bilgievlerim: OR (Türkçe'den İngilizce'ye çeviri çalışması )
Logo Design by bilgievlerim.blogspot.com
TÜRKİYE CANIM FEDA TÜRKİYE CANIM FEDA

Çevirci -Translate - Перевести


27 Eylül 2018 Perşembe

OR (Türkçe'den İngilizce'ye çeviri çalışması )

İngilizce - Türkçe Sözlük (Kutuyu çift tıklatıp, aradığınız kelimenin ilk harfine basınız.)

Türkçe - İngilizce Sözlük (Kutuyu çift tıklatıp, aradığınız kelimenin ilk harfine basınız.)

this bu these bunlar
that şu those şunlar
it o they onlar
Şahıs Zamiri Mülkiyet Sıfatı -i ve -e hali Mülkiyet Zamiri Self
I ben my benim me beni, bana mine benimki myself kendim
you sen your senin you seni, sana yours seninki yourself kendin
he o his onun (erkek) him onu, ona his onunki himself kendi
she o her onun (kadın) her onu, ona hers onunki herself kendi
it o its onun (cansız ve hayvan) it onu, ona its onunki itself kendi
we biz our bizim us bizi, bize ours bizimki ourselves kendimiz
you siz your sizin you sizi, size yours sizinki yourselves kendiniz
they onlar their onların them onları, onlara theirs onlarınki themselves kendileri

in İçinde,içerde, evde Örnek cümle
The man is sitting in the room. Adam Odada oturuyor.
We'll go to England in July. İngiltere'ye Temmuz'da gideceğiz.
The girl is in. Kız evdedir. (içeridedir)
on üzerinde, üstünde Örnek cümle
I am writing on the blackboard. Karatahtanın üzerine yazıyorum.
I'll come on Saturday. Cumartesi günü geleceğim.
under altında Örnek cümle
The dog is sleeping under the chair. Köpek sandalyenin altına uyuyor.
near yakında, yanında, yakınında Örnek cümle
This is the nearest shop. Bu en yakın dükkandır.
at ...de, ...da Örnek cümle
My son is at school. Oğlum okuldadır.
He lives in Istabul at Beyoğlu. İstanbul'da Beyoğlu'nda oturur.
We get up at seven o'clock. Saat yedide kalkarız.
into içine doğru Örnek cümle
Put the pencils into the box. Kalemleri kutunun içine koy.
out dışarda, dışarı Örnek cümle
The girl went out of the room. Kız odadan (dışarı) çıktı.
She is drinking water out of a glass. Bir bardak su içiyor.
for için Örnek cümle
I came here for two days. Buraya iki gün için geldim.
with ile, beraber, ...lı Örnek cümle
He is walking with his friend. Arkadaşlarıyla yürüyor.
I can't cut is with this knife. Onu bu bıçakla kesemem.
without ...sız, olmaksızın, olmadan Örnek cümle
You can't write without a pencil. Kalemsiz yazamazsınız.
She can't open the door without a key. Kalemsiz yazamazsınız.
from ...dan, ...den Örnek cümle
I am coming from Ankara. Ankara'dan geliyorum.
I am from Ankara. Ankara'lıyım. (Ankara'danım)
to ...ye, ...ya, ...e doğru Örnek cümle
We are walking to the park. Parka yürüyoruz.
He went to London. Londra'ya gitti.
of ...nın, ...ın Örnek cümle
some of the boys. Çocukların bazıları
full of ... ... ile dolu Örnek cümle
The box was full of pencils. Kutu kalem doluydu.
The garden is full of children. Bahçe çocuk doludur.
by hemen yanında, yanıbaşında, vasıtasıyla Örnek cümle
The woman is by the door. Kadın kapının yanındadır.
We went to Ankara by train. Ankara'ya trenle gittik.
behind arkasında Örnek cümle
The house is behind the museum. Ev müzenin arkasındadır.
The tourists are behind the guide. Turistler rehberin arkasındadır.
about hakkında, dair Örnek cümle
They are talking about their teacher. Öğretmenleri hakkında konuşuyorlar.
There are a lot of stories about Kızkulesi. Kız kulesi hakkında bir kitap yazacak.
between (iki şeyin) arasında Örnek cümle
There are five villages between the two stations. İki istasyon arasında beş köy var.
There is a lake between the hills. Tepeler arasında bir göl var.
among (ikiden fazla şeyin) arasında Örnek cümle
There is a box among the books. Kitaplar arasında bir kutu var.
The cottage is among the trees. Kulübe ağaçlar arasındadır.
then o zaman, sonra Örnek cümle
My son was ten years old then. Oğlum o zaman on yaşındaydı.
First they'll go to paris, and then they'll go to London. Önce Paris'e gidecekler, sonra Londra'ya gidecekler.
over (bir şeyin) üstünde Örnek cümle
The pencil is on the table. Kalem masanın üstündedir.
above daha yüksekte, daha yüksek seviyede Örnek cümle
The clouds are above the hill. Bulutlar tepeden daha yüksektedir.
through (Bir şeyin) içinden, arasından Örnek cümle
You can come through the field. Tarlanın içinden gelebilirsin.
never Asla, hiç bir zaman Örnek cümle
We never read story books. Asla hikaye kitapları okumayız.
put on giymek Örnek cümle
Put on your shoes. Ayakkabılarınızı giyiniz.
She puts a short skirt on. Kısa bir etek giyer.
take off çıkarmak Örnek cümle
Take off your coat. Ceketini çıkar.
Take your dress off. Elbiseni çıkar.
across bir tarafından öbür tarafına Örnek cümle
The boat is going across the river. Kayık nehrin bir tarafından öbür tarafına gidiyor.
belong to ait olmak Örnek cümle
The car belong to Ahmet. Otomobil Ahmet'e aittir.
until ... ye kadar Örnek cümle
The teacher talked until the end of the lesson. Öğretmen dersin sonuna kadar konuştu.
get on bir vasıtaya binme Örnek cümle
The woman is getting on a bus. Kadın bir otobüse biniyor.
get off bir vasıtadan inmek Örnek cümle
The boy is getting off the car. Çocuk otomobilden iniyor.
after sonra Örnek cümle
We went to the cinema after lunch. Öğle yemeğinden sonra sinemaya gittik.
before evvel, önce, ...den evvel Örnek cümle
She reads the letter before sending it. Onu göndermeden evvel mektubu okur.
up yukarı, yukarıda Örnek cümle
The woman went up the stairs. Kadın merdivenlerden yukarı gitti.
hurry up çabuk ol, acele et Örnek cümle
Hurry up, we'll be late. Çabuk ol, geç kalacağız.
Hurry up, the train is coming. Çabuk ol, tren geliyor.
shake hands El sıkmak, tokalaşmak Örnek cümle
They shook hands with the teacher. Öğretmenle tokalaştılar.
any more artık, bundan böyle Örnek cümle
They won't help you any more. Artık sana yardım etmeyecekler.
at once derhal, hemen Örnek cümle
She was so tired that she slept at once. O kadar yorgundu ki derhal uyudu.
at all hiç, katiyen Örnek cümle
I am not tired at all. Hiç yorgun değilim.
made of ... ... den yapılmış Örnek cümle
This basket is made of plastic. Bu sepet plastikten yapılmıştır.
made from ... ... den yapılmış Örnek cümle
Butter is made from milk. Tereyağ sütten yapılmıştır.
look like benzemek Örnek cümle
Your house looks like ours. Sizin eviniz bizimkine benzer.
look for aramak, bulmağa çalışmak Örnek cümle
I am looking for my pencil. Kalemimi arıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benzer Konular (Similar Topics)(Похожие темы)( Sujets similaires) ( Ähnliche Themen) (مواضيع مماثلة)