Yunan Mitolojisinin, en büyük askeri olarak görülen Aşil (Akhilleus, Francızca Achille) Homeros’un İlyada ve Odysseia isimli eserinin başkarakterlerinden biridir. İlyada, Homeros tarafından M.Ö.-720 yıllarında yazılmıştır. Truva savaşını anlatan Homeros’un İlyada destanı, kahraman Aşil’in Truvalılar ve hırslı Akha kralı Agamennon ile arasında ki hikayeleri konu almaktadır.
Aşil efsanesi, onun doğumundan önce başlar. Aşil’in annesi su tanrıçası Theis’tir. Babası ise bir ölümlü olan Peleus’tur. Theis çok güzel bir tanrıça olup geleceği görme özelliği bulunmaktadır.
Güzel tanrıça Theis ile ilk olarak Zeus evlenmek ister. Ancak bir kehanete göre Theis’in bir ölümlüden çocuk yapması durumunda çocuğun çok güçlü olacağının geçmesi üzerine, tanrılar Theis ile Phatya kralı Peleus’u evlendirirler. Bu ikisinin Akhilleusyani Aşil isimli çocukları doğar. Aşil, çeyrek tanrı konumundadır. Peleus, Mrymidon kralı olup kendisinden sonraAkhilleus Mrymidon’ ların komutanı olmuştur.
Mrymidon Komutanı Akhilleus
Ayrıca Mrymidon’lar Aşil’in komutanlığında Truva savaşına da katılmışlardır. Mrymidon’lar savaşçı ve komutanlarının emrine koşulsuz uyan sadık bir halktır. Bugün bile Mrymidon deyimi emirlere uyan sadık askerler için kullanılır. Mrymidon’ların Zeus’un karınca kılığına girerek Mrymidon Kralının kızı Eurymedus ile ilişkiye girmesi sonucu doğan çocuk ilk Mrymidon olur. İkinci bir mitolojik rivayete göre ise Aegina adasının kralı Aiakos, vebadan halkının ölmesi sonucu Zeus’a yalvarır ve Zeus adadaki karıncaları insana dönüştürür. Myrminki,Yunanca Karınca demektir.
Aşil Efsanesi Doğuyor
Aşil doğduktan hemen sonra annesi Theis tarafından, yeraltı ülkesi yani ölüler ülkesindeki ırmak olan Styx’te yıkanır. Theis’in elini Nehire sokması yasak olduğundan (elini bu sihirli suya sokmaması tembihlenmiştir) bebek Aşil’i sol topuğundan tutarak Nehire sokar. Bu nehrin suyu Aşil’e savaşlarda yara almasını engelleyecek gücü verir. Aşil’in topuğu suya girmediği için en güçsüz ve öldürülebileceği yer topuğu kalır.
Theis’in bir diğer yeteneği geleceği görmesidir. Theis, oğlu Aşil’in ileride yaşanacak büyük bir savaşta öleceğini görmüş (Truva yani diğer adıyla Troia savaşı) ve bunu engellemek için oğlu Akhilles’u Kral Lykomedes(Skyros kralı) nın yanına kız kılığında gönderir ve saklar. Aşil burada kralın kızı Diedameia’yı sever ve ondan Neoptolemos isimli bir oğlu olur.
Truva Savaşı
Truva Kralı Priamos’un 50 çocuğu var ve efsaneye göre ölümlü erkeklerin en güzeli Paris, bunlardan biridir. Paris, Sparta Kralı Menelaos’un davetinde güzeller güzeli Helen’i görür ve ona aşık olur, Helen’de Paris’e karşı boş değildir. Ancak Helen, Menelaos’un karısıdır. Bu iki aşık davetin ardından Truva’ya kaçar. Şerefi iki paralık olmuş olan Menelaos, intikamını almak ve adını kurtarmak için hırslı, güçlü ve o dönemin emperyalist Mykene Kralıolan kardeşi Agamemnon’dan yardım ister. Agamemnon yeni topraklar fethetme konusunda çok istekli ve savaşçı ruhludur. Bu teklifi hemen kabul ederek Akha(Aka)isimli Yunan yarımadasındaki şehir devletlerinin gücünü birleştirerek gemilerle bugünkü Çanakkale yani Truva’ya büyük bir sefere çıkılır. Ancak Akhalıların kahini Kalkhas,Truva savaşına Aşil’in katılmaması haline Agamemnon’un kazanamayacağını ve Truva’nın düşmeyeceğini söyler. Bunun üzerine İthaka kralı Odysseus, Aliş’in gerçek kimliğini açığa çıkarınca onu Truva savaşına gönderir.
Aslında Odysseus’un, Aşil’in kimliğini tespit etmesi, Aşil’in gençlik dönemi ve Truva savaşına girmesiyle ilgili çok çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Buna göre Aşil isminin ölümsüz olmasını ister. Çağlar boyu adının unutulmamasını, büyük bir savaşçı olarak anılmayı arzulamaktadır. Bunu bilen Annesi Theis, Aşil'e Truva savaşına gittiği takdirde öleceğini, ancak isminin hiçbir zaman unutulmayacağını söyler.
Truva Savaşı Başlıyor
Aka donanması ilk olarak Mysa bölgesine çıkar ve burayı Truva sanıp yağmalarlar. Gerçeği anladıktan sonra ise gerçek Truva’yı kuşatarak Truva Kralına, Helen’i vermelerini ve tazminat taleplerini iletirler. Truva kralı Priamosteklifi kabul etmeyince büyük Truva savaşı başlar.
Savaş büyük çarpışmalar ile devam ederken Aşil ile Aka ordusunun komutanı olan Agamemnon ile arasında ganimet yüzünden kavga çıkar. Agamemnon, Aşil’in savaş ganimeti olarak aldığı bakire bir kız Briseis’i alır.Akhilleus ve Agamemnon arasında herkesin içinde ağır bir tartışma yaşanır ve Aşil kendi hakkının gasp edilmesi üzerine en yakın dostu, Patroklos hariç kimse ile görüşmeyeceğini söyleyerek çadırına kapanır.
Aşil’in savaştan çekilmesinin ardından Akhalılar 3 büyük yenilgi alır ve savunmaya çekilirler. Bunun üzerine Agamemnon ve Odsyeus, Aşil’i ikna etmesi için Patraklos’u gönderir. Aşil yine de ikna olmaz ve hatta geri döneceğini söyler. Bunun üzerine Patroklos, Aşil’den izin ver senin zırhınla savaşayım askerler beni sen sanıp moralleri yükselir diyerek izin ister. Aşil de olur verir.(aslında bu konuda rivayetler bulunmaktadır ki aslında Aşil’in Patroklos’un Truva’ya saldırısından daha sonra haber aldığı söylenir ki Truva filminde böyle işlenmiştir.)
Patroklos, peşindeki askerler ile Truva' ya saldırır ve pek çok Truvalı askeri öldürülür taki Hektor karşısına çıkana kadar. Asya’nın en büyük askeri sayılan Hektor, Patroklos’u öldürür. En sevdiği dostu Patroklus’un Hektor tarafından öldürüldüğünün haberini alan Aşil öyle bir çığlık atar ki denizlerde yaşayan Theis bu çığlığı duyar ve hemen oğlunun yanına gelir. Akhilleus, öfkeden deliye döner. Artık intikam için savaşa tekrar girecektir ve Hektor’u öldürerek Arkadaşının kanını temizleyecektir. Ancak Uzun süredir savaşmayan ve çadırda yaşayan Aşil’in silahı yoktur. Aşil annesinden silah ister. Annesi o gece demirciler tanrısı olan Hephaistos’a Aşil için bir kalkan ve zırh yaptırtır.
Achille, korkunç bir canavar gibi Truva’ya saldırır. Nehirler kandan kırmızı akar. Aşil Truva surlarının önüne gelerek Hektor’u teke tek düelloya çağırır. Truva savaşı Hektor ile Akhilleus efsanevi bir çarpışmaya girer. Hektor, Aşil tarafından Truva halkının gözü önünde öldürülür. Truvalılar çok üzülür ve moral bozukluğu yaşar. Ancak Aşil’in öfkesi dinmemiştir. Aşil, Hektor’un cesedini Truva Surlarının önünde güvenli bir mesafede 7 kere at arabasına bağlayarak gezdirir ve Truva’ya cenazeyi teslim etmeyerek çadırına götürür. Oğlunun ölümüne çok üzülen Truva kralı Priamos, Aşil’in çadırına gelerek yalvarıp oğlunun cenazesini ister. Acılı babanın yakarışları karşısında yüreği yumuşayan Aşil, Hektor’un cenazesini babasına teslim eder.
Yine Homeros’un İlyada destanında yazdığı üzere Asya’nın en büyük savaşçısı olarak görülen Hector’un Aşil tarafından öldürülmesinde Aşil’e tanrı Athena’nın yardım ettiği belirtilmektedir. Yani Truva efsanesine göre Aşil’in Hektor’u öldürebilmek için tanrılardan büyük yardımlar aldığı görülmektedir. Hektor’ un öldürülmesinin ardından Hektor’un teyzesi Amazon kraliçesi Penthesileia, yeğeninin ölümüne çok üzülür ve kadın Amazonsavaşçıları ile Truva saflarında savaşa dahil olur. Penthesileia, Aşil tarafından savaşta öldürülür. (Penthesileia’nın Aşil tarafından tecavüz edilerek öldürüldüğü rivayet edilmektedir.)
Aşil Nasıl Öldü ve Aşil’i Kim Öldürdü
Truva savaşında Akilleus (Aşil) şehre saldırıp gireceği sırada, ölümlü erkeklerin en güzeli olarak İlyada Destanında geçen Priamos oğlu Hektor’un kardeşi Paris’in okuyla onu topuğundan vurması sonucu ölür. İnsan vücudunda bacak kasları ve topuğun bağlandığı en güçlü tendon, Aşil’in öldürüldüğü yer olması sebebiyle Aşil tendonu olarak anılmaktadır. Böylelikle Aşil adını tarihe yazdırmıştır. Yani Aşil tendonu ismi, Aşil tendonu hikayesi İlyada eserinin başkahramanlarından biri olan Akhilleus yani Aşil’in isminden gelmektedir.
Asya’nın en güçlü savaşçısı olan Hektor’u öldüren en büyük asker olarak görülen Aşil de ölmüştür artık. Tarihsel bir rivayete göre ise aslında Aşil’i öldüren Paris değil, onun kılığına giren Güneş tanrısı Apollon’dur. Aşil, Truva savaşı sırasında Apollon’un tapınağına girerek zarar vermesi sonucu ve Apollon Aşil’in zayıf noktasını bildiğinden, Paris’in kılığına girerek Akhilleus’u zayıf yeri olan topuğundan zehirli okla vurarak öldürmüştür.
Aşil ve Hektor’un ölmesine rağmen, Akhalılar ve Truva arasında ki savaş devam eder. Savaş 10. yılı doldurmuş ve iki taraf arasında üstünlük mücadelesi gelip gitse de sonuca ulaşılamamaktadır. Aşil’in oğlu Neoptolemos’un savaşa katıldığı taktirde savaşın biteceğine inanılır ve Neoptolemos’ta savaşa katılır. Buna rağmen savaş bitmez. Ardından Odysseus, Akhalıların savaşı kazanması için meşhur Truva atı planını hazırlar ve Akhalılar savaştan çekilmiş gibi görünüp Truva şehrinin önüne devasa bir at bırakırlar. Tahta atın içerisinde Aka askerleri bulunmaktadır. Tahta at (Epeios)’un karnındaki askerlerin komutanı Aşil’in oğlu Neoptolemos’tur.Truvalılar savaşın bittiğine sevinip tanrıların hediyesi olarak düşündükleri atı şehrin içine sokarak şenlik düzenlerler. Gece olduğunda ise herkes kendinden geçmişken, Tahta atın içindeki askerler dışarı çıkar ve Truvakapılarını açarak pusuda bekleyen Akha askerlerinin şehre girmesini sağlar. Akhalılar, Truva şehrini yakıp yıkarken, tüm erkekleri öldürüp kadınları esir alırlar. Kral Priamos ve tüm oğulları öldürülür. Paris ise, Helen’i korumak ve kurtarmak isterken Neoptolemos tarafından öldürülür. Sparta kralı Menekaos, savaşın ardından eski karısı Helen’i alarak Sparta’ya geri döner. Onca acının sonunda amacına ulaşmıştır. Böylelikle Truva şehri tarihe karışır.
Truva şehrinin günümüzde ülkemiz sınırları içindeki Çanakkale’de bulunduğu rivayet edilmiştir. Hatta tarihsel inanışa göre, Truva şehrinden son anda kaçmayı başaran az sayıda Truvalı, Çanakkale’de İda dağına saklanır ve daha sonra buradan gemilerle İtalya bölgesine geçerek Roma’yı kurarlar. İlyada destanı ve Truva savaşı yüzyıllar boyu efsane ve hikaye olarak görülmüş gerçekliğine ihtimal verilmemiştir. Truva savaşı, Avrupa ve Asya arasındaki ilk güç mücadelesini yani ilk savaşı sembolize etmekte olup M.Ö.-5. Yüzyılda geçtiği sanılmaktadır.
Truva Savaşı ve Aşil Gerçek mi ?
Achilles gerçek mi bilinmemektedir. Belkide o dönemde yaşanan büyük Truva savaşında güçlü bir komutan olan Aşil, savaş sırasında aldığı onca yaraya rağmen ölmemiş yada öldüğünde sadece topuğunda ki ok görüldüğü için Homeros tarafından destanlaştırılmış bir asker olabilir.
Yüzyıllar boyu Truva savaşının efsane olduğu ve hiç yaşanmadığı varsayılmıştır. Ancak efsanelerden yola çıkan ve Truva’nın varlığına oldukça inanan Alman Arkeolog Heinrich Schliemann, hayalperestlik ile anılmasına rağmen, Truva’yı bulacağına olan inancından hiç vazgeçmez ve 1870 yılında Padişah 2. Abdülhamid’ten aldığı özel izinle, Çanakkale‘ de yaptığı çalışmalarda, antik Truva şehrinin kalıntılarına ulaşır ve Truva hazinelerini gizlice Almanya’ya kaçırır. Çanakkale Boğazının güneyinde devam eden araştırmalar sonucunda, İkinci dünya savaşının öncesinde, dokuz kez yıkılmış ve tekrar kurulmuş bir şehir bulunur. Antik şehrin 6. Katmanının Homeros’un İlyada destanında anlattığı Truva şehri olduğu anlaşılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder