketimimiz ile üretimimiz
arasında bir denge vardır. Türkiye, yeryüzünde besin maddeleri üretiminde kendi
kendine yeterli yedi ülkeden biridir. Ancak yurdumuzda üretilen besin maddeleri
iyi değerlendirilmiyor. Besin maddelerinden gereği gibi yararlanılmıyor.
Üretilen besinler ülkemizde düzenli olarak dağıtılamıyor.
Halkımızın iyi ve yeterli besin
alması amacıyla Milli Gıda Yüksek Kurulu adında bir örgüt kurulmuştur.
Kurulun başlıca görevleri şöyle
belirlenmiştir:
1. Besin maddelerinin üretim ve
tüketim sorunlarını araştırmak.
2. Beslenme sorunlarının çözümleri
için öneriler saptamak.
3. Konuya ilişkin yasal
düzenlemeleri incelemek.
Büyük kentlerimizde yapılan bir
araştırma sonucuna göre besin maddelerinin onda biri çöplüklere atılmaktadır.
Atılan besin maddelerinin başında genelde tahıl ürünleri gelmektedir. Bu
savurganlığın önlenmesi için üstümüze düşen görevleri yapmalı, savurganlığın bu
türüne de karşı çıkmalıyız. Yakınlarımızı bu konuda sürekli uyaralım.
Başlıca besinlerimiz sebze, meyve,
et, ekmek, yağ, tuz, süt, su, yumurtadır. Besinlerin bir bölümü vücudumuz için
gerekli olan ısı ve enerjiyi sağlar. Bunlar şekerli maddeler ve yağlardır. Bir
bölümü organlarımızı onarır, büyümemizi etkiler. Bunlar süt, yumurta,
baklagiller gibi proteinlerdir. Vitaminler ise vücudumuzu hastalıklardan korur.
Vitaminler daha çok meyve ve sebzelerde bulunur.
BESLENME KURALLARI
En iyi beslenme, dengeli
beslenmedir. Dengeli beslenme vücudumuza gerekli yiyecek ve içeceklerin yeterli
ölçüde ve türde alınmasıdır. İnsanlar ne çok, ne az yemeli, yeteri kadar besin
almalıdır.
Aşağıda sıralanan beslenme
kurallarını titizlikle uygularsak beslenmeden beklenen yararı sağlamış oluruz.
Yararlı değişik besinler almalıyız.
Vücudumuz için yararlı olmayan besinleri almaktan kaçınmalıyız. Aldığımız
besinlerin değişik besin olmasına özen göstermeliyiz. Yiyeceklerimizi temiz,
taze ve bize en çok yararlı olanlar arasından seçmeliyiz. Sokaklarda üstü açık,
temizlik kurallarına uyulmadan hazırlanan ve satılan yiyecekleri almamalıyız.
Beslenmemiz belirli bir düzen içinde
olmalıdır. Sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemekleri belirli saatlerde, düzenli
olarak yenmelidir. Özellikle sabah kahvaltısı unutulmamalı, günlük çalışmamızın
verimli olması için sabah kahvaltısına ayrı bir özen gösterilmelidir.
Yiyecekler arasından sevip sevmeme
ayrımı yapılmamalıdır.
Lokmaları iyice çiğnedikten sonra
yutmalıyız. Çiğnenmeden yutulan lokmalar sindirim organlarından mideyi yorar.
İyi sindirilmez. Beslenmeden beklenen yararlar da sağlanmamış olur.
Yemekten sonra dişlerimizi
fırçalamalıyız. Böylelikle diş etlerine daha çok kan gelmesi, dişlerin
beslenmesi, dişlerin çürümesinin önlenmesi, canlı tutulması sağlanır.
SOFRADA NELERE DİKKAT ETMELİYİZ
1. Sofraya oturmadan önce ellerimizi
yıkamalıyız.
2. Evimizde, okulumuzda beslenme
saatinde, konuk olduğumuz evde, lokantada başkalarının iştahını kaçırıcı söz ve
davranışlardan kaçınmalıyız.
3. Sofraya birlikte oturmalıyız,
yemeğe birlikte başlamalıyız.
4. Yemek yerken lokmaları ağzımız
kapalı çiğnemeliyiz.
5. Lokmaları iyice çiğnedikten sonra
yutmalıyız.
6. Yiyecekleri dişimizle değil,
bıçakla kesmeliyiz.
7. Yemeğin sonunda yemeği
hazırlayanlara teşekkür etmeliyiz.
DÜNYA GIDA GÜNÜ -
ŞİİRLER
BESİNLER
Artık “dişiniz çıktı” der,
Süt vermez cici annemiz.
Alır kucağına sever,
Toprak, ikinci annemiz.
Besler bizi bin bir öğün
Yemişler, sebzeler her gün,
Beni yanına götürün,
Toprak ikinci annemiz.
Hepsinde bir türkü, bir ses,
Buğday, dut, kiraz, patates.
¦Hadi bana bir kavun kes,
Toprak ikinci annemiz.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
PAZARYERİ
Maydanozlar, naneler,
Ayvalar, kestaneler,
Sırt sırta vermiş gibi,
Pazarı kaplamışlar.
Şu pırasa, havuca,
Ispanaklara bakın.
Şu iri elmalarda,
Al yanaklara bakın.
29 Eylül 2018 Cumartesi
DÜNYA ÇOCUK ŞİİRLERİ GÜNÜ
Mart ayının 22. günü Dünya Çocuk
Şiirleri Günü'dür. Bugün sınıflarda, okullarda öğrenciler şiirler okurlar.
Hazırlıkları önceden yapılan şiir yazma yarışmalarının sonuçları açıklanır.
Yarışmada derece alanlara armağanlar verilir.
Dünya Çocuk Şiirleri Günü evrensel
bir gündür. Yalnız ülkemizde değil Birleşmiş Milletler'e üye tüm ülkelerde aynı
günde kutlanır. Dinleri, dilleri, renkleri ayrı olan bütün dünya çocukları bugün
aynı duygularla aynı düşüncelerle dolu bir gün yaşarlar.
Merkezi Belçika'nın Lieg kentinde
bulunan Uluslararası Dünya Çocuk Şiirleri Örgütü 1978 yılında; her yıl 22
Mart'ın Dünya Çocuk Şiirleri Günü olarak kutlanıp, değerlendirilmesini
kararlaştırdı. Örgüt her yıl saptadığı değişik bir konuda şiir yazılması için
dünya çocuklarına çağrıda bulunur.
Dünya Çocuk Şiirleri Örgütü bugüne
kadar. Çocuk Dünyası, Diğerlerini Nasıl Düşünüyorsun?, Savaş'ı Önlemek için
Sözcükler, Barışa Çağrı ve 1983 yılında da Dünya Evimizdir konularında şiirler
yazılmasını istemiştir. Dünya çocuklarının bu konularda yazdıkları şiirler Lieg
kentindeki Kongre Sarayı Salonunda sergilenir. Sergilenen şiirler bir antolojide
toplanır. Antoloji Birleşmiş Milletler aracılığı ile yarışmaya katılan ülkelere
gönderilir.
Şiir nedir? Şiir bir yazın türüdür.
Duyguların, izlenimlerin uyumlu bir ses ve söz düzeni içinde anlatımıdır. Ses ve
söz güzelliğinin bir arada bütünleşmesine şiir denir. Şiir anlayışı çağdan çağa,
ulustan ulusa, insandan insana değişir.
Şiir yazana şair ya da ozan denir.
Şiirin bir satırına dize (mısra), aralarında anlam ilişkisi bulunan iki dizeye
beyit denir. En az dört dizeden oluşan şiir parçasına da kıta adı
verilir.
Şiir yaşamımızı güzelleştirir.
Dünyamızı renklendirir. Şiir okurken, dinlerken içimizde tatlı ürpertiler doğar,
heyecanlanır, etkileniriz. Ozan duygularım, coşkularını ses ve söz yardımıyla,
anlatır.
Yalnız Dünya Çocuk Şiirleri Günü'nde
değil her zaman şiir okuyalım. Kitaplığımızda şiir kitaplarına da yer
verelim.
DÜNYA ÇOCUK ŞİİRLERİ
GÜNÜ - ŞİİRLER
DÜNYA EVİMİZ
Dünya bizim evimiz,
Neşemiz, kederimiz,
Ay, yıldız, güneş, deniz,
Dünya bizim evimiz.
Güzeliyle, çirkiniyle,
İyisiyle, kötüsüyle,
Hayvanıyla, bitkisiyle,
Dünya bizim evimiz.
Barışıyla, savaşıyla
Küçüğüyle, büyüğüyle,
Kentlisiyle, köylüsüyle
Dünya bizim evimiz.
Dünya bizim evimiz
Derdimiz, kederimiz
Gök, ova, tarla, deniz
Dünya bizim evimiz.
Nurcan YARIMEL
DÜNYA ÇOCUK ŞİİRLERİ
GÜNÜ - GÜZEL SÖZLER
Şiirin görevi insanların yaşamım
daha güzel yapmaktır. "' Şiir sözcüklerle güzel biçimler kurma sanatıdır.
Şiiri ancak severiz ve
karşılaştığımız zaman açıklama gereğini duymadan işte «şiir» deriz.
DÜNYA ÇOCUK KİTAPLARI HAFTASI
Kitap bize bilmediklerimizi öğretir. Görmediğimiz yerleri tanıtır. Kitap okunduğu zaman göze, dinlendiği zaman kulağa seslenir. Kitaplar zamanımızı değerlendiren birer sevgili arkadaştır. Kitaplarla arkadaşlık küçük yaşta başlarsa bu güzel alışkanlık büyüyünce de sürer gider. Kitaplar doğruyu, güzeli, iyiyi, yararlıyı bulmamıza yardım eder.
Kitaplar yaşamı sevdirir. Dünyayı
güzelleştirir. İçimizi aydınlatır. Yazarlar, kitaplar aracılığıyla binlerce, yüz
binlerce insana seslenirler. Yazarın düşünceleri kitaplar aracılığıyla ülkeden
ülkeye yayılır. Bilgiler en uzak yerlere ulaşır. Yazarla okuyucu arasında bir
bağ kurulur, bir yakınlık sağlanır.
Kitapların satıldığı yere kitapevi,
konulduğu yere kitaplık denir. Herkesin yararlanması, okuması, başvurması için
kurulan ve içinde kitaplar bulunan yere kütüphane denir.
Amerikan İzcileri Kitaplık
Yöneticileri ilk kez 1917 yılında bir kitap haftası düzenlemeyi önerdiler.
Aydınlar, yazarlar, yayıncılar önerinin benimsenmesi için çalıştılar. Bu
çalışmalar sonucu Kasım ayının ikinci haftası dünyanın bir çok uygar ülkesinde
Kitap Haftası olarak kabul edildi. Bu hafta daha sonra bizde de Çocuk Kitapları
Haftası olarak kutlanmaya başladı.
Kitap Haftası içinde, kitap
sergileri düzenlenir. Kitap siparişleri mektuplarının nasıl yazıldığı öğretilir.
Arkadaşlar birbirlerine kitap armağan ederler. Kitapsever öğrenciler hafta
içinde kitaplıklarına çeki düzen verirler.
Kitap sevgisini bir yazarımız şöyle
anlatıyor. "Dünyada hiç bir dost, insana kitaptan daha yakın değildir.
Sıkıntımızı unutmak, donuk hayatımıza biraz renk, ışık vermek, daracık
dünyamızda bulamadığımız şeyleri yaşamak için tek çaremiz kitaplara sarılmaktır.
Düşünüyorum da, şu dünyada kitaplar yok oluverse, yaşamak ne denli güçleşir,
çekilmez bir ağırlık olur. Dünyamızı nasıl insansız düşünmezsek, insanı da
kitapsız düşünemeyiz. Beyinde, düşüncenin kıvılcımının parladığı ilk andan beri,
insan düşündüğü ve duyduğunu türlü şekillerle, eline ne geçirdiyse ona
yazmaktan, çizmekten kendini alamamıştır.
Okuyan kişi için kitaplığın yanı
başından daha rahat bir yer olabileceğini sanmıyorum. Ben kendi hesabıma,
kitaplarım arasında duyduğum rahatlığı hiç bir yerde duyamamışımdır.
Odamdan dışarı çıktığım zamanlar,
yanıma küçük bir kitap almayı hiç unutmam. Ne olacağı bilinmez ki. Kalabalık
içinde insanın içine ansızın bir yalnızlık çökebilir."
KİTAP TÜRLERİ
Kitapları türlerine göre çeşitli
gruplara ayırabiliriz.
Başvuru Kitapları:
Bu gruba giren kitaplar bize
değişik, çeşitli yararlı bilgiler verirler. Sözlükler, ansiklopediler, yazım
kılavuzları gibi. Başvuru kitaplarının konuları kısa sürede bulunabilsin diye
çoklukla harf sırasına göre hazırlanır.
Bilgi Kitapları:
Bunlar öğretici kitaplardır. Bize
bilmediğimiz konularda yeni bilgiler verirler. Yeni bilgiler, düşünce ufkumuzu
genişletir. Bilgili insanlar daha doğru kararlar verirler. Ders kitaplarımız
bilgi kitaplarıdır. Doğru bilgi kitaplarını dikkatle okumalıyız.
Meslek Kitapları:
Belirli meslekler için hazırlanmış
kitaplardır. Mesleğinde daha başarılı olmak isteyenler bu tür kitaplardan
yararlanırlar. Meslek kitaplarından oluşan kütüphaneler de vardır.
Edebi Kitaplar:
Romanlar, öyküler, masallar, gezi ve
şiir kitapları, anılar bu gruba girer. Bu kitaplar kolay okunur. Okuyanı
dinlendirir, düşündürür, duygulandırır.
Çocuk Kitapları:
Çocuklar için yazılan yapıtlara
çocuk kitabı denir. Çocuk kitapları çocuklara bilgi verir. Çocukların duygu,
düşünce dünyasını geliştirir.
KONUŞMA
SEVGİLİ ARKADAŞLAR!
Okuma alışkanlığı kazandırmak ve
kitap sevgisini arttırmak için her yıl Kasım ayının ikinci pazartesi günü ile
başlayan hafta, Çocuk Kitapları Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın
kutlanmasını ilk kez, 1917 yılında Amerikan izcilerinin kitaplık yöneticileri
önermiş ve 1919 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır.
Ülkemizde ise bu haftanın
kutlanmasına 1947 yılında başlanmıştır. Çocuk Kitapları Haftasının amaçlarını
kısaca şöyle özetleyebiliriz.
1. Çocuklara kitap okuma sevgisini
kazandırmak.
2. Daha çok ve daha kaliteli çocuk
kitabı yazılmasını ve yayınlanmasını sağlamak.
3. Anne, Baba ve çocukları kitap
almaya yönlendirmek.
4. Çocukların evlerinde kitaplık
kurmalarını teşvik etmek.
5. Okul ve sınıf kitaplıklarına
kitap sağlamak.
6. Çocuk kütüphanelerinin sayısını
arttırmak.
7. Ders kitabı dışındaki
kitaplarında okunmasını sağlamak.
8. Kitabı temiz kullanma alışkanlığı
kazandırmak.
9. Yeni çıkan çocuk kitaplarının
takip edilmesini sağlamak.
10. Kitap okuma teknikleri, özet
çıkartma ve not alma gibi konularda çocuklara rehberlik etmek.
11. Çocuklarla yazarların, imza günü
etkinlikleri ile yüz yüze gelmesini sağlamak.
Sevgili arkadaşlar!
Öğrendiğime göre ülkemiz kitap okuma
oranı en düşük ülkeler arasında imiş. Sanırım bu durum, benim gibi sizleri de
üzüyordur.
Kitabın en büyülü dünyasına girerek
Pamuk Prensesin ülkesine kaçmaya, Fareli Köyün Kavalcısını dinlemeye ya da
Kafdağı’nın arkasına gidip hayvanlarla konuşmaya ne dersiniz. Bilge insanlar,
çocukların her hafta, seviyelerine uygun iki yada üç kitap okumalarını öneriyor.
Gelin bu yılki çocuk kitapları haftasında sadece konuşmayalım. Bugünden
başlayarak, yeni bir dünyanın kapılarını açalım.
Hepinize bol kitaplı günler dilerim
arkadaşlar.
(Ev ve Sınıf Etkinlikleri Antolojisi
Kitabı)
YAŞANANLAR
CANIM KİTAP
Aşağıda okuyacağınız parça bir
öğrenci kitaplığının nasıl oluşturulduğunu ve kitap sevgisinin insana
kazandırdığı güzellikleri anlatıyor.
Bir sürü kitabım oldu. Küçük
kitaplığımın raflarını doldurdular. Hepsini seviyorum. Sevilmez mi ? Kitap bu.
Hele en güzeliyse…
Önce öğretmenimin önerdiklerini
aldım. Okudum. Bende okuma merakının geliştiğini gören annem, babam, ağabeyim,
akrabalardan bazıları, fırsat buldukça kitap armağan ettiler. Bunlara bir-iki
yaş günümde arkadaşlarımın verdiklerini de eklersek, varın siz hesap edin ne
kadar çoğalmış.
Hepsini okuyamadım. Birden
yığıldılar. Ama büyük bir hızla okumayı sürdürüyorum. Yakında bitireceğim.
"Püsküllü Deve"yi, "Kel Güvercin"i bir solukta okudum. Daha hangi birini sayayım
size ? "Aziz Dede'den Masallar"ı mı? "Şeytan Çekiçleri"ni mi? "Sakarca"yı,
"Yonca Kız"ı, "Tomcik ile Bilek"i mi? "Küçük Prens"i, "Dağdaki Kaynak"ı,
"Şeytanın Altınları"nı mı? Hangisini sayayım?.. Benim kitaplarım hep çiçek
kokar. Renk renk güzellik kokar. Barış ve sevgi yayılır onların ortamından.
Belki bu yüzden, kitaplarımla birlikte evimizde daha güzel bir dünya oluştu. En
güzeli, ben daha anlayışlı, daha bir içten, daha bir seven ve sevilen biri
oluverdim. Kuşlarla, kelebeklerle, ağaçlarla, bulutlarla dost olmak, onları
bizim "insan" yaşamımızla bütünleyerek değerlendirmek ne zevkli, ne yararlı bir
oyunmuş meğer!.. Ben dostluğun ve arkadaşlığın bu denli kıvanç verici olduğunu
daha önceleri bilmezdim. Oysa kitaplarımla, oradaki kahramanlarla birlikte
yaşayarak öğrendim hepsini. Kötülerle uyarınca savaşmayı, iyilrle bütünleşmeyi
onlarla birlikte öğrendim.
Kitapsız bir evren düşünemiyorsam,
henüz kitap okumamış kardeşlerim beni bağışlasınlar; çok doğru söylüyorum.
Azıcık zorlayın kendinizi, başlangıçta güç gelse de, bir alıştınız mı, o güzelim
sayfalardan kendinizi alamazsınız. Bunda payım olursa büyük kıvanç duyarım.
Hemen başlayın okumaya.
Celal ÖZCAN
Başarı Dergisinden
KİTAP
İnsana yararı çok,
Kitaptan iyi şey yok,
Öykü, masal ve şiir,
Yazılmış bizler için.
Atasözü, bilmece,
Okurum gündüz gece,
Küçük olsa da yaşım,
Bilgi ile dolar başım.
Kitabımı yıpratmam,
Kirletmem, yere atmam,
Onları koruyorum,
Çünkü çok seviyorum.
Ali Osman ATAK
CAN KARDEŞİM KİTAP
Gel benim can kardeşim,
Gel güzel kitabım gel!
Senden başka dünyada
Hiç bir şey değil güzel.
Seninle oynayalım,
Seninle gülelim gel!
Seninle yerde, gökte
Gezip eğlenelim, gel!
Mehmet Necati ÖNGAY
KİTAPLAR
İçi bilgi doludur,
Kafamızın süsüdür,
Hep okuyalım kitapları,
Adam olmanın yoludur.
Yolun aydınlığını,
Kitaplar gösterir bize,
İçimizin karanlığını,
Atarak, bizi çıkarır düze.
Hediyeniz kitap olsun,
Kafalara bilgi dolsun,
Kitapları ezip, bozmayalım,
Kuşaktan kuşağa kalsın.
Okuyan millet yükselir,
Biz de okuyarak yükselelim,
Atatürk'ün isteği bu,
Milletçe geri kalmayalım.
Fethi BOLAYIR
KİTAP DİYOR Kİ
İçi bilgi doludur,
Kafamızın süsüdür,
Hep okuyalım kitapları,
Adam olmanın yoludur.
Yolun aydınlığını,
Kitaplar gösterir bize,
İçimizin karanlığını,
Atarak, bizi çıkarır düze.
Hediyeniz kitap olsun,
Kafalara bilgi dolsun,
Kitapları ezip, bozmayalım,
Kuşaktan kuşağa kalsın.
Okuyan millet yükselir,
Biz de okuyarak yükselelim,
Atatürk'ün isteği bu,
Milletçe geri kalmayalım.
İbrahim ŞİMŞEK
KİTAP
Okumayı, yazmayı
Gördüm, öğrendim senden.
Büyükleri saymayı
Yine sensin öğreten.
Sende bilgi, görgü var,
Sende bütün gerçekler.
Sayfalarını açar,
Okurum birer birer.
Doğruluk ve güzellik
Senin yolun insana.
Bize sensin üstelik,
Öğretmen, baba, ana.
Seni temiz tutarm,
Kirletmem hiç bir zaman.
Esirgerim, okşarım,
Usanmam okumaktan.
İ. Hakkı TALAS
KİTAPLARIM
Ben çok severim kitaplarımı,
Onlardır en iyi arkadaşım.
Bütün bu irili ufaklı harfleri
Ben hep onlardan öğrendim.
Onlar yazmasaydı nereden bilecektim
Dünyanın yuvarlak olduğunu?
Nasıl yüzdüğünü vapurun?
Başkası söylese inanmazdım.
Yağmur yağdırdığına şu bulutun.
Hiç sevmez olur muyum kitaplarımı?
Hepsi güzel resimlerle süslüdür.
Biri hayvanları tanıtır,
Öbürü masallar anlatır bana.
Kimi ağlatır, kimi güldürür.
Hepsi bir şeyler söyler
insana!
Şükrü Enis REGÜ
GÜZEL SÖZLER
Kitapsız büyüyen çocuk, susuz ağaca
benzer.
Kitaplar hiç aldatmayan dostlardır.
Bir insanın değeri okuduğu
kitaplarla belli olur.
Kitap aklın ilacıdır.
Kitapsız yaşamak, kör, sağır,
dilsiz yaşamaktır.
Beden eğitimi vücut için ne ise,
okumak da beyin için odur.
Kitap sevgisi, sevgilerin en
güzelidir.
İnsanlar ölür, kitaplar ölmez.
Uygarlık yapısının temeli kitaptır.
Kitaplar da dostlar gibi iyi
seçilmelidir.
Kitap akıl öğreten bir dosttur.
DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
AÇIKLAMA -1-
Ekim ayının ilk Pazartesi günü Dünya
Çocuk Günü' dür. Çocukların iyi yetiştirilmesi ulusların ortak sorunudur. Bu
ortak sorun için ilk çalışmalar 1923 yılında başladı. İsviçre'nin Cenevre
kentinde toplanan kırk ülkenin delegeleri Uluslararası Çocukları Koruma
Birliği'ni kurdular.
Uluslararası bu kuruluş, Birleşmiş
Milletler Örgütü' nün kurulmasını izleyen yılda UNICEF' e dönüştü. UNICEF,
"Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu"nun kısaltılmış adıdır. Birleşmiş
Milletler Örgütü 1954 yılında oybirliği ile Ekim ayının ilk pazartesi gününü
Dünya Çocuk Günü olarak kabul etti.
Dünya Çocuk Günü evrenseldir.
Birleşmiş Milletler Örgütü' ne üye bütün ülkelerde aynı günde kutlanır. Üye
ülkelerin radyo, gazete ve televizyonlarında bu günün önemi anlatılır.
Çocukların bakım ve korunmasının gerekliliği üzerinde durulur.
Çocuklar yarının büyükleridir.
Geleceğin yöneticisi ve güvencesidirler.
İnsanlığın mutluluğu, dünyamızın
güzelleşmesi, çocukların korunmasın, iyi yetişmesine bağlıdır. Barış içinde
yaşamak, güzellikleri paylaşmak, eğitimle olur. Dünya Çocuk Günü çocuklar
arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin
pekişmesini amaçlar.
Bu amacın gerçekleşmesi için
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1959 yılında daha iyi bir yaşam, mutlu bir
çocukluk dönemi için Çocuk Hakları Bildirisi' ni yayınladı.
Ülkemizde çocuklara sağlık hizmeti
götürmek amacıyla çocuk hastaneleri açılmıştır. Çocuk yaşta suç işleyenlerin
iyiye yöneltilmesi için Çocuk Islahevleri kurulmuştur. Büyük yerleşim
merkezlerinde çocuk bahçeleri vardır. Çocukların yararlandığı çocuk kitaplıkları
kurulmuştur. Öte yandan anasız, babasız çocukların korunması, bakımı,
barındırılması için Çocuk Esirgeme Kurumu ve Yetiştirme Yurtları
açılmıştır.
Dünya Çocuk Günü'nde okullarda,
sınıflarda günün anlam ve önemi üzerinde durulur. Dünya Çocuk Hakları ve Türk
Çocuk Hakları Bildirileri okunur. Bildirilerde belirlenen belli başlı haklar
konusunda açıklamalar yapılır.
AÇIKLAMA -2-
Bugün küçüğüz. Ama yarın
büyüyeceğiz. Okuyup ailemize. milletimize ve devletimize faydalı insanlar
olacağız. Subay, doktor, avukat, öğretmen, hakim, mühendis, memur, tüccar olup,
yurdumuza hizmet edeceğiz.
Henüz küçük olduğumuz için, her
ihtiyacımızı annemiz ve babamız karşılar. Babamız dışarıdaki ihtiyaçlarımızı
karşılar. Annemiz bize bakar, yiyecekleri pişirir, giyeceklerimizi diker ve
onarır. Annesiz ve babasız çocuklara "Çocuk Esirgeme Kurumu" bakar.
Bir ülkenin geleceği için, çocuk çok
önemlidir. Gelecekte büyüyecek olan bu çocuk, vatanına hizmet edecektir.
Ailesine yardımda bulunacaktır. Bunun için, çocukların sağlıklı büyümeleri ve
eğitilmeleri gerekir. Ahlaklı, dürüst, vatansever olarak yetiştirilen insanlar,
vatanları için bir teminattır.
Cumhuriyet döneminde, yüce
Atatürk'ün emriyle, Türk çocuklarının en iyi şekilde yetiştirilmesine çalışıldı.
Sağlığına, eğitim ve öğretimine önem verildi. Çocukların okumaları için her
kademede okullar açıldı. Çocuk bakım evleri, doğum evleri, çocuk hastaneleri,
çocuk yuvaları kuruldu. Yardım kurumları eliyle kimsesiz çocuklara yardım
edilmektedir. Okullarımızda çocukların eğitimi ve sağlığı üzerinde çok
dikkatlice durulur. Anne, baba ve öğretmenler bizim çok iyi bir insan olarak
yetişmemiz için uğraşırlar. Biz de, bu emekleri boşa çıkarmayalım. Çok
çalışalım. Büyüklerimizin sözünü dinleyelim. Herkesle iyi geçinelim. Yoksul,
kimsesiz arkadaşlarımıza yardım edelim.
Çocukların kıymetini bilen, onlara
önem veren milletler, iyi bir neslin yetişmesi için çalışırlar. Okullar, çocuk
tiyatroları, çocuk kütüphaneleri, çocuk parkları ve bahçeleri yaparak,
çocukların en iyi biçimde yetişmelerini sağlarlar.
Gazete, dergi, kitap, çeşitli çocuk
yayınları, çocukların eğitim, öğretim, kültür ve bilgi bakımından gelişmeleri
için çıkarılır. Radyo ve televizyonlarda çocuklar ile ilgili programlar
düzenlenir.
Atatürk, hiç bir milletin
yapmadığını Türk çocukları için yaptı. En büyük bayramımız olan 23 Nisan Milli
Egemenlik Bayramı'nı bize armağan etti. Bugün bu bayram, çocuk bayramı olarak
kutlanıyor. Vatanımızı düşmandan kurtaran Atatürk, Türk çocuklarından vatansever
olmalarını ister. Vatanın bir karış toprağını bile canları pahasına da olsa
kimseye vermemesini, gerektiğinde seve seve canlarını vermelerini ister. İyi
birer yönetici olarak yurdumuzun yücelmesine ve kalkınmasına yardımcı olmalarını
ister.
Çocuklara önem veren milletler, Ekim
ayının ilk Pazartesi gününü "Dünya Çocuk Günü" olarak kabul etmişlerdir. Bu
günde çocukların iyi yetişmeleri ve korunmaları üzerinde durulur. Kimsesiz
çocuklara yardımlar yapılır. Çocukların iyi birer insan olarak
yetiştirilmelerine uğraşılır. Irk, dil, din farkı gözetilmeden bu yardım
yapılmalıdır.
KONUŞMA
SEVGİLİ ARKADAŞLAR!
Ekim ayının ilk pazartesi günü bütün
dünyada çocuk günü olarak kutlanır. Çocuk sorunları ilk kez, 1923 yılında
İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan bir toplantıda tartışılmıştır.
Bu toplantıda “Uluslararası
Çocukları Koruma Birliği” adıyla bir birlik kurulmuş ve benimsenen çocuk
hakları, “Cenevre Bildirisi” adıyla yayınlanmıştır. Daha sonra bir çok ülkede,
“Çocuk Esirgeme Kurumları” kurulmuştur.
1946 yılında yapılan, ikinci uluslar
arası toplantıda çocuk hakları daha da geliştirilmiştir. 1953 yılında ise çocuk
sorunlarıyla ilgilenme görevi, “UNİCEF”e verilmiştir. UNİCEF, Birleşmiş
Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır. 1954 yılında yapılan
UNİCEF toplantısında, Ekim ayının ilk pazartesi gününün Dünya Çocuk Günü olarak
kutlanması kararlaştırılmıştır.
Ülkemiz çocuklara hak tanıyan ilk
ülkelerdendir. Ne yazık ki günümüzde, kimsesiz ve bakıma muhtaç çocukların
sayısı hızla artmaktadır. Her köşe başında rastladığımız ve “Sokak Çocukları”
dediğimiz binlerce çocuk, bakıma, sevgiye ve ilgiye muhtaçtır. Bu çocuklara
yardım en önemli görevlerimizden olmalıdır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,
1959 yılında çocuk hakları bildirisini yayınladı. Bu bildirideki en önemli
ifadeler şöyledir;
1. Hiçbir çocuk, ırk, renk,
cinsiyet, din, dil, siyasal inanç nedeniyle ayrıma tabi tutulamaz.
2. Her çocuk korunacak ve özel bakım
görecektir.
3. Her çocuk, doğduğu andan
başlayarak, bir isme ve yurttaşlığa hak kazanmalıdır.
4. Her çocuk, sosyal güvenlikten
yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için, gereken her çaba
gösterilmelidir.
5. Sakat çocuklar için, özel bakım
ve eğitim uygulanmalıdır.
6. Hiçbir çocuktan sevgi
esirgenmemelidir. Ailesi olmayan ve yoksul çocuklara özel ilgi
gösterilmelidir.
7. İlköğretim zorunlu ve parasız
olarak çocuğa sağlanmalıdır. Çocuk oyun oynamak ve dinlenmek imkanlarına sahip
olmalıdır.
8. Sosyal yardım ve koruma
denildiğinde ilk akla gelen çocuklar olmalıdır.
9. Çocuk, her tür kötülük ve
sömürüden korunmalıdır.
10. Çocuk, insanlar arasında ayrılık
sebebi olan nedenlerden titizlikle korunmalıdır.
Bütün çocuklar için, daha güzel bir
gelecek diliyorum.
(Ev ve Sınıf Etkinlikleri Antolojisi
Kitabı)
ÇOCUK
HAKLARI BİLDİRİSİ
Gelecek çocuklarındır. Çocuklar ne
kadar iyi eğitilir, ne kadar sağlıklı kılınırlarsa, toplumumuz gelecekte o kadar
güçlü olur. Onun için çocuklarımızın eğitimine, bedensel, ruhsal ve toplumsal
bakımdan sağlıklı olmalarına önem veriyoruz.
Birleşmiş Milletler Örgütü, 1959
yılında 10 ülkeyi içeren Çocuk Haklara Bildirisini yayınladı. Bu ilkeler özetle
şöyledir:
Her çocuk, hiçbir ayrıcalık
gözetilmeksizin bu bildirideki haklardan yararlanmalıdır.
Çocuk, özel bir korunmadan
yararlanmalıdır. Ona, düzgün, onurlu ve sağlıklı gelişim olanakları yasalar ve
diğer araçlarla sağlanmalıdır.
Çocuk, doğduğu andan başlayarak bir
ad sahibi olma ve vatandaşlık hakkı kazanmalıdır.
Çocuk, toplumsal bakımdan özürlüyse
durumunun gerektirdiği özel tedavi, eğitim ve özeni görmelidir.
Çocuk, toplumsal güvenlikten
yararlanmalıdır.
Çocuk, olanaklar ölçüsünde
anne-babasının sevgi, anlayış, özen ve sorumluluğu altında, duygusal bir
bağlılık, ahlaksal ve maddesel güvenlik ortamında, dengeli bir kişilik
geliştirme olanağına sahip olmalıdır.
Bedensel, düşünsel ve toplumsal
bakımdan özürlü olan çocuk durumunun gerektirdiği özel tedavi, eğitim ve özeni
göstermelidir.
Çocuk en azından ilköğretim
düzeyinde, ücretsiz ve zorunlu bir eğitim almaya hak kazanmalıdır.
Çocuk savsaklamanın, zulmün ve
sömürünün her türüne karşı korunmalıdır.
Çocuk; ırk, din yada insanlar
arasında ayrılık yaratan durumların gerektirdiği ilişki ve davranışlardan
korunmalıdır. Çocuk, güç ve yeteneklerini, insanlığın hizmetine adayacak
anlayış, sabır, evrensel barış, dostluk ve kardeşlik duygu ve düşüncesi içinde
yetiştirilmelidir.
Çocuğa, eşit olanaklar temeline
dayanan bir eğitim zorunludur.
ŞİİRLER
ÇOCUK
Çocuk deyip geçmeyin,
Onun da dünyası var.
Güzel- çirkin seçmeyin,
Her çocuk şefkât arar.
Bir kez düşün kendini,
Çocuktun daha önce.
Eksik etme sevgini,
Bir küçüğü görünce.
O, yuvada bir çiçek,
Sonra meyve verecek.
Toplum doğacak ondan,
Ülkemiz yükselecek.
İbrahim ŞİMŞEK
BEN DE BİR ÇOCUĞUM
Ben de bir çocuğum, diğerleri gibi,
Şefkatle öpülmek, sevilmek isterim.
Ellerimde tutsun büyüklerim,
Annesinin yanında bir çocuk görsem,
Kederle dolar, yaşlı gözlerim.
Ben de bir çocuğum diğerleri gibi,
Neşeyle dolup gülmek isterim.
Bir sevgi denizinde,
Açılmak sonsuza doğru.
Ninnilerle, türkülerle büyümek,
Bayramların bayram olduğunu bilmek,
Her çocuk gibi benim de hakkım.
Sıcak bir yuvadır düşlerim,
Ne olur, beni de görün,
Beni de sevin büyüklerim.
Arife HANCI
DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
Dünya çocuk gününde,
Neşeliyiz hepimiz.
Bizi mutlu yapana,
Çok teşekkür ederiz.
Evet bugün küçüğüz,
Yarın büyüyeceğiz.
Sizin işlerinizi,
Bizler yürüteceğiz.
"Çocuk umuttur" diye,
Büyük Ata'ma minnet!
Bekliyoruz sizlerden,
Himaye, sevgi, şefkât.
Hayriye GARİBOĞLU
BEBEK
Evimize neden geldi bu
bebek
Küçücük burnu, ağzı, elleri
Kıpkırmızı yanakları var
Ağlayıp duruyor sabahlara
kadar.
Daha bilmiyor konuşmasını,
Korkuyor kundaktan çıkmaktan
Durmadan ninni istiyor canı.
Uykusunda gülüyor bazen
Artık benimde bir kardeşim var
Ne iyi insanın bir kardeşinin
Yarın oda benim gibi, güler yüzlü
olması.
Kocaman bir çocuk olacak.
O zaman bütün defterlerimi,
kitaplarımı
“Hepsi senin olsun” diye
O’na vereceğim.
Sonra bir sabah elinden tutup
Okula götüreceğim...
DÜNYAYI BİZE VERSELER
Neler yaparız, neler
Yeni baştan yaratırız,
Sevgiyle donatırız
Dünyayı bize verseler.
Kara, sarı, ak
Kızılderili demeden
Biz çocuğuz, anlaşırız,
Sevgiyi paylaşırız,
Gerçek dostluk yaratırız
Neler yaparız neler
Dünyayı bize verseler.
Bütün dünyayı çiçekle
donatırız,
Bütün çiçekleri oyuncak yaparız,
Güzel bir dünya onları da etkiler,
Savaşamaz büyükler.
Neler yaparız, neler,
Dünyayı bize verseler.
DÜNYA ÇOCUKLARI
Yaşamak gerekiyorsa eğer,
Bir çocuk oyunu kadar renkli olsun.
Dünyayı kardeşlik dallarında,
Uçan kuşlar doldursun.
Sen dargınlık ağacı barış ve yemiş
ver.
Birleşiniz bütün dünya çocukları,
Kalp kırılmadıkça sürüp gider oyun.
Yorulunca bir dost sesiyle uyuyun,
Sabah, kalbinize örtsün şafakları…
Tanrım yorgunluktan koru bu
ayakları,
Bu küçük ayaklar böyle hep beraber
Oraya, o kardeş bayramına gider
Kucaklaşır bütün dünya çocukları.
Ceyhun Atuf KANSU
ÇOCUK
Çiçek olur açılır,
Koku olur saçılır,
Ondan vaz mı geçilir?
Çocuk evin şenliği,
Yurdun egemenliği.
Kuş olur dalımızda,
Tat olur balımızda,
Ak akçe elimizde.
Çocuk evin şenliği,
Yurdun egemenliği.
Çocuk baş tacımızdır,
Şifa ilacımızdır,
Tükenmez gücümüzdür.
Çocuk evin şenliği,
Yurdun egemenliği,
Tarık ORHAN
ÇOCUK
Oynayın çocuklar tutun el ele
Sevinç neşe ile dolanın gezin,
Bu eşsiz vatanı bezeyin güle
Şanlı bayrağımız göğe yükselsin,
Atatürk yoludur yolunuz sizin.
Milletin baş tacı, milletin kolu
Yarının büyüğü olan çocuklar,
Sizin tuttuğunuz ışıklı yolu,
Gördükçe kalbimiz gururla dolu,
Pembeleşsin yurtta bütün
ufuklar.
Ali Osman ATAK
BİR ÇOCUK BAHÇESİNDE
Çocuklar beni de alın içerinize,
Ben de güzel oyunlar oynamayı
bilirim,
Çocuklar, imreniyorum şimdi size,
Yıllar oluyor ki kırıldı çemberim.
Benim de devleri vardı masallarımın,
Keloğlan kahramanıydı sihirli
dünyamın,
Periler uyurdu altında kiraz
dallarının,
Bir çini kadar zengindi içi
dünyamın.
Benim de sapanlarım vardı söğüt
dalından yapılı
Benim de kuşlarım vardı kafessiz ve
şen,
Bir güzel evim vardı ki altın
kapılı,
Benim de bir annem vardı ağlarken
gülen.
Ceyhun Atuf KANSU
BİR DÜNYA BIRAKIN
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin çocuklar.
Bir vatan bırakın biz çocuklara
Islanmış olmasın göz yaşlarıyla.
Bir bahçe bırakın biz çocuklara
Göklerde yer açın
uçurtmalara.
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin
çocuklar.
Bir barış bırakın biz çocuklara
Ulaşsın şarkımız güneşe ve
aya.
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin
çocuklar.
Bir dünya bırakın biz çocuklara
Yazalım üstüne sevgili dünya
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin çocuklar.
Adnan ÇAKMAKÇIOĞLU
GÜZEL
SÖZLER
Çocuk bugünün yarını, yarının
umududur.
Çocuğuna değer veren uluslar
ölmez.
Bugünün çocuğu, yarının büyüğüdür.
Çocuk, ulusun en kutsal
varlığıdır.
Çocuk, yuvanın mutluluğudur
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)